Dışarıdan bakışa ihtiyacım var, evliliğim hakkında

Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Benim bütün bu anlattıklarınızdan net gördüğüm şu:
Siz hayattan zevk alan ve yaşamayı seven birisiniz, kocanız ise salmış ve hayatla sürüklenen biri.

Sadece tatilde değil, evinizdeki normal hayatınızda da bir heyecan kalmamış gibi. Yani haftada bir bi yemeğe çıkmak, beraber bi konsere gidip avaz avaz şarkı söylemek, beraber eğlenmek, ortak zevkler oluşturmak, bunlar hayatın tadı. Bunları yaşamayacaksak ne kaldı ki hayatta? Dümdüz düğün-çocuk-yaşlanma-ölüm çizgisinde yaşayacaksak?

Bence kafa denginiz bir adamla çok mutlu olabilirdiniz...
"Hemen boşan, allah da onu kahretsin!" tonundan konuşmuyorum tabi ama, bence "hayatım farklı olabilirdi"yi gözünüzde canlandırın. Sizi mutsuz eden hiçbir şeye mahkum değilsiniz.
 
Eşimle başbaşa tatil yapamadiktan sonra ne anlarım o zenginliği, rahat yaşamı...bence önemli bir sorun ama asabilirsiniz. Siz rezervasyon yaptırın mesela on ödemeyi yapın her sene ucbes günde olsa bı kafa dinleyin tatil ayarlayın. Ailesine bu kadar gitmekle fazla fedakar favranmissiniz hiç gerek yok...çocuk yokken maddi durum elveriyoken gezin tozun. Eşinizin kafası değişmez ama biraz yontulabilir
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Size bir şey söylemimi erkekler doğru düzgün plan yapmayı beceremez. Hele tatil planı hiç beceremez (Tabi hepsi değil hayatı çok gayette güzel yaşamasını bilen erkekte çok) Sizde demişsiniz zaten plan yapsam hayır demez diye. Daha yıllık izinlere çıkmadan planlarınızı kendiniz yapın o yıl nereye gitmek nereyi görmek istiyorsunuz yıl içinde emirkipiyle bu yıl buraya gidiyoruz otel , pansiyon fiyatlarına bakıyorum deyin baktığınız otellerin resmini gösterin. Gideceğiniz şehirdeki görmek istediğiniz yerlerin listesini yapın. Bak gittiğimizde buraları ziyaret edeceğiz falan deyin. Tatil için alışverişinizi yapın. Bir şey derse ben çalışan bir kadınım tatil benim temel ihtiyacım bir tatile bile gidemeyeceksem çalışmanın ne anlamı var koca yıl çalıştım diye bir tartışma çıkartın Hayır diyemez. Yani eşinizden beklenti içinde olmayın beklenti sizi üzmekten başka bir işe yaramaz. Siz alıştıracaksınız eşinizi tatile gezmelere tozmalara planı yapın o uymak zorunda kalsın. Zamanla alıştıkça o sizden daha fazla ister
 
Bilemiyorum,anlattığınız şeyler benim için problem değil,ama sizi rahatsız etmiş ki konu açmışsınız. Belki daha çok yeni evlisiniz,o sebeple de olabilir. Adam siz program yaptığınızda gelmem demiyorsa sıkıntı görmüyorum şahsen. Ama siz programı eşiniz yapsın istiyorsunuz gibi. Benim için programı kimin yaptığının önemi yok,hadi gel gidelim diyen eşimin amcası ailesiyle bile tatile çıkan bir insan olarak 😂 bence biraz rahat olun,bu kadar kendinizi kasmayın ve akışına bırakın olayları. Sürekli kafanızda bir soru işaretiyle yaşamayın,çok zor bu şekilde hayat.
 
Bu adamla anlaşabildiğiniz tek konu, maddi konular sanirim. Onun dışında hayat zevkleri farkli iki insan görüyorum buradan.

Dünyaya bir kere geliyoruz, ortalama insan ömrünü hesaba katarak,
boyle bir evliliği ittire ittire nereye kadar goturebileceginizi,
bu adamla ve uyuşmayan zevklerinizle, mutsuz, istediginiz gibi bir hayati yaşayamadan ve tatmin olmamış bir ömür gecirip geçiremeyeceginizi düşünün.

4 yıldır değişmeyen adamin da bu saatten sonra değişeceğini düşünmek te hayal dunyasinda yasiyor olmaktır.
 
Bilemiyorum,anlattığınız şeyler benim için problem değil,ama sizi rahatsız etmiş ki konu açmışsınız. Belki daha çok yeni evlisiniz,o sebeple de olabilir. Adam siz program yaptığınızda gelmem demiyorsa sıkıntı görmüyorum şahsen. Ama siz programı eşiniz yapsın istiyorsunuz gibi. Benim için programı kimin yaptığının önemi yok,hadi gel gidelim diyen eşimin amcası ailesiyle bile tatile çıkan bir insan olarak 😂 bence biraz rahat olun,bu kadar kendinizi kasmayın ve akışına bırakın olayları. Sürekli kafanızda bir soru işaretiyle yaşamayın,çok zor bu şekilde hayat.
Bir süre sonra insan bu durumdan sıkılıyor. Sürekli plan ve organizasyon yapmak, adamı birşeyler için iteklemek cidden insanı yoruyor. İstiyorsunuz kş eşiniz de sizin için birşeyler yapsın. Yaşayan bilir.
 
Bir süre sonra insan bu durumdan sıkılıyor. Sürekli plan ve organizasyon yapmak, adamı birşeyler için iteklemek cidden insanı yoruyor. İstiyorsunuz kş eşiniz de sizin için birşeyler yapsın. Yaşayan bilir.
Doğrudur tabii herkes bir olmaz,ben farkında bile olmuyorum kim ayarlamış organizasyonu diye. Ama bir başkası bunu önemseyip bekliyor olabilir. Şahsen en az dediğiniz durum kadar yorucu gelir bana beklenti içinde olmak. Yanlış anlamayın beklentiyi olumsuz olarak görmedim. İnsanın en doğal hakkıdır yani eşinden bir şey beklemek.
 
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
Vay arkadas bu kadar böbürleneni de ilk kez goruyorum
Eşinize kolaylıklar
 
Amma mıymıntı adam 60 yaşında emekli dede gibi .. ben sizi gayet uyumsuz gördüm. Bu arada ben de deniz ve tatil sevdalısıyim, yazlık evim de var, her yaz deniz kenarına akarım yanımda gelmeyecek adamla işim olmaz.
Yazlık ev olayı kötü degıl mı ya
Degısık yerler gormek otellere gitmek hizmetinin ayagını gelmesı varken hep aynı yere cakılı her yaz?

Bızim de var hıc ugramıyorum kiralatıyorum.
 
sizi çok haklı buldum, ben olsam bu kadar asla sabretmezdim diye düşünüyorum. ben de partnerimle gezip tozmayacaksam ilişkinin ne anlamı var diye düşünüyorum. ama eşinize karşı tutumunuz da çok doğru gelmedi bana. çünkü adam zaten en başından beri böyle biriymiş. senelerce bu durumu bu şekilde idare edip, adam aynı şekilde davranmaya devam ederken sinirlenip kızmanız, sürekli değişmesini beklemeniz o kişiye haksızlık. eşinizin davranışlarını sinir bozucu bulsam da adam sizi kandırmamış ki. siz ona uymuşsunuz, idare etmişsiniz sonra da artık canınıza tak edince kızıyorsunuz.

çok çalıştım, birikim yaptım, fedakarlık yaptım diyorsunuz ama arabaları evleri kocanıza mı aldınız? kendinize de aldınız. o zaman ben fedakarlık yaptım diye de kızamazsınız adama. keşke arabayı üçleyene kadar tatillere gidip, dünyayı gezseymişsiniz, güzel kıyafetler alsaymışsınız belli ki sizi daha mutlu edecekmiş. şimdi hem arzularınız içinizde kalmış, hem de içinizde kalan şeyler için karşı tarafı suçluyorsunuz. eşiniz de pek sizin hayat görüşünüze uygun biri değil gibi geldi, o yüzden kendinize uygun biri haline getirmek için itikliyorsunuz sanki.

ne güzel imkanlarınız, paranız var, yaşınız da genç; hayat çok kısa. ya adamı böyle kabul edin ya da ayrılmayı düşünün bence.
 
Sizin temelde iletişim probleminiz var çift olarak. Her şeye tamam demiş kabul etmişsiniz sonrasında niye söyleniyorsunuz veya bunları kabul ettiğiniz için takdir bekliyorsunuz anlamadım. Eşiniz de zihninizi okuyamaz ya. Kendi hür iradenizle gitmişsiniz ablalarıyla tatile. Dahası teklif bile sizden gelmiş. Eşinizin huyunu bilmiyor musunuz, tanımıyor musunuz? Bu tatilde bir gerginlik çıkacağı, sizin memnun olmayacağınız o kadar belli ki. Bir kere sizin zevk aldığınız şeyler, tatil anlayışlarınız farklı. Hep farklıymış. Bu kadar önem verdiğiniz bir durumdu madem en başta daha evlenmeden düşünmeliydiniz. Fazla fedakarlık fazla vefasızlık getirir derler. Siz artık eşinizin isteklerini, düşüncelerini, zevklerini bırakın bir kenara kendinizi düşünün.
 
Adamın içi ölmüş. Bazı insanlar öyledir 30-40 yaşında 80lik gibi yaşarlar ve tüm enerjinizi emip yok ederler. Pozitif ve enerjik biri için Çekilecek dert değil.
Eşimle 1.5 senedir evliyiz. İlk 6 ay işlerimiz sebebiyle farklı illerde yaşadık. 1 senedir aynı evdeyiz. Öncesinde 2.5 senelik bir ilişkimiz vardı. Eşimi seviyorum. Aynı memleketteniz, ailelerimiz çok iyi ve medeni insanlar. Ailevi hiçbir sıkıntımız yok. Meslektaşız. Benim işim ona göre daha yoğun, stresli ve riskli. İş konusunda çok zor bir sene geçirdim.
Maddi olarak tr şartlarına göre iyi sayılabiliriz. Kira derdimiz istanbulda lojmanda oturmamız sebebiyle yok. Çok iyi bir sitede çok cüzi bir bedelle oturuyoruz. Bile isteye bu ekonomide borçlanmak için, kredi muslukları henüz kapanmamışken, 1.5 sene içinde üst segment bir araba, bana orta segment bir 0 araba aldık. Bunlar haricinde bir arabamız daha, düğün altını, kenarda birikim vs de var. Borçlandık ancak ödeme güçsüzlüğümüz yok, birikimleri nakite çevirsek borçları kapatırız elimizde para da kalır. Ancak tabiki bu ekonomide bir şeyler edinmek için kredileri ödeyebilmek için kemer sıktık. Ben bekarken aldığım eşyaları getirdim, eve bunlar haricinde bir su bardağı almadık diyebilirim. Dolayısıyla evim çok konforlu bir ev değil, uyumsuz. Tayinci olmam dolayısıyla ve anlattığım sebepten eve harcama yapmadım. Lükse ve markaya düşkünüm ancak 1.5 senedir iki parça alışveriş yapmamışımdır. İşten güçten gezmeye tozmaya da vaktim/enerjim olmadı. Zaten ben istanbul insanı da değilim… her şey sırf bu ekonomide, henüz çoluk çocuk yokken bir miktar birikim yapabilmek içindi. Ancak dediğim gibi gerçekten istesem rahatlıkla bunları da yapabilecek güçteydik.
Eşim tabiat olarak sakin, gezmeyi/tozmayı/tatili sevmeyen ancak ben plan yapsam hayır demeyen biri.
Bense tatile/denize/eğlenmeye bayılırım. Eşim de benim hayatta en keyif aldığım şeyin deniz/kum/güneş, sahilde bir yemek, denize yakın olmak ve tatil ruhu olduğunu bilir.
Ev işlerine ben söyleyince katılım gösterir ancak insiyatif almaz, benden de bir iş beklentisi olmaz ama. Yemeği vs dışarıdan söyleyip bir temizlikçi tutalım desem kabul eder. Zaman zaman teklif de eder.
Bu kısmı kafanızda canlansın diye anlatıyorum.

Evlenmeden önce ben bir tatil beldesinde yaşıyordum. Bu 2.5 sene boyunca kendisine tatile gitmeyi teklif ettim defalarca. Her seferinde ailesine gitmeyi tercih etti, bana tarih verip gelmediği de oldu. Biz yalnızca ayda bir haftasonu görüşebildik. Yaşadığımız yerler arası mesafe 1000 km vardı. bana kocaman yıllık izninden bir parça ayırmadığı için 2.5 senede ayrılığın eşiğinden döndüğümüz kavgalarımız oldu, tolere ettim, iyi huylarına tutundum ve evlendik.

