benim izah ettiğim şeyi lastik gibi başka yerlere çekip,
aksine savunmadığım bişey için dislike yağmuruna tuttukları için ben de dayanamadım bir yerde sonra
şimdi geri dönüp bakınca ben de sert çıkıştığım için utandım siz de kusura bakmayın
Estağfirullah...
Ben 2-7 yaş arası çocuklarla çalışan
bir okul öncesi öğretmeni ve uzman psikolojik danışmanım ayrıca anneyim.
Çocuklar benim hassas noktam.
Burdaki bazı üyeler eminim ki çocuk ve şiddet hakkında biraz okuma/araştırma yapsalar konuya bakış açıları değişecek.
Bir çocuğun kişilik gelişimi 7-8 yaşına kadar büyük oranda tamamlanıyor.
Çocuğun duygu dünyası, hayatı, dünyayı algılaması da aynı şekilde bu dönemde şekilleniyor.
Sevgiyle büyüyen çocuk sevilmeye değer olduğunu kodluyor beynine ve ruhuna.
Şiddet gören, itilen, horlanan çocuk da ebeveynlerini suçlamıyor aksine
'ben değersizim, ben sevilmeye layık değilim, ben bunu hakediyorum'u kodluyor.
Bir sevilen bir horlanan da yaşadıklarını, duygularını anlamlandıramıyor,
aklı, ruhu karışıyor hatta bazen bölünüyor.
Bu konu çok derin, çok sızılı.
Benim okuduklarım, tecrübelerim, yaşadıklarım, çalıştığım bazı vakalar,
aldığım süpervizör uygulamaları bana diyor ki:
Çocuğa şiddetin azı, çoğu, iyisi, kötüsü, mazareti olmaz, olmamalı,
bu konu benim açımdan tartışmaya kapalı.
Yorumlarımı isteyen beğenir,
isteyen beğenmez, kızan, laf sayan olur
hiç dert değil.
Ben 46 yaşında bir yetişkinim ve bunlarla başedebilirim.
Yeter ki gördüğü kötü muameleyle başedemeyecek, kendisine kötü davranan ebeveynlerine bağımlı olan çocukların durumunu üç beş kişiye bile olsa anlatabileyim, bu bana yeter.
Sürçi lisan ettiysem affola, geceniz hayrola.