İnanım 2.5 yıldır benimle küfürlü konuşma diye diye dilimde tüy bitti. Sen kendine hakaret ettirme suç senin diyor. Yürüyüş yapalımmı diye sorduğum için bile hakaret işitmiş bir bayanım ben. Eşim maalesef çok iletişime kapalı bir insan. O ne derse doğrudur. Dinlemiyor. 2.5 senedir en az 50 kere tartışmışızdır, sadece 2 kere özür dilemiştir, yani geri kalan 48 kavganın sorumlusu benim. Kendi kardeşleri bile bu adam yatsın kalksın dua etsinki senin gibi biriyle evli diyorlar. Benimde hatalarım oldu takibi ama ben ayda bir kere tartışma yaşattığımı farzedin o inanın her iki günde bir mutlaka kavga çıkarır.
Her üniversiteden bahsettiğimi nereden çıkardın pardon?
Adam gibi geçerliliği olan üniversitelerden bahsediyorum
ünv ne alakası var bunun anlamadım örneğin bir inşaat mühendisi nasıl masa başında çalışabilir bunu açıklarmısınız
Şantiyelerde bulunması masa başı iş yapmadığı anlamına geliyor öyle mi?
Ayrıca
her ünv mezunu masa başında çalışssayıdı oooo yani yok öyle birşey hayal bunlar
demişsin.
Burada her üniversite mezununun masa başı işte çalışamayacağına, hayal olduğuna vurgu yapmışsın. Spesifik meslek örneği yok burada. Ben de sana diyorum ki her üniversite mezunu elbette çalışamaz, o tamamen senin hüsnü kuruntun. Bu ülkedeki her üniversite de üniversite değil zaten, çoğu liseden bozma.
evet her ünv mezunu masa başında çalışmaz bu bir hayal bu kadar basit zaten konu bu degil uzatmayın
ne yazıkki tembel erkek ne mezunu olursa olsun içindne gelmiyor haytı hiç göğüslememiş rahat ve bollukda zorluğu görmemiş benim ilk eşimde böleydi kendisi yatardı yıllarca ben calıştım okudum sizin gibi ama bekledim adam olmadı çünkü ailenin küçük çoçuğuymuş her istediğini yapmışlar zorluk görmemiş gördüysede annesi hep telşafi etmiş eee evlenincede bir evine bakamadı bu yüzden şimdiki evl,iliğide bitti ne yazıkki kötü sölemek istemiyorum ama eşiniz tembel ömür billah calışmaz sakın çoçuk yapmayın bence düzelir diye ki zaten bu tembellik daha cok sorun cıkaracak bide kötü terbiyesiz saygısız davranıyor yani he suclu hem güçlü yüz vermetin burnu sürtsün ihtiyacları için fazla destek olmayın bence yoksa sırtını dayar size öle yaşar buda sizi çok üzet ve yorarMerhaba arkadaşlar
Evet eşim ile başım dertte. Lütfen bir fikir verin. Eşimle 3.5 yıl çıktıktan sonra evlendik. Bu süre zarfında birbirimizden ayrı ülkelerde yaşadık. Şu an 2.5 yıldır evliyiz. Eşimi ilk tanıdığımda üniversite son sınıftaydı. Okulu bitirdikten sonra en son işi ile beraber 4 iş değiştirdi. Ya ücretini beğenmedi, ya da işten ayrılmak için bir bahane buldu ve çıktı. Ben o zamanlar çok yakışmamıştım, eşimin çalışmayı sevmeyen bir insan olduğunu anlamamıştım, çünkü hep iş ile ilgili hayalleri vardı. Sonra anladım ki eşim hep masa başı ve rahat bir iş istiyor. Hep kendini yükseklerde görüyormuş meğer. En son evliyken çok iyi bir işe girdi. Maaşıda fena değildi, istanbul gibi bir yerde evi ile işi arasında servis ile 10 dakikada gidip geliyordu. Kişisel bilgilerimde lise mezunu yazsada bende üniversite mezunuyum ve çok çok sevdiğim mükemmel bir işim vardı benimde. Evimiz kiraydı ama kimseye muhtaç olmadan geçiniyorduk derken eşim iş yerindekilerle anlaşamadı diye işten ayrıldı. Kendi ailesine ve benim aileme "Ayşe bir gece çok hastalandı gece vardiyasına gitmek zorunda kaldım, aklım evde kaldı, bu iş evli birine uygun değil" dedi. Gece vardiyasıda 3 ayda bir kereydi sadece. O gece hasta olduğum doğru ama eşim görümcemi aradı ve sağolsun hemen geldi yalnız değildim yani. Sırf işi sevmediği ve insanları zaman zaman iş yerinde alttan almadı gerektiğini bilmediği için işten ayrıldı. Sustum hiç birşey demedim, keşke deseymişim. Ailesi çok kızdı ona neden çıktın dediler, bağırdı