Evlendikten sonra, ilk bayram tatilinde, tayinlerimiz çıkmadığı için daha aynı şehirde yaşamaya başlamadan, 4 aylık evliyken, memlekete gidelim diye tutturdu, zaten sonrasında 40 gün izinli olacağız dedi. halbuki ben çok popüler bir tatil beldesindeydim, gezip tozabilirdik yeni evli bir çift olarak. İlk bayram heves etti diye düşündüm, sonra iznimiz yine kalacak dedim sorun çıkarmadım.
Sonrası 40 günlük iznimizde 8 gün tatile gittik, geri kalan sürede ev toplama taşınma işleri oldu ve sonrasında yine memleketimize gittik.

Bu sene içinde 3 yıllık izin aldık, iki bayram iznimiz vardı ve bu 5 izinde de yine memleketimize gittik.
Bu arada memleketimiz de çok güzel bir destinasyonda ancak eşim bana bu 5 izinde memleketimizde olduğumuz dönemde, bir kere bile bir dışarıda yemek yiyelim, yakın bir yere gidelim, başbaşa olalım teklifinde bulunmadı…
Dolayısıyla ben birkaç gün ailesiyle geri kalan zamanı ise ailemle zaman geçirdim. Sorun çıkarmadım. Ölüm var, kalım var, ailemizden uzağız dedim… eşimle memleketimizde başbaşa dışarı anca bir avmye işimiz düştüyse çıkmışızdır diyebilirim.
Bu arada eşimin ailesinin memlekete gelin, dipdibe olalım gibi bir beklentisi yok hatta kendileri derler uzak neden geldiniz, yoğun çalışıyorsunuz, tatile gitseydiniz vs. Gerçekten medeni ve çocuklarının mutluluğu ile mutlu olan insanlar… sıkıntı tamamen eşimdeydi yani.

Bu arada geçtiğimiz haftalarda eşimin ablaları bir tatil beldesinde villa kiraladılar, eşimin ablalarını da, eşlerini de severim. Çok kafa dengi, iyi insanlardır. Eşim tatil olayına çok bayılmadığı için, tatil onun için de güzel geçsin diye eşimin ablaları ile villa tatiline katılmayı teklif ettim. Bu konuda kimse beni zorlamadı. Hatta eşimin ablaları yeni evlisiniz, gelmek zorunda değilsiniz de dediler. Ben sırf eşim kardeşleriyle zaman geçirsin diye, aynı zamanda görümcelerimle de tatil güzel geçer, kalabalıkta eğleniriz, ev kocaman ve çok güzel, konaklama da ekonomik olur diye görümcelerimle villa kiraladım velhasıl. 10 gün kaldık.

Eşime ilk başta denizi çok sevdiğimi, villa kiraladık diye evde tıkılmayacağımı, başbaşa da bir yerlere/denize vs gitmemiz gerektiğini söylemiştim. Tamam demişti.

Görümcelerim, ilk günden itibaren bize başbaşa çıkın, bize bakmayın, keyfinize bakın şeklinde telkinde bulundular. Kendileri çocukları olduğu için, çocuklar havuzu daha çok sevdiği için villadan ayrılmadılar.

