- 15 Kasım 2013
- 1.393
- 2.325
-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #81
Izledim ve cok begendim. Gayet yetenekli birisiniz. Calismalarinizin devamini mutlaka görmek isterim. Lütfen bana da haber verin.Çooook teşekkür ederim, mesajla ilettim size filmi.
tesekkür ederim ben de iyiyim. Almanya`da yasiyorum ben. Yolunuz düserse bir kahve icmeye beklerim:)Yaaa çok sağ olunİstanbula taşındım yeni işe başladım aslında her şey gayet iyi ya çok şükür. Siz nasılsınız?
Yani bugün çok depresifim ve dertleşmek için açtım ama erken tanı alması çok olumlu bir şey bir de siz anlayışlı ve bilinçli olursanız çok da mutlu olur. Benim bana "bu çocuk gerizekali galiba" Diyen ve dehb semptomlarım yüzünden sürekli ceza veren eleştiren bilinçsiz bir ailem vardı (o zamanlar da tanı konmuyordu hiperaktive yoksa) buna rağmen baktığında o kadar kötü bir yaşamım yok ve mutlu olduğum da çok oluyor o yüzden endişe etmeyin.
Yazdıklarıniz bana hiç garip gelmedi,yoksa ben de mi dehb liyim :)Merhaba arkadaşlar. İnsanların hep değişeceğine inanan biriydim ama bazen düşünüyorum da hayır değişmiyoruz. 6 sene önce dikkat eksikligi bozukluğu tanısı almış ve ilaç kullanan biriyim. Kendimi bildim bileli hayat hep zordu. Giyinmek, sabah uyanmak, evden çıkmak, bir işe başlamak, bir işi bitirmek, arkadaşlık kurmak, dinlemek, sorumluluk üstlenmek, hayatı yoluna koymak, her şey. Hayattan bildiğim hep kendimi düzeltmeye çalışıyorum ama artık degisebilecegime inanmamaya başladım. Hayatı çok seviyorum ama hayat yani günlük yaşam yani her sabah kalkıp yaşamamız gereken şu hayat, çok zor geliyor. Herkese zor geliyor mu acaba? 36 yasindayim ama 3 yaşında gibi hissediyorum bazen, sanki yaşamak için gereken olgunluk damarlarımda eksik. Bunları psikiyatriste anlattığımda hepsini dehbe bağlıyor. Düzelmez diyor sadece kontrol etmeyi ogrenebilirmisim aliskanliklar geliştirmeli ve bu durumla, yani aslinda kendimle, yasamayi ogrenmeliymisim. İlaç iyi geliyor gibi bazı günler bazı günlerde ise hayatı kolaylastirmiyor. İsim gereği memurlarla çok fazla konuşmam lazım telefon acıyorum diyeceklerimi unutuyorum hala, resmi toplantılarda abuk sabuk şakalar yapıyorum düzgün ütülü kıyafetim olmuyor sabah giyecek. Senelerdir her gün yaptığım şeyler hiç kolaylasmiyor. Hep ayni. Hep aynı sorunlar. Hep aynı dertler. Hep aynı aşırı duygusal ve dağınık durum. O kadar isterdim ki bir anda farklı bir insana dönüşmek. Her şeyin suçunu bu duruma da atıyor olabilirim ama bu şekilde bir engelle doğmuş olmak (Allahin gücüne gitmesin daha ne kötü şeyler var tabi yine halimize şükür tabi ki ama) bazen yani bana çok saçma geliyor diyorum ki neden yani neden bu abuk sabuk varoluş biçimi ile yaşamak zorundayım neden sürekli kendimi hayal kırıklığına hayal kırıklığına ugratiyorum? Neden yeni tanıştığım insanlarda acıma ile karışık bir küçümseme yaratıyorum ve neden bu 36 senedir değişmedi? Neden hiç ciddiye alınmıyorum ve aslında ciddiye alınmak da istemiyorum çünkü ciddiye alinmanin getireceği sorumluluklar bana zor gelecek başarılı olamayacağım biliyorum. Dehb tanisi olanları dertleşmeye bekliyorum.
