Sosyal hayat aksıyor evet ama siz merhametli biri misiniz ona bakın. Mesela diğer canlılara iyi davranan, merhametli olan kişilerin kötü ebeveyn olma durumu daha az. Şu da var: ebeveynler çocukken ailelerinin kendilerine davranışını, kendi çocuklarına uygularmış farkında olmadan. Yani annenizden beş yaşında gördüğünüz muameleyi, kendi çocuğunuz beş yaşına gelince ona yaparmışsınız. Bunun da çözümü farkındalık. Buna dikkat edilirse yanlış davranış biçimleri giderek yok oluyorMerhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle. Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek senin aşkın bana değil sana bebek verme ihtimalime!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum. Sonra orada uyuyakalmışım. Uyandığımda yatağımdaydım. Eşim kahvaltı hazırlıyordu. Gülümseyerek günaydın, dedi. Portakal suyu isteyip istemediğimi sordu falan. Ama bir gerginlik vardı dünden kalma aramızda. Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Köpeğim var, minik bir toy poodle. Akşamları göğsümde uyur kendileri. Severim, hasta olsa üzülür, gece defalarca kalkar kontrol ederim. Ama bebek başka ya. Ne bileyim, yetersiz hissediyorum.Sosyal hayat aksıyor evet ama siz merhametli biri misiniz ona bakın. Mesela diğer canlılara iyi davranan, merhametli olan kişilerin kötü ebeveyn olma durumu daha az. Şu da var: ebeveynler çocukken ailelerinin kendilerine davranışını, kendi çocuklarına uygularmış farkında olmadan. Yani annenizden beş yaşında gördüğünüz muameleyi, kendi çocuğunuz beş yaşına gelince ona yaparmışsınız. Bunun da çözümü farkındalık. Buna dikkat edilirse yanlış davranış biçimleri giderek yok oluyor
Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle. Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek senin aşkın bana değil sana bebek verme ihtimalime!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum. Sonra orada uyuyakalmışım. Uyandığımda yatağımdaydım. Eşim kahvaltı hazırlıyordu. Gülümseyerek günaydın, dedi. Portakal suyu isteyip istemediğimi sordu falan. Ama bir gerginlik vardı dünden kalma aramızda. Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Çeşit çeşit hayvan büyütmüş, kucağımda uyutmuş, evde yalnız kalmasınlar parka çıksınlar diye işten erken dönmüş biriyim. Yüksek Lisans tezimi de çocuk büyütürken yazdım :) zor ama mümkün. Ayrıca evlenip hemen çocuk isteyenlerden değilim, birkaç sene bekledim hazır değildimKöpeğim var, minik bir toy poodle. Akşamları göğsümde uyur kendileri. Severim, hasta olsa üzülür, gece defalarca kalkar kontrol ederim. Ama bebek başka ya. Ne bileyim, yetersiz hissediyorum.
Çocukları seviyorum aslında. Sadece annem olmaktan ve çocuğa yetememekten korktuğum için istemiyorum. Bir de şu sosyal hayatın kısıtlanması. Ve evlendikten sonra ilk kez birinin beni gerçekten çok sevdiğini hissetmiştim. Şimdi onu bebekle paylaşmakBir insanın bebek istememesini anlarım, gayet normal bir tercihtir ama anne, babasını örnek alarak, onlara benzeyen bir aileye sahip olacağından endişelendiği için çocuk istememesi, psikologluk bir durum bence. Çok keskin ve negatif yargılarınız var. Bebek olunca birbirinize daha az zaman ayırabileceksiniz, evet ama bu mutsuzlukla eş değer mi olacak acaba? Çocuk büyütmek dehşet yorucu bir şey ama bir çocuk hayatınıza sadece zorluk mu katacak acaba?
Çocuk istemeyen biri asla çocuk yapmamalı, buna katılıyorum. Ama çocuk istmemesinin sebeplerini de sağlıklı bir temele oturtmalı bence. Sizin temeller aile yapınız üzerine kurulu ki, eşiniz haklı siz onlar değilsiniz. Size yaşattıklarını deneyim olarak görebilir, farklı birer anne-baba olabilirsiniz.
Bu arada, eşimle evlenmeden önce 4 yıl birