Selamünaleyküm herkese. İyi geceler. Ben 27 yaşındayım. Annem var 60 yaşında, temizlikten yemeğe para hesabına dair hiçbir şey yapmıyor. Sabah evden gezmeye çıkıyor akşam 10’a 11’e kadar eve gelmiyor. Gün içinde konuşuyoruz ya avm’de ya mağazada geziyor ya da kadınlarla tanışmış oluyor. Sevgilisi olmadığına eminim, kendisi babamı seviyor babam ona kızdığı halde. Babamla ben olduğum için görüşmeye devam ettiler yıllarca, kötü ayrılık olmamıştı. Babamın ayrı bi ev açmaması yani iç güvey olması, anneannemin anneme iş öğretmemesi ve anne babamın ben 3 yaşındayken karşılıklı sorumsuzluktan dolayı ayrılmalarını biliyorum. Babamla aramız çok iyi, eş olayını bilemem ama dünya üzerinde böyle bir baba var mıdır bilemem. Her sabah beni arar yemeğini yedin mi para var mı diye sorar, annene kızma sen üzülüyorsun yorma hasta etme kendini der. Babama param var bile desem günlük para yollar minimum 500 civarı. Bu miktar artabiliyor (borçlarımız varken 1000 civarıydı), beni başkalarına karşı mahcup etmez aksine bolluk içinde büyüdüğüm için elim çok açıktır ve inanılmaz çok hediye almışımdır ve nankörlük görmüşümdür insanlardan. Çok üzüldüm, çok ağladım, babamı üzmemek için onunla hep arkadaş gibi her şeyü dertleşsem bile kendisi hasta olduğu için ayrı eve çıkalım diyemiyorum. Kendisi yalnız yaşıyor ve ayrı eve çıkamayız annenle idare et diyor. Ben belki ölürüm diyor. Kaç kere annemle tartıştılar kızımı hasta ediyorsun diye. Şu anda konuşacak güvenilir sadece 1 arkadaşım ve 1 babam var. Anneme güzel de anlatsam bağırsam da anlamıyor. Suratım kızarıyor, her gün ağlıyorum, üzülüyorum ve göğüs kafesimin ağrısı kalbimin sıkışmasına dayanamıyorum. Stres çok kötü. Baş ağrılarımın haddi hesabı yok, mememe sancılar giriyor bu yaz biyopsi oldum ve annemle bağlantılı bir konuda eklem kırıkları yaşadım. Her gün ölüme biraz daha yaklaşmış hissediyorum. Yaşamayı, sevmeyi sevilmeyi, yemek yapmayı, müzik dinlemeyi, temizlik yapmayı seviyorum ama kendimi daha çok seviyorum ve kendime değer veriyorum. Bu yüzden bir çıkış yolu bulmam gerek, artık dayanamıyorum. Geçen yıl annemin borçlarından dolayı evimizi sattık paralarla kaçarım cümlesinden dolayı içimize sinmeyen ev aldık ve bu evi de satıp faize koyduk. Maaşını ben yönetiyorum, para da versem memnun olmuyor. Maaşını 1 anda bitirse içi rahat edecek. En ufacık bir konuda ev zaten temiz diyor, ben temizlemesem evi ve eşyalarını nasıl temiz olacak, nasıl her gün temiz gezeceksin? Makine çalıştırmayı bilmiyor, hayatında bulaşık makinesi çalıştırmamış. Yaptığı işler hep baştan savma ben de gerektiği kadar titizim ve isteyerek yapıyorum, tek istediğim kavga etmemek ve geleceğimi düşünmesi. İnsan 2 maaştan birikim yapamaz mı? Çok paralarımız gitti. Sırf sevgi eksikliğimde, birisi beni sevsin, değer versin diye neler neler yapmadım, almadım, hediyeler dağıtmadım. Çok pişmanım. Kötü günlerimde, borçlarımız varken onların bize yapması gereken durumlarda bile ben hediye alıp değer verdim. Çok pişmanım… Eğer yaşarsam ve kısmet olursa gelecekteki çocuğumun hakkını yedim. Kafa ve bedenen yorulup akşam eve geldiğinde tartışmalar yaşadığımızda artık