O gemi gelecek mi İsmail Abi?

O bu değil de çöp adam cizemeyenler sanat eleştirmeni oldu ya :)) bari sergiye gelip eleştirse bari resimleri görüp sanatçı değilsin dese :)
Hayatında kac sergiye gitti orası da koca bi boşluk :)
Çizdiği resimleri buradan hayal gücüyle anlıyor :-)
 
Harry Potter'ın yazarı J. K. Rowlings eşinden şiddet görüyor,boşanıyor ve daha bir sürü şey
Sonrasında kitabı yazıyor vee bingoo.

Zaten çoğu başarı öyküsü, altında böyle sancılı dönemler barındırıyor müdür. O kadının hayatı da apayrı. Maddi olarak en dipten, tek daktilo ile en yukarı.
Picasso mesela, kubizmin öncülerinden. Onun hayat hikayesi de ayrı, tablolarını kırıp kırıp sobada yakmak zorunda kaldığı yıllardan, kitaplara, sanat tarihinin göbeğine oturdugu zamanlara kadar bir macera...
Eh, kendimi böyle isimlerle kıyaslamam bile, yanlarından geçemem ama onlar da et kemik, onlar da ben gibi insan, sen gibi, biz gibi... Ortak bir huzursuzluğu paylaşan insanlar. Başka işlerde olmuş, yine de bir noktada içinde olanı ortaya koymuş, bu tip buhranlari yaşamış, defter tutmuş insanlar. Belki Picasso zamanında internet olsaydı, onu da erkekler kulübünde bulurduk bilinir mi? :)

Elbette işin esprisi bir noktada, ama minik bir gerçeği içinde barindirmadigini söylemek zaten aptallık olurdu. Söyleyenlere takılmamak lazım bu nedenle.

O bu değil de çöp adam cizemeyenler sanat eleştirmeni oldu ya :)) bari sergiye gelip eleştirse bari resimleri görüp sanatçı değilsin dese :)
Hayatında kac sergiye gitti orası da koca bi boşluk :)

Ranga guru hikayesi işte bunu çok güzel anlatıyor :))
 
Son düzenleme:
Yazınızdan Türkçeniz maalesef seviyeniz de zaten belli.
Ayrıca Bahsettigim kişiler yazar isimleri, kitap degil haberiniz olsun. Sizinle tartışmak istemiyorum. Seviyeniz bana hiç uygun değil. Cevap vermeyeceğim. İyi günler.
Can'ım seviyeli üyecim Bana seviyesiz dedin ya Senin seviyeden ne haber ?

Mehmet Akif i okudum
Elif Şafak ı bitirdim derken soz sanatı yaparız bizler
Aslında okunan elif Şafak değil kitabıdır

Bana bir iki komşu teyzenden aldığın kitabın havasını yapma Allah askına git ötede oyna ayrıca seviyesiz derken bana don kendine de ki ben dionee ye bunu dedim ama benim kafamın ıcınde beyin var mı o çorak araziyi canlandır güzelim ama bunu bizlere laf sokarak yapma

Ha kitap okuyorum diyorsun yA sen kitap arkasını okuyorsundur Allah bilir mağlum kendine bişey katamamıssın şimdi ben sana diyorum bu lafı aynen iade SEVİYESİZ
 
Bu gözler bu forumda İhsan Oktay'ı da mı görecekti?
Umarım kendisi hasbelkader denk gelmez, yapılan yorumlara.

Tanınır olmakla ilgili beni en çok ne korkutur, bilir misiniz?
Milyonlarca insanın hakkınızda veya öte berinizle ilgili konuşabilme hakkına sahip olması. Tir tir titremelik, korkunç, tüyleri diken diken eden cinsten.
 
Bu nasıl bir eleştiridir, el insaf.

Siz sanırım yazarları kendilerini fanusta saklayan, masa başında ve sadece belirli mekanlarda yaşayan, uydurma eserler yazan tiplerden ibaret sanıyorsunuz.

