- 3 Eylül 2010
- 1.053
- 2.391
- 333
Onların zamanında gerçekten öyleymiş ama .eşimle 7 yıldır birlikteyiz 4 yıldır evliyiz.
yaş 33.
üzerimde çevreden gelen inanılmaz bir baskı var.
ve bende de aynı sizdeki gibi yaşıma ve dünyaya ilişkin kaygılar.
dile getirilemeyen daha birçok kaygı (çocuğumun hastalık, kaza, ölüm gibi çaresi olmayan dertler yaşaması ihtimali)
mutlu bir insan yetiştirememe kaygısı, varoluşsal acılar çekmesi ve bunun için beni bencillikle suçlayacağı düşüncesi.
çocuk yokken sevgisinin eksikliğini hissetmiyorum.
yaşlandığımda bana baksın, yanımda olsun diye çocuk doğuracak kadar bencil değilim.
eğer olursa en iyi kıyafetleri alıp balla börekle beslemek, en iyi okullara göndermek, bale kursu keman dersi aldırmak vs...den önce mutlu bir insan olmasını isterdim.
ama zannetmiyorum.
2.5 yaşında bir kedim var.
anneliği onunla tattım. tabi ki zorlukları bir insan yetiştirmeyle kıyaslanamaz ama yine de ben onun annesiyim.
ve kedim geldiğinden beri onun için yaptıklarımı, evde aldığım önlemleri, en iyi şekilde beslenmesi için yaptığım araştırmaları ve kafayı yemeleri vs... düşündüğümde çocuk bana göre değil diyorum.
kedim sadece yatıyor ve tembel tembel boşluğa bakıyor, ben bir yerinin mi acıdığından başlayıp mutsuz mu, acaba somonlu mama verdim beğenmedi mi keşke ton balıklı verseydim diye kendi kendimi yiyorum.
bir de çocuk yapın evinize şenlik olur, kendi kendine büyür'cüler var :) (kayniş)
aklım almıyor.
yazarken bir daha ikna oldum benim çocuğum olmamalı. :)
Hem de nasıl bir yük. Bu sadece maddi emek değil. İnsanın kalbi tamamen evladıyla doluyor. Yani benim öyle oldu.Büyük bir yük. Çok emek istiyor.
Onların zamanında gerçekten öyleymiş ama .
Televizyon mu var ? Bilgisayar mı? Tablet mi? Salgın hastalık mı ?
yok hiç biri , ben de kendi kendime büyüdüm mesela çevremde özeneceğim tabletli, telefonlu , özel okullu arkadaşlarım yoktu .
Bahçede ip atlardım . En büyük eğlencemdi .Bir de bisiklet almışlardı bana . Allaaaah benden iyisi yoktu .
Sabahtan Çıkar mahallede turlardım bisikletle . Eziyetim de yoktu .
Şimdi Allah aşkına kim cesaret edebilir çocuğunu altına bisiklet verip de sokağa yollamaya ? Katili , hırsızı , sapığı ....
Her Allah’ın günü neler görüyoruz.
Ben orda tablet , telefon derken şunu kastettim ; Buna gücü yeten aile var , yetmeyen var .ben ne demek istediğinizi anlayamadım.
çocuğun eline tablet telefon verip, tv karşısında oturtmak zaten kendi kendine büyümesi demek.
ben böyle çocuk yetiştirmek istemem ki.
Güle gule büyütün. Işte bana bu kadar emek bu devirde bu pahalilikta anlamsız geliyor. Yanlış anlamayın çocuk sahibi olmak çok güzeldir ama ben eksikliğini duymuyorum. Şu an bu pahalılikta çocuk sahibi olmak için çok şart lazım.Hem de nasıl bir yük. Bu sadece maddi emek değil. İnsanın kalbi tamamen evladıyla doluyor. Yani benim öyle oldu.
Tamam çok seviyorsun tarifsiz seviyorsun ama bu sevgiyle beraber gelen bonuslar yorucu olabiliyor; o iyi bir birey olacak mı, hadi o iyi oldu karşısına iyi insanlar çıkacak mı, onun için yeterli miyim gereken vakti ilgiyi ayırabiliyor muyum.
Tinercinin biri yolda birini bıçaklıyor sebepsiz yere sen haberi okuyunca evladın için endişeleniyorsun. Hep tedirginlik hep vicdan. En basiti hastanede onun iyiliği için aşı iğne vs yapılırken çaresizce yüzüne bakması bile mahvediyor
Bunları şikayet amaçlı yazmıyorum kesinlikle ama anneliğin kalbi ağrıtan yönleri çok fazla.
Evet çocuk bir mucizedir.uzun uzun yazmayacağım.
zaten benimle aynı görüşte çok insan anlatmış sebeplerini size.
bence pişman olursunuz. çocuk ruhu besler , evin neşesi, moraliniz bozukken belki de yüzünüzdeki gülümsemenin sebebi olucak..
her şeyi öyle uzun uzadıya düşünmek gerekmiyor bence,
öyle yaparsak her şeye geç kalırız düşüncesindeyim...
Olmasın ya..Sormuşsunuz diye cvp veriyorum bence olursunuz.
Bir de çocuk evin neşesi olabilir evet ama illa ki bir gün buyuyecek. Belki evden ayrilacak. Gönül bağı kalacak tabi ki. Ama evde beni neselendirecek kedi de olabilir. Tabi ki tam ikamesi olmaz ama yaklaşabilir.
