• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

çok severek evlendim ama çok mutsuzum eşimle vakit geçirmek istemiyorum

Adam hem simartilmis bir narsist hem de aileniz ve yasantinizdaki farkliligi gordukce muhtemelen icten ice komplekse girip sizi degersizlik duygusuyla asagi cekmeye, size biat ettirmeye calismis. Bu ucurum kapanmaz. O adam olgunlasmaz kolay kolay. Sayginin kopara kopara alinmaya calisildigi iliskiler insanin omrununyer bitirir. Ya bu kirilganligi birakip onun gibi odunlasacaksiniz ve kendiniz icin bir seyler yapacaksiniz ya bosanacaksiniz ya da omur boyu mutsuz olacaksiniz. Ama su sartlar altinda bu iliskide bir tane prenses var oda esiniz. Size prenseslik hakki tanimiyor maalesef.
 
Cok yanlış bir evlilik yapmışsın, senin yerinde olsam bu hanzo, dağ ayısını boşar ben de parislerde gezerdim , ailen sana destek olmalı, bu adamdan kurtulmaya bak biran önce, ayrıca eş ailesine de çok güvenme , ailenin durumu iyi diye korkup sana iyi davranıyorlar, başka bir ailenin kızı olsaydın bu kadar iyi geçinmezlerdi, ha bire kayınvalidem anne gibi demişsin çok yanılıyorsun çok, herkes önce kendi evladını düşünüyor, uyanık olmak zorundasın, çocuk olmadan kaç kurtul...
O kadar dogru ki.. benim kayimvalidem seker gibidir agzindan bi yavrum cikar bi kurban olurum. Gercekten uyumludur duygusaldir. Ama hic.unutmam bir gun cocuklugunu, gencligini anlatirken bana demisti ki; hic guvenme kizim simdi iyi diyorsun ya yarin birgun isler bi hale gelir ki ne kocan kalir ne biz kaliriz yine senin derdine kendi annen baban duser. Benim oglumda olsa senin kocanda el oglu sonucta.
Kanim donmustu o bunlari soylediginde, bir anda aydinlanmistim. Ama ona olan saygim da bin kat daha artmisti.
 
Bence bizim toplumumuzda elalem ne dercilik ve dışarıya şirin görünme isteği çok fazla. Başkalarının gözünde imajını korumak için en yakınlarını kırıp dökebiliyorlar. Çünkü onlar nasılsa gitmez.
Boşanmayacaksanız bile biraz ders verin derim ben. En azından yokluğunuzu gösterin.
 
kız üniversiteyi zaten okumuş

dedesi bile üniversite mezunu ,anası babasıyla paris geziyor
bu kız taşra kızı, varoş kızı filan değil ki -her ne kadar zamanında babası da kadınla nasıl konuşulacağını bilmeyen bir özünde yobaz olsa da sonra vitrini toparlamış-, yine de esasen eğitimli, kentli, görece kültürlü bir muhafazakar aileden geliyor bu kız

fakat bu kızın bir daddy issue meselesi yok ki?

yani tamam baba zamanında annesine filan iyi incelikli davranmamış olabilir
fakat bu kız onları sadece anlatımlardan biliyor, kendisinin öyle bir tecrübesi yok ki. kendisinin aklı erdiğinde babası kadına pozitif ayrım yapıyormuş.

babası gayet eğitimli, hafız, maddi durumu da yerinde, kızına kapan dememiş yok çarşaf giy yok evlen 5 tane çocuk yap İslam ordusuna mücahit yetiştir, kadının vazifesi budur, dememiş. Gezmesine etmesine karışmamış. Zaten bu da ilginç yani evde baskı görse de evden erken kurtulmak istedi desek bir baskı yok evde. Babasıyla sağlıklı bir ilişkisi olmadığına dair bir bilgi yok. Babamı görmeden büyüdüm babam bizimle ayrı sofraya bile nadir otururdu vs. vs. yok. Kısacası, siz bu kanaate nereden vardınız?

Muhafazakar çevrede erkeklerin bazıları (hele böyle iyi konumda olanlar) evde çocuklar ne yapıyor bilmez, hep önemli istişareleri vs. olur, kocaman kocaman adamlarla (!) işleri olur. Kızlar öyle meselelere dahil edilmez, kızlar da tarih marih okur, genelde laylalylay bölümler okur ama çalışmaz, sonra ebru yapar, tercümeyle tasavvuf müziğiyle ilgilenir, hanımca (!) işlerle meşgul olur filan. Babası onu ciddiye almıyor kız olduğu için tribine girer kızlar.

