- 9 Ocak 2008
- 864
- 503
-
- Konu Sahibi biricik mericik
- #121
Ev işleri yüzündense bunca gerginliğiniz evliliğinizi tüketmek yerine yardımcı alın bence en azından temizliğe, insan eve geldiğinde bazen 1 tabak çorba koymaya bile hali kalmıyor yorgunluktan mesela dün eşim ameliyathaneden hiç çıkamamış öğle yemeği bile yiyememiş eve geldi ben ondan bişey istemeye çekinirim o durumdayken her şeyi kendim hallettim gocunmamak lazım diye düşünüyorum her şey dört dörtlük olmak zorunda değil hangimizin evi harika düzenle işliyor ki ? Çalışan bi kadınsınız zaten demek istediğimi anlarsınız biraz akışına bırakın derim
Evet bi başkası yaptığı sürece asla bizim yaptığımız gibi olmuyor malesef sanırım siz biz kuralcısınız tıkır tıkır işlesin istiyosunuz ama inanın kendinizi yormaktan başka bi işe yaramıyoHer gün yada haftada 2-3 gelecek yardımcı bizi anca paklar çünkü derdimiz derin temizlik değil günlük işler. Öyle bir yardımcı da şuanda maddi olarak bizi aşıyor.
Bu arada geçen senelerde haftada 2 gün gelen bir yardımcım vardı. Temizlik için tutmuştuk. Annem kadına "vaktin olursa onlara bir kap da çorba yap, iştahlı onlar seve seve yerler" demiş. Meğerse kadın yemek yapmayı çok seviyormuş. Temizliği bıraktı, aşçılığa döndü iş. Eve bi geliyoruz pastalar, kebaplar, tatlılar... ama ev süpürülmemiş! İştahlıyız ya o an seviniyoruz ama giyecek don bulamayınca dank ediyor. Neyse yolları ayırdık o ablayla:)
Siz tabi ki bunu demek istemediniz biliyorum, sadece aklıma gelmişken anlatmak istedim. Yani maaşla çalıştırdığın bir temizlikçi bile senin istediğin düzeni kolay kolay götüremiyor. Biliyorum kocam da herşeyi planladığımız gibi seve seve götüremeyebilir. Ben de gaddar değilim, o yorgun olsa "hayıııır senin işin yapacaksın" demem tabi. Ama benim demek istediğim mizacı oluşu tembel
Her gün yada haftada 2-3 gelecek yardımcı bizi anca paklar çünkü derdimiz derin temizlik değil günlük işler. Öyle bir yardımcı da şuanda maddi olarak bizi aşıyor.
Bu arada geçen senelerde haftada 2 gün gelen bir yardımcım vardı. Temizlik için tutmuştuk. Annem kadına "vaktin olursa onlara bir kap da çorba yap, iştahlı onlar seve seve yerler" demiş. Meğerse kadın yemek yapmayı çok seviyormuş. Temizliği bıraktı, aşçılığa döndü iş. Eve bi geliyoruz pastalar, kebaplar, tatlılar... ama ev süpürülmemiş! İştahlıyız ya o an seviniyoruz ama giyecek don bulamayınca dank ediyor. Neyse yolları ayırdık o ablayla:)
Siz tabi ki bunu demek istemediniz biliyorum, sadece aklıma gelmişken anlatmak istedim. Yani maaşla çalıştırdığın bir temizlikçi bile senin istediğin düzeni kolay kolay götüremiyor. Biliyorum kocam da herşeyi planladığımız gibi seve seve götüremeyebilir. Ben de gaddar değilim, o yorgun olsa "hayıııır senin işin yapacaksın" demem tabi. Ama benim demek istediğim mizacı oluşu tembel
Aslında evi çekip çevirmeyi yeni yeni başarıyoruz. Dediğim gibi ailelerin etrafındaydık. Evi hotel gibi kullanıyorduk. Akşam eve gelen çıkardığını atıyordu. Bir tarafta kirliler, bir tarafta yıkanmış yerleştirilecekler ev çamaşırhaneye dönüyordu. Kuralcı olmadığım zamanlardı yani. Biri gelecek görecek diye ödüm kopuyordu.Evet bi başkası yaptığı sürece asla bizim yaptığımız gibi olmuyor malesef sanırım siz biz kuralcısınız tıkır tıkır işlesin istiyosunuz ama inanın kendinizi yormaktan başka bi işe yaramıyo
Dert etmez aynı şeylerle haftalarca rahatsız olmadan takılma kapasitesi var :)ben sizin yerinizde olsam onun çamaşırını ütüsünü ayırırım.madem size adam akıllı destek olmuyor yükte olmasın
ben sizin yerinizde olsam yardımcı alırım.okudum sıkışıkmışsınız ama karşılasın beyfendi sonra aklı başına gelirDert etmez aynı şeylerle haftalarca rahatsız olmadan takılma kapasitesi var :)
Onun bana yükü psikolojik. Öyle asal asal takılması onun bana yükü. Benim bir ailem var, ben onlara nasıl yardımcı olurum, nasıl katkı sağlarım dememesi.
Bir akşam kv gelmişti. Kadın farketmiş, ben nerdeysem çocuklar orda. Çocuklar ve ben tıkışmışız bir kanepeye bişeyler yapmaya çalışıyoruz. İki çocuğa da ben yetişmeye çalışıyorum. Biriyle kitabından etkinlik yapmaya çalışıyoruz, birinin ödevlerini. KV dedi ki "üçünüz bir yere sıkışmışınız, biriniz de benim yanıma gelin" diye. Çocuklar tabi nerden yüz bulursa oraya gidiyor.
Ya arkadaşım bizim evde de is paylasimi var. Ama bunu dille söylemiyoruz. Yeri geliyor ben tüm gun keyif yapiyorum eşim tum isleri yapiyor yemekde dahil. Ama oturmusuz ikimizde tv izlerken hadi kalk camasiri as demem, oda demez. Burda anlatmaya çalıştığım gorduyse yapsin nolcak? Orasi ev askeriye veya is yeri değil. Kimsenin evini bilip bilmeden sacma sapan konuşmayın.evet sizin kafayla gider ev işleri..
görüyorsun sen yap..
allah allah adam o evde yaşamıyor mu ?
yemek yemiyor mu?
kirli çamaşır çıkarmıyor mu ?
yatıp kalkmıyor mu ?
birde 2 çocuk var sizin gibi kadınlar erkekleri yetiştiriyor sonra evlenince karısının başına eli kolu işlemiyormuş gibi kalıyorlar..
ev ortak yaşam alanıdır kadın çalışıyor eve geliyor 2 çocuğun dersi giyim yıka doyur vs vs hepsi kadında..
süpürge hergün açılmıyor diyor hazır yıkanmış çamaşırı asamayacak kadar aciz bir adam mi ? eli kolu işlemiyor mu yahu ? zor işleri yıkmışsın adama yazanlar bile olmuş zor güç gerektiren işler asıl erkeğin işi olmalı..
düşüncen çok yanlış bu düşünceyle yetiştirilen erkekler yan gelip yatmaktan başka bir halt bilmiyor işte.. erkektir yapmaz niye ? ne özelliği var ?
Hesap kitap işleri de bende ama:) Kaç para gelecek, nereye ne ödenecek.ben sizin yerinizde olsam yardımcı alırım.okudum sıkışıkmışsınız ama karşılasın beyfendi sonra aklı başına gelir
Kusura bakmayın ben bu yoruma çok güldüm.Bu arada, annemim "iştahlı onlar yerler" demesinin altındaki sebep de bizim iştahımızdan çektikleri sanıyorum. Küçük oğlumu bakıyordu. Akşam iş çıkışı oğlanı almaya diye gidiyor, oturup karnımızı da doyuruyorduk. Ne çektiyse, nasıl bıktıysa artık kadın, resmen bize aşçı edindirmişti.
Gülebilirsiniz ben de gülüyorum halimize:)Kusura bakmayın ben bu yoruma çok güldüm.Kadın çok çekmiş demek ki. Eğer eşin de gidiyorduysa 4 kişi ciddi bir sayı. Her gün yemek yapsa ancak yetişir. Yani insan da her gün yemek yapmak istemiyor, bıkmıştır normal. Bence siz öyle makarna gibi aparatif şeyler yapacağınıza büyük tencerede çok yapın en az 3 gün gider. İsterseniz size özelden birkaç tarif verebilirim.
Ya arkadaşım bizim evde de is paylasimi var. Ama bunu dille söylemiyoruz. Yeri geliyor ben tüm gun keyif yapiyorum eşim tum isleri yapiyor yemekde dahil. Ama oturmusuz ikimizde tv izlerken hadi kalk camasiri as demem, oda demez. Burda anlatmaya çalıştığım gorduyse yapsin nolcak? Orasi ev askeriye veya is yeri değil. Kimsenin evini bilip bilmeden sacma sapan konuşmayın.
Yok değilim, ama iyi yemek yapıyorum. Benim de temizlik en büyük sorunum ama yemek hiç olmadı. Ki biz eşimin ailesi ile aynı şehirdeyiz ama çok nadir onlarda yemek yeriz. Hatta eşim ben 6’da işten çıkıp eve gelip yemek yapınca eğer hoşuna giden bir şeyse annemleri de çağıralım diye tutturur.Gülebilirsiniz ben de gülüyorum halimize:)
Siz aşçı mısınız?
Niye yanında yatayım beni sevmeyen adamın? Sarılmadan yatacaksam başka yerde yatarım. Tırs tırs yatağına gidip bana sarılmasını beklemek en çok zoruma giden şey. Çünkü o biliyor ki beni en çok kızdıran şey o yatakta sırtını dönüp yatması. Bu kadar kızdığımı bile bile sırtını dönüp yatacak.Adam yerinde kıpırdamamış. Yatak ayırmak bence bir evlilikteki en büyük sıkıntı. Niye yanınızda yatmıyorsunuz.