Biz eşimle bu 10 günün 3 gününde farklı tatil beldelerine günübirlik başbaşa denize gittik. 2 gün de görümcelerimle birlikte denize gittik. Ve yalnızca bir akşam görümcelerimle birlikte dışarı çıktık. Çocukların uykusu geldiği için 9 gibi geri döndük, eşime başka bir zaman da başbaşa geç saatlere kadar dışarıda vakit geçirmek istediğimi söylemiştim. Ancak hiç böyle bir teklifte bulunmadı…
bir akşam ise ben dayanamayıp dışarı çıkalım dedim, kabul etti, görümcelerime de nezaketen söyledim, gelmek isterseniz gelin diye, biz dışarıdayken görümcem aradı, görümcemler de çıktıklarını kendi kendilerine aynı yerde gezdiklerini, keyfimize bakmamızı söyledi. Araba park yerini konum attı. Ben gayri ihtiyari pentiye bir uğradım, Bu esnada eşim tuvaletim var dedi, bir daha marmarise geliriz diyosan çıkalım başka zaman geliriz dedim, yok sen bak dedi. Bi on dk sonra geldi, istersen bir kahve içelim bi yerde sen de tuvalete git, sonra tekrar bakarım dedim, yok dedi. Bi on dk sonra karşıdaki kafeye oturabileceğini söyledim. Dışarı çıktı. Sonra beni aradı görümcelerimin geldiğini onlarla oturduğunu söyledi. Tmm dedim, ben işim bitince yanınıza gelirim dedim, görümcelerimle olduğu için rahatladım dolayısıyla bikini vs denedim.
, 40 dk sürdü alışverişim.
Çıkınca eşim görümcelerimle ayrıldığını, onların gezmeye devam ettiğini söyledi ve bana saydırdı, tatilde bi saat pentide ne işin var, al da çıkalım vs.
Bu noktada ben, 1.5 senedir alışverişe çıkmamış, doğru düzgün bir parça alamamış, iş yoğunluğundan gezememiş, tüm yıllık izinlerini eşi yüzünden memlekette geÇirmiş bir kadın olarak çıldırdım.
Ben senin için erkek mağazalarında 4-5 saat geçirdiğimi biliyorum, ablanlar bir mağazada 2 saat dursa gıkın çıkmaz, 40 yılın başı çıkıyorum ben dedim. Bu noktada eşim telefonundan ablasınının konumunu nerede olduklarını takip ediyordu. Aha dedim senin derdin belli oldu, sen karınla zaman geçirmek istemiyosun. Sen ablanlara yetişmeye çalışıyosun…
Eşimle epey tartıştık. Sonrasında ablasına yetişmeye çalışmadığını, tuvaleti geldiği için sitem ettiğini vs söyledi. Ancak eşim öncesinde bana ablamlarlayım dediği için ve oturuyoruz dediği için tuvalet sorununu halletti sanıp rahat davranmıştım.
O günden sonra tatil benim için zehir oldu, toplam 4 senelik ilişkimizde tatil benim için artık o kadar mesele haline geldi ki. Çıkartana kadar mesele, çıkarttıktan sonra mesele.. benim imkanlarımdaki insanlar dubai mi maldivler mi ikilemindeyken bir yurtiçi tatil bile ulaşılamaz oldu benim için. Ben kocamla zamqn geçirmeyi isterken kocam tüm yıllık izinlerimizi memlekette ailesiyle geçirmeyi tercih eder oldu… ilk başlarda bahane uydurabiliyordum ancak artık anladım, bahanem kalmadı. Bu adam başbaşa vakit geçirmeyi beni mutlu etmeyi tercih etmiyor. Böyle bir arzusu yok.
Özetle Eşim 10 gün boyunca tatilde borsayla meşguldü, yapı olarak zaten konuşkan değildir, eve gelir bir şey konuşmaz, peşinde iletişim kurmam için dolanırım, ilgisizliği tavan yaptı. bana başbaşa zaman geçirmeyi, bir yemeğe gitmeyi, iki kadeh bir şey içmeyi teklif etmediği için, ailesi odaklı olduğu için, ailesine olan toleransı benden esirgediği için, daha önce sevgiliyken dahi tatil yüzünden çokca tartıştığımız için, tatilin bu anlamda benim için önemini bildiği için, her seferinde izinlerde benimle vakit geçirmek yerine ailesini tercih ettiği için, eşşek gibi stres altında çalışıp bu tatili çok hakettiğim için, buna rağmen benim 12 gün yıllık iznime ve bir ton parama mal olduğu için, tatil arzum tatmin olmadığı için, bir şeylere sahip olalım diye 1.5 senedir bir çöp almadığım için, temizlik/yemek/evişi/iş arasında heder olmama rağmen “sen benim için ne yapıyosun beni mutlu etmek için” cümlesini duyduğum için, fedakarlığım karşılık bulmadığı için, ailesini mutlu etmeye gösterdiği özeni bana göstermediği için, 1.5 senelik evlilik boyunca maddi manevi fedakarlık yaptığım için, tüm yıllık izinlerinde koştur koştur memlekete götürüldüğüm için eşime son derece kinlendim. Boşanmayı dahi düşündüm.
Eşim özensiz davrandığını kabul etti, dikkat edeceğini, en kısa zamanda başbaşa tatil planlayacağını söyledi. Döndüğümüzden beri de başbaşa program yapmaya gayret ediyor.
Bense 4 senedir aynı yerden sınanmış, 4 senedir aynı konuda problem yaşamış, ev-iş arasında heder olmuş, kısıtlı yıllık izni olan biri olarak tatilimin eşim tarafından rezil edilmesi hissini aşamıyorum.
Yine berbat iş hayatıma geri döndüm ve tatil, kendimle ve eşimle başbaşa Kalma/hayatın keyfini çıkarma arzum tatmin olmadı.
Ben talepkar bir insan değilim, eşimle zaman geçirmek yeni yerler keşfetmek istiyorum. Eşimin bunu bilmesine rağmen, evliliğimde bu ihtiyacımın tatmin olmamasını hazmedemiyorum.
Eşime ite kaka bir şey yaptırmak istemiyorum
Beni mutlu etme motivasyonu olsun istiyorum
Bu konuyu aşamıyorum, sanki tekrar beni bi yere götürse de 6 ay sonra aynı şey başıma gelecek gibi geliyor.
Defalarca aynı konuda kriz yaşamama rağmen aynı şeyi yapması bana saygısızlık gibi geliyor. Boşanmayı dahi düşündüm, bilmiyorum.
Ben kocamı seviyorum ancak beni o kadar anlamıyor ki hayatım sanki iş/memleket/ev arasında rezil olacakmış gibi düşünüyorum.
Ben mi abartıyorum?
Bu imkanlarda yeni yerler keşfetmemek, bir tatilin dahi ulaşılamaz olmasını, iki gün bir yere başbaşa gitmeyi akıl edemeyen bir adamla evli olmayı, evliliğimde sadece beklentim bu iken, çoluğum çocuğum yokken dahi bunu gerçekleştirememeyi, eşşek gibi çalışırken ve zihnimi boşaltmaya bu kadar ihtşyacım varken bunları yapamamayı hazmedemiyorum.
İçimde kin, öfke ve kırgınlık var. Başedemiyorum. Hayatımın böyle geçmesini istemiyorum.
 
