Niye yük olasınız da sağlıklı olduktan sonra.kendi evinizde yaşar gidersiniz.ama açık söylemek gerekirse sizin durumunuzda olan insan sayısı gerçekten çok az.ben de çok merak ediyorum bu kadar kişi kendine uygun birilerini nasıl bulabiliyor diye.bu forumda geziniyorum.şöyle yalnızım böyle yalnızım diye konu açan insanların bile eşi var.sen de sanıyorsun ki bana dert ortağı çıktı.biri daha yeni konu açmış göğüslerim çok küçük diye ben de dedim heralde sevgili bulamıyorum diyecek.eşi varmış herkes evli, en leş en çirkin en eğitimsiz en akilsiz insan bile evli.sokaktaki dilencilerin bile kocası var.nereden birbirlerini buluyorlar nasıl yapıyorlar.sanki bakkalda satılıyor.o kadar normal birşey gibi bahsediyorlar evlendikten sonra evlendikten önce falan.tuhaf yani.ne diyeyim kısmeti olmayan hiç doğmasın bence ama yapacak birşey yok işte.
Iyi yapmissin. Sessiz, ezik kaldin sandim. Ben de senin yaslarinda ayni durumlarla karsilasiyorum. Insanlar bize aciyolar. Cunku onlara gore basarisizsin. Profesor de olsan basarisiz olursun gozlerinde. Kulak asmamaya calisiyorum ben. Sevindim oyle bi dusuncede olmamana. Kismet gercekten napalim. Anliyorum seni ama.Ben de zaten bu evlenemeyince bir yere sığamama durumunu anlayamadım. Verdiği örnekteki kişi belki de ayakları üzerinde duran, mesleği, geliri olan biri değildi. Diyemiyoruz “neden bir yere sığayım ki” diye, ama her evlenen mutlu olacak, her çocuğu olan hayırlı evlat sahibi olacak diye bir durum yok ki, evlenemedim diye üzülecek biri değilim kader bu işler dedim dedim. Birkaç örnek daha verdim, evladı olup da yaşlılığında ortada kalan, evlenip de bir yılı doldurmadan ayrılmak durumunda kalan insanları söyledim. Yalnız kalmamak için, sırf evlenmiş olmak için böyle bir karar almak istemediğimi de söyledim. Kırmadan söylemeye çalıştım tabii ki.
Kadinlar baba evinde aileye koca evinde kocaya yük!!! Ben anlamıyorum offf kadın olmak çocuk olmak hayvan olmak bu dünya üzerinde ne kadar zorÖncelikle mutlu günler diliyorum herkese. 33 yaşındayım, memurum 12 sene oldu atanalı, ailemin yanında yaşıyorum. Bekarım, herhangi bir nişan, söz durumu geçmedi başımdan. Şimdiye kadar evimize benim için bir tane bile görücü gelmedi. Arkadaşlarım vesilesi ile tanıştığım birkaç kişi oldu ancak bazen karşı taraf devam etmedi, bazen de ben devamını getirmek istemedim ısınamadığım için. İkinci görüşme olmadı yani hiçbiriyle. Geçen senelerde ara ara kederlenirdim etrafımda emsallerimin çoluk çocuğa karıştığını görünce, ancak artık kabullendim üzülmüyorum. Yalnızlığı, sessizliği seven bir yapım var zaten. Günlerce evde otursam, bir yerlere gitmesem, kimselerle konuşmasam sıkılmam. İş hayatında arkadaşlarımla iletişimim iyidir, sevdiğim arkadaşlarım vardır ancak genelde onlar gelirler yanıma, bir arada olalım, bir şeyler yapalım isterler, uyum sağlarım, ama hiç arkadaşım olmasa da yalnız hissetmem kendimi, tek başıma bir şeyler yapmaktan daha çok keyif alırım. Yaşım ilerleyince etrafımdaki yetişkin insanlar sürekli evlilik telkinlerinde bulunmaya başladılar. Annen baban başında şimdi, ancak sonrasında kimsenin yanına sığamazsın, bir yuvan olsun, çocukların olsun, şu kişi taliplerini hep reddetti de şimdi sürünüyor, kimsenin yanına sığmıyor, eziliyor, hor görülüyor vs.
Ben kadere inanıyorum, varsa kaderimde evlilik, mutlaka bir şekilde gerçekleşecektir. Olmadı veya olmayacak diye kederlenmek istemiyorum, artık kaygılanmıyorum da, kendimi de tanıyorum. Sorumluluk almak isteyen bir yapım da yok zaten, çocuk yetiştirmek, eş ve aile sorumluluğunu kaldırabilme gücünü bulamıyorum kendimde. Çocuk sevgisini yeğenlerimle alıyorum, sorumluluğu olmadığı için stressiz doya doya seviyorum. Hiç evlenmemiş olmak ilerisi için çok mu travmatik bir durum sizce? Evlenmemiş kadınlar başkalarına yük mü oluyor, bir yere sığamıyorlar mı? Etrafınızda hiç evlenmemiş orta/ileri yaşlara gelmiş kadınlar var mı, nasıl bir yaşayış halindeler?
Öncelikle mutlu günler diliyorum herkese. 33 yaşındayım, memurum 12 sene oldu atanalı, ailemin yanında yaşıyorum. Bekarım, herhangi bir nişan, söz durumu geçmedi başımdan. Şimdiye kadar evimize benim için bir tane bile görücü gelmedi. Arkadaşlarım vesilesi ile tanıştığım birkaç kişi oldu ancak bazen karşı taraf devam etmedi, bazen de ben devamını getirmek istemedim ısınamadığım için. İkinci görüşme olmadı yani hiçbiriyle. Geçen senelerde ara ara kederlenirdim etrafımda emsallerimin çoluk çocuğa karıştığını görünce, ancak artık kabullendim üzülmüyorum. Yalnızlığı, sessizliği seven bir yapım var zaten. Günlerce evde otursam, bir yerlere gitmesem, kimselerle konuşmasam sıkılmam. İş hayatında arkadaşlarımla iletişimim iyidir, sevdiğim arkadaşlarım vardır ancak genelde onlar gelirler yanıma, bir arada olalım, bir şeyler yapalım isterler, uyum sağlarım, ama hiç arkadaşım olmasa da yalnız hissetmem kendimi, tek başıma bir şeyler yapmaktan daha çok keyif alırım. Yaşım ilerleyince etrafımdaki yetişkin insanlar sürekli evlilik telkinlerinde bulunmaya başladılar. Annen baban başında şimdi, ancak sonrasında kimsenin yanına sığamazsın, bir yuvan olsun, çocukların olsun, şu kişi taliplerini hep reddetti de şimdi sürünüyor, kimsenin yanına sığmıyor, eziliyor, hor görülüyor vs.
Ben kadere inanıyorum, varsa kaderimde evlilik, mutlaka bir şekilde gerçekleşecektir. Olmadı veya olmayacak diye kederlenmek istemiyorum, artık kaygılanmıyorum da, kendimi de tanıyorum. Sorumluluk almak isteyen bir yapım da yok zaten, çocuk yetiştirmek, eş ve aile sorumluluğunu kaldırabilme gücünü bulamıyorum kendimde. Çocuk sevgisini yeğenlerimle alıyorum, sorumluluğu olmadığı için stressiz doya doya seviyorum. Hiç evlenmemiş olmak ilerisi için çok mu travmatik bir durum sizce? Evlenmemiş kadınlar başkalarına yük mü oluyor, bir yere sığamıyorlar mı? Etrafınızda hiç evlenmemiş orta/ileri yaşlara gelmiş kadınlar var mı, nasıl bir yaşayış halindeler?
Ben de onu anlayamadım, bir kadının evlenmediği için birilerinin hayatında sığıntı olabileceği, hatta hor görüleceği düşüncesini. Evlenen herkes her yere sığabiliyor da evlenmemiş kişiler başkalarına yük oluyor gibi bir inanış mı var bilemedim. Kimsenin yanına sığınmak isteyecek biri de değilim halbuki, özellikle sen de evlen senin de çocuğun olsun dedikten sonra hiçbir yere sığamama örneklerini verdi.Bi akrabamız 45 yaşlarında hiç evlenmedi gayette her yere sığıyor. Ayrıca kendi evi var kendi kendini idare edebiliyor yani 33 yaşındasınız kendinize yetebilirsiniz illa bir yere mı sığınmanız lazım
Dilerim bundan sonra çok mutlu olursunuz.Bakın evlenmeden önce özgür gezen okuyan sosyal bir kişiliktim hep - çevrem bu kız evlenmez derdi. İse girdikten hemen sonra eşimle tanıştım ve beraber atanabilmek için evliliğimiz biraz aceleye geldi. Ailem dahi şaşırmıştı benim evleniyor olmama - yaş 28di. Bana göre artık mesleğimi almış sevdiğim adamla evlenmiştim. Hersey tamamdı yani , düzen de zamanla oturuyordu … derken 2.5 sene sonra eşimden ayrıldım. Tabiki pat diye bir anda olmadı. Ama benim için çok büyük bir yıkım oldu. Bireyselliğe alışa ben ilk sene evliliğe de alışmıştım hoşuma da gitmişti fazlasıyla.. ancak 2.5 senenin sonunda tekrar bireyselligime dönünce o eski ben değildim. 4 aydır bireysel hayatımın içindeyim ve halen daha o kadar zor geliyor ki adapte olmak. Hayatta hersey yaşanıyor - insan kabullendikce daha az üzülüyor , daha az zarar görüyor. Bunlari neden anlattın derseniz - evlilik içinde zamanla bekar hayatımın ozlemini çekeceğimi hiç ummamistim çünkü. Ama dedim ya .. insan herseyi yaşıyor bu hayatta. Yeter ki kalkabilsin düştüğü yerden.
Eğer çocuğu olsun istiyorsa ve doğru kişi varsa hayatında evlensin tabi ama arkadaş çevrenini ''bir yere sığamazsın'' örneği çok cahilce. Benim teyzemde evlenmedi çünkü kendisi böyle tercih etti ve şimdi sorsam ''aman ne evlenicem ben kimseyle aynı evde kalamam böyle mutluyum'' derBen de onu anlayamadım, bir kadının evlenmediği için birilerinin hayatında sığıntı olabileceği, hatta hor görüleceği düşüncesini. Evlenen herkes her yere sığabiliyor da evlenmemiş kişiler başkalarına yük oluyor gibi bir inanış mı var bilemedim. Kimsenin yanına sığınmak isteyecek biri de değilim halbuki, özellikle sen de evlen senin de çocuğun olsun dedikten sonra hiçbir yere sığamama örneklerini verdi.
Öncelikle evde oturup birilerinin gelmesini bekleyip bu benim kaderim demek ki demek baştan yanlış.
Evlilik niyetiniz yoksa evlenmezsiniz. Evet evlilik sorumluluk istiyor bekarlıkla farklı kulvardalar.
Yalnızlığı seven birisi için hiç evlenmemek sorun değil bence. Ben mesela iki günden fazla süren yalnızlığı sevemiyorum.
Bir örrnek vermek gerekirse komşum 98 yaşında öğretmen bir teyze. 45 yaşında evlenmiş çocuğu olmamış. İster istemez hüzünleniyor üvey çocukları var ama sürekli ziyaretine gelmiyorlar. Bu benim etrafımdaki bir örnek herkes böyle olacak diye bir şey yok. Bazı insanlar böyle daha huzurludur belki de. Önemli olan bu hayatı ne şekilde yaşamak istediğin.
Ben de zaten bu evlenemeyince bir yere sığamama durumunu anlayamadım. Verdiği örnekteki kişi belki de ayakları üzerinde duran, mesleği, geliri olan biri değildi. Diyemiyoruz “neden bir yere sığayım ki” diye, ama her evlenen mutlu olacak, her çocuğu olan hayırlı evlat sahibi olacak diye bir durum yok ki, evlenemedim diye üzülecek biri değilim kader bu işler dedim dedim. Birkaç örnek daha verdim, evladı olup da yaşlılığında ortada kalan, evlenip de bir yılı doldurmadan ayrılmak durumunda kalan insanları söyledim. Yalnız kalmamak için, sırf evlenmiş olmak için böyle bir karar almak istemediğimi de söyledim. Kırmadan söylemeye çalıştım tabii ki.
Ben hayatımın büyük bölümünü gerçekten evlilik sorumluluğunu alabilecek biri olmadığımın bilincinde yaşadım hep. 20’li yaşların ortalarında etrafımdaki arkadaşlarım evlenip çoluk çocuğa karışınca bir dönem hüzünlendim ama sonrasında yine hayatıma devam ettim. Kendimi tanıdığım ve kadere inandığım için bu durumun hüznünü uzun süre yaşamadım hiç, her zaman hayırlısını istedim ve isyan etmedim. Uzun zamandır da evlilik fikri çok uzak gelmeye başladı bana. Şimdiye kadar hiç pişman olmadım, çünkü geç kalıyorum düşüncesi ile hataya düşmek de istemedim. Etrafımdaki insanlar garipsiyorlar genelde benim bu düşüncemi ama neden evlenmemiş kızların mutlaka ilerleyen zamanlarda pişman olduklarını, bir yere sığamadıklarını söyleyip duruyorlar anlamıyorum. Her evlenen hastalıkta, sağlıkta eşinin, çocuklarımın koşulsuz desteğini, hayrını görüyor ve bir yerlere sığmayı, yalnız kalmamayı garantiliyor sanki.Bence bu durum kişiden kişiye değişir. Benim bir akrabam var hiç evlenmedi, evlenmek istiyordu ama kısmet olmadı hep mutsuz oldu. Çevresindekilerin hepsinin ailesi var çocuğu var vs. Ama o çalışmıyor ve sosyal çevresi yok. Şimdi yaşlı kardeşleri bakımını üstlendi. Siz çalışıyorsunuz sosyal hayatınız var illa evleneyim diye bir durumunuz yok. O nedenle pişman olmazsınız gibi geliyor. Bir de şöyle bir durum var şimdi annemlerin bir çok arkadaşından boşanan vs var. Evlenince sonsuza kadar evli kalacağınızın da garantisi yok. Birini severseniz evlenirsiniz. Ama benden size tavsiye evlenmek için evlenmeyin. İnsanlar aşkından ölerek evleniyor da sonra kocalarından nefret ederek boşanıyorlar keşke evlenmeseydim diyorlar. Sevmeden evlilik hiç çekilmez. İnsanların söylemlerine de hiç takılmayın. Sevmek sevilmek aile kurmak güzel şey tabi doğru kişi çıkarsa karşınıza evlenirsiniz yaşınız daha genç zaten.
Tebrik ediyorum sizi!yooo, 40 olmak üzereyim. hakkımda öyle düşünmek isteyen varsa düşünebilir tabii engel olamam. gayet her yere sığıyorum, girmek istediğim yere giriyorum. örgünde ikinci üniversitemi okuyorum. kulüplere katılıyorum geziyorum tozuyorum herkes gibi. kimse de bu kadın niye erkeksiz, bunun burada ne işi var demiyorbiz erkekler gibi fesat ve sorun çıkaran taraf değiliz ki sığamayalım topluma.
pişman olacaksın diyen çok da, ben hala bekliyorum pişman olacağım o günü. aksine, memleket haberleri yüzünden aşağı yukarı her gün evlenmediğime şükrediyorum. daha birkaç saat önce kocasından hpv bulaşıp rahim ağzı kanseri olan kadını okudum. kadının rahim mahim ne varsa almak zorunda kalmışlar çünkü kocası yediği haltı uzun süre söylememiş, kadında da belirti çıkmamış ve kanser çok ilerlemiş. daha ne diyeyim arkadaşım.
Aynı sebepten boşanmışız dilerseniz sohbet etmek isterim sizinleEsim annesine bagimli bir bireydi - her anlamda ( maddi - manevi ). Evliliği ve eşi önceliği olmadı hiç bir zaman. Son zamanlarda ikimiz de çalışmamıza rağmen tüm ev sorumlulugu da bana kalmıştı artık son haddeye geldi. Annesi ile yaşadığım tartışma sonucu ( annesi her anlamda bizi somuren bir kadındı varlıklı olmasına rağmen ) annenle bir daha görüşmeyeceğim deyince peki o halde yolun açık olsun dedi bu şekilde bitirdik.
Boşanma öncesi zor zamanlar
Burada paylaşmıştım
Ay bende yorum yazmıştım bizim halada 57 yaşında bekar ama fark olarak hiç evlenmediHalam var, bekar. 57 yaşında. Dedemden maaşı var. Kimse kalmadı. Evi var. Tek başına kalmasına rağmen görülme vs olmuyor. Arada gelir. Telefon kullanmıyor. Yardım ettiği kişiler var. Onlara yardım ediyor. Kendine ait dünyasında yaşıyor
Yani atanmış memursun, maaşın var niye birine siginasin ya da annen baban Allah korusun vefat ederse ortada kalasın ki ? Demek ki kalbini ısıtan biri çıkmamış karşına. Evlenmek için evlenmek asıl cehennem ve siginamamak durumu.Öncelikle mutlu günler diliyorum herkese. 33 yaşındayım, memurum 12 sene oldu atanalı, ailemin yanında yaşıyorum. Bekarım, herhangi bir nişan, söz durumu geçmedi başımdan. Şimdiye kadar evimize benim için bir tane bile görücü gelmedi. Arkadaşlarım vesilesi ile tanıştığım birkaç kişi oldu ancak bazen karşı taraf devam etmedi, bazen de ben devamını getirmek istemedim ısınamadığım için. İkinci görüşme olmadı yani hiçbiriyle. Geçen senelerde ara ara kederlenirdim etrafımda emsallerimin çoluk çocuğa karıştığını görünce, ancak artık kabullendim üzülmüyorum. Yalnızlığı, sessizliği seven bir yapım var zaten. Günlerce evde otursam, bir yerlere gitmesem, kimselerle konuşmasam sıkılmam. İş hayatında arkadaşlarımla iletişimim iyidir, sevdiğim arkadaşlarım vardır ancak genelde onlar gelirler yanıma, bir arada olalım, bir şeyler yapalım isterler, uyum sağlarım, ama hiç arkadaşım olmasa da yalnız hissetmem kendimi, tek başıma bir şeyler yapmaktan daha çok keyif alırım. Yaşım ilerleyince etrafımdaki yetişkin insanlar sürekli evlilik telkinlerinde bulunmaya başladılar. Annen baban başında şimdi, ancak sonrasında kimsenin yanına sığamazsın, bir yuvan olsun, çocukların olsun, şu kişi taliplerini hep reddetti de şimdi sürünüyor, kimsenin yanına sığmıyor, eziliyor, hor görülüyor vs.
Ben kadere inanıyorum, varsa kaderimde evlilik, mutlaka bir şekilde gerçekleşecektir. Olmadı veya olmayacak diye kederlenmek istemiyorum, artık kaygılanmıyorum da, kendimi de tanıyorum. Sorumluluk almak isteyen bir yapım da yok zaten, çocuk yetiştirmek, eş ve aile sorumluluğunu kaldırabilme gücünü bulamıyorum kendimde. Çocuk sevgisini yeğenlerimle alıyorum, sorumluluğu olmadığı için stressiz doya doya seviyorum. Hiç evlenmemiş olmak ilerisi için çok mu travmatik bir durum sizce? Evlenmemiş kadınlar başkalarına yük mü oluyor, bir yere sığamıyorlar mı? Etrafınızda hiç evlenmemiş orta/ileri yaşlara gelmiş kadınlar var mı, nasıl bir yaşayış halindeler?