(babasından kariyer yaparak intikam alan ya da bu şekilde kendini ispat edenler de vardır, ayrı bir konu, geçiyorum orayı)

Sonra da gider yaşı büyük, önemli (!) bir takım adamlarla evlenir. hatta babasının arkadaşıyla filan evlenir. gider öyle birine 2. eş olur, onu da gördüm. öyle bir şey olsa daddy issue diycem...

bu kızın eşi kendisinden çoook büyük değil (6.5 yaş fazla sayılmaz zira kız o kadar küçükmüş ki erkek ister istemez o yaşta olcak yoksa nasıl evlenecek bir erkek?), zengin, kodaman filan değil (babasına göre fakir bile). kocası kendini Kont sanıyor olsa da sıradan, herhangi biri aslında.

kız baya böyle aşktan gözü kör olmuş evlenmiş, adamın manyaklığını görememiş o da toyluktan bence.
bunun neresi daddy issue çözemedim.

ha yalnız ben bu kızın çok daha naif, incelikli, duygusal vs. bir karakter olduğunu düşünmüştüm ilk sayfada sonra yazılan yorumlara cevaplarının tonunu görünce şaşırdım.
Aslında çok şey anlatacaktı, gelişinden belliydi ama zeki kız, anladı işler umduğu gibi değil burda, kimse pembe tablolar çizmeyecek, bir anda celallendi, baskıcı babası melek oldu, kocası da eğitilebilir umut vadeden pırıl pırıl bir cevher. Kendi hazır değil daha içten içe bildiği şeyleri duyup itiraf etmeye.
 
Kıymetli kardeşim bu adamın hayatında siz yoksanız kim var ?
O can alıcı soru.

"-Ama baştan beri böyleydi -İlk kavgamızdı -Bana böyle dedi" vb. ifadeler kullanabilirsin doğal olarak.
Bu adamın hayatında kim var ?
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Adam babam gibi. Evlendikleri gece annemin bacagindaki buyuk dogum lekesini gorunce bunu once gorsem seninle evlenmezdim demis anneme. Gel de bu evlilikten hayir bekle. Evlenene kadar kovalayip sonra gormezden gelmis aldatmis dovmus. 35 yil sonraki halini merak edersen ozelden yaz annemin cektiklerini anlatayim sana. Cocugun yokken bosan don baba evine. Kimse de cocugunu elin itinin kahrini ceksin diye buyutmuyo
 
Adam babam gibi. Evlendikleri gece annemin bacagindaki buyuk dogum lekesini gorunce bunu once gorsem seninle evlenmezdim demis anneme. Gel de bu evlilikten hayir bekle. Evlenene kadar kovalayip sonra gormezden gelmis aldatmis dovmus. 35 yil sonraki halini merak edersen ozelden yaz annemin cektiklerini anlatayim sana. Cocugun yokken bosan don baba evine. Kimse de cocugunu elin itinin kahrini ceksin diye buyutmuyo
Anlatsana be, özel değilse.
 
Anlatsana be, özel değilse.
Ozel de diil be😁 annem diye demiyorum saftirigin teki. Dedem psikopatin teki. Anneannem oglan doguramiyo diye evde hep dayak kotek aldatma varmis. Alkolikti benim hatirladigim donemlerde bile. Hala azicik farkli konussa kizlarinin karisinin ustune yuruyo gelmis yuz yasina. Annem de babamla lisede tanismis. Dedem bunlara bi kurus vermedigi icin fizandaki okula yururmus ac gezermis tum gun. Babam biletini almis karnini doyurmus. Iki de pohpohlamis annem kivama gelmis. Nisanliyken durumlar belliymis ama anneannem nisani atmasina izin vermemis dedemle ugrasmak istemediginden. Evlenmis annem ama kaynana yanina tabi. Evde 2 bekar bi evli kayin var elti var cocuklar var. Gorumce her gun bebeleriyle basinda. Kabus gibi. Ac birakilmis dayak yemis cocuklari elinden alinip baba kapisina gonderilmis. Yapamamis geri gonderilmis. Sonra babanne öldü herkes dagildi. Tabi babam degismedi. Siddetin boyutu hafifledi ama kari kiz basladi. Annemin en korktugu sey ac kalmak parasiz kalmak. Annemi bunlarla cezalandirdi. Annem bize bekcilik yapiyodu o kari kiz kovaliyodu. Sonra annem bi kanser atlatti. Doktor dogurursan kemoya gerek.kalmaz memeyi de almayiz deyince bi de 3.yu dogurdu sahane yuvasina. Ben evlendim o arada bu hengameden kurtulmak icin. Degismedi devam etti. Kardesim cezalandircam deyip gidip olmicak bi kizla evlendi. Kiz uyusturucu kullaniodu bu da basladi. Hapse girdi eve geri dondu. Babam hala kari kiz pesinde. Ustune bi de iciyo. Babami cok severim iyi bi baba sayilmaz ama beeeer bat bi koca. Annemin babasinin parasi olan versiyonu. Yazik annem de tam bi eski nesil anneanne. O benim sinavim deyip oturuyo
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Bunlar hallolur aldatma vs yok ise sana yakın davranmasıyla düzelir ama sende evliliğine odaklan bence uzaklaşma
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Ömrünü soldurmuş, kendin de demişsin zaten bu ilişkide soldum diye: çok sevdiğim bir laf vardır.
Ben çok güzel çiçek açardım da yanlış toprağa ekildim diye. O topraktan kurtul. Çiçekler açacağın nice topraklar olur. Yaşın genç sporunu diyetisyenini bırakma kilo verdikçe özgüvenin tekrar yerine gelir. En azından içinde ki umut canlı kalır. Böyle diri diri mezarda gibisin. Allah kolaylık ve ferahlık versin kalbine 💐
 
