- 16 Haziran 2011
- 14.887
- 62.561
Bağırmaya denk olduğunu düşünmeniz sizin kendi fikriniz,ben vurgularken öyle olduğunu düşünmedim.Sadece mesajlarım uzun,uzun cümleler kurmayı seven biriyim ve bazı kısımlar daha önemli oraları vurgulamak istedim hepsi bu.
Ama istersem mesajdaki her yeri vurgular simsiyah yaparım,bütün harfler kocaman olunca size bağırdığımı düşünürsünüz hem yine :)
BEN ÖZELLİKLE KASITLI YAPMADIM, BENİM NE YAPTIĞIMI DEĞİŞTİRMEM DEĞİL EĞER RAHATSIZ OLDUYSANIZ SİZİN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ DEĞİŞTİRMENİZ GEREKİYOR .YANLIŞ BİR ŞEY YOK.
KİMSE SİZ RAHATSIZSINIZ DİYE BÜYÜK HARF KULLANMAYI BIRAKAMAZ.
AMA SİZ ÜSTÜNÜZE ALINMAYARAK RAHATSIZ OLMAYI BIRAKABİLİRSİNİZ
İSTERSENİZ BIRAKMAYIN O DA OLUMLU AMA BENİ BİR DAHA ALINTILAMAYIN(öyle bir tercih hakkımız varsa ben istemiyorum çünkü xd)
Alıntılarken size katıldığımı yazdım 100 kere zaten,daha ne yaziyim
Bir şeyleri kompleksinizden kaynaklı sürekli reddediyorsunuz, olabilir sizin tercihinizdir. Ancak şunu fark etmelisiniz, insanlardan bu şekilde kaçarak, sicak davranmayarak onlar ile aslında özlemini çektiğiniz samimi ilişkileri kuramazsınız. Bu işin doğasına ters.
Yani ya gerçekten güzel ilişkiler istiyorsanız zihninizde sizin için ne diyecekler düşüncenizi bir kenara bırakıp, çift olarak görüşün, sohbete katılın, insanları davet edin. Ya da kafanıza taktığınız sorunlar bu derece önemliyse sizin için yalnizliginizla barışın.
Arkadaşlıklar, güzel ilişkiler inşaa edilir. Yoktan var olmazlar. Emek gerekir, görüşmeye devam etmek gerekir.
Değil bir iki defa görüşmek, düzenli olarak karşılıklı buluşmak vakit geçirmek gerekirken en başında bir iki defa cagrildiginiz yere daha bahane bulup gitmediğiniz ortam ve kişilerden tabii ki bir yakınlık göremezsiniz. Bu çok normal.
İletişim taktiği olarak önerebileceğim en önemli şey, bu derece hayır demeyi bırakın.
Evet diyin çağrılınca siz de evet diyin, çağırın. Gerçekten kötü niyetliyse insanlar tabii ki uzak durun. Ancak maalesef elbet herkesin bi lafı insanı sinir edebiliyor napiyoruz bu durumda ara veriyoruz o kişiyle görüşmeyi. Ama iki haftada bir gorusuyorsak ayda bir görüşüyoruz. Sizin yaptığınız gibi temelli görüşmelerden kacmiyoruz.
Biraz bu derece korkmak yerine haksızlık yaşadığınız durumda hakkınızdan çıkmayı öğrenseniz, lafınızı söyleseniz daha iyi olur. Aksi durumda bu yapı sizi yalnız olmaya mahkum eder maalesef.
Ay yuh artık hiç bilmiyordum bunu.Teşekkür ederim haberimin olması iyi oldu.Hatta mesajın sonuna ekleyecektim eğer böyle bir şey varsa haber verin diye.Varmış meğersem.Eğer böyle bir kural varsa kurallara uymak gerekir.Ama vurgulamamda bir sıkıntı yok galiba.Şartlar ve kurallar
Kadınlar Kulübü Kullanım Sözleşmesinden :
Mesaj yazarken büyük harf kullanmak bağırmak anlamına geleceği için yazılarınızı kesinlikle büyük harf kullanarak yazmayınız, yazmanız durumda mesajınıza yönetim ekibi tarafından müdahale edilebilir.