Yazlık ev olayı kötü degıl mı ya
Degısık yerler gormek otellere gitmek hizmetinin ayagını gelmesı varken hep aynı yere cakılı her yaz?

Bızim de var hıc ugramıyorum kiralatıyorum.

Önce otele gidiyorum sonra yazlığa vınlıyorum:rapci:Yazlıktada da farklı farklı beachlere gidiyorum, her gün aynı şey olmuyor yani gayet iyi oluyor:halay:
 
sizi çok haklı buldum, ben olsam bu kadar asla sabretmezdim diye düşünüyorum. ben de partnerimle gezip tozmayacaksam ilişkinin ne anlamı var diye düşünüyorum. ama eşinize karşı tutumunuz da çok doğru gelmedi bana. çünkü adam zaten en başından beri böyle biriymiş. senelerce bu durumu bu şekilde idare edip, adam aynı şekilde davranmaya devam ederken sinirlenip kızmanız, sürekli değişmesini beklemeniz o kişiye haksızlık. eşinizin davranışlarını sinir bozucu bulsam da adam sizi kandırmamış ki. siz ona uymuşsunuz, idare etmişsiniz sonra da artık canınıza tak edince kızıyorsunuz.

çok çalıştım, birikim yaptım, fedakarlık yaptım diyorsunuz ama arabaları evleri kocanıza mı aldınız? kendinize de aldınız. o zaman ben fedakarlık yaptım diye de kızamazsınız adama. keşke arabayı üçleyene kadar tatillere gidip, dünyayı gezseymişsiniz, güzel kıyafetler alsaymışsınız belli ki sizi daha mutlu edecekmiş. şimdi hem arzularınız içinizde kalmış, hem de içinizde kalan şeyler için karşı tarafı suçluyorsunuz. eşiniz de pek sizin hayat görüşünüze uygun biri değil gibi geldi, o yüzden kendinize uygun biri haline getirmek için itikliyorsunuz sanki.

ne güzel imkanlarınız, paranız var, yaşınız da genç; hayat çok kısa. ya adamı böyle kabul edin ya da ayrılmayı düşünün bence.
eşlerin biraz da olsa birbirine uyum sağlaması gerekmiyor mu? Herkes ben böyleyim deyip kenara çekilirse anlaşma uyum nasıl olacak? Kökten değişimden bahsetmiyorum.
 
X