çağırdı. Benim annemde bana bu çocuğun çalışma isteği yok dedi, sen karışma anne dedim. Babamda tek kelime etmedi aksine eşim işsizim diye dert yanarken ailem hep destek oldu merak etme, sıkma canımı bulursun yeni bir iş dediler. Bir yıl daha sabretseydi yetkili olacaktı. Sabretmedi. O işinden ayrıldıktan sonra 1 yıl işsiz kaldı. Ben ise evlendikten 3 ay sonra bulduğum işte 2 yıl boyunca çalıştım, evimi geçindirdim. Eşim maaş kartımı elimden aldı. Neymiş ben para çekerken biri beni izlerse beni bir köşede sıkıştırırmış, kadınlara bu yapılıyormuş Türliyede. Bende yurtdışında büyüdüğüm için Türkiye'yi tam bilmediğim için tamam dedim. Sonra öyle olmadığını anlayınca çok kızdım bağırdım ama vermedi kartımı bana. Her çalışan bayanın kartı cüzdanında dururken benimki çalışmakta gözü olmayan ve sabahtan akşama kadar evde oturan kocamın cüzdanındaydı. İşi yok kendini ezik hissetmesin boşver maaşım onda kalsın diye teselli verdim hep kendime. Sonra eşimle birlikte yurtdışına ailemin yanına ziyarete geldik. Eşim burdaki hayatı görünce eskiden asla gitmem dediği ülkede oturmaya karar verdi. Bende Allah'tan arıyordum, ailemin yanında olurum diye. Şu an 1 aydır burdayız ev bulana kadar ailemde kalacağız. Eşimin dil öğrenip diplomasını tanıtması ve bie iş bulması en az 4-5 sene sürecek. Bu süre zarfında part time bir işte çalışırım diyor pizzada, lokantada vs ama buna inanmıyorum. Dünde ailemin yanında tartışma çıkardı. Anneler gününde anneni ara dedim diye bana uzatma babanın yanında tartışmak istemiyorum dedi. İyi tamam sen bilirsin diyince herzaman en son sözü sen mi söyleyeceksin diyerek elindeki ekmeği sofraya fırlatarak masadan kalktı. Masada annem vardı şok olduk. Akşamsa sofraya gelmedi annemin babamın ısrarlarına rağmen. Ben 2.5 yıldır ailesine karşı tek bir terbiyesizlik yapmamışken eşimin bu davranışı beni küçük düşürdü. Bir gün öncede düğüme gidecektik ailece, ben sadece 2 saat durur gelirim dedi. Düğünde uzak bir yerde 2 saatliğine gidip gelinmez dedim. Ben o kadar durmam diye ısrar etti. Babamla annemin sesleri çıkmıyor zavallılar. O kadar şımarık, kaprisli ve hep kendi isteği olsun diyen bir adam ki anlatamam size. Bu sabah ikimizde evde yalnızdık açtı ağzını yumdu gözünü. Güya ben sofraya gelmezse gelmesin demişin ailemde bana kızmamış hiç, oysa onun ailesi hep beni tutmuş benim ailem onu hiç tutmuyormuş. Evet sofraya gelmezse gelmesin dedim çünkü bu adam 30 yaşında, 60 yaşındaki kayınvaba ve kaynananın ısrarlarına rağmen sofraya gelmiyorsa o adamı savunacak yüzüm olmaz benim. Bende açtım ağzımı yumdum gözümü, benim ailem kötü olsaydı işsiz güçsüz, sürekli iş değiştiren bir adama saygı duymazlarda ağızlarından geleni söylerlerdi ve haklıda olurlardı dedim. Senin aileninde bana tek kelime etmeye hakları bile yok dedim ne terbiyesizlik yaptım, ne kalplerini kırdım, hatta sabahtan akşama kadar evde oturan oğullarına baktım, üstelik oğulları onları kırdığında, ağlattığında hep sana kızdım dedim, bana ne diyebilirler? Ailesi'de çok sever zaten beni bende onları çok severim. Hatta oğullarının hep rahat bir hayat yaşadığı ve baba parası yediği için iş konusunda başarısız olduğunu söylerler. ben ise 15 yaşından beri ihtiyacım olmadığı halde bazen soğukta donarak bazen uykusuz, hasta halde çalıştım hemde okudu . Bugün evliliğimde ilk defa doğru, açık ve net konuştum kendimle gurur duyuyorum resmen. Üstelik ben çok sevdiğim ve kariyer yapabileceğim bir işimden ayrıldım geldim buraya. Tamam ailem burda iyiki geldim ama eşim içinde geldim belki dil öğrenirde ilerde Türkiye'ye dönersek iyi bir iş bulur dili sayesinde diye düşündüm. Var olan evimin düzenini bozup geldim. Bu Sabah'ta kahvaltaya çağırdım bana küfür etti:) şaka gibi.