Fransız İhtilaliyle alakalı kitap yazan klasik yazarların çoğu halkın içinde başı çekenlerdir. Onları klasik yapan budur. Yine Ana adlı kitabı incelerseniz görürsünüz. Ya da Rus edebiyatından Dostoyevski, modern sancıların olduğu, hızlı şehirleşmeyi en derinden yaşayan yazar, eserlerine de yansıtmıştır.

Hepsi etten, kemikten, kanlı, canlı sokakta yanımızda yürüyen, bir bankta oturduğun zaman yanında olabilecek tiplerdir. Attila İlhan gibi, parklarda, sokaklarda hem de şehirlerin en kötü en leş yerlerinde dolaşan adamlardır klasik olanlar.

Mükemmel miydiler? Hayır. Yaza yaza, destekleri göre göre güvenlerini artıra artıra devam ettiler. Yoldan bir kere gördüğü kıza yazdığı şiir Attila İlhan' ın en meşhur şiirlerinden biridir. Şimdi biz Attila İlhan' a şunu mu diyeceğiz, kendi kendine triplere girmiş, olmayan dert üretmiş, buhranlı buhranlı modlara girmiş diye.

Günümüzde popüler olan bir çok yazar var, listelerde baş sırada aralarından bir kaç tanesi seçilidir. Gerisini sal gitsin. Hiçbir yazar kimse beğenmiyor diye değersiz değildir, kendince o gayrettedir.

@GangstaWalk zaten kendine yazar nitelemesi yapmadı. Yazma kabiliyetim var demedi. Ben şairim de demedi. Kendince içinden geldiği gibi yazdı. Bunu yargılamak sizin ya da bizim haddimize mi? Kızın öyle bir iddiası yokken? Sadece yazısı için bütün yeteneklerini nasıl değerlendirirsiniz.

Bir klasik değil, muhteşem bir yazar da değil. Ama oladabilir. Zamanla, yoğrularak. Yoldan geçen bir karıncaya basılmasını bile kendisine buhran ederek belki.

Sığ düşüncelerden sıyrılmanız dileğiyle. Yazarlar bu forumda olamaz, şurada olamaz vs gibi hipotezler öne sürmeyin bence. Belki de şu an yorumunuza cevap veren kişi de gidip kitap imzalattırdığınız bir yazar olabilir. Bilemezsiniz. Bence geniş açılardan bakmalısınız. Kimsenin emeği bu şekilde eleştirilmez. Hele de diğer yeteneklerine de bağlayamaz. Kör bir insana sen körsün, körsen duyamazsın gibi boş bir mantık.

İyi akşamlar.

Bunun üzerine cevap gelmemeli zaten Queen.
Eh doğru, bakarsan biz kimiz, şu an nerede nasılız, eksik gibiyiz, var gibiyiz yok gibiyiz..

Yahya Kemal idi sanırım, net anımsamak güç, 15 sene, şiirini tek doğru kelime için tamamlamayan, 15 sene bir kelime için...

O kelimeyi nerelerde aradı, o kelimeyi nerelerde düşündü, kimde gördü... Bakarsan basit bir "Serin" kelimesi beş harf, günlük. Ama doğru mısrada doğru sıfat olması, sıyrılması 15 senelik bir serüven.
 
Bunun üzerine cevap gelmemeli zaten Queen.
Eh doğru, bakarsan biz kimiz, şu an nerede nasılız, eksik gibiyiz, var gibiyiz yok gibiyiz..

Yahya Kemal idi sanırım, net anımsamak güç, 15 sene, şiirini tek doğru kelime için tamamlamayan, 15 sene bir kelime için...

O kelimeyi nerelerde aradı, o kelimeyi nerelerde düşündü, kimde gördü... Bakarsan basit bir "Serin" kelimesi beş harf, günlük. Ama doğru mısrada doğru sıfat olması, sıyrılması 15 senelik bir serüven.
Evet biliyorum canım bunu o kadar etkilenmiştim ki! Anlatamam.

