O gemi gelecek mi İsmail Abi?

Mune kesinlikle katiliyorum. Bir seyi soylemenin bin yolu vardir. Bilgi ahlak zeka birlesimimizi en iyi yolu secerek ifade etmemiz gerektigini dusunuyorum. Sert uslup kisinin kendisine zarar veriyor en basta. Denedim onceden biliyorum :) Ama neyse ki burada degil, yoksa haberin olurdu Buraya kendimi degistirme sureciyle beraber girdim:) Forum bana yaradi:)
Daha da yarasin insallah! :) Herkese icini dokup rahatlama firsati veriyor burasi. Cok sevdim cok. Forumu da, bu konuyu da
 
Evet o dediginizde haklisiniz,benim muziklerimin bi benzeri ve ayni temalisini kisa bir filmde duymustum,baslangici hele tipatip ayniydi ,enstrumanlar ve beste...Noluyoruz demistim de..sonradan farklilasiyordu.. vay be ruh esim.belki de o muzigi yapan kisidir
 
Çok tatlı yazmışsın. Peki tek başına sergi açamaz mısın? Baban da belki senin yaptıklarını görünce peşinden gelir.
 
Kv, elti, görümce, kayınpeder...
 
İlkokuldan beri resim öğretmenliği hayalimdi. Her resim yarışmasında istemesem de kendimi bulurdum. Sonrası okul telaşı vs. ilerlet(e)medim tabii. Köreldim. Üniversitede mimarlık istedim katsayı dikildi önüme. Lisede neredeyse her gün önünden gectigim mimarlık fakültesi hayalim hayal olarak kaldı. Üstelik üniversite sınavına da mimarlık fakültesinde girdim.
Neyse olmadı işte başka bir bölüm kazandım gitmedim. Sevmediğim bir bölüm okumaktansa evde otururum daha iyi dedim. Halk eğitimin Grafik tasarım kurslarına gittim. Öğretmenleri üniversitedeki hocalardi. İyi ki de gitmişim. :))Çok büyük tat aldım. Resim kursuna gitmeyi istedim ücret engeli çıktı.
Sonra evlilik çoluk çocuk hayat telaşı. Ama hala içimde kaldı resim. Çocuklarım minik ressam gibiler şuan.:)) Benden iyiler bu küçük halleriyle çünkü destekliyorum yeteneklerini. Küçük okula başlayınca ben de yağlı boya resime gideyim diyorum. Şuan vaktim yok ama onlar okulda olunca sıkılacagim. Birseylerle ugrasmam lazım. Çok süper cizimim yok ama hayal gücüm geniş.:))
Sizin gibi olsam hiç beklemezdim zaten. Beklemeyin de. Zaman geçip gidiyor. Buraya yazayım derken bile on dakika geçti gitti işte...
 

Mune, Sadi Şirazi'nin bir sözü var: "Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan, cahilsin demektir" diye, o sözün içini açmışsın, anlatmışsın sanki.

Şu açıdan anlarım da; yazı vasıtasıyla anlaşıyoruz bu platformda, dilimizin döndüğünce; yüz yüze bir sohbet ortamı yok, mimikler yok, ifadeler yok, ses tonları yok, gözlerin bakışları yok. Yanlış anlamaya müsait oluyor bazen kuru bir cümle, ya da işte itici gelebiliyor kişiye, antipatik görünüyor. Her yaş, her yaşanmışlık, ayrı ayrı; insan tecrübe etmediğini küçümsemeye eğilimli. Bu yüzden insanların bazı anlarda bazı kişilere önyargı ile yaklaşması garip gelmiyor. Kendine benzeten seviyor, kendinden farklı gelen suni buluyor, eh aynı tip insan değiliz, buralarda anlatılan "Kötü görümce"lere kadar bu forumda, karışığız.

Salt anlamadığım rekabet duygusu, yarış haline getirmek; bir zan ortaya atılıyor ve bu zannı ispat çabası altında, eleştiri de hakarete dönüyor, kişinin konuştuğu konu da sapıyor. Alttan alsan daha da yüz buluyor, bu kişilere ulaşılmıyor. Haksız olduğunu kabul edememe olayı basitçe, özür dilemeyi bilmeme, susamama, "Yenilmeme" istemi. Oysa ki yarış yok ortada; bir yenilgi de olmayacak. Kibir işte basitçe... Herkes de her an gem vuramıyor bu duygusuna diyor, geçiyorum.
 

Benim de sanal ortamda ilk kez bu kadar uzun süre takip ettiğim, üye olmak, aktif katılmak istediğim bir yer oldu burası. Sanırım kadın kadına olmanın rahatlığı ve sahiciliği çekti. Buradaki kişiler, sahici geliyor bana, facede dert anlattığını göremeyiz kimsenin, her yerde, sanalda bir mutluluk kalkanı. Burası, arka sokakları gibi o caddelerin.


Ben de Instaart olayları patlak verip de çeşit çeşit amatör ressam vb. sanaldan paylaşımlara başlayınca; incelemiş, eh çok benzer olmasa da, yakın tarzlarda çizimler görmüştüm. Çok kalabalık hissettirmişti :)
 
yazarlar yokta 2. üyelikler fink geziyor : )

Kazen bu söz bana değil değil mi?
Aynı anda kullandığım ikinci üyeliğim yok, 3 farklı ip olabilir, bazen kendi evimden giriyorum, bazen annemlerden, bazen telefondan. Ama tek bu üyelik var kullandığım.

(4-5 Gün banlanınca ikinci bir üyelik alsam mı dediğim oluyor ama şeytana uymuyorum uslu uslu çekiyorum cezamı )

Çok tatlı yazmışsın. Peki tek başına sergi açamaz mısın? Baban da belki senin yaptıklarını görünce peşinden gelir.