Genetik geçişli sanırım dehb deBen de aşağı yukarı o yaştayım.
Tanılı değilim ama birkaç yıldır dehbli olduğumu biliyorum.
İlaçtan yana çekincelerim var, ilaca karar vermediğim için tanı alma gereği hissetmiyorum.
Günlük rutinler bile çok zor, mesela çocukluk-gençlik dönemimde dişlerimi fırçalayıp yatmak yerine 1 saat aynanın karşısında kendimi incelemem hep saçma geldi, şu an sebebinin farkındayım en azından.
Bazı şeyleri kontrol edebilmeye başladım.
Ama uykumu asla, bu yüzden gün içindeki enerjim bi aşağıda bi yukarıda.
Evli değilsiniz sanırım, evlenmeye karar verirseniz eş adayınızın dehbli olmamasına gerçekten dikkat edin.
Tanısız ama yine de emin olduğum bir eşim ve tanılı bir oğlum var.
Hayat gerçekten çok ama çok zor bu şekilde.
Kendi rutinlerimde zorlanırken oğlumun rutinlerini desteklemek zorundayım çünkü 8 yaşında hala tek seferde tam tekmil giyinemiyor ve eşime bile çoklu yönerge vermemem lazım, aynı oğlum gibi 2.basamağı aklında tutamıyor.
Bende 36 yasında dehb tanılı biriyim. İlac da kullanmıyorum. Seni çok iyi anlıyorum. Ama kabullenip kendinle barışık olmalısın. Ben çevreme bu durumu anlatıp beni yargılamamalarını, bu durumun doğumsal, nörofarklılık olduğunu söylüyorum. Ve eleştiriye asla tahammül göstermiyorum. Benim beynim farklı calısıyor diyorum. Tavsiye de bulunan ile ben dalga geciyorum. Not al, esya kaybetmemek için buyuk bir cunta al filan gibi şeyler eminim sende duyuyorsundur. Hadii ya diyorum, bak bu hiç aklıma gelmemişti:) demek bu kadar basitti:)) bir de yap kurtul methodum var. Sıraya koy. Hayır bu işin şu kadar kısmı bitmeden kalkamazsın masadan gibi. Ben beynimin her istediğine boyun eğmemeyi alışkanlık haline getirdim. Az eşya, nesnelerin hep aynı yere konacagı rutinler ve düzenlerde çok işe yarıyor. Demem o ki; önce kendinle barış, sonra da salmaa:) yapman gerekeni yap kurtul:) evin, odan, cantan, masan boş olsun. Sade yalın kafa karıştıran detaylarla zaten karışık olan beynini daha fazla yorma. İşlerini sıraya koy. Tabii ki zor, her zamanda işe yaramıyor ama hayatta ne kolay ki, hem iyi yanları da var:) iyi tarafından bak, olumsuzluk çukurundan çık..Merhaba arkadaşlar. İnsanların hep değişeceğine inanan biriydim ama bazen düşünüyorum da hayır değişmiyoruz. 6 sene önce dikkat eksikligi bozukluğu tanısı almış ve ilaç kullanan biriyim. Kendimi bildim bileli hayat hep zordu. Giyinmek, sabah uyanmak, evden çıkmak, bir işe başlamak, bir işi bitirmek, arkadaşlık kurmak, dinlemek, sorumluluk üstlenmek, hayatı yoluna koymak, her şey. Hayattan bildiğim hep kendimi düzeltmeye çalışıyorum ama artık degisebilecegime inanmamaya başladım. Hayatı çok seviyorum ama hayat yani günlük yaşam yani her sabah kalkıp yaşamamız gereken şu hayat, çok zor geliyor. Herkese zor geliyor mu acaba? 