-
- Konu Sahibi biricik mericik
- #81
Yardimci neden almiyorsunuz? Maddi sebeplerden mi?Ne yapmalıyım. Onun içinden gelmiyor diye ben köle gibi yirmidört saat hizmet mi edeyim sizce?
Ben çamaşıra verilen tepkiden ziyade eşiniz yanaştığında verdiğiniz tepkiye takıldım. Çünkü anlatma sıranız da aslında siz trip yapıp gidip çamaşırı astıktan sonra yanaşmış adam yani ona da çok takılmamış aslında. Takılsa hiç gelmezdi. Sizi de anlıyorum gün içinde teması yok yatağa girince canlanıyor filan demişsiniz ama bazı insanlar da teması sevmezler çok, bu demek değil ki "aa yapısı böyle adamın haklı" ama bunu en azından art niyet gibi görmeyebilirsiniz belki kendi içinizde. Eşinizi tanıyan sizsiniz gerçi ama ben okuduklarımdan daha soğuk ve mesafeli bir insan olduğu izlenimini aldım, dolayısıyla çok temaslı sarmalı el ele diz dize oturmalı bir yapısı yok demek ki adamın. Kendi ihtiyacı için geldi, araya yastık koydum demişsiniz, oldukça gurur kırıcı bir davranış olmuş zaten ipler de onun üzerine kopmuş dikkat ederseniz. Yani bence çamaşıra verdiğim tepki yersizdi filan diye düşünmek yerine diğer tepkinizi gözden geçirmeniz gerek diye düşünüyorum ben.Sanki içimde bir öküz oturuyor şuan. İlgisizliğinden, gamsızlığından, kabalığından dolayı boşanmayı bile sık sık düşündüğüm kocamla iki gündür konuşmuyoruz. Akşamları ben varım diye yemek yemiyor, yataklar ayrı, gün içinde telefonlaşma yok... Zaten telefonlaşan insanlar değildik de günde bir kere -genelde ödemelerden dolayı- haberleşirdik.
İşin ilginç yanı "boşanalım dese sevinçten boynuna sarılacağım!" adam küstü diye içime oturan öküz !!
Bu seferki kavganın suçlusu benim diye mi bu kadar dertleniyorum, yapım mı bu, yoksa hala aşık mıyım, geri adım atmadan bu gidişatı nasıl değiştireceğim bilemiyorum.
Bir kaç ay önce radikal bir karar alıp ailelerimize yakın çevrede olan evimizden uzağa taşındık. Hafta içi kısmen aileler tarafından doyrulan sulanan çocuklar ve biz kendi sorumluluklarımızla başbaşa kaldık. İnce ince planını yaprık bunun, iş bölümü yaptık. Mesela çamaşır yıkama işi bende, asma toplama onda, yerleştirme bende. Yemek önce geldiği için o hazırlıklara başlıyor masa salata vs bende... Bulaşık bende süpürge onda vs vs gibi. Fena değildi birkaç gün öncesine kadar. Bu kadar keskin hatlarla olmasa bile kısmen planladığımız gibi gidiyordu. Son günlerde eşim savsaklamaya başladı. Yemeği dışarda yiyelim demeler, işleri görmezden gelmeler, söylediklerimi duymamalar vs... Olabilir, anlıyorum, bazen benim de canım istemiyor.
İki gece önce ben biraz abartılı tepki verdim. Çamaşırları makineye atmıştım, ona da asarsın demiştim. Çocukları uyuttuktan sonra yeni başlamış bir diziye takıldık. (Burada parantez açıp konuyu dağıtacağım. O gün yine önceden konuştuğumuz gibi yemek hazıklarına başlanmamıştı ben işten gelince yapmıştım ama probleme dönüştürmedim. dizi izliyoruz ama o ayrı koltukta ben ayrı koltukta. o kadar saat olmuş eve geleli hiç bir fiziksel temas yok. Ah karıcım kocacım bişey yok yok yok) Bir kaç kere hatırlattım "makine durmuştur çamaşırları asacaktın kırışmasınlar" diye. Espri ile söyledim, tehtidle, söyledim duymazdan geliyor. Bir öfke ile kalktım burnumdan soluyarak astım çamaşırları. döndüm eski yerime oturdum diziye devam etmeye. Biraz sonra benim koltuğuma geldi beni öpmeye kalktı (çünkü öbür ihtiyacı geldi aklına-sadece yatarken aklına gelen ihtiyacı) Hiç o tarafa dönmeden sağımdaki kırlenti soluma, onunla arama aldım. Çok bozuldu. Şişirdi kendini. Bir yandan da aptal dizide anne çocuk ayrılık sahnesine gözyaşlarım akıyor, eşime öfkemin de etkisiyle. Çocuğun okulundan aileleriniz yapsın diye bişey istemişler, tel vs ile yapılıyor. Kalktım aldım malzemeleri onu yapmaya başladım. Ver ben yapayım dedi, kükredim " ben yaparım" diye. İyice sinirlendi, montunu giydi çıktı gitti. Sigara almaya gitmiş, gelince de hiç konuşmadan yattı. Ben de salonda yattım...