Mesajıma müdahale edilebilir o hâlde, böyle olması daha uygun.Tekrar küçük harfle yazamicak kadar sıkıldım.Direkt silinebilir mesajım.Ay yuh artık hiç bilmiyordum bunu.Teşekkür ederim haberimin olması iyi oldu.Hatta mesajın sonuna ekleyecektim eğer böyle bir şey varsa haber verin diye.Varmış meğersem.Eğer böyle bir kural varsa kurallara uymak gerekir.Ama vurgulamamda bir sıkıntı yok galiba.
İyi ki yazmışım, başkalarına iyi gelmek bana da iyi hissettirir her zaman.
Ama mucize beklemeyin tekrar etmiş olmiyim ama.Yani ilaç içseniz de sizi dışlamaya çalışan iş arkadaşınız bir fareye dönüşmeyecek sonuçta :) Ona haddini bildirecek olan sizsiniz.
Yine de çok sinirlendiğinizi bile belli etmeyin bu sefer daha çok üzerinize gelmeye çalışırlar.Sadece sakin kalmaya çalışın.Yani insanlar zaaflarınıza oynar unutmayın. (bu insanlar yeri gelince anne babanız en yakınınız bile olur,tabii onlarla çıkarlarımızın çakışması çoğunlukla zor bir ihtimal)
Her dalgada alabora olunca zehir oluyor bu hayat.İşin sonunda yalnız olduğumuzu unutmamamız lazım.Yani şu anlamda ,hayatta her şey olabiliyor.En sırtınızı yasladığınız güvendiğiniz kişi size çok büyük bir kazık da atabilir ,her şey mümkün.İnsanlara güvenmeyelim mi demek bu hayır, sadece yeri gelince onların da gidebilme ihtimalini hesaba katıp sırtımızı en çok kendimize yaslayalım.En çok kendimize güvenelim ve kendi psikolojimizi,hayatimızı öyle bir inşa edelim ki adım adım ; öyle güçlenelim ki kimse onu yıkamasın.
Ağlamak sizi o anlık rahatlatıyorsa devam edin,ben ağlamaktan nefret eder ama engel olamazdım bazen.Zaten emin olun ileride çok daha iyi takmayacak duruma geleceksiniz.Ve siz takmayacak duruma gelince de bu yaptıkları zorbalık bitmiş olucak ilginç bir şekilde jsjdj.Sana yapıldığında ne yapman gerektiğini anladığın anda bu bakışına duruşuna gözlerine bile(ciddiyim) öyle bir yansıyor ki -sıfır şaka- bu sefer insanlar sana böyle şeyler yapmaktan çekiniyor.Yaparlarsa da -ki herkese oluyo- öyle bir tepki veriyorsun ki dik duruşunla bile kendinle gurur duyacak duruma geliyorsun.
İş yerinde başına gelen olayı senin kendine daha çok güvenmeni ,inanmanı sağlamak için verilmiş bir ders olarak düşün.Unutma,ders sen öğrenene kadar devam eder.Sen öğrendikten sonra bitecek hepsi :)
İstediğiniz kitabı okuyabilirsiniz ancak okuyacağınız kitaplar; iş arkadaşlarınızın size karşı davranışlarını değiştirmeye yetmeyecektir.
Sahte bir twitter hesabı açarak yaptığınız paylaşımları, yöneticiniz bir başka iş arkadaşınızın yaptığını sanmıştı. Siz bu konu hakkında arkadaşlarınızdan gizleyerek, yöneticinizle konuşup paylaşımı sizin yaptığınızı söylemiştiniz. Yöneticiniz durumu arkadaşlarınızla paylaşmamanızı söylemişti.