36 yasindayim ama 3 yaşında gibi hissediyorum bazen, sanki yaşamak için gereken olgunluk damarlarımda eksik. Bunları psikiyatriste anlattığımda hepsini dehbe bağlıyor. Düzelmez diyor sadece kontrol etmeyi ogrenebilirmisim aliskanliklar geliştirmeli ve bu durumla, yani aslinda kendimle, yasamayi ogrenmeliymisim. İlaç iyi geliyor gibi bazı günler bazı günlerde ise hayatı kolaylastirmiyor. İsim gereği memurlarla çok fazla konuşmam lazım telefon acıyorum diyeceklerimi unutuyorum hala, resmi toplantılarda abuk sabuk şakalar yapıyorum düzgün ütülü kıyafetim olmuyor sabah giyecek. Senelerdir her gün yaptığım şeyler hiç kolaylasmiyor. Hep ayni. Hep aynı sorunlar. Hep aynı dertler. Hep aynı aşırı duygusal ve dağınık durum. O kadar isterdim ki bir anda farklı bir insana dönüşmek. Her şeyin suçunu bu duruma da atıyor olabilirim ama bu şekilde bir engelle doğmuş olmak (Allahin gücüne gitmesin daha ne kötü şeyler var tabi yine halimize şükür tabi ki ama) bazen yani bana çok saçma geliyor diyorum ki neden yani neden bu abuk sabuk varoluş biçimi ile yaşamak zorundayım neden sürekli kendimi hayal kırıklığına hayal kırıklığına ugratiyorum? Neden yeni tanıştığım insanlarda acıma ile karışık bir küçümseme yaratıyorum ve neden bu 36 senedir değişmedi? Neden hiç ciddiye alınmıyorum ve aslında ciddiye alınmak da istemiyorum çünkü ciddiye alinmanin getireceği sorumluluklar bana zor gelecek başarılı olamayacağım biliyorum. Dehb tanisi olanları dertleşmeye bekliyorum.
inanır mısınız ilokulda ortaokulda dersleri hep iyiydi kızımın16 yaşında teşhis konulması biraz geç olmuş, neden farkedemediniz acaba ya da sonradan nasıl farkedildi diye sorayım..Belirtiler nelerdi? Kendine güvenmesi çok güzel, yolu açık olsun
ders çalışmaya okula gitmeye geldi mi odaklanamıyorum vs diye mızlardıkizinizda cok kizdik dediğiniz davranışlar nelerdi?
Kızlar bütün yorumları okudum tek tek alintilamayayim ama hepinize çok teşekkür ederim. Gerçekten yazdığınız her şey her şey çok benzer şeyler. Çok yaygın bir durum olduğunu biliyordum ve eminim benim gibi 30lu yaşlarında tanı alan yaşıtım kadınlar vardır diyordum varmış. Önerdiğiniz metodlarin neredeyse hepsini uygulamaya çalışıyordum (bullet journal, görevi bölmek, yap kurtul) bir de ilaç da ise yarıyor bende. Ve haklısınız yani hepsinin faydası oluyor olmadı diyemem. Bende de dediğiniz gibi gelecek ve plan belirsizliği hedefsizlik veya çok sık hedef değiştirme, sıkılma var. Şu an 3 seneye yaklasan bir ilişkim var başta ilişkide çok zorlandım ama şu an çok mutluyum sevgi zaten hep vardı, en azından iliskimden sıkılmıyorum ve işimi de seviyorum o açılardan şanslıyımama dediğiniz gibi rutinden sıkılma farklı farklı şeylere heves etme ve yan psikolojik sorunlar (yeme bozukluğu, kaygı, depresyon) hep var. Ama bir yorumcunun dediği gibi kendine acımak çözüm değil. Ve bununla yaşamayı öğreneceğiz yani. Disardan birine saçma gelebilir bu yazdıklarım ama inanın bu şekilde bir sürü insanla aynı durumu yaşayan kadınlarla konuşmak fikir alışverişi yapmak çok iyi geldi konu gereksiz gelebilir ama gerçekten iyi ki acmisim
Benim kizımda yani okuldan kacmiyor seviyor okulu vs ama ders calismaya gelince bir birimizi yiyoruz dakika başı ayakta, ders çalişmak zor geliyor dikkst eksikligi oldugunu dusunuyorum o yuzden sormustumders çalışmaya okula gitmeye geldi mi odaklanamıyorum vs diye mızlardı