Dün işten geldim, çorba-makarna yapmış. Masayı hazırladım. çocuklarla biz güzel güzel yedik o teşrif etmedi. Kek yaptım gece, pişmesini bile beklemeden gitti yattı, sabah baktım hiç tadına bile bakmamış. Kavga yok evde. Ben salonda yatıyorum o odada. Konuşmuyor, aramıyor, sormuyor, bişeyleri değiştirmek için hiç bir adım atmıyor.
15 senedir bişeyleri değiştirmek için hiç bir adım atmıyor. Evet bu seferki olayda ben abartılı tepki verdiğim için hatalıyım ama bir kadın olarak hiç mi çabayı haketmiyorum. Boşanılacaksa ben mi başlatmalıyım, barışılacaksa ben mi barışmalıyım. Bu içime oturan öküz bi kalksın gitsin yaa. Konuşmazsa konuşmasın işimi de yaparım keyfime de bakarım. O da dank ederse gelir. Gelirse düşünürüm barışıp barışmamayı. Diyorum. Diyorum ama bu içimdeki öküz beni rahatsız ediyor.
Uzun iç döküş için özür diler, bana yardımcı olacak fikirlerinizi paylaşırsanız teşekkür ederim.
ben astım zaten. bir iki söyledim duvara konuşuyorum gibi tepki verdi ben de kalktım astım. Niyetim sadece biraz tavır koymaktı ama ilk tepkimde sinirlendi kalktı çıktı gitti şimdi de konuşmuyor. Ben hakaret etmedim. Yatağa gelemezsin demedim. Benim nazıma böyle uç tepki veren benim kalbimi düşünmeyenin yanında uyuyasım gelmedi kırıldığım için.
Konunun başında öyle bir anlatmışsınız ki iş bölümü adaletsizliği, sizden yana değil eşinizden yana ağır çekmiş gibi duruyordu.. Bence sizin sorununuz bir çamaşır meselesi falan değil, hayatın genelinde sorumluluktan kaçan bir eş ve artık bu durumdan yorulmuş bir siz.. Sorumsuz insan zordur ama 15 yıl böyle olan biri de bu saatten sonra değişmez gibi duruyor.. zor yani Allah kolaylık versin
evi yeni aldığımız için geçici sıkışıklık diyebiliriz.Yardimci neden almiyorsunuz? Maddi sebeplerden mi?
Allah gule gule oturmayi nasip etsin. İnsallah eliniz kisa zamanda bollasir isleri hal yoluna koyarsiniz.evi yeni aldığımız için geçici sıkışıklık diyebiliriz.
Keşke anlamak yardımcı olmaya yetseydi :) Malesef yetmiyor ama size tek önerim bu kadar sorumluluk almamanız olabilir.. Yani huy-su değişmez belki ama mecbur kalınca illaki sorumluluk almak zorunda kalacaktır, yalnız burda bir ayrıntıya dikkat etmeniz lazım mecbur kalması sizin direktifinizle değil, kendisi eksiği görüp tamamlayarak falan olmalı.. İlk yıllarda eşim evde yemek yediği tabağı makineye koymaktan başka işe el sürmezdi.. Ben eve ondan erken geliyorum diye, izin günüm hafta sonu diye her iş bana bakardı (halbuki o da öğlen 2 de gittiği günlerde 1'e kadar yatmayabilirdi, ya da izin gününde kendine dışarda lüzumsuz bir iş üretmeyebilirdi). Neyse 1 yıl falan sonra patladım bir kavga düzelir gibi oldu ama yine aynı şeye döndü. Ben de bıraktım.. evde tozlar uçuşana kadar süpürmedim, kıyafet kalmayana kadar çamaşır yıkamadım, dışarda bir makine bulaşık daha çıkana kadar bulaşık makinesini kaldırmadım.. eve gelince saatlerce ev toplamak, yemek yapmak yerine yattım uyudum (onun gibi) ve bunun gibi şeyler..Ama hiç söylemedim, hiç şikayet de etmedim gayet halimden memnun davrandım evi .ok götürdü aldırmadım.. Sonra baktım yapmaya başladı (yemek hariç onu beceremiyor).. İzin gününde eve bi geliyorum ev pırıl pırıl falan.. Bulaşık makinesini kaldırıyor falan.. Sonra o yapmaya başlayınca ben de yapmaya başladım.. Ne zaman o bıraksa ben de bıraktımAnladığınız için teşekkür ederim. Var mı bu yorumu en başa tutturmanın yolu :)
Streslerini atıyorlar diye düşünüyorum. KK da haklı konu sahibi olmak için ya tüp bebek bölümüne yazacaksın, ya zayıflama forumlarına :) Olsun tek tük de olsa yerinde bakış açıları ve öneriler geliyor ben onlara odaklanıyorum.Bazı arkadaşlar konu sahibine suçlu bulmuş. Çünkü o konu sahibi. Her şekilde suçlu olmak zorunda....