Zaten çoğu yeteneğin ucunu körelten, önüne setler çeken bu düşünce tarzları değil midir? Maalesef ki her yerdeler.
 
Bunun üzerine cevap gelmemeli zaten Queen.
Eh doğru, bakarsan biz kimiz, şu an nerede nasılız, eksik gibiyiz, var gibiyiz yok gibiyiz..

Yahya Kemal idi sanırım, net anımsamak güç, 15 sene, şiirini tek doğru kelime için tamamlamayan, 15 sene bir kelime için...

O kelimeyi nerelerde aradı, o kelimeyi nerelerde düşündü, kimde gördü... Bakarsan basit bir "Serin" kelimesi beş harf, günlük. Ama doğru mısrada doğru sıfat olması, sıyrılması 15 senelik bir serüven.
Yahya Kemal dogru hatirliyorsun.
Edebiyat hocamiz soylediginde ogrenci psikolojisi ne var ki bunda cok kolay kelime diye "serin serin se-rin" tekrar edip gulusmustuk o gunku aklimizca. Cok guzel yerinde verdin ornegi :)
 
Evet biliyorum canım bunu o kadar etkilenmiştim ki! Anlatamam.

Zaten çoğu yeteneğin ucunu körelten, önüne setler çeken bu düşünce tarzları değil midir? Maalesef ki her yerdeler.
"Elestiri yaparken biraz dilinin ucu sizliyorsa devam et, ama keyif aliyorsan bil ki yanlis yerdesin" sozunu severim.
 
Hanımlar burada paylaşılamayan nedir? Derdi anlatış şekli mi tuhaf geldi, kalem mi zayıf veya dikkat çekmek için açıldı da dikkat çekici mi bulmadınız?

Site kuralları gözetildiği ve bölüme uygun olduğu sürece üyelerin sorunlarını farklı şekilde anlatmalarında bir sorun yok, hikaye şiir gibi anlatabilirler, esprili anlatım da yapabilirler, sonuçta bir yazarın kitabını okumuyoruz ki profesyonellik bekleyelim, niye birbirinizin edebi bilgisini yermeye çalışıyorsunuz?

En çok kitap okuyan benim, Allah seni inandırsın bir kitap okudum bir kitap okudum bendeki kitap arşivi NY halk kütüphanesinde yok kavgasının, en bilgili, en kültürlü benim savaşının manası var mı?

Sanırım burada yorum yazanlardan bazıları zamanında birbiriyle tartışmış ve o tartışmanın üstüne sünger çekememiş, ondan oluyor bu tip kavgalar, rica ediyorum polemiğe girilmesin, kimse kimseye laf sokmasın artık, eleştirebilirsiniz ama saygıyı haddi aşmadan.
 
Son düzenleme:
Yahya Kemal dogru hatirliyorsun.
Edebiyat hocamiz soylediginde ogrenci psikolojisi ne var ki bunda cok kolay kelime diye "serin serin se-rin" tekrar edip gulusmustuk o gunku aklimizca. Cok guzel yerinde verdin ornegi :)

İşte, süslü filan deniyor da, ben süslü mu yazdım ne dedim onun farkında bile değilim, öyle bir gayretim yok. Benden çıktı, dökme ihtiyacı hissettim, öyle anlatabildim, öyle anlatarak kendimi rahat hissettim.
Ancak resim kısmında, doğru an, doğru parça bekleyişi bir yandan; geç kalma hissi gibi bir şey bir yandan... Hazır hissedememe karmaşası vs...

