Terzi kendi söküğünü dikemez misali..

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Sağol canım öyle yapacağım zaten mesleğime geri döneceğim. Tüm arkadaşlarım dön diye ısrar ediyor, zorla duruşmalara sokmaya çalışıyorlar. Ben de özledim yalan değil. Hayatımda kargaşa olmayınca eksik kaldım.

Kanka bence biraz da can sıkıntısından evleneyim demişsin, belki daramayla uğraşmak kafanı oyaladı. Bence işe dön, işin uğraşın olunca b.k erkeklerden uzak durmak daha kolay olur :KK51:
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
İkinizin de 2.evliliği olacak olsa da birbirinizle ilk evliliğiniz. İçinizden gelen, yapmak istediğiniz bir şey varsa da direkt yapmaya gerek yok diye kestirip atmış adam. Eee o zaman bu adama gerek var mı ?

Sizinle bir yola çıkarsa herhangi bir organizasyon yapası yoksa: ilk evliliğini, yaptıklarını, eşinin eğitim seviyesi ve aile durumuna kadar size niye anlattı ? Adamın kafasında eski ilişkisinin / evliliğinin bittiğine emin misiniz ? Aklı hâlâ eskide gibi duruyor.
 
İkinizin de 2.evliliği olacak olsa da birbirinizle ilk evliliğiniz. İçinizden gelen, yapmak istediğiniz bir şey varsa da direkt yapmaya gerek yok diye kestirip atmış adam. Eee o zaman bu adama gerek var mı ?

Sizinle bir yola çıkarsa herhangi bir organizasyon yapası yoksa: ilk evliliğini, yaptıklarını, eşinin eğitim seviyesi ve aile durumuna kadar size niye anlattı ? Adamın kafasında eski ilişkisinin / evliliğinin bittiğine emin misiniz ? Aklı hâlâ eskide gibi duruyor.
Ben de çok sorguladım bunu. Aynı şeyleri yaşamak istemediğim için anlattım dedi hep. Yok zaten birden buz gibi soğudum. Bir daha değersizlik hissini yaşamayacağıma kendime söz verdim. Ne hali varsa görsün.
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
Bence kıyas yapmayın kendiniz ile ilk eşi. Hem bakın düğünün şatafatlı olması bir şey ifade etmiyor boşanmışlar çünkü. Maddi durumunuz vardır ve siz kendiniz için güzel bir düğün yapmak isterseniz o ayrı ama kıyas yapmadan istediklerinizi sevgilinize anlatın. Uyarsa devam edersiniz uymaz ve hayır derse de herkes kendi yoluna …
 

Bir ilişkiyi anca bağlanacağı nokta, sizin için çekilir hale getiriyor. Siz süreçten ziyade sonuca odaklanmış durumdasınız ki bu da aslında birçok açıdan size tünel vizyon getirmiş gibi duruyor.
Otuzlu yaşlarının ortasına geldiğimizde birçok arkadaşım farklı motivasyonlarla nihayetinde evliliğe bağlanabilecek ciddi ilişkiler arzu etmişti. Şimdi bu çok sert bir söylem olacak ama bu yaştaki bekar erkeklerin birçoğu çöp. Evlenmediyse ya da daha kötüsü boşandıysa yüksek ihtimalle bir defosu çıkıyor. Büyük oranda da bu defo, karakteri ile bağlantılı. Bu arkadaşlar, nihayetine bu denli odaklanmışken hiç ama hiç sekmeden kendisinin de evlenmek istediğini belirten adamlar tarafından psikolojik, ekonomik ya da cinsel olarak istismar edildi. En garip yanı da bu adamlar hep yüksek eğitimli ve saygım aileye mensup olduklarını söylüyordu ama kaşıyınca altından hiç de böyle adamlar çıkmadı.
 