Bundan sonra nasıl bir yol izlemeliyim eşime karşı? Sizce benimde hatalarım var mı?
Buraya ait kartım bende zaten vermeyeceğimde. Hadi Türkiye'de kap kaç olayını bahane ederek almıştı burada öyle bir durumda yok. Verdiğin örnekler gözümü korkuttu gerçekten inş bir ömür sürmez bu. Bende aksine çok sorumluluk sahibiyim , kendimi biraz bıraksam mı acaba ?
Merhaba arkadaşlar
Evet eşim ile başım dertte. Lütfen bir fikir verin. Eşimle 3.5 yıl çıktıktan sonra evlendik. Bu süre zarfında birbirimizden ayrı ülkelerde yaşadık. Şu an 2.5 yıldır evliyiz. Eşimi ilk tanıdığımda üniversite son sınıftaydı. Okulu bitirdikten sonra en son işi ile beraber 4 iş değiştirdi. Ya ücretini beğenmedi, ya da işten ayrılmak için bir bahane buldu ve çıktı. Ben o zamanlar çok yakışmamıştım, eşimin çalışmayı sevmeyen bir insan olduğunu anlamamıştım, çünkü hep iş ile ilgili hayalleri vardı. Sonra anladım ki eşim hep masa başı ve rahat bir iş istiyor. Hep kendini yükseklerde görüyormuş meğer. En son evliyken çok iyi bir işe girdi. Maaşıda fena değildi, istanbul gibi bir yerde evi ile işi arasında servis ile 10 dakikada gidip geliyordu. Kişisel bilgilerimde lise mezunu yazsada bende üniversite mezunuyum ve çok çok sevdiğim mükemmel bir işim vardı benimde. Evimiz kiraydı ama kimseye muhtaç olmadan geçiniyorduk derken eşim iş yerindekilerle anlaşamadı diye işten ayrıldı. Kendi ailesine ve benim aileme "Ayşe bir gece çok hastalandı gece vardiyasına gitmek zorunda kaldım, aklım evde kaldı, bu iş evli birine uygun değil" dedi. Gece vardiyasıda 3 ayda bir kereydi sadece. O gece hasta olduğum doğru ama eşim görümcemi aradı ve sağolsun hemen geldi yalnız değildim yani. Sırf işi sevmediği ve insanları zaman zaman iş yerinde alttan almadı gerektiğini bilmediği için işten ayrıldı. Sustum hiç birşey demedim, keşke deseymişim. Ailesi çok kızdı ona neden çıktın dediler, bağırdı çağırdı. Benim annemde bana bu çocuğun çalışma isteği yok dedi, sen karışma anne dedim. Babamda tek kelime etmedi aksine eşim işsizim diye dert yanarken ailem hep destek oldu merak etme, sıkma canımı bulursun yeni bir iş dediler. Bir yıl daha sabretseydi yetkili olacaktı. Sabretmedi. O işinden ayrıldıktan sonra 1 yıl işsiz kaldı. Ben ise evlendikten 3 ay sonra bulduğum işte 2 yıl boyunca çalıştım, evimi geçindirdim. Eşim maaş kartımı elimden aldı. Neymiş ben para çekerken biri beni izlerse beni bir köşede sıkıştırırmış, kadınlara bu yapılıyormuş Türliyede. Bende yurtdışında büyüdüğüm için Türkiye'yi tam bilmediğim için tamam dedim. Sonra öyle olmadığını anlayınca çok kızdım bağırdım ama vermedi kartımı bana. Her çalışan bayanın kartı cüzdanında dururken benimki çalışmakta gözü olmayan ve sabahtan akşama kadar evde oturan kocamın cüzdanındaydı. İşi yok kendini ezik hissetmesin boşver maaşım onda kalsın diye teselli verdim hep kendime. Sonra eşimle birlikte