-
- Konu Sahibi En buyuk kk
- #101
Psikolog desteği alın bence. Sonuçta hayatta belli bir yere gelebilmişsiniz bu sorunlarınız belki de depresyon,tükenmişlik belirtileridir. Her şeyi DHBT'ye bağlamayın. Sabah kalkıp işe gitmek ,sorumluluk almak kimsenin can atarak yaptığı şeyler değildir zaten. Olumlu düşünerek aşabilirsiniz , psikolojik nedenleri vardır vs. Yani DHBT'yim hayat zor etiketlemesi kendinize haksızlık olurMerhaba arkadaşlar. İnsanların hep değişeceğine inanan biriydim ama bazen düşünüyorum da hayır değişmiyoruz. 6 sene önce dikkat eksikligi bozukluğu tanısı almış ve ilaç kullanan biriyim. Kendimi bildim bileli hayat hep zordu. Giyinmek, sabah uyanmak, evden çıkmak, bir işe başlamak, bir işi bitirmek, arkadaşlık kurmak, dinlemek, sorumluluk üstlenmek, hayatı yoluna koymak, her şey. Hayattan bildiğim hep kendimi düzeltmeye çalışıyorum ama artık degisebilecegime inanmamaya başladım. Hayatı çok seviyorum ama hayat yani günlük yaşam yani her sabah kalkıp yaşamamız gereken şu hayat, çok zor geliyor. Herkese zor geliyor mu acaba? 36 yasindayim ama 3 yaşında gibi hissediyorum bazen, sanki yaşamak için gereken olgunluk damarlarımda eksik. Bunları psikiyatriste anlattığımda hepsini dehbe bağlıyor. Düzelmez diyor sadece kontrol etmeyi ogrenebilirmisim aliskanliklar geliştirmeli ve bu durumla, yani aslinda kendimle, yasamayi ogrenmeliymisim. İlaç iyi geliyor gibi bazı günler bazı günlerde ise hayatı kolaylastirmiyor. İsim gereği memurlarla çok fazla konuşmam lazım telefon acıyorum diyeceklerimi unutuyorum hala, resmi toplantılarda abuk sabuk şakalar yapıyorum düzgün ütülü kıyafetim olmuyor sabah giyecek. Senelerdir her gün yaptığım şeyler hiç kolaylasmiyor. Hep ayni. Hep aynı sorunlar. Hep aynı dertler. Hep aynı aşırı duygusal ve dağınık durum. O kadar isterdim ki bir anda farklı bir insana dönüşmek. Her şeyin suçunu bu duruma da atıyor olabilirim ama bu şekilde bir engelle doğmuş olmak (Allahin gücüne gitmesin daha ne kötü şeyler var tabi yine halimize şükür tabi ki ama) bazen yani bana çok saçma geliyor diyorum ki neden yani neden bu abuk sabuk varoluş biçimi ile yaşamak zorundayım neden sürekli kendimi hayal kırıklığına hayal kırıklığına ugratiyorum? Neden yeni tanıştığım insanlarda acıma ile karışık bir küçümseme yaratıyorum ve neden bu 36 senedir değişmedi? Neden hiç ciddiye alınmıyorum ve aslında ciddiye alınmak da istemiyorum çünkü ciddiye alinmanin getireceği sorumluluklar bana zor gelecek başarılı olamayacağım biliyorum. Dehb tanisi olanları dertleşmeye bekliyorum.
7 yaşında götürdum dr a dehb degil ama dikkat eksikligi olabilir anlattiklariniza göre, biraz takip edelim dedikaç yaşında kızınız?