Bir de "Neden konuşuyorsun e yap o zaman; hiçbir şey yapmayıp şikayet ediyorsun" deniyor ya; konuyu neresinden aldılar anlamadım vallahi. Zaten yapıyorum. Bunu atlıyor arkadaşlar. Tablo çalışmalarım var diyorum, çizimler var, birikiyor diyorum. Tamamlanıp seçip numara koyulanlar var, hayır bir ara "Ben hiçbir şey yapmadım mı yav?" filan oldum, herhalde düşünüp oturmaktan başka bir şey yapmadım sandılar diyeceğim ama bu konudan bunu çıkarmak da ayrı bir yetenek olsa gerek. Bu masa başı bir memuriyet işi gibi işlemiyor sanırım bunu anlayamadılar, duygu ile besleniyor, ilham istiyor. Kafamda net gördüğüm tabloyu aynen çıkarmak istediğimde, eh eğitim, teknik istiyor, zaman istiyor, odak istiyor, kesinlikle kimse tarafından bölünmemek istiyor (Bu mümkün olmuyor haliyle evde, çocuklu halde), eller hız istiyor, ihmale gelmiyor. Ara vermek demek, her seferinde bu hızı kaybetmek, başa sarmak ve her seferinde tekrar bir alışma sürecini yaşamak demek, yorulmak demek, karışmak demek, tam kendini verememek demek.

Konusu açılmıyorken rahatım, ama işte deşilince, daha bir sızı katıyor; bazen bu resme dönüşüyor, bazen sessizliğe. Sessiz kalamadım, resim de yapamadım, geldim dökme ihtiyacımı giderdim. Öyle işte...
 
Son düzenleme:
Hanımlar burada paylaşılamayan nedir? Derdi anlayış şekli mi tuhaf geldi, kalem mi zayıf veya dikkat çekmek için açıldı da dikkat çekici mi bulmadınız?

Site kuralları gözetildiği ve bölüme uygun olduğu sürece üyelerin sorunlarını farklı şekilde anlatmalarında bir sorun yok, hikaye şiir gibi anlatabilirler, esprili anlatım da yapabilirler, sonuçta bir yazarın kitabını okumuyoruz ki profesyonellik bekleyelim, niye birbirinizin edebi bilgisini yermeye çalışıyorsunuz?

En çok kitap okuyan benim, Allah seni inandırsın bir kitap okudum bir kitap okudum bendeki kitap arşivi NY halk kütüphanesinde yok kavgasının, en bilgili, en kültürlü benim savaşının manası var mı?

Sanırım burada yorum yazanlardan bazıları zamanında birbiriyle tartışmış ve o tartışmanın üstüne sünger çekememiş, ondan oluyor bu tip kavgalar, rica ediyorum polemiğe girilmesin, kimse kimseye laf sokmasın artık, eleştirebilirsiniz ama saygıyı haddi aşmadan.

Mune, teşekkür ederim.
Ben anlatamadım bir türlü, umarım sizin ikazınızdan sonra devamı gelmez.
 
Mune, teşekkür ederim.
Ben anlatamadım bir türlü, umarım sizin ikazınızdan sonra devamı gelmez.
Konu saptı gitti...
Rica ederim, anlatım tarzınız site kurallarına uyduğu sürece yönetimce sorun yok, açılan her konu için dediğim gibi kurallar çerçevesinde sizlerin konu açma hakkı olduğu kadar üyelerinde yorum yapmama hakkı var, rencide edip yermek yerine yorum haklarını pas geçerler, konuları bu kadar büyütmenin anlamı yok.

 
İşin içinde biri olarak söylüyorum, konu sanat ise geç kalmışlık diye birşey yok... Haa buhran hep var, şekli ve nesneleri değişebilir. Yalnız burada önemli nokta sanatla uğraşmaktan maddi/manevi beklediğiniz sonuç. Sondan başa düşünürsek, sanat eğitimi almış, sanat piyasasına (bu lafı sevmesem de..) profesyonel olarak girmiş sonra sanatçılığa özgü içe dönük hayat ile işin ticari tarafının sahte yanıyla yüzleşilen dışa dönük hayat arasında sıkışan var, hayatını başka işlerden kazanıp, bir yandan devam ettiği sanatını hiç sergilemeyen onlarca sanatçı da var. Yani, diyeceğim, sanatçı olmak ya da hissetmek için belirli bir paket, başı sonu belli bir hayat planı yok. Eğer zengin bir iç dünyanız, orijinal bir üslubunuz varsa elinizden çıkan şey bir şekilde meraklısına ulaşır. İnsan eninde sonunda önce kendi tatmin olmalı yaptığından.
 