İş arkadaşlarınız, paylaşımı sizin yaptığınızı öğrenmiş olabilirler. Zan altında kalan iş arkadaşınız, size sorduğunda sessiz kaldığınız için; artık size güvenmiyorlardır. Bu yüzden, sizinle işle ilgili konular dışında; iletişim kurmamayı seçmiş olabilirler.
Eşin den şiddet görüyor musunMerhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.
Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.
Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.
İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.
Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.
Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.
Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.
Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.
Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.
Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.
Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.
Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.
Eşin den şiddet görüyor musun
Canım ben tam bilmiyorum buranın nasıl kullandığını özel den yazar mısın rica etsemHayır asla. Aksine bana yardımcı olmak için elinden geleni yapıyor.
Bazı şeyleri daha kısa yazmak daha anlaşılabilir yapmıyor bence.Ben hiç öyle uzun cümleler yazmayı da,okumayı da sevmem.Pratik ve anlaşılabilir olması benim için daha önemlidir.
Ben bu olay da tek iyi niyetli olmayan kişinin o kız olmadığını düşünüyorum.Konu sahibi siz bilirsiniz.Siz yüzleşmemeye devam edin.Yarın bir gün o iş yerinden biri ayrılır.Ya siz olursunuz yada o zavallı kız.Ama şunu bilin ki siz giderseniz hiç kimse üzülmeyecek bu tavrınızla.
Ay yeni gördüm samimiyetle yazmıştım .Teşekkür ederim,şu an benimle dalga geçtiğinizi düşündüm; ama aklınızı okuyamam, sonuçlara atlayıp bilişsel çarpıtma yaptım az önce yine
Arada bir yapıyorum ama çok şükür farkındayım artık kendi kendimi istismar ettiğimin :) O yüzden yanlış düşünceleri zihnimden kolaylıkla savabiliyorum.
Hep içinizde yasiyorsunuz diyguları tavsan dağa kısmıs ortamı. Ertelediginiz arkadasinizi davet edin yeni evli cifti davet edin iyi anlasirsaniz kadinla disarda ayrı da görüsürsünüz.Merhaba herkese. Çooook uzun bir iç dökme olacak, baştan belirteyim. Bölümlere ayırarak yazmaya çalışacağım. Okuyacak olanlara şimdiden teşekkür ederim.
Biraz kendimden bahsedecek olursam en temel problemimin özgüven eksikliği olduğunu düşünüyorum artık. Sanırım çocukluğumdan beri böyleymiş ama ben bunu yeni farkediyorum. Ya da ilkokul orta okul lise üniversite derken bir şekilde çevremde görüştüğüm arkadaşlarım vardı ve yalnızlık hissetmiyordum. Ama hepsi o zamanlarda kaldı. Ben de hep şöyle bir şey vardı. Kalabalık ortamlarda herkesle samimi olmak yerine hep bir tane samimi olacağım birini seçer sadece onunla devam ederdim. Kalabalık sohbetleri sevmezdim o yüzden hiç kalabalık arkadaş gruplarım olmadı. Ama önceden bunu isteyerek yapıyordum. Şimdi çevremi gözlemlediğimde bakıyorum da insanların tabi ki dostum diyeceği kişiler ayrıdır ama kalabalık bir ortamda zevkle doldu dolu sohbet ediyorlar. Ben bu noktada hep eksik kalıyorum. Yeni insanlarla tanışıp sohbet etmekte de çok zorlanıyorum.
