Ne kadar güzel, biz de öyle oluruz inşallahHem de nasiltiyatrocu birkac arkadasim var tabii yaslari cok buyuk,acayip mutlular sahnede,cocuklari da cok sansli gercekten.
Teşekkür ederim, en kısa zamanda kitabı edinip okuyacağımNe yorumlar yapıldı okumadım, belki yazılmıştır. Fakat size bir kitap onermek istiyorum ve tüm bu durumu çözümleyeceginizin neredeyse garantisini verebilirim; 'seninle başlamadı'. Bunun dışında, psikoterapi ile geçmişten gelen bu dugumleri çözebilirsiniz. He bu arada herkes çocuk sahibi olmali gibi bir düşüncem de yok, o da ayri bir durum. ❤
Teşekkür ederim, sağlıkla büyüsün. Virüs sona erdiğinde denemeye karar verdik.29 yaşında yeni anne olmuş biri olarak çocuk sahibi olmayı şiddetle tavsiye ediyorum. Ben de sorunlu bir ailede büyüdüm. Annem kendi annesine beklemekten deli gibi korkar. Elli yaşında olmasına rağmen kendince kötü bir davranışta bulunduğunda "aynı anneanneniz gibi yaptım değil mi" diye sorar, kendini kınar. Aynı şekilde ben de annemden memnun değildim ve asla ona benzemek, çocuğumu onun gibi yetişmek istemiyorum.
Ama bu kaygıların sonu yok. Ne ebeveynlerimiz mükemmel ne biz öyleyiz.
Evladım gibi sevdiğim kedilerim vardı. Çocuğumu bunlardan fazla sevemem diyordum. Başıma gelince hiç de öyle olmadığını anladım. Görür görmez büyük bir aşkla bağlanıyorsun. Birkaç cümle yazıp sildim, sevgisini anlatmanın bir yolu yok çünkü ancak deneyimlemek lazım.
Onsuz geçen günlerime yanıyorum. Bilseydim 18 yaşında doğururdum diyorum.
Bakmak zahmetli oluyor, yani buna hazırlanmanın bir yolu yok. Yapmayı düşünüyorsanız şartlar olgunlaşsın falan diye beklemeyin. O mükemmel ortam hiç oluşmuyor. Herşey bu halde güzel.
Allah size de nasip etsin. Güzel günler bekliyor sizi
Kesinlikle bu dönem asla doğru değilŞu dönemde üremeyin.
“Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dediniz ve eşiniz sizden özür dilediMerhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Ne demek ömrünü benimle geçirmek için evlenmedi ya? Evlilik bu değil mi zaten, bir ömür beraber olmak, her şeyin üstesinden beraber gelmek? Bebek için mi evlenilir!“Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dediniz ve eşiniz sizden özür dilediyazık adama.Adam bebek istiyor en doğal hakkı,ömrünü sizle geçirmek için evlenmedi ki.4 senedir evliymişsiniz zaten.O kadar idare etmiş saygı duymuş kariyerinize.Şimdi bahane ediyorsunuz.O yüzden bencilsiniz.
ömrünü sizle geçirmek için evlenmedi ki.
Görece rahat çocukluk geçirdiginizi ifade etmişsiniz ama siz duygusal olarak istismar edilmissiniz. Aslında hepimiz bir şekilde ebeveynlerimiz tarafından istismara uğruyoruz. Toplum her zaman anne-babanin yaninda oluyor. Bence bu konu üzerinde çalışın.Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Anne olmak istiyorum ama geçmişle ilgili kaygılarım olduğu için kaçındım hep. Dün de o kadar verilince biraz daha enine boyuna düşündüm. Bugün de konuştuk virüs bitince bebek denemeye karar verdik. Çünkü artık sadece eşime değil kendime de haksızlık ettiğime karar verdim. Zaten profesyonel destek de alıyorum, iyi olur inşallah. Teşekkür ederim beni anladığınız için.Benim ailem de aynen sizin aileniz gibi, yani kötü insanlar değil ama asla gereken tahammülü göstermediler. İlgilenmediler pek. Bir gün anne olursam arkadaşlarımın özendiğim anneleri gibi çocuğuma her türlü duygusal desteği vereceğim. Annem gibi olacağım gibi bir korkum yok, merak etmeyin siz de olmazsınız.
Ben açıkçası eşinizi aceleceli buldum. Yaşlarınız 29 ve 32, çoğu metropol insanının yeni evlendiği yaşlar bunlar. Sizin daha yapmak istediğiniz şeyler var, doktora yeni bitecekmiş, kariyer yapmak hakkınız. Daha gezmeye eğlenmeye doymamışsınız. Bence 3 sene sonra bebek yapabilirsiniz. Ancak hayat boyu anne olmayı düşünmüyorsanız, eşiniz düşündüğü için bu kararınızı ona söylemelisiniz, eşiniz de ona göre karar versin. Yoksa ben de bu şekilde bebek baskısı görsem aynen sizin hissettiğiniz gibi hissederdim, sanki bebeğini doğurmam tek önemli şeymiş gibi.