Alışmamış g... don durmazmış. Ailelere yakın oturmak çalışan kadınlar için aslında bir şans, siz boşuna kırgınlık yapıp taşınmışsınız.Hah işte arkadaşım bizim taşınmadan önceki halimizle aynı bu anlattıkların.
Sonra biz ailelere yakın olmaktan usandık. Sanki onlara muhtaçmışız gibi imalarından usandık. Oturduk hesap kitap yaptık. Ödeyebilir miyiz, biraz zorlanırız ama öderiz dedik. Evi çevirebilir miyiz; işleri bu düzende yaparsak çeviririz dedik. Bak ama bana yardım edeceksin dedim tamam dedi. Uzak bir yerden ev aldık taşındık. birkaç aydır iyi kötü gidiyordu. Şimdi adam yavaş yavaş eskiye döneceğinin sinyalini vermeye başladı.
Bakın 10 yıllık evliyim zaten. 2 yıl sevgililik dönemim var onun öncesinde. Kreşe giden kızımda var. Çevremde sizin gibi bir sürü örnekte var. Hiçbirşeyi öyle havadan yazmadım. Temizlikçi parasını abartı buluyorsunuz, temizlikçiyi havaya giden bir para olarak görüyorsunuz ama ev işleri evliliğinizde büyük sorun, kocanızla ev işleri yüzünden kavga etmeniz, evinizin dağınık olmasından, ya da temizlikçiye ödenen paradan daha büyük sorun. Ayrıca eşimle akşamları bizde ayrı kanepelerde dizi hatta maç izliyoruz. Öyle sürekli sevgi sözcükleri kullanan bir çiftte değiliz ama akşam olunca evde yemekleri beraber yemek yemek, televizyonun karşısında pineklemek, çay içmek benim için yeterli. Arada canım eşime sarılmak isterse karşıdan beklemem ben sarılırım. Bakın bu son yıllarda sosyal medyanın pompaladığı suni bir durum. Hani öyle akşamları mumları yakıp romantik romantik sarılıp film izleyen çiftler. . Ben eşim ve kızımla oyuncakların her tarafa dağıldığı evimde akşamları kral şakir izlemeyi seviyorum. Bakın her evliliğin dinamiği farklıdır. Ama boşanmaya kesin kararlı değilseniz bence eşinizle küslük ya da trip yerine daha sağlıklı iletişim yolları bulmalısınız, gerekirse evlilik terapistine gidin.Yazdıklarınıza genel olarak hak veriyorum. Temizlik için temizlikçi kesin çözüm. Ama aldıkları rakamları artık çok abartı buluyorum. 200 TL haftalık verecek durumum yok. Ayrıca hafta bir gelen temizlikçi ile yemek konusu ve çamaşır konusu çözülmüyor. Kreşli, iki çocuklu evde bir çamaşırcı çalışmalı :)
Siz 15 yıllık evli olduğunuzda eşinizin sadece evde olması, kendini herşeyden soyutlaması size yeterli olacak mı, iyi düşünün lütfen?
Başlarda yılmadan özel günlerde onun için türlü türlü çiçekler, pastalar, sürprizler yaptım... Sonuç bir kere bile hakkıyla hatırlanıp kutlanan doğum günüm, evlilik yıl dönümüm bilmem ne günüm olmadı...