Bir de sohbeti ilerletemiyorum. Nasılsın iyi misin neler yapıyorsun vs dedikten sonra devamı gelmiyor. Karşı taraf benimle muhabbete devam etmek istemiyormuş gibi geliyor ben de devam edecek bir şey bulamıyorum. Çalışma ortamımda herkes uzun uzun sohbetler ediyor ben o sohbete hiç dahil olamıyorum. Sohbete dair bir cümle de ben ediyorum mesela ama ya hiç duyulmuyor ya da birkaç saniye durup yine devam ediyorlar. Şimdilerde başka sorunlar yaşıyorum iş yerimdekilerle ama önceden de böyleydi. Yaptığım bir hatadan dolayı dışlandığımı düşünüyorum ama öte yandan da bakıyorum bu olaydan önce de paylaşımım çok azmış. Benden sonra başlayan bir arkadaş bile herkesle gayet samimi gülüp eğleniyor dışarda bir şeyler yapıyorlar falan ama ben hiç o aşamaya gelemiyorum. Hemen samimi olup ne yapacaksın diyebilirsiniz ama kastettiğim tam olarak o değil. Yani çok anlam yüklemeden, hadi gülüp sohbet edelim diyecek kadar bile samimi olamıyorum. Sorunun benden kaynaklandığına eminim ama nerde hata yaptığımı bulamıyorum.
İnsanların acılarına duyarsız değilim, burada bir konu yüzünden linç yedim ama güvenilmeyecek bir insan değilim. Çünkü kendimi biliyorum. Bu zamana kadar kimsenin kötülüğünü isteyerek bir şey yapmadım. Kimsenin benden istediği desteği geri çevirmedim. kimsenin anlattığını bir başkasına anlatıp dedikodusunu yapmadım ki çok samimi olanların bile birbirleriyle ilgili neler söylediklerini duyuyorum ben bunu hiç yapmadım. Kimseye kırıcı davranmıyorum. Zaten kimse de bana kötü davranmıyor ama hep bi resmî kalıyor ilişkim. Bir yerden sonra yürümüyor işte. Kimseye soru soramıyorum mesela. Haddime değilmiş gibi geliyor bir şey sorarken. Bu da dışardan mesafe gibi algılanıyor herhalde.
Mesela çalıştığım yerde görevli abla var iki tane. Bakıyorum herkes onlarla samimi sohbet edebiliyor. Bazen gidip onların yanlarında oturuyorlar, hatta onlar aracılığıyla başkalarıyla da tanışıp hastanedeki bir işini halletti ordan bir arkadaş. Onların bulunduğu katta oturuyorlar gelenle geçenle konuşuyorlar falan. Ben ordan çalıştığım kata çıkarken sadece günaydın iyi akşamlardan öteye geçemedim hiç. En fazla nasılsın iyi misin ekleniyor bunlara o kadar devamı yok. Gidip yanlarına otursam sohbet edecek bir şey bulamam ki, annesinin iş yerine gitmiş yanında oturan çocuk gibi kalırım öyle.
Kendimi beğenmediğim için eşimin ailesi ve arkadaşlarıyla bile nişana kadar tanışmadım, kaçtım sürekli. Ki hala arkadaşlarıyla iletişimim yok. Herkes birbirini tanıyor ben sonradan gidince herkes bana odaklanacak diye gerildim ve piknik vs davetlerinde hep bir bahane uydurdum nişanlıyken. Dışardan bakınca sanki onları beğenmeyip iletişim kurmak istemiyormuşum gibi göründü ve sonra da bir daha iletişim olmadı. Kendimi beğenmiyorum, eşimden 3 yaş büyüğüm bunu sorun ediyorum. Sanki herkes arkamızdan bunu konuşuyor ya da konuşacakmış gibi geliyor.
Eskiden ilkokuldan beri hiç ayrılmadığım dostum diyebileceğim bir insan vardı. Eşiyle de aram iyiydi beraber vakit geçirirdik onlarla. Ben eşimle tanışıp evlenmeye karar verince bu arkadaşımın eşi demiş ki ne yapacak çoluk çocukla. Kendi yaşında birini bulamadı mı gibi şeyler söylemiş. Bunu duyunca çok üzüldüm ve sanırım bunu da kompleks yaptım. Sonra o arkadaşımla da uzaklaştım. Tabi dışardan bakınca birini buldu arkadaşını aramayı bıraktı gibi göründüm ve bu yüzden arkadaşım da tavır gösterdi. Kendimi açıklamadım. Sanırım böylesi işime geldi. Onlarla eşli görüşmek istemeyecektim kompleksim yüzünden. Başka yakın bir arkadaşım da başka bir şehirde yaşıyor. Aslında yakın mesafe istesem iletişim kurarım ki birkaç defa gelecek oldular çeşitli sebeplerle erteledim ve ben de geri aramayınca onunla da koptuk. Ama aramama sebebim vefasızlık değil tabi ki komplekslerim.
