o kadar sıkıntılı günler geçiriyorum ki maddi manevi yıkılmış vaziyetteyim.Bunu allahtan başka kimse bilmiyor.. anlatacak kimsem yok psikolojim alt üst olmuş durumda tımarhaneye gitmem gerekiyor diye düşünüyorum. 23 yaşındayım. 34 yaşında boşanmış 2 çocuklu babayı seviyorum. boşanma sebebi tabikide ben değilim. Hiç yapmam dediğim milleti kınadığım durumdayım. ama Allah'ım yazmış bir kere bunu yaşamam gerekiyormuş yaşadım. İlk başta dostca arkadaşca abi kardeşce başlayan ilişkimiz git gide sevgiliye döndü. pişman olmuş olsam da oldu bir kere yapıcak bişey yok. İkimizde birbirimizi çok seviyoruz. Beni kendinden bile kıskanıyor. ben de onu çok kıskanıyorum. Ne kadar ayrılmaya kalksak da başaramadık. olmuyor ben onsuz yapamıyorum. o da dayanamıyor fakat bu durumda en çok ben yıpranıyorum. Hem kendi annem ve babamdan hem de ondan dolayı. bir de dedikoducuların kendi arkalarına bakmayı beceremeyen fesatcıların yüzünden olan dedikodulardan sebep benim onu aileme söylemem imkansız. Evlenmek istiyor. ben de çok istiyorum. benim için çocukları hariç herkese rest çekmeyi göze alan insan. ama ben onun için aileme sırtımı dönemeyecek kadar karasız. karamsarım. 2 yıldan beri birlikteyiz. Geçende en son noktaya kadar geldik. Hayatımda ilk defa bir bebeğim oldu. babamın korkusundan ne sevgimi ne birlikteliğimi ne de evlenmek istediğimi dile getirebildim. ve kendimide geleceğimi de bebeğimi de babamın korkusundan feda ettim. aldırmak durumunda kaldım. oysanki hep dualar etmişti hayatımdaki insan bi bebeğimiz olsa da o zaman evlenmek zorunda kalırız diye. ama ben o cesarette bulunamadım. sevdiğim insan beni ne yarı yolda bıraktı bırakmak istedi ne de dışladı. o hep benim için uğraştı benim için başını belaya koydu. benimle sadece evlenmek istedi. yuva kurmak istedik. evli olmuş olsaydık şimdiki yaşadığımız sorunları yaşamayacaktık. yaşamayınca bilinmez belki ama biz çok mutlu olacağımızı düşünüyorduk. bebeğimi aldırdıktan sonra sevdiğim insan babama karşı büyük nefret duyuyor. Her şey onun yüzünden diye. evet aslında babam benim mutluluğuma engel oluyor fakat farkında değil. benim hata yapmama yanlış yapmama yaşan söylememe. korkumdan saklamama neden oluyor. ben ne yapacağımı bilmiyorum. kafayı yiyorum. ve şuan artık yazamıyorum ağlamaktan göremiyorum.. Şimdi ayrıldık perişan haldeyim. bu zorunlu ayrılık oldu. bebeğimizin acısından sonra evlenmeden nereye kadar gidecektik bilemiyorduk. 10 yıl bekle desem bekler biliyorum. şimdi nikah kıyalım desem kıyar biliyorum. ama ben buna cesaret edemiyorum.
yok o kadar da değil ayrıldıktan sonra 34 yaşında bir erkek sadece senin kararsızlığın için 10 sene beklemez. gerçi artık ayrılmışsınız. pek çok şey yaşanmış. bir yandan da senin yararına olmuş ayrılmanız diyorum. aranızdaki 11 yaş farkını hadi geçtim diyelim (eğer yaşın biraz daha fazla olsaydı yaş farkı önemli değil derdim ama sen daha çok gençsin, pek çok heyecanı yaşamak isteyecektin, ama o iki çocuklu 34 yaşında biri olarak seni hep engelleyecekti ve bir süre sonra sıkılmaya bunalmaya başlayacaktın, sana yetmeyecekti)
hadi senin gençliğini kıpır kıpır olman gereken güzel yaşını, onun artık yolun yarısına gelmiş yaşını geçtik diyelim, iki tane çocukla ve kendi ailen akrabaların çevren işin gücün olursa iş çevrenle baş edebilecek misin? üstelik şu anda senin hoplaman zıplaman gezmen tozman arkadaşlarınla takılman iş hayatında bir yandan para kazanıp bir yandan da yeni yeni çevreler edinmen gerekiyorken...
34 yaşında iki çocuklu boşanmış bir adam elbette gencecik körpecik birini başının üstünde taşır, onun kulu kölesi olur. Belki de seni bu tav etti. Ama inan kendi dengin birileri de var seni çok sevecek, muhakkak çıkacaktır karşına, o da seni el üstünde tutacak başının tacı yapacak.
Bu kadar üzülme, senin sadece üzülmen gereken tek bir şey var o da kürtaj. ama artık kendi sağlığın için bunu da geride bırakmalısın. erkekler her türlü hayatlarını yaşarlar, onlar çok güzel yolunu bulur ve güzel güzel hayattan zevk almasını bilir. sen kendine bak, kendini düşün