dayanamıyorum. Anne sevgisini ve yapması gerekenleri geçtim gün içinde yemek yerine gidip yemek yiyor ve restorana para gönderiyorum yediği yemek için. Eve gelince sus diyorum susmak yerine daha çok üstüme geliyor sesler yükseliyor ve ben artık rezil olmak istemiyorum. Bıktım diyorum, ağlıyorum, bağırıyoruz karşılıklı ama benim her cümlem sus kelimesi, buna rağmen susmuyor. Kafasını kaşıyordu herkes fark ediyordu şimdi bir de boynunu kıtlatma, kolunu hareket ettirme gibi tikleri çıktı. Konuşurken ağzından tükürük çıkıyor lütfen sus diyorum daha fazla konuşuyor, huylanıyorum. Banyo yapmıyor banyo küçük diyor hep onunla birisi ilgilensin, hazıra konsun istiyor. Hamama giderken para çekip veriyorum, kuaföre giderken para çekip veriyorum. Tamam maaş onun maaşı ama 1 çocuğu benim ve annesi öldükten sonra çok yoruldum. Kuaförü pahalı, hamamı pahalı ve hamam çantasını ben hazırlayıp geldiğinde eşyalarını silip çamaşırlarını yıkamasına kadar ben yapıyorum. Kendisine asla tahammül edemiyorum. Bütün ev işlerini ben yapıp, eğitimi öylesine tamamlayıp kariyerime odaklanmadığım için tecrübem yok ve hem kafa hem bedenen yorgun olmamdan dolayı çalışamıyorum, işe girmeye kalksam hemen tecrübe soruyorlar. Tecrübem oldu ama yeteri kadar değil. Üniversite mezunuyum. Beyaz sayfa açayım diyorum dışarı çıktığımız ilk anda tartışma yaşanıyor, bana deli muamelesi yapıyor ve hala birini bulamadın mı tarzı konuşmaları var. Ben temiz, duşunu alan, parasını tutan, sevgi dolu, anlayışlı bir anne isterdim para yerine. Annem yok diye haykırarak ağlıyorum yanında, hala aynı. Yolda giderken herhangi bir teyze bana annem dediğinde içim gidiyor. İnanın rol yapmıyorum, buraya yazarken bile gözümün önünden geçtiği için ağladım. Her gün bir tanıdıktan kendisiyle alakalı bir şikayet aldığım için gitgide tahammülsüz oluyorum ve kendisine söylüyorum, bana şikayette bulunan kişilere gidip çatıyor. Anaokulu annesi gibi şikayet almaktan, alttan almaktan, gönül yapmaktan, arkamızdan konuşulmasından yoruldum. Nasıl travmalar yaşadıysam bir dönem çok takıntılı biri oldum, ilaç kullandırılıp susturuldum ama asıl hasta ben değilim ve ilaçla değil kendimi dinleyerek takıntılarımı yendim. Şu an herkesin yapması gereken çamaşır, bulaşık, ev temizliği, kişisel temizliği yapıyorum. Bu durumda da annem sen manyak mısın, iş yapma bu kadar diyor. Ben yapmasam kim yapacak? Yastığındaki tükürük lekelerine bulaşık deterjanı ekle, her gün çamaşırlarını yıka, kurut, para yolla yemek yesin, gezsin bıktım. Düşün bunları diyorum, kendisi hep haklı, hep bir açıklaması var. Asla haksız değil. Evi otel gibi kullanıyor, ben de hizmetçiyim. Yaşanan bu olaylar beni çok yıprattı ve tahammülsüz, sinirli birine dönüştüm ama kabul ediyorum bu durumu, anneme sorunlarını söylediğimde kabul etmiyor. 1 ev parası ve 2 düzenli maaş var, bu durumda ayrı evlerde mi yaşamalıyız? Beni bir kız kardeşiniz ya da evladınız gibi görüp önerilerde bulunursanız sevinirim. Bu arada ev hanımları gerçekten çok güçlüsünüz, iş yapmaya alıştığımdan beri sizlerin hayranıyım. İşimiz hiç kolay değil. Sizi seviyorum, umarım burada da yalnız değilimdir.