şüpheniz varsa bir hekime gösterin isterseniz
%98 beni tarif ettin. Ee şimdi ne olacak. Sürekli denk geliyor ama sonrasında ne yapılması gerekiyor tedavi veya hafifletici yöntemler var mı. Gerçekten aşırı yorucu ayrıntılar. İşin ilginci bunları normal sanıyordum yani herkeste zaten olan huylar davranışlarBuna katılıyorum. Başka belirtiler bence su yani aklıma gelen sürekli böyle iseniz bence olabilir:
- eviniz masaniz cantaniz sürekli dağınık giyecek temiz kiyafetiniz yok cicekleriniz habire soluyor
- sürekli eşya kaybediyorsunuz
- fatura ödeme gibi işleri sürekli unutma erteleme
- uçak kaçırma
- plansizlik sebebiyle surekli son dakika harcamaları
- gece uyuyamama gündüz uyanamama her yere geç kalma
- arkadaşlardan gelen mesajlara dönememe ve bunun stresiyle yasamak
- birinin anlattığını dinleyememe laf kesme farketmeden habire kendinden bahsetme
- küçükken zorbalığa uğramış olmak, ezik, garip, deli, salak gibi sıfatlar yakıştırilmasi
- konuşurken konuda kalamamak konuyu dallandirip budaklandirmak abuk sabuk örnekler vermek konudan konuya atlamak aşırı çekingenlik ve sosyal fobi
- not almadan resim yapmadan veya telefonla oynamadan toplantı dinleyememk
- isyerinde sıkıldığı için sürekli şaka yapmak bazı ortamlarda sürekli şaka yapan güldüren biri olarak tanınmak
- fark etmeden her şeyini o kadar da samimi olmadığın birilerine anlatmak (oversharing)
- yanlışlıkla her teklife evet demek sonra planların karismasi. Bazen tehlikeli durumlara düşünmeden evet demek kendini garip ve tehlikeli durumlarda bulmak
- sürekli can sıkıntısı ve bulanık bir zihin bazı şeyleri tekrar tekrar düşünme takıntı yapma, dönemsel aşırı ilgilendiğin takıntı haline getirdigin konular, yeni tanistigin insanlara aşırı yükselme
- ev toplama yemek yapma gibi rutin işleri yaparken aşırı sıkılıp bırakmak başka şeylerle meşgul olmak
- zor görevlere hiç baslayamamak son dakikada son gece uyanık kalıp bitirmek
- gelecek planı yapamamak
- görmediğin arkadaşlarını ve aileni unutmak yani araya mesafe girince baginiz kopuyor vefasızsın
- programın dolu olunca aşırı stres olmak
- sık sık kanepede boş boş saatlerce telefona bakmak, kalkmak isteyip kendini kaldıramamak
- ilişkilerden boğulmak hemen kaçmak istemek ama terk edilmekten ve reddedilmekten aşırı korkmak
- adres yer yön bulamamak aklında tutamamak
- aşırı huylanma (ses dokunma ışık vb uyaranlardan)
- aşırı duygusallık bir anda parlama bir anda ağlama sinirlenme, sakinlesememek
- duygusal olgunlasmama (yasitlarindan gencmis gibi, küçükmüş gibi davranmak ve hissetmek)
- genel olarak sürekli suçluluk hissi ve habire özür dileme
- etrafi tarafından zaman zaman bencillikle, düşüncesizlikle, tembellikle ve gamsizlikla suclanmak ama aslında her şeyi kafaya takmak
Ahhh nasıl duygulandım.Bu konu beni pek neşelendirdi aslında böyle hüzünlü ama mutlu olursunuz ya, öyle bir etki bıraktı. Benim gibi birilerinin olduğunu bilmek çok güzelmiş.
Hep yönetmen olduğumu hayal ederdim, bir sürü hayaller kurardım esas mesleğim bambaşka bir şey oysa ki. Dediğiniz gibi düzenim belli koca kadınım. Sonra elime öyle bir fırsat geçti ki, bir kısa film çektim geçen sene. 4 günde bütün kostüm, çekim, İngilizce seslendirme, editleme vs. hepsini tek başıma tamamladım. Orta segment bir Samsung telefonum var onunla yaptım her şeyi. Yarışmaya göndereceğim gece stresten ve yorgunluktan kusup, seslendirmeye öyle devam ettim. Evde mutfakta yerde oturup yaptım seslendirmeyiFilm beklemediğim bir başarı yakaladı hatta eşim Avrupa'ya gitti film sayesinde. Yapamazsın diyenlere güzel bir cevap oldu. Üniversite hocalarım falan "film çekmeye devam etmelisin, bu işin peşini bırakmamalısın" dedi. Hiç tanımadığım insanların takdiriyle karşılaştım. Hep utanırdım çocuk gibi hayal kuruyorum diye aslında. Hayat böyle garip bir şey işte. Demem o ki dansa başlamak için de geç değil
Ahhh nasıl duygulandım.
Maşallah size hep hayallerinizin peşinden gidin, başarılı, mutlu olun inşallah.
Sanki yazdıklarınızda kızımın yetişkinliğinin gördüm bir an ben size kötü hissettirdiysem özür dilerim asıl. Tek sevindiğim erken teşhisi alıp ona göre hayatımızı şekillendirmek oldu. Onun için okuyorum araştırıyorum kendini iyi hissetsin diğer çocuklardan daha farklı hissetmesin diye elimden geleni yapıyorum.Yaa, annelerin okuyup kötü hissedebilecegini düşünmemiştim gerçekten. Kusura bakmayın. Dediğim gibi ben küçükken kız çocuklarında DEHB hiç bilinmiyordu. Benim annem babam bana her gün bağırıyordu. Geri zekalı mısın kızım lafını günde en az bir kere duyuyordum. Birkac kere fiziksel siddet de gordum. Ondan kaynaklanan ozguvensiz ve depresif bir yapım da var. Yani sizin çocuklarınız şanslı çocuklar ve sizin gibi bilinçli anne babalarla da gayet dirençli mutlu olacaklar inşallahartık dünya da değişti şu an daha farkındalık var. Amerika'da Avrupa'da dehbli öğrenciler çalışanlar için düzenlemeler kolaylıklar bile geldi. Sizin çocuğunuza gösterdiğiniz bilinç seviyesi çok fark ettirecek. Ondan endişe etmeyin.