Bir ilişkiyi anca bağlanacağı nokta, sizin için çekilir hale getiriyor. Siz süreçten ziyade sonuca odaklanmış durumdasınız ki bu da aslında birçok açıdan size tünel vizyon getirmiş gibi duruyor.
Otuzlu yaşlarının ortasına geldiğimizde birçok arkadaşım farklı motivasyonlarla nihayetinde evliliğe bağlanabilecek ciddi ilişkiler arzu etmişti. Şimdi bu çok sert bir söylem olacak ama bu yaştaki bekar erkeklerin birçoğu çöp. Evlenmediyse ya da daha kötüsü boşandıysa yüksek ihtimalle bir defosu çıkıyor. Büyük oranda da bu defo, karakteri ile bağlantılı. Bu arkadaşlar, nihayetine bu denli odaklanmışken hiç ama hiç sekmeden kendisinin de evlenmek istediğini belirten adamlar tarafından psikolojik, ekonomik ya da cinsel olarak istismar edildi. En garip yanı da bu adamlar hep yüksek eğitimli ve saygım aileye mensup olduklarını söylüyordu ama kaşıyınca altından hiç de böyle adamlar çıkmadı.
Sanırım en iyisi, hatta sanmıyorum en iyisi bekarlık. Ben birine katlandım artık ne gücüm ne isteğim kalmadı. Çok mutsuzlaştım ama geçecek yapacak bir şey yok. Dediğiniz çok doğru. Ben değeri kendi içimde bulacağım başkasında değil.
 
Sanırım en iyisi, hatta sanmıyorum en iyisi bekarlık. Ben birine katlandım artık ne gücüm ne isteğim kalmadı. Çok mutsuzlaştım ama geçecek yapacak bir şey yok. Dediğiniz çok doğru. Ben değeri kendi içimde bulacağım başkasında değil.

Kendinize hakettiğiniz değeri verin. Zaten erkek dediğiniz şey, lambanın parlak ışığına uçan sinek gibi bi şeydir. Nicesi gelecektir.
 
bence şimdiden demeniz gerekiyor. 900 yaşıma gelirken kendime öğretebildiğim en değerli şey, değer görmediğim insan ilişkileri içinde olmamak oldu. bu öğretiden önce aldığım yaraları halen tamir etmeye çalışıyorum.
900 yaşıma gelirken mi?
 
Hint kültüründe filan düğün meselesi kadın ailesine kalıyor -sanırım, ayrıntılı bilmiyorum.

ama sizin kütük Delhi değilse şayet, bizim buralarda, genel-geçer ortalama normlara göre bu işler erkeğin birazcık "beceri" birazcık kadına "hitap edebilme" gibi yeteneklerini göstermesi gereken, adam olup kedi olalı 1 fare yakalayacağı konulardan 1 tanesi. azcık karakter sahibi azcık izan sahibi yetişkin bir erkeğin yönetmesi gereken birkaç şeyden birisi işte teklif, düğün, bu sıralardaki fikir alışverişleri.

eskiyi bu kadar ayrıntılı anlat, ailenin "ne gerek var zaten 2. seferler" demesini anlat, karşındaki kadına değersiz hissettir.
e aferin yani.

insanın evlenesi mi kalır....

hiç evlenmedim. hiç şatafatlı düğün kafasında birisi de olmadım. sevmem. ama karşımdaki adam "ya zaten seviştik (!) ne gerek var yapmayalım" (hiç evlenmediğim için başka örnek veremedim, bu geldi aklıma) dese, bi yürü git derim yani. ki dediğim gibi düğün müğün de yapasım filan yok.

şu konuyu düzgün konuşamayan adamla evlenmem ben. bence önemli. çünkü diyorum ya erkeklerin zaten her yükünü yüklendik aldık üstümüze gidiyoruz zaten, 1 tane şeyi de becersinler yav.
 