yurtdışına ailemin yanına ziyarete geldik. Eşim burdaki hayatı görünce eskiden asla gitmem dediği ülkede oturmaya karar verdi. Bende Allah'tan arıyordum, ailemin yanında olurum diye. Şu an 1 aydır burdayız ev bulana kadar ailemde kalacağız. Eşimin dil öğrenip diplomasını tanıtması ve bie iş bulması en az 4-5 sene sürecek. Bu süre zarfında part time bir işte çalışırım diyor pizzada, lokantada vs ama buna inanmıyorum. Dünde ailemin yanında tartışma çıkardı. Anneler gününde anneni ara dedim diye bana uzatma babanın yanında tartışmak istemiyorum dedi. İyi tamam sen bilirsin diyince herzaman en son sözü sen mi söyleyeceksin diyerek elindeki ekmeği sofraya fırlatarak masadan kalktı. Masada annem vardı şok olduk. Akşamsa sofraya gelmedi annemin babamın ısrarlarına rağmen. Ben 2.5 yıldır ailesine karşı tek bir terbiyesizlik yapmamışken eşimin bu davranışı beni küçük düşürdü. Bir gün öncede düğüme gidecektik ailece, ben sadece 2 saat durur gelirim dedi. Düğünde uzak bir yerde 2 saatliğine gidip gelinmez dedim. Ben o kadar durmam diye ısrar etti. Babamla annemin sesleri çıkmıyor zavallılar. O kadar şımarık, kaprisli ve hep kendi isteği olsun diyen bir adam ki anlatamam size. Bu sabah ikimizde evde yalnızdık açtı ağzını yumdu gözünü. Güya ben sofraya gelmezse gelmesin demişin ailemde bana kızmamış hiç, oysa onun ailesi hep beni tutmuş benim ailem onu hiç tutmuyormuş. Evet sofraya gelmezse gelmesin dedim çünkü bu adam 30 yaşında, 60 yaşındaki kayınvaba ve kaynananın ısrarlarına rağmen sofraya gelmiyorsa o adamı savunacak yüzüm olmaz benim. Bende açtım ağzımı yumdum gözümü, benim ailem kötü olsaydı işsiz güçsüz, sürekli iş değiştiren bir adama saygı duymazlarda ağızlarından geleni söylerlerdi ve haklıda olurlardı dedim. Senin aileninde bana tek kelime etmeye hakları bile yok dedim ne terbiyesizlik yaptım, ne kalplerini kırdım, hatta sabahtan akşama kadar evde oturan oğullarına baktım, üstelik oğulları onları kırdığında, ağlattığında hep sana kızdım dedim, bana ne diyebilirler? Ailesi'de çok sever zaten beni bende onları çok severim. Hatta oğullarının hep rahat bir hayat yaşadığı ve baba parası yediği için iş konusunda başarısız olduğunu söylerler. ben ise 15 yaşından beri ihtiyacım olmadığı halde bazen soğukta donarak bazen uykusuz, hasta halde çalıştım hemde okudu . Bugün evliliğimde ilk defa doğru, açık ve net konuştum kendimle gurur duyuyorum resmen. Üstelik ben çok sevdiğim ve kariyer yapabileceğim bir işimden ayrıldım geldim buraya. Tamam ailem burda iyiki geldim ama eşim içinde geldim belki dil öğrenirde ilerde Türkiye'ye dönersek iyi bir iş bulur dili sayesinde diye düşündüm. Var olan evimin düzenini bozup geldim. Bu Sabah'ta kahvaltaya çağırdım bana küfür etti:) şaka gibi.
Bundan sonra nasıl bir yol izlemeliyim eşime karşı? Sizce benimde hatalarım var mı?
Okuduğunu algıla önce.