Teşekkür ederim; açarım açmasına da, babamla olsa daha bir lezzetli olur.
Olaya çok dar ve takılmış baktığımı fark ettim bu konu içinde, aslında "Sergi sergi" diye direttikçe onun stresi de biniyor. Kendi kafamdan tarihler attıkça ve o tarihe yetişemeyince kendi yetersizlik hissimi besliyorum. Akışa bırakmak lazım, anladım. Zaten hazır olduğumda, sergi hareketi kendiliğinden gelecek demek lazım.
Birkaç arkadaş bu noktaya dokundu, görmemi sağladı.
 
Aile zoruyla ilahiyat okuyup,
Evlenince, özgürleşmiş kadınsın.

Bireyselliğin yok. Özgürlüğünü, istediğin hayatı kocan sayesinde elde etmişsin.

19.yüzyılda yaşasaydın, yazan kadın olarak değerli kalırdın.

Fakat günümüz şartlarında bu motifler, hiç gerçekçi değil.

Üstelik devrik cümle furyası biteli çok oldu.

Mesleğim var ama yapmıyorum, ee gününü yardım derneklerinde toplantılarla mı geçiriyorsun?

Kıyaslama cüretinde bulunduğun hiç bir sanatçı,"ımmhh Harika uyandım, haydi sanat yapayım" diye yaşamadı.

Hemingway mesela.
 
Evet burda çok saçma kıyaslamalara girilmiş. O isimler boş buhranlar yaşayıp da o eserleri meydana getirmediler. Ben konu sahibinin bir kaç yazısını okudum ve o insanlarla kıyas bile yapılamaz hayatı. Örnek Dostoyevski verilmiş mesela, ben bir yerden alıntı yaparak, kısaca atıyorum Dostoyevski'nin hayatını. Ne saçma bir kıyasa giydiklerini görmeleri açısından.
"Dostoyevski çocukluğunu ayyaş bir baba ve hasta bir anne arasında geçirmiş olmasaydı, on altı yaşındayken annesini veremden kaybetmeseydi, babasına karşı ölüm haberini aldığında mutlu olabilecek derecede büyük bir kin duymasaydı, yirmi sekiz yaşında altı ay hapiste yattıktan sonra tam idam edilecekken bir rus çarı tarafından son anda affedilmeseydi, tıpkı annesi gibi veremli bir kadınla evlenip, akabinde onu da erken kaybetmemiş olsaydı, kumar borçlarını ödeyebilme uğruna normal bir insanın bir haftada okuyacağı kitabı üç günde yazmak zorunda kalmasaydı, belki de en önemlisi epilepsi hastası olmayıp, her an bir sara krizi geçirme ihtimalinin sırtına yüklediği yükten doğan stresle yaşamak zorunda kalmasaydı, ne o yazdığı şeyleri yazabilecekti, ne de biz yazdığı şeyleri okuyabilecektik. Belki de sayısız insan şu an olduğu gibi biri olamayacaktı onun yokluğunda. En azından ben aynı ben olamayabilirdim, bunu biliyorum. Acı bazı insanları güçlendiriyor, buna inanıyorum."
 
Acı herkesi güçlendirir.

Yalnızca var olanı yazıp, dönemin siyasi portresine göre şekillenmeyip, parfümsüz olanlar kalıcı olur.

Konu sahibinin denediği blok fikri
Kırmızı nickli üyeler dayanışması grubundan destek aldı.

Eh başarılar
 
Burada neler oldugunu anlamakta gucluk cekiyorum. Konu sahibi kendisini Dostoyevski ile mi kiyasladi? Ben hepinizden guzel sanatsal degeri yuksek yazilar yazarim mi dedi? Sanki karsilikli 2 grup varmiscasina yazmissiniz, ben herhangi bir grubun uyesi degilim. Benim gordugum kucumseyen tavirlarla yaklasilmasi, ben daha iyi bilirim havasi diyaloglari guclendirecek bir tavir gibi gelmiyor bana. Ama sanirim zaten sizin de istediginiz diyalog degildi, ben oyle bir sey olmali seklinde dusunerek saflik yapiyorum galiba.
Buraya tasinan yorumlar daha onceden baska konularda baslamis tartismalardan dolayi ise konuya elbet vakif degilim. Burada gordugum uzerine benim de soz hakkim vardir diye dusunerek yaziyorum sadece.
Ben hala ayni fikirdeyim, karsi tarafta bizden daha iyi veya kotu, daha cahil veya egitimli, daha akilli veya degil, kim olursa olsun sert elestiri yerine saglikli olusamaz... Birbirimize yuklenmek yerine ya uzlasmali ya da uzak kalabilmeliyiz. Incitmek yerine... Bence...
 


Geç değil arkadaşım başka bir yerlerden

Hatta kalemine de bayıldım küçük denemeler hikayeler bile yazabilirsin

Yazindaki lezzet tarif edilemez
 

İlahiyat derken?
Daha ne kadar kurulur kafadan, daha ne kadar atılır, zannedilir merakla bekliyorum, buyur devam et Zatzuma.
 
Daha once bir tartışma olduysa bile benim herhangi bir haberim yok. Önceki sayfalarda Dostoyevskiyi örnek vermişler, kıyas yapılmış, ben de yanlış bir kıyaslanma yapıldığını düşündüğüm için yazdım. Ki bence boş buhranlar yaşıyor konu sahibesi, suni sancılar görüyorum, diğer örnek verilen sanatçıların hayatları ciddi zorluklar içinde geçmiş.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…