ama pc oyunu vs oldu mu full dikkati topluydu o yüzden kızardık bilmiyorduk tabi
meğerse dehb li zevk almadığı şeyden hepten kaçar ekstra zor gelirmiş
kaç yaşında kızınız?Benim kizımda yani okuldan kacmiyor seviyor okulu vs ama ders calismaya gelince bir birimizi yiyoruz dakika başı ayakta, ders çalişmak zor geliyor dikkst eksikligi oldugunu dusunuyorum o yuzden sormustum
Senelerdir kendimde şüpheleniyorum. Tecrübeli olanlar belirtileri yazabilir mi banaa
Valla yukarda yazdım bir arkadasım var kafası sürekli çorba konuşurken de o mu bu mu o seçenek mi bu seçenek mi 5 dkda 20seçenekten bahsediyor. Bazen de konudan konuya atlayıyor takip etmesi çok yorucu
Buna katılıyorum. Başka belirtiler bence su yani aklıma gelen sürekli böyle iseniz bence olabilir:
- eviniz masaniz cantaniz sürekli dağınık giyecek temiz kiyafetiniz yok cicekleriniz habire soluyor
- sürekli eşya kaybediyorsunuz
- fatura ödeme gibi işleri sürekli unutma erteleme
- uçak kaçırma
- plansizlik sebebiyle surekli son dakika harcamaları
- gece uyuyamama gündüz uyanamama her yere geç kalma
- arkadaşlardan gelen mesajlara dönememe ve bunun stresiyle yasamak
- birinin anlattığını dinleyememe laf kesme farketmeden habire kendinden bahsetme
- küçükken zorbalığa uğramış olmak, ezik, garip, deli, salak gibi sıfatlar yakıştırilmasi
- konuşurken konuda kalamamak konuyu dallandirip budaklandirmak abuk sabuk örnekler vermek konudan konuya atlamak aşırı çekingenlik ve sosyal fobi
- not almadan resim yapmadan veya telefonla oynamadan toplantı dinleyememk
- isyerinde sıkıldığı için sürekli şaka yapmak bazı ortamlarda sürekli şaka yapan güldüren biri olarak tanınmak
- fark etmeden her şeyini o kadar da samimi olmadığın birilerine anlatmak (oversharing)
- yanlışlıkla her teklife evet demek sonra planların karismasi. Bazen tehlikeli durumlara düşünmeden evet demek kendini garip ve tehlikeli durumlarda bulmak
- sürekli can sıkıntısı ve bulanık bir zihin bazı şeyleri tekrar tekrar düşünme takıntı yapma, dönemsel aşırı ilgilendiğin takıntı haline getirdigin konular, yeni tanistigin insanlara aşırı yükselme
- ev toplama yemek yapma gibi rutin işleri yaparken aşırı sıkılıp bırakmak başka şeylerle meşgul olmak
- zor görevlere hiç baslayamamak son dakikada son gece uyanık kalıp bitirmek
- gelecek planı yapamamak
- görmediğin arkadaşlarını ve aileni unutmak yani araya mesafe girince baginiz kopuyor vefasızsın
- programın dolu olunca aşırı stres olmak
- sık sık kanepede boş boş saatlerce telefona bakmak, kalkmak isteyip kendini kaldıramamak
- ilişkilerden boğulmak hemen kaçmak istemek ama terk edilmekten ve reddedilmekten aşırı korkmak
- adres yer yön bulamamak aklında tutamamak
- aşırı huylanma (ses dokunma ışık vb uyaranlardan)
- aşırı duygusallık bir anda parlama bir anda ağlama sinirlenme, sakinlesememek
- duygusal olgunlasmama (yasitlarindan gencmis gibi, küçükmüş gibi davranmak ve hissetmek)
- genel olarak sürekli suçluluk hissi ve habire özür dileme
- etrafi tarafından zaman zaman bencillikle, düşüncesizlikle, tembellikle ve gamsizlikla suclanmak ama aslında her şeyi kafaya takmak