Güzel dilekleriniz için çok teşekkür ederimTeşhisi bilmek ve bilinçli olmak o kadar değerli ki, kızınızın en büyük şansı olabilir. Bilince çaresine bakılıyor bir şekilde veya en azından insan kendini sorgulamıyor. 30 yaşına kadar düşünsenize, benim şahsen kendimi yargılamakla geçti. Teşhis alınca bana bir rahatlama geldi tabi beraberinde bir yas süreci. Çünkü bilseydim böyle olmazdı. Bilseydim yıllardır kendimi bu şekilde örselemezdim. Yaşamaya çalışırken de örselenmezdim. Ailem de çok incitti zamanında beni mesela, onlar da bilmiyordu.
Bir kızım var bu arada, teşhis alsa o ilk an üzülür müyüm, tabi ki evet. Ama benim kadar zorlanmayacağını bilmek beni çok rahatlatırdı. Korkmayın o yüzden, siz varsınız iyi ki de varsınız. Bilinçli ebeveynlerin olması beni o kadar mutlu ediyor ki size anlatamam. Kızınıza da çok güzel bir hayat dilerimSağlıkla mutlulukla büyüsün ve hep yüzü gülsün.
sende benim gibisin üstelik ayni yaştayiz seninle..Cok tesekkurler. Kendinizden umudu asla kesmeyin lafı çok iyi geldi. Ben de iyimser günlerimde böyle düşünürüm. Mesela 93 kiloyum ve senelerdir diyet yapıp yapıp bozuyorum. Tekrar diyetisyene başladım. Etrafa "kendimden hiç ümidi kesmedim" diye şaka yapıyorum. 36 yaşında yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum diyorum ki kendimden ümidi kesmicem. Bazen "büyüyünce çok düzenli süper bir insan olacagim" diye şakalar yapıyorum. Bazen de bugünkü gibi diyorum ki "ne anlamı var? Bütün bu çabaların ne anlamı var?" Ama size katılıyorum ve teşekkürler.
Bende bununla ilgili konu açtım.Ben de dehbliymişim yeni tanı aldım. Kendim o farklılığı hissediyorum ama yönetebiliyorum. Bu yüzden hiç farkedilmemiş, kendimi motive etme konusunda dirençliyim biraz sanırım ondan.
Çocukları dehbli olanlar için söylüyorum çok güzel bir hayatım var. Evliyim, iki oğlum var, çalışıyorum, başarılı bir okul hayatım oldu. Dehb bir hastalık değil. Farklılık. İnanılmaz artıları da var. Olumsuz şeylere kanalize olmayın lütfen.
Ben rahat bir ailede büyüdüm en büyük şansım buydu. Baskı olmadı hiç. Eğer baskıcı, yaftalayan bir ailem olsaydı çok zorlanırdım. Hiperfocus özelliğimiz var. Sınavlarda işime çok yarardı. 50 soruyu 6 dkda çözebiliyorum hızlı okunandan ötürü. Başkalarının 2 günde yapacağı şeyi 2 saatte halledebiliyorum. Öğrenmek istediğim bir konuyu günlerce araştırıp ayrıntısına kadar kolaylıkla öğrenebiliyorum mesela. Ama gün içi unutkanlığım çok olur. Sıkıldığım zaman soruları yanlış yapardım, kafamdan tamamladığım için problem yaşardım. İlgimin olmadığı şeyler duysam da anlamıyorum kalalakdkslalla sesler duyuyorum mesela. Bizim normalimiz bu. Dışarda ailelere çok çaresiz hissettiriyor ama ben yaşayan biri olarak hiç çaresiz ya da problemli hissetmedim kendimi.Bende bununla ilgili konu açtım.
Oğlumun okuması düzgün değil, satır atlıyor, cümle sonlarını uyduruyor falan olabilir mi diye.
Dünden beri içime öküz oturdu nasıl üzüldüm yazılanları okudukça.
Bu arada herhangi bir teşhis almadı olabilir mi diye düşündük sadece eşimle.
Yorumunuz içime su serpti sanki çok saolun.