Bunu o anda değil de daha sakin bi zamanda konuşabilirsiniz bence. Anlıyorum artık naz makamında olmak istiyorsunuz
Boşansanız 2. Evlilik yapmak gibi bir fikriniz olsa hayat devam ediyor neticede. O zaman da tamam hayatım sen izle diziyi ben asıyorum çamaşırları diyecek erkeği bulursan burada yaz bileyim dünyaya öyle bir erkek geldiğiniSanki içimde bir öküz oturuyor şuan. İlgisizliğinden, gamsızlığından, kabalığından dolayı boşanmayı bile sık sık düşündüğüm kocamla iki gündür konuşmuyoruz. Akşamları ben varım diye yemek yemiyor, yataklar ayrı, gün içinde telefonlaşma yok... Zaten telefonlaşan insanlar değildik de günde bir kere -genelde ödemelerden dolayı- haberleşirdik.
İşin ilginç yanı "boşanalım dese sevinçten boynuna sarılacağım!" adam küstü diye içime oturan öküz !!
Bu seferki kavganın suçlusu benim diye mi bu kadar dertleniyorum, yapım mı bu, yoksa hala aşık mıyım, geri adım atmadan bu gidişatı nasıl değiştireceğim bilemiyorum.
Bir kaç ay önce radikal bir karar alıp ailelerimize yakın çevrede olan evimizden uzağa taşındık. Hafta içi kısmen aileler tarafından doyrulan sulanan çocuklar ve biz kendi sorumluluklarımızla başbaşa kaldık. İnce ince planını yaprık bunun, iş bölümü yaptık. Mesela çamaşır yıkama işi bende, asma toplama onda, yerleştirme bende. Yemek önce geldiği için o hazırlıklara başlıyor masa salata vs bende... Bulaşık bende süpürge onda vs vs gibi. Fena değildi birkaç gün öncesine kadar. Bu kadar keskin hatlarla olmasa bile kısmen planladığımız gibi gidiyordu. Son günlerde eşim savsaklamaya başladı. Yemeği dışarda yiyelim demeler, işleri görmezden gelmeler, söylediklerimi duymamalar vs... Olabilir, anlıyorum, bazen benim de canım istemiyor.
İki gece önce ben biraz abartılı tepki verdim. Çamaşırları makineye atmıştım, ona da asarsın demiştim. Çocukları uyuttuktan sonra yeni başlamış bir diziye takıldık. (Burada parantez açıp konuyu dağıtacağım. O gün yine önceden konuştuğumuz gibi yemek hazıklarına başlanmamıştı ben işten gelince yapmıştım ama probleme dönüştürmedim. dizi izliyoruz ama o ayrı koltukta ben ayrı koltukta. o kadar saat olmuş eve geleli hiç bir fiziksel temas yok. Ah karıcım kocacım bişey yok yok yok) Bir kaç kere hatırlattım "makine durmuştur çamaşırları asacaktın kırışmasınlar" diye. Espri ile söyledim, tehtidle, söyledim duymazdan geliyor. Bir öfke ile kalktım burnumdan soluyarak astım çamaşırları. döndüm eski yerime oturdum diziye devam etmeye. Biraz sonra benim koltuğuma geldi beni öpmeye kalktı (çünkü öbür ihtiyacı geldi aklına-sadece yatarken aklına gelen ihtiyacı) Hiç o tarafa dönmeden sağımdaki kırlenti soluma, onunla arama aldım. Çok bozuldu. Şişirdi kendini. Bir yandan da aptal dizide anne çocuk ayrılık sahnesine gözyaşlarım akıyor, eşime öfkemin de etkisiyle. Çocuğun okulundan aileleriniz yapsın diye bişey istemişler, tel vs ile yapılıyor. Kalktım aldım malzemeleri onu yapmaya başladım. Ver ben yapayım dedi, kükredim " ben yaparım" diye. İyice sinirlendi, montunu giydi çıktı gitti. Sigara almaya gitmiş, gelince de hiç konuşmadan yattı. Ben de salonda yattım...
Dün işten geldim, çorba-makarna yapmış. Masayı hazırladım. çocuklarla biz güzel güzel yedik o teşrif etmedi. Kek yaptım gece, pişmesini bile beklemeden gitti yattı, sabah baktım hiç tadına bile bakmamış. Kavga yok evde. Ben salonda yatıyorum o odada. Konuşmuyor, aramıyor, sormuyor, bişeyleri değiştirmek için hiç bir adım atmıyor.
15 senedir bişeyleri değiştirmek için hiç bir adım atmıyor. Evet bu seferki olayda ben abartılı tepki verdiğim için hatalıyım ama bir kadın olarak hiç mi çabayı haketmiyorum. Boşanılacaksa ben mi başlatmalıyım, barışılacaksa ben mi barışmalıyım. Bu içime oturan öküz bi kalksın gitsin yaa. Konuşmazsa konuşmasın işimi de yaparım keyfime de bakarım. O da dank ederse gelir. Gelirse düşünürüm barışıp barışmamayı. Diyorum. Diyorum ama bu içimdeki öküz beni rahatsız ediyor.
Uzun iç döküş için özür diler, bana yardımcı olacak fikirlerinizi paylaşırsanız teşekkür ederim.