Konuyu okuduğunuzu varsayarak yorum yapıyorum. Kilo probleminizi halledin bunun için kendinize 4 ay verin, eşinize de 6 ay. Bu süreçte isteklerinizi net belirtin giyiminizi kendi istediğiniz şekilde dizayn edin itiraz mı ediyor etsin! Oldu oldu, olmadı olmadı. Herkes kendi yoluna sen Paris’e gidersin o da kendi yoluna😀 Sen ona fazla gelmişsin seni taşıyamamış ben öyle anladım.
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Sakın düzelir diyerek çocuk yapma o çocuk bu ilişkide telef olur ve kocanın huysuzlugu ekstra artardaha çok söylenmeye başlar daha otoriter olur
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Canım yazdığın şeyler beni çok etkiledi kendini bukadar değersiz hissettiren adam annene ailene iyi davranıyor die kendini heba etme bence eşin senin ona sonsuz tabi olduğunu düşünüp seni çantada keklik olarak görüyor ona bir travma yaşatman lazım ki gerçekten seni kaybettiğini hissetsin zaten çok seviyorsa elimden geleni yapar sevmiyorsa da zaten kaybetmeye de üzülmezsin baban dediğin kadar anlayışlıysa babanla oturup bu şekilde bize anlattığın gibi anlatınca eminim baban da anlayacak ve sana destek olacaktır bence herşeyi göze alarak ayrılmayı teklif et ve hatta bu kararını da şımarıklık olmadığını ciddi bana da bu evlilikte kendini aşırı mutsuz olduğunu hissettir dediğim gibi çok seviyorsa co çabalar sevmiyorsa da zaten bırak gitsin....
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Okurken daraldım ruhum sıkıldı, bıde sız yasıyorsunuz bunları düşünün. Hayata bır kere gelıyorsunuz... Bu hanzoyumu hakedıyorum diye kendinize sorun lütfen. Çocuk olmadan ayrılın asla arkanıza bakmayın. Ne güzel bir babanız varmıs.. Lütfen öyle adamları baba yapın böyle hanzoları degıl
 
O kadar manüple edilmişsin ki adamı bunca yaptığı şeye rağmen hala iyi biri sanıyorsun. Haşlanmış kurbağa sendromu yaşıyorsun. Farkında değilsin ama hayat ışığını somuran bir narsistle berabersin
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
eşinizle olan sorunları anlatmaya başlamadan önce onun iyi özelliklerinden bahsetmeniz ovmeniz bile sizin kafanızda ne denli güçlü bir otorite kurduğunu gösteriyor.ben eşinizin bu durumları idrak edeceğini düşünmüyorum çünkü muhtemelen eşiniz narsist. narsist bireylerin duygusal olgunluk seviyesi 3 - 5 yaşta kalmıştır.
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Yazacak çok şey var ama gerek yok, 22 yaşında evlenirken düşünseydiniz.
Yol yakınken boşanın bari
 
Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Okuyunca şu an boşanmak üzere olduğum eşimi gördüm sanki. Evimin içinde giydiğim bi tayt yüzünden beni ailesini arayıp namussuz bu kadın mı benim çocuğumu yetiştirecek diye seferberlik ilan etmişti. Ne giysem (ki bende tesettürlü biriyim) hepsine bir kulp buluyordu. Narsist bunlar bacım NARSİST. Tabi benim ki daha ileri bi seviyeydi ben bipolar da olduğunu düşünüyordum. Aileniz arkanızda ve yaşınız çok genç. Düzelmez düzelmiyor bunlar. Maalesef 7sinde neyse 70şinde de o insanoğlu. Fiziğinizi aşağılaması çok çirkin bi davranış. Benim eşim de defalarca şakayla karışık yapmıştı bana ki kendisi 105 kg ben ise 60 civarı olduğum halde. Beni yetersizlik duygusuna iyip manipüle etmeye çalışıyordu. Ama ben kurban ol sen bana kendine bak diyip cevabını hemen yapıştırıyordum. Boşanın bence. Hayat çok kısa…
 
Back