Ortadoğu'da çocuklar katledilirken, İngilterede bir çocuk annesinin gittiği bir günlük iş gezisi için ya da anne babasının çalışma durumu için kendisini harap edip, psikologlarla, pedagoglarla yetişiyor. Herkesin kendi derdi kendine gör fazladır.
Konu sahibi burada sanatla alakalı sancısını anlatmış. Boş ya da değil, yargılamak kimin haddine ki? Bize ne? Ben de tırnağım kırıldı diyerek kendime günümü zehir etsem kime ne?
Demem o ki:
Derdin büyüklüğü, küçüklüğü kimseyi ilgilendirmez. Birisine çok önemsiz gelen bir mevzu, diğeri için hayat memat meselesidir.
Konu sahibinin belki başka sorunları var, belki içini sıkan yaşanmamışlıklar var? Bilmeden konuşmak ne kadar hoş ve iyi...
Kadın hiçbir yazarla kıyaslanmanın haddi olmadığını, öyle bir amacı olmadığı halde ısrarla belirtmişken, verilen örnekleri bile kıyaslama noktasına getirmek nedir?
Yazarlarda yok muydu gayet iyi bir yalı hayatı içinde yaşayıp, küçücük şeyleri kendine çok büyük sorun edinen. Edebi kaygıları olan. Kimsenin dert demeyecek sorunları büyüten, vardı.
Burada amaç kıyaslamak değil ama kız burada her şeyi ayrıntıyla anlatamaz ya!
Bir sürü derdi vardır, tekinin üstünde yoğunlaşmıştır. Bu sayede yazım tekniğinin iyiliğini farkedip burada o kadar sığ yazılar yazılırken, ne demek istedikleri bile anlaşılmazken kadın derin bir yazı yazdı diyerek övgü sözcükleri çok mu abartılı?
Kaldı ki, bu yönde isteği olmadığını belirtti. Okuyanlar yazımından etkilenip kendini geliştir, dedi. Bazı kişilerin kalemi işler ya insanlara. Bu yazar olsun olmasın... Burada böyle sinirlenip, ateşlenerek velveleye ne gerek var?
Diyeceğim ki buradaki insanlara çok ağır geldi yazı, sanmam. Dünyanın sadece kaynanadan, kocadan, eltiden... İbaret olmadığını, paragrafları kullanmayı, noktalama işaretleri kullanmayı da seven kadınlar olduğuna inanıyorum.