Bence olmazsınız ben sinif öğretmeniyim henüz mesleğe başlamadım ama stajda o çocuk gürültüsü başımı ağrıtırdı. Öğrencilerimi çok sevsem de o tempo beni 24 yaşımda tüketiyor. Bir de kendimin anne olduğunu hayal edemiyorum. Sizin icin demiyorum ama bazi anneler görüyorum doğurmasa daha iyi. Karsi apartmanimizda bir kadinin 2 cocugu var. Küçük olanin yükünü büyük olana vermiş durumda. Küçük olan ağlayınca sürekli bağırıyor. Çocuklarını sürekli azarlıyor. Düşünün sesi bize geldiğine göre ne kadar bağırdığını. Yapın yapmayın diyemem ama rahatiniza düşkünseniz güzellik sizin icin cok önemli vaktiniz çok kıymetliyse 2 kere düşünün. Anne olduktan sonra geri dönüşü yok çünkü.
Çocuk cok farklı bir şey bence tüm hayatın değişiyor bunun icin maddi manevi hazırlıklı olmak gerekiyor. Türkiye'de bir çocuğu kafanızda maddi acidan endise olmadan yetistirmek istiyorsanız 20bin sabit geliri olmalı evin. Yasiniz daha küçük zaten. Gezin tozun evliligin tadini cıkarın çocuk kaçmıyor. Bir gün fikriniz değişirse mutlaka yapabilirsiniz ama cocuğu yaptıktan sonra fikriniz değisse de yapabileceğiniz bir şey kalmıyor.Kesinlikle katılıyorum.
Istemeyen olmamali. Ki zaten annelik isteğim yok. Yaş 33 ve annelik istegi gelmiyor. Millet gelir diyor ama sanmıyorum. Zaten anne olmayı kaldıramayacaklar 3er 5er tane ürüyor. Bilinçli insanlar daha çok düşünürken o dediğiniz kişi gibiler hiç düşünmüyor. Ondan bu kadar travmali cocuk var maalesef.
Güzellik çok önemli değil. Sadece anne babanın yasam standarti bir çocuğa yetmeli. Onu maddi ve manevi yönden iyi yaşatmalı. Bunlar olmayacaksa gereksiz diye düşünüyorum.(Benim icin)
Çok güzel açıklamışsınız.eşimle 7 yıldır birlikteyiz 4 yıldır evliyiz.
yaş 33.
üzerimde çevreden gelen inanılmaz bir baskı var.
ve bende de aynı sizdeki gibi yaşıma ve dünyaya ilişkin kaygılar.
dile getirilemeyen daha birçok kaygı (çocuğumun hastalık, kaza, ölüm gibi çaresi olmayan dertler yaşaması ihtimali)
mutlu bir insan yetiştirememe kaygısı, varoluşsal acılar çekmesi ve bunun için beni bencillikle suçlayacağı düşüncesi.
çocuk yokken sevgisinin eksikliğini hissetmiyorum.
yaşlandığımda bana baksın, yanımda olsun diye çocuk doğuracak kadar bencil değilim.
eğer olursa en iyi kıyafetleri alıp balla börekle beslemek, en iyi okullara göndermek, bale kursu keman dersi aldırmak vs...den önce mutlu bir insan olmasını isterdim.
ama zannetmiyorum.
2.5 yaşında bir kedim var.
anneliği onunla tattım. tabi ki zorlukları bir insan yetiştirmeyle kıyaslanamaz ama yine de ben onun annesiyim.
ve kedim geldiğinden beri onun için yaptıklarımı, evde aldığım önlemleri, en iyi şekilde beslenmesi için yaptığım araştırmaları ve kafayı yemeleri vs... düşündüğümde çocuk bana göre değil diyorum.
kedim sadece yatıyor ve tembel tembel boşluğa bakıyor, ben bir yerinin mi acıdığından başlayıp mutsuz mu, acaba somonlu mama verdim beğenmedi mi keşke ton balıklı verseydim diye kendi kendimi yiyorum.
bir de çocuk yapın evinize şenlik olur, kendi kendine büyür'cüler var :) (kayniş)
aklım almıyor.
yazarken bir daha ikna oldum benim çocuğum olmamalı. :)
Erkek arkadaşımın kedisi var. 10 yaşında..daha önce oldu mu kediniz bilmiyorum ama ben kendi kendime hep bu yaşıma kadar neden ve nasıl kedisiz yaşamışım diyorum. ankarada iseniz yuva aradığım kedilerim oluyor sık sık :)
Erkek arkadaşımın kedisi var. 10 yaşında..
Evlenince evde olacak. Çok tatlı bir şey. Ama ben bir de yavru kimsesiz bir kedi sahiplenmek istiyorum.
Yavrulara mı yuva arıyorsunuz?
Ne güzel bir iş yapıyorsunuz..
Aynen öyle..Çocuk cok farklı bir şey bence tüm hayatın değişiyor bunun icin maddi manevi hazırlıklı olmak gerekiyor. Türkiye'de bir çocuğu kafanızda maddi acidan endise olmadan yetistirmek istiyorsanız 20bin sabit geliri olmalı evin. Yasiniz daha küçük zaten. Gezin tozun evliligin tadini cıkarın çocuk kaçmıyor. Bir gün fikriniz değişirse mutlaka yapabilirsiniz ama cocuğu yaptıktan sonra fikriniz değisse de yapabileceğiniz bir şey kalmıyor.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?