Siz aşıksınız ama adam size aşık değil, açık açık sizinle ciddi düşünmediğini söylemiş.Ayrıca konunun eğitimlerle alakası nedir? satırlarca kendinizi övmüşsünüz.Şans eğitimle olmuyor maalesef, nasip hele hiç.
Eski eşinin sizden fazlası varmış evet, adam ona aşıkmış.Belkide kadın bıraktı bilemiyoruz ama sevmeyen adam bu kadar düğündü nişandı masrafını etmez.Sevilmemenin acısını eski eşine kin duyarakta çıkarmayın.

Ayrıca bu adam size nasıl bu kadar eski eşini anlatabiliyor? askerlik arkadaşı mısınız siz onun.Buna nasıl izin veriyorsunuz? kendinize biraz saygınız olsun başka kadını yanınızda anlatmasına izin vermemeniz lazımdı.
 
Ben vallahi altını da severim düğünü de gösterişi de.Bana düğünsüz evlenelim diyen olursa kendine başka enayi bul der kaçarım.
Belki ben isteyeceğim? pardon da yani en iyilerini hak ediyorum.Dİrekt yapmayız diye gelen birisiyle işim yok.
Kıçına güvenmeyen de evlenmek istemesin :) Öpücükle olmuyor bu işler.
 
Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.
Yorumları okumadım, cevabımı gönderip bakacağım genel kanıya. Sizi rahatsız ediyorsa bir şey, ediyordur. Başkalarının ilişki ya da evlilik yürütme notivasyonuyla bizimki aynı olmak zorunda değil. Böyle şeylere ben de çok takarım açıkçası. Madem sen harcamayı, değer vermeyi, kadın şımartmayı biliyorsun bunları bana da yapman gerekir. Ben kimsenin yaşadığının aşağısına katlanmak zorunda değilim. Siz de bu kafadaysanız bitirin, yok çok aşık oldum yeter ki evleneyim bana az değer verse de olur yanımda yatsın diyorsanız devam edin. Yaşlar kaç bu arada?
 
Günaydın hanımlar. Kafam allak bullak. Ben sınırları keskin olan, zor bir insanım. Çevreme kafamda ki sorunları anlattığım zaman genelde haksız çıkarım. Size güveniyorum, farklı bakış açısı vereceğinize inanıyorum, bu yüzden size sormak istiyorum.
Hayatımda biri var ve aşık oldum. Ciddi düşünme noktasına gelecek kadar kapıldım gittim. Ben boşandım, çocuğum yok, o da boşanmış ve çocuğu yok. Ben boşanalı 8 ay oldu ama zaten çok öncesinde bitmişti bende her şey. Hatta eski eşime boşanmak istediğimi söylediğimde, artık sana sadakat yükümlülüğüm yok o zaman demişti ve sevinmiştim, inşallah birini bulur benden hızlıca boşanır diye. O derece bitmişti yani. Hayatıma giren insanı 6 aydır tanıyorum, sevmek sevilmek istiyorum artık diye çıktığım bu yolda, karşıma çıka çıka bu vatandaş çıktı. Neden böyle diyorum, açıklayayım hemen.
Biz birbirimize duygularımızı anlattığımızda, iş ciddi düşünelim kısmına geçtiğinde, ağzından sürekli nasılsa ikinci evlilik buna gerek yok, şuna gerek yok dedi durdu. Ailesine hayatında biri olduğunu söylediğinde, ailesi de aynısını söylemiş, olursa nasılsa ikinci evlilik fırt zırt. Bu söylem bende aşırı bir değersizlik duygusu oluşturdu. Ben zaten düğün, altın sevmem, takmam, takı sadece küpe takarım. Ailemin maddi durumu çok iyi, benim maddi durumum onlara göre iyi. ailemin malvarlığının yanından geçemiyorum yani. Görüştüğüm kişinin ailesinin de malvarlığı var, hatta sanırım 1 tık bizden iyi durumdalar. Bu aşık olduğum şahıs (şahıs diyorum çok sinirliyim), önceki evliliğinde eski eşine yapılanları anlattı bana (iyi halt etti) . Yatlarda kınalar, 5 yıldızlı otellerde nişanlar, yine bilmem nerede (hepsi çok lüks) düğünler, takılan altınlar. Aile ve adam bana gelince nasılsa ikinci evlilik diye umursamaz söylemlerde bulundular. . Zaten önceki evliliğimde son 3 yıl hiç değer görmedim. Açık konuşayım benim altın, düğün beklentim şu kadar olsun, şöyle olsun değil. Benim zaten param var. Mesleğim var her ne kadar ara vermiş olsam bile. İstediğim zaman yine devam edebilirim mesleğime. Avukatım, iyi eğitimliyim, ailem deseniz öyle, ailemin ailesi deseniz öyle, üniversite mezunları hepsi, ilk kurulan üniversitelerde okumuş ölmüşlerimiz var. . Salak gibi çok fedakarım. Eski eşime boşanırken yüklü para verdim, hem benden boşansın hem maddi olarak sıkıntı çekmesin diye. Böyle bir salağım yani. Evet geçimsiz, huysuz olabilirim ama değer verdiğim insanları korurum, arkadaşım vardı sanaldan tanıştığım, inanın kızlar, ona bile sadaka niyetine yardımda bulundum. Eşi ona para vermiyordu, boğazından kısıyordu, git istediğini al diye, çocuğuna hediye gönderdim. Hani ben, elimde varsa paylaşırım. Paylaşmanın bana daha çok getirdiğine inanırım ve bunu yaşadım hep. İnsanları mutlu etmeyi severim. Bunları neden anlattım derseniz hemen aşağıda açıklıyorum;