Eşimin ailesine gelince onlarla da anlaşamadım. Daha önce konu açmıştım zaten zihniyet olarak onlar da pek normal değiller. Eşimin bir teyzesi var onunla aram iyi. Biraz aradaki sorunlardan bahsetmiştim kendisi de konuları bildiği için beni haklı buluyor yani eş ailesiyle ilgili konuda tamamen ben hatalı değilim ama benim hatam olan kısım yine komplekslerim. Kv sürekli misafir getirmek istiyor ama ben kendimi misafir ağırlama konusunda da çok eksik hissediyorum. Hep kaçıyorum. Şimdi eşimin kuzenleri evlendi mesela ve gündem hep yeni gelinler. Şöyle becerikli böyle misafir ağırlıyor falan anlatıyorlar hep. Kendimi eksik hissediyorum. Başkalarına bakıyorum browniler, tartlar, salatalar havalarda uçuşuyor. Kendime bakıyorum hala annem usulü patates salatası, poğaça, börek. Kekim bile kabarmıyor. Pes etmiyorum hadi devam edeyim elim alıştıkça düzelir diyorum ama yok işte olmuyor.
Kendi aileme gelirsem sadece annem babam ve kardeşlerimle iletişimim var. Hiçbir akrabamla görüşmüyorum. 40 yaş çocuğuyum. Kuzenlerim benden çok büyük. Neredeyse benimle yaşıt çocukları olan kuzenlerim var. Yabaniliğim yüzünden onlarla da iletişimim olmadı çocukluğumdan beri. Bunda bence ailemin de payı vardı. Kısıtlayan, aşırı korumacı insanlar annemle babam. O nedenle hep bir uzak kaldım herkese. Şimdi düşünüyorum da anneme babama bir şey olsa kimsem yok şu hayatta. Zaten yaş itibariyle anne babamdan büyük olan kardeşleri hayatta değiller. Kuzenlerle de benim iletişimim olmadı bu saatten sonra da olmaz zaten.
Burada açtığım konularda bile hep linç yedim. Kötü niyetle yapmadığımdan çok emin olduğum şeylerde bile kendimi sorgular hale geldim. Acaba diyorum bu kadar insan böyle diyorsa ben gerçekten kötü niyetli miyim.
Kendimi sevilmiyor istenmiyormuş gibi hissediyorum. Böyle düşündükçe her şeyi kişisel algılamaya başladım. Bugün bir öğrenci beni gördü onların dersine artık ben gireceğim sandı diyor ki hocam siz gelmeyin ben diğer hocayı çok seviyorum. Ben bunu kendime dert ettim mesela. Oysaki bir başka çocuk da bana diyor ki hocam bizim dersimize siz gelin. Diğer hoca hiç alınmıyor gibi. Ama ben ne söylense kişisel algılıyorum. İstenmediğimi düşünüyorum sürekli. Böyle düşündükçe daha da çekiyorum kendimi. Silik bir tip oldum iyice. Yok gibiyim ortamlarda. Destek almayı düşündüm randevu da almıştım ama çalıştığım için sadece cumartesi günü gidebilirim. O güne aldığım randevuyu iki defa psikolog erteledi. Sonra ülkemizdeki deprem felaketi nedeniyle kendisi o bölgeye gitmişti yine ertelendi. Bu cumartesiye aldım bakalım iptal olmazsa gideceğim.
Eğer buraya kadar okuduysanız bana önerebileceğiniz kitap, film, ya da iletişim taktikleri varsa çok sevinirim. Öncelikle acilen uygulayabileceğim yöntemler varsa onları duymayı daha çok isterim. Şimdiden teşekkür ederim.