İşin içinde biri olarak söylüyorum, konu sanat ise geç kalmışlık diye birşey yok... Haa buhran hep var, şekli ve nesneleri değişebilir. Yalnız burada önemli nokta sanatla uğraşmaktan maddi/manevi beklediğiniz sonuç. Sondan başa düşünürsek, sanat eğitimi almış, sanat piyasasına (bu lafı sevmesem de..) profesyonel olarak girmiş sonra sanatçılığa özgü içe dönük hayat ile işin ticari tarafının sahte yanıyla yüzleşilen dışa dönük hayat arasında sıkışan var, hayatını başka işlerden kazanıp, bir yandan devam ettiği sanatını hiç sergilemeyen onlarca sanatçı da var. Yani, diyeceğim, sanatçı olmak ya da hissetmek için belirli bir paket, başı sonu belli bir hayat planı yok. Eğer zengin bir iç dünyanız, orijinal bir üslubunuz varsa elinizden çıkan şey bir şekilde meraklısına ulaşır. İnsan eninde sonunda önce kendi tatmin olmalı yaptığından.

Doğru.
Sanırım olduğum nokta da beni tatmin etmiyor. "Daha tam istediğim gibi çizemedim" dediğim sık olur. Beğenmem kolay kolay. Başlangıç noktası da aynı yer, burası olsa gerek. Evde kendi kendime kısmını geçip, kursa başlayıp görmek, sergi vs bunu salmak bırakmak gerek. "Sergilemeliyim" dediğimde, zaten sergileyip sergilememe kısmını geçmiş olurum o zaman, takıntı gibi içimi kemirmez. Sadece kendim için olmuş olur...

Teşekkür ederim.
 
Çok espirili bir kadınımdır üstünüze afiyet :KK8:
Ama doğru bir tespit olmadı mı şimdi? Yalnızca bu konu için değil, genel olarak özellikle bdv'de bildirilen konularda çok dikkatimi çekiyor ben daha iyiyim, ben daha bilgiliyim, en muhteşem maaş, meslek, güzellik, kültür, eş, çocuk bende tavrı.

Aklına gebelik, bir kitap ismi, bir şarkı, kaynana sorunu, iş mevzusu, saç boyası, tırnak cilası takılanların aradığım bilgi bu sitedeymiş deyip üye olduğu kendi halinde kadınlar topluluğuyuz, elbette eğitim, kültür, yaşam tarzı farklılarımız olacak ama siteye üye olurken 18 yaşını doldurmuş,üniversite mezunu, en az 2 dil bilen kişiler kayıt olabilir denmiyor, kapı herkese açık, bizde bunu bilerek üye oluyoruz, e o zaman neyin derdine düşüyoruz ki bu kadar, mesleki itibarlar, kariyerler, çevremizdeki saygınlığımız, eğitimimiz sosyal çevremizde geçerli, burada sen kendinehas, ben Mune'yiz, dümdük üyeleriz.

Eğitimini kültürünü bana bilmediğim birşeyi öğretmek için kullanmak yerine, yerip beni küçümsemek için kullanacaksan nerede kaldı o zaman o kadar dirsek çürütmen, cahil kadınımdır, kitapta okumuyorum, dil bilmem, hayatım çevremden ibaret ama şunu bilir şunu söylerim, okudun mu arkadaş o zaman kelime dağarcığın benden fazladır, öyle güzel kelimeler kullan ki ben cahilliğimden utanayım, gelip bana sana ne be yazdın mı tılsımın bozuluyor, eğitim kültür farkımızın bir önemi kalmıyor.
 
X