Her üniversite mezunu elbette çalışamaz. Ben zaten her üniversite mezunu çalışır demedim, bu tamamen sizin hüsnü kuruntunuz oldu :)
Önce bitirdiğin okula bak, ulaşamayacağın kariyer hedefleri belirlersen kalırsın ortada.
Bana gelip alıntı yapıp atıfta bulunan sensin. Uzatma diyecek son kişisin o yüzden. Uzatan kendin oluyorsun çünkü.
Senin derdin konunda yaptığım eleştiriye yönelik zaten, madem eleştiri kaldıramayacak boyun bükeceksin git yakınlarına anlat dertlerini.
benim konumla buranın alakası yok olayı buraya taşıma konuyu kapat konu sahibesine yardımcı olmaya çalışıyoruz
Kızma ama ciddi bir şey söyleyeceğim.. Canım,uçak biletini al,tek gidiş.. eşine ver.. Alsın gitsin annesinin evine.. Evlendin diye sana da ailene de hayatı dar etmeye ne hakkı var..
Öyle olmuyor işte arkadaşım ailesinin hatrı var. Babamlarla aileside çok iyiler çünkü ailesi bir gün bile beni üzmediler babamda bu yüzden eşime birşey diyemiyor. Şiddet ve namussuzluk olursa karışırım ancak diyor, diğer konular zamanla hallolur birbirinizi yıpratmayın diyor. Ah öyle yapabilsek keşke. Eşim aslında iyi bir insan merhametli, evine bağlı beni hep tutar dışarıya karşı o yüzden ayrılmak istemiyorum sadece bir nebzede olsa zayıf taraflarını tamir etsin. Kendimi devamlı sorguluyorum, Allahım ben bu evlilikte en çok problem çıkaran tarafsam aklımı başıma getir diyorum devamlı. Belkide vardır hatalarım
Boyun büküklüğünü buraya taşıyan sensin. Alıntı yapma, konu kapansın. Hadi bakiyim
Ayol şuna bak hem susmak bilmiyor, hem konu kapansın diyor.
canım yanlış anlama ama acaba birlikte terapiste mi gitseniz
Öyle olmuyor işte arkadaşım ailesinin hatrı var. Babamlarla aileside çok iyiler çünkü ailesi bir gün bile beni üzmediler babamda bu yüzden eşime birşey diyemiyor. Şiddet ve namussuzluk olursa karışırım ancak diyor, diğer konular zamanla hallolur birbirinizi yıpratmayın diyor. Ah öyle yapabilsek keşke. Eşim aslında iyi bir insan merhametli, evine bağlı beni hep tutar dışarıya karşı o yüzden ayrılmak istemiyorum sadece bir nebzede olsa zayıf taraflarını tamir etsin. Kendimi devamlı sorguluyorum, Allahım ben bu evlilikte en çok problem çıkaran tarafsam aklımı başıma getir diyorum devamlı. Belkide vardır hatalarım
Sonumuz o olacak zaten.
Pardon ama üniversite mezunu birinin masa başı bir iş istemesinden daha doğal ne var ve bunun neresi yükseklerden uçmak oluyor? Bu konuda beni aydınlatır mısınız.
Öte yandan eşiniz tembel, çalışmak istemeyen biri olabilir buna tek bir metinde tek taraflı yapılan açıklamalardan karar vermek güç ancak emin olduğum bir şey var ki ciddi bir iletişim probleminiz var. Sürekli ben onları yaptım da sen şunları yapmadın şeklinde sürtüşme yaşamanız sizi uzun vadede yıpratır. Bu tavrı kesinlikle değiştirmelisiniz.
Işinde gücünde, elindekine biat eden tipte biri olsaydı da farklı şeylerine kafayı takacak benzer tavrı sürdürecektiniz. Konu başka olacak ancak tavır aynı olacaktı kısacası. Şunları, bunları yaptım ama sen yapmadın, senin ailen tabii ki bana saygı gösterecek sen ise haketmiyorsun tarzında yaklaşımlar size hiçbir şey kazandırmaz bilakis çıkmaza girersiniz.
"Ben şunları, bunları yaptım" diye sayacağınız şeyleri baştan hiç yapmamayı tercih ediniz.
Ilk soruma kesinlikle makul bir cevap almak istiyorum bu arada, teşekkür ederim.