Görüştüğüm kişinin eski eşinin eğitim, maddi, aile durumu, aile eğitim durumu bana göre çok düşük, uçurumlar var aramızda. Ben şimdi bu nasılsa ikinci evlilik, şuna gerek yok buna gerek yok (onlar yapalım dese ben ve ailem zaten istemeyeceğiz, ama ilk adımda bu söylemler üzdü) dediklerinde kendimi eski eşi ile kıyasladım. Benden ne fazlası var noktasına doğru ilerledi kirli düşüncelerim. Benden iyi durumda olan biri olsaydı, bunu hisseder miydim? Kıskançlığa doğru mu gitti yoksa ben gerçekten kötü bir insan mıyım bilmiyorum. Kendimi suçluyorum bazen, sende kibir var, o kadının suçu ne, ayrıca sana ne diyorum. Ama yenemiyorum bu söylediğim ikinci evlilik nasılsa diyerek yapılan boş vermişliği. O kadına yapılanları ben zaten asla istemem, nişan, kına, düğün böyle şeyleri hiç sevmedim, çocukluğumdan beri irite olduğum şeyler. Hani ilk evliliğim olsa, yapalım yapmazsak bu iş olmaz deseler, ben ayrılırım o derece. Ama bu his neden var o zaman? Neden böyle düşünüyorum. Saçmalıyor muyum, beni kendime getirin, size güveniyorum. İş ciddiye binmeden ya herro ya merro demem gerek. Kısır döngüye girdim resmen. Hatalıysam bana hata mı gösterin, haklıysam gösterin istiyorum. Kendimi haklı göremediğim için, ilişkiyi ne bitirebiliyorum ne devam edebiliyorum.

Sevgiler, saygılar, öpücükler.
Düğün, altın, kına vs. isteyip istememek sizin bileceğiniz iş, size aman ikinci evlilik, aman gerek yok dememeliler. Olay maddiyatta ve imkanlarda değil ki. Sen her şeyin en iyisine layıksın diyebilmeli insanlar sevdiklerine. Parası ile yapamazsa da gönlünü yapmak için uğraşmalı, değer verdiğini hem hissettirmeli hem de göstermeli. Kırgın hissetmekte haklısınız. Bu tavrınız bana kendimi değersiz hissettiriyor diye konuştunuz mu?
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X