Anne olmak istiyorum ama geçmişle ilgili kaygılarım olduğu için kaçındım hep. Dün de o kadar verilince biraz daha enine boyuna düşündüm. Bugün de konuştuk virüs bitince bebek denemeye karar verdik. Çünkü artık sadece eşime değil kendime de haksızlık ettiğime karar verdim. Zaten profesyonel destek de alıyorum, iyi olur inşallah. Teşekkür ederim beni anladığınız için.
Hayır bakın şimdi virüs bitince bebek yapmaya da karar verdik. Olur da tıbbi bir sorunum olursa bebek sahibi olamazsam napacak adama yazık değil mi! Sonuçta ömrünü benimle geçirmek için evlenmedi ya! En iyisi şimdiden eşime doğurganlığı seviyesi arşa değen muazzam bir hatun bulayım da olur da benden çocuğu olmazsa çocuksuz kalmasın onunla evlensin garibim.Evlilik o yuzden yapilmiyor muydu?
Cocuk sevmeyen/istemeyen veya cocuk sahibi olamayan insanlarin evliligi evlilik olmuyor mu?
Çok teşekkür ederimÇok sevindim eşinizle aranızı düzelttiğinize, kendinizi hazır hissettiğiniz de bebeğinizi kucağınıza almanız dileğiyle. Eminim çok ilgili bir anne olacaksınız.
O kadar güzel açıklamışsınız ki. Ben bir süredir profesyonel destek de alıyorum bunun için. İki yıldır. Anksiyete bozukluğum var. Bir süredir çok çok iyiydim belki eşim o yüzden artık bir problem olmadığını düşündü ve konuyu tekrar açma gereği duydu. Ama fazla gerildik dün. Bugün de konuştuk uzun uzun. Madem ikimiz de istiyoruz dedim, benim durumum epeyce düzelmişken virüs bitsin deneyelim. Mutlu oldu. Bakalım nasıl olacak, hayırlısı.Görece rahat çocukluk geçirdiginizi ifade etmişsiniz ama siz duygusal olarak istismar edilmissiniz. Aslında hepimiz bir şekilde ebeveynlerimiz tarafından istismara uğruyoruz. Toplum her zaman anne-babanin yaninda oluyor. Bence bu konu üzerinde çalışın.
Bebek meselesine gelince Kendi çocukluk yaralarınizi iyileştirmeden kesinlikle eşinizi kırmamak için bebek sahibi olmayin. Bebek sahibi olunca kadınin içinden iki kişi çıkıyor anneliği ve çocukluğu. Demek istediğim travmalariniz da ortaya çıkıyor. Ve istemeden de olsa kendi bebeğinize duygusal olarak zarar verme ihtimali artıyor ki kendiniz de hazır olmadığınızı belirtmişsiniz. Bu durumda muhtemelen lohusa depresyonunu ağır geçirme ihtimaliniz var. Ve son olarak bebek olunca şunları yapamayacagim dediğiniz şeyler doğru kesinlikle.
Kendi adıma konuşayım portakal suyuna takmadım. Koskoca kadının bu havada bahçede uyuyakalıp yatağına taşındığı halde uyanmaması sabah kendini yatağında bulması falan bence filmlerde olur ancak. Onda da içkisine ilaç atılması lazım.Aa bu portakal suyu mevzusuna millet neden bu kadar takılmış ve film gibi demiş ki ya. Seviyorum arkadaşlar
Ben böyle düşünmüyorum. Size göre çocukça bana göre eğlenceli. Ayrıca beni mutlu edecekse çocukça da olsa yaparım, hayat kısa. Animasyon da izliyorum mesela pamuk şekeri de yiyorum kardan adam da yapıyorum.Kendi adıma konuşayım portakal suyuna takmadım. Koskoca kadının bu havada bahçede uyuyakalıp yatağına taşındığı halde uyanmaması sabah kendini yatağında bulması falan bence filmlerde olur ancak. Onda da içkisine ilaç atılması lazım.
Bahçede kamp olayı da çocuk filmlerinde falan olur. Yetişkin insanlar neden kendi bahçesinde kamp yapar? Bence komik ve inandırıcı değil.
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Bunları yazıyorum çünkü bir süre "aaa ama daha kariyerimizin çok başındayız biraz ilerletmemiz lazım dedim.
Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Aslında istiyorum, bebek görünce içim gidiyor, fakat ileride anneme dönüşmekten ve yetersiz olmaktan korktuğum için çocuk sahibi olmaktan kaçınıyorum.Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle.
Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek sen bana değil sana bebek verme ihtimalime aşıksın!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum.
Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?