Dışarıdan bakışa ihtiyacım var, evliliğim hakkında

Neden olmasın? Bir sürü konuda okuyoruz evlenince libidosu yerlerde gezen erkekleri.

Kadınlar isteksizdir öyle çok cinsel istekleri olmaz görüşü tamamen ataerkil bir toplumda yaşamamızdan kaynaklanıyor.

Libido konusu cinsiyete değil, biyolojik özelliklere bağlıdır, kimisinin yüksektir kimisinin düşüktür kadını erkeği diye bir ayrımı yoktur.
Bu üye için dedim ben ya, kendisi çok fazla ilişki yaşayıp hala tatmin olmadığından şikayetçi olduğu için dedim.
 
Ya oncelikle yazi asiri uzun oldugu halde, akici, imla kurallarina uygun yazarak okunur hale getirdiğiniz icin kendi adima tesekkur ederim.

Penti kismina gelene kadar, guzel ve egitimli bir kadinin yazisini okudum. Penti kısmı itibariyle bu egitimli kadının icten ice sinirlendigi ortadaydi bu sebeple yazida dagilmalar vardi ama neredeyse bitmek uzere oldugu belliydi sabredilebilirdi.

Tekrar tesekkurler.

Siz de, kendimde de gordugum bir hatayi farkettim. "Talepkar olmamak"

Erkekler talep etmeyen, kendine yeten kadınlarla evlendiklerinde gozlemlerime gore "erkek" olarak hissetmiyorlar ve bu kadina ilgi vermiyorlar. Bizim gibi kadınlarin eril enerjisi, hayatimizdaki erkekten daha baskin oluyor. Bu da erkegi psikolojik olarak hadim edilmis gibi hissettiriyor anladigim kadariyla.

Ha bence kendine yeten bir kadinla evli olmak, miy miy ve surekli muhtac bir kadınla evli olmaktan evladir... ama erkek boyle degil. Yalan da olsa ihtiyac duyulsun istiyor, sacma sapan tamirat meraklari falan hep bu yüzden diye dusunuyorum. :)

Bosanma fikrini one surecek birsey bulamadim.

Ama talep etmeye baslasaniz evliliginiz icin iyi olabilir :)
 
Yazının tamamını okudum, benim fikrim şu sürekli alttan alan insan olursanız herkes tarafından ezilirsiniz. Yeni evli bir çift olarak ne işiniz var görümcelerle yazlıkta. Bende görümcelerimi çok severim. Ama tatile eşimle başbaşa gitmek isterim. Kimseyi de yanımda istemem. Çocugunuz yokken çocuklu ailelerle tatile gitmek bana hiç mantıklı gelmedi bu tatilde zaten illaki problemler yaşanırdı yaşanması çok normal. En baştan bunu teklif etmemeniz gerekirdi. Ayrıca sizin yaptıgınızı bizde yaptık evlenir evlenmez ev araba borcuna girdik. İkimizde çalıştığımız halde hayat kalitem o kadar düşmüştü ki gerçekten çok zor ve saçma bir süreçti. Şimdi düşünüyorum araba da olmayıverseydi, yada evi bir sene iki sene geç alsak ne olurdu. Boş yere o kadar borçla evliliğin ilk yılından sıktık kendimizi. Bu konuda pişmanım şükür o borç bitti başka borca da girdik ama ben şunu öğrendim kesinlikle öyle kıyafet alamayacak öz bakımını ihmal edecek kadar büyük borca girilmemeli. Üç değil beş arabanız olsa nolur evde huzurunuz kalmamış ki. Bence borcun bir kısmını kapatın o zaman sorunlarınız da azalır belki eşiniz parayı dert ettiği için ailesine gitmeyi tercih ediyordur. Değmez yani dünya malı için bu kadar sıkıntıya girmeye. Harcayamayacaksak neden çalışıyoruz. Bizde tayinciyiz herkes ne gerek var eşya alma derken ben herşeyi gönlüme göre aldım bütçem yettiği kadar. Hiçte pişman değilim dünyaya bir defa geliyoruz. Size tavsiyem biran önce bu kemer sıkma politikasından kurtulmanın yolunu bulun o zaman gezmeye de gidersiniz tatile de yemeğe de herşey çözülür
 
30 yıldır eşimle beraberiz.
Bizde de gezmeyi, görmeyi, konuşup anlatmayı seven benim.
Gençken ben de sizin gibi bozulur, küserdim.
Zamanla doğru yöntemi buldum.
Açık ve net bir iletişim sürdürmek en güzeli.
Mesela biz yarıyılda Hatay, Urfa, Antep, Adana geziye çıktık.
Eşime Urfa’ya gideceksek Göbeklitepe’yi görmeden dönmem ona göre dedim.
Sen istiyorsan gideriz tabi dedi.
Önceden adam benim burayı görmek isteyeceğimi düşünsün isterdim.

Akşamları aşağı yukarı aynı saatte işten dönüyoruz eşimle.
Yemek yedikten sonra bazı akşamlar diyorum ki:
Benim canım sıkıldı, kalk dondurma yemeye gidelim ama Mado’ya, ben oranın dondurmasını seviyorum.

Bir de naçizane derim ki;
1. Evlilikte fazla fedakarlık, cefakarlık getirir.
2. Gençken çok birikim derdine düşmeyin,
canınız isterken yiyin, yakışırken giyin, sağlıklıyken gezin.
3. Sevginin Beş Dili/Gary Chapman adlı kitabı mutlaka okuyun.😊
4. Eşinizin düşünmesini, söylemesini beklemeyin, açık ve net olarak isteklerinizi, beklentilerinizi dile getirin.
5. Siz de eşinizin isteklerini ve beklentilerini dikkate alın.

Mutluluklar dilerim.
Sizin ne zaman bir yorumunuza denk gelsem hep aynı şeyi düşünüyorum. Gerçekten kendinizi her anlamda geliştirmiş mantıklı konuşan empati kurabilen bir kadınsınız. Hayranım size🥰
 
Adam zaten her fırsatta memlekete giden biri, siz yalnız kalmak istiyorsunuz niye görümcelerle tatil işine giriyorsunuz ki?
Maddi durumunuz sıkıntılı olmadığı halde niye kendinize birseyler almıyorsunuz?
Niye kendinizi bu kadar sıkıyorsunuz, biraz talepkar olmak kimseye zarar vermez.

eşime ite kaka birsey yaptırmak istemiyorum demişsiniz ama erkeklere bazı şeyleri tek tek söylemek gerekiyor. Akıllarına gelmiyor. Anlamıyorlar. Mesela sizin eşiniz bir mağazaya girince mağazadaki işin 40 dk sürmesine şaşırmış çünkü bilmiyor çünkü muhtemelen beraber alışverişe gitmiyorsunuz kapıda beklemedi adam.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
farklı dünyaların insanlarısınız bence
çocuk olunca hayat daha da kısıtlı oluyor
benim eşim de çok gezip tozan bir adam değil aşırı çalıştığı için yorgun oluyor genelde
ama ona kalsa asla gitmeyeceği otel tatiline ben sene içinde çoluk çocuk ev vs ile çok yorulduğum için ben dinleneyim diye gider. tabi ben de gezip tozmak için epey kavgalar ettim. baktım olmuyor bi dönem kendim takılmaya başladım o arkamdan gelmeye başladı
ama çocuklar 2 olunca ben de öyle hadi coş koş yapamıyorum. bende de enerji baya düştü😁
velhasıl çabalıyor ama karşılık alamıyorsanız çocuksuznve gençken paranız da varken bi şeyleri yaşayamıyorsanız bence de sıkıntı. ilişkinizi ve beklentilerinizi gözden geçirmenizde fayda var
not: maddi durumu iyi olan kadınların hiç olmasa haftada bir gün temizliğe yardımcı almayıp kendilerini bir de orda paralamalarını da anlamıyorum o ayrı mesele
 
Huylu huyundan vazgecmez siz zaten onun oyle oldugunu bielrek evlenmissiniz simdi degismesini bekliyosunuz bu haksizlik degilmi? Bu genc yasinizda neden mal mulk icin bukadar fedakarlik? Evinizde duzgun esya yok alisveris bile yapmiyosunuz neden? Her tatilde memlekete gitmeyin esiniz sizle gelmiyorsa siz baska bir yere gidin esinize odakli yasamayin bence. Adam biraz torpulenir ama sizin istediginiz seviyeye asla gelemez diye dusunuyorum
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Sizin hayatınız iş ve memleket olmuş. Anlayışsız ilgisiz bir eş… Bir de henüz çoluk çocuk yokken diye belirtmişsiniz birkaç yerde. Evet çocuk olduktan sonra bu halinden de kötü olur. Burdan bile görünüyor gidişat malesef.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Siz biraz cimrisiniz bence madem kocanızla baş başa vakit geçirmek istiyorsunuz alın otelinizi baş başa gidin çocuklu insanlarla ne işiniz var. Ailesiyle vakit geçirmek isteyen her türlü geçirir yıllık izinde ekonomik olsun diye milletin kiraladığı villada ne işiniz var . 2. Olarak da daha gencecik yeni evli bir insansınız mesleğiniz var düzenli geliriniz var neden herşeyi içinize koyuyorsunuz? Kredi tamam çekilir de bu kadar kredi çekip kendinizi yormaya üzmeye değer mi? Siz bence bazı şeyleri mal sahibi olmak için ört bas etmişsiniz içinizdeki o duygular bastırılmış ondan dolayı böyle tepki veriyorsunuz . Ben sizin yerinizde olsam kendimi bu kadar yormam evime düzenli bi temizlik yemek için yardımcı çağırırım haftada 3 gün yeter. Seneye için kocamla 1 haftalık güzel bir otel kiralarım baş başa. Evinize de her ay bir odayı dekore etmek gibi bi hedef koyun. Bence bunlar çok içinizde kalmış adamın suçu yokken bile patlıyorsunuz tatilde gerçekten 1 saat Pentiye girilir mi . Tatile çıkmadan önce yapın alışverişinizi eve temizlikçi çağırın yemek temizlik yapmayın gidin pentide gezin. Çocuk olunca zaten inanın ne vakit ne para kalıyor. Gençliğinizi para için harcamayın. Anlattığınız her şey para harcayarak çözülecek şeyler
 
Daha sevgililik döneminde dikkate almadığınız nasıl olsa evlenince değişir dediğiniz şeylerin ceremesini çekiyorsunuz maalesef. O öyle bir adam siz böyle bir kadınsınız. Ya bunu kabul edip bu deveyi güdeceksiniz ya da ben miyim tek deli deyip bu diyardan gideceksiniz.
 
Yani eşiniz tatile hayır demiyormuş ama olleeyyy tatiiiiilllll diye de koşarak gitmediği ortada .. içi ölmüş o adamın özür diliyorum ama öyle .. birde çocuk olsa hayatta biryere çıkaramazsınız onu çıksa da söylene söylene burnunuzdan getirir gittiğiniz yeri.. tablo o kadar ortada ki ... ya değer vermiyor yada aşırı rahat bir insan sırf çeneniz kapansın diye gidip geliyor heryere ondada bir ton sorun kadir kıymet bilmiyor aslında sadece sizin eşiniz değil yüzde 90 ı böyle bunların bencil yaratıklar değmeyin totolarının keyfine 2 tane istesen 3. De yüz göz asılır .. hic sevmem cocuk gibi haraket edenleri dışkılama ihtiyacın varsa git dışkıla abicim orda bile kadın alternatif sunuyor şurda kafe var gidelim vırt zırt paşam triplerde çok naif davranmışsınız benim burada1 saat işim var ya kafede sorununu çöz yada donuna mıçabilirsin der giderdim aslada onla tatil plani yapmazdim basbasa kalmaya calismazdim basar giderim kendi planimi yaparim ne hali varsa gorsun ya uyum saglar yada herkes yoluna bakar bukadar basit kendinizin kiymetini bilin biraz
 
Hepsini okuyamadım ama tatile görümcelerle beraber mi gidiyorsunuz? Sebep?
 
Ağlamayan bebeğe meme vermezler.
Ben bunu bunu istiyorum, bunu istemiyorum demek lazım. Kimse senin yaptığın şeyin fedakarlık olduğunun daha doğrusu nötr olarak yaptığının farkında olmaz. Sen istediğin şeyi istiyorum diyeceksin, farketmez diyeceğin şeyi de istemeyeceksin.
Bu arada ben de farketmez insanım bunu kendime de yazıyorum. Çünkü darkediyor, sonunda zaman bitiyor
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Alıştırmamışsınki adamı alışvers konusunda. Bence ondan sert cıkmıştır. Adam seni kırmıyo sende sık sık akşamları onu cıkar. Denizi sevıyosun denizin olduğu yerlere götür sürekli. Oda alışır
 
Gelişmeleri anlatmak istiyorum.
Eşim beni kırdığını, pişman olduğunu söyledi ve özür diledi. Düşüncesiz davrandığını kabul etti…
Ben kendisiyle son derece didaktik bir dille yalnızca bir hayatım olduğunu, kendisini çok sevsem de ömrümü böyle geçirmek istemediğimi söyledim. Bir daha aynı yerden sorun yaşarsam devam edemeyeceğimi, hayatımı böyle “çürütüyormuşum” gibi hissettiğimi anlattım.

Eşimin savunması “düşünemedim” şeklinde oldu… dışarı çıkıyoruz ya zaten dedi. İhtiyaçlarımızı satın almak için gidilen avmyi, 5 dkcık yenilen fastfoodu, ne bilim kalabalık kalabalık kadıköyde tıkış tepiş dolanmayı sosyalleşmek zannediyormuş meğersem:) ben ne seviyorum peki sence diye sorunca sakinlik, az insan, denize yakın olmak gibi cevaplar verdi:) ve hemen bana istanbulda, denize sıfır bir yemek organize etti, adalarda plaja gittik, peşimde sürekli nereye gidelim diye dolanıyor, eylülde tekrar tatile gidelim diyor…

Bu gelişmeler benim açımdan olumlu. Umarım beni anlamaya devam eder, bir kez daha benzer sorunları yaşamaya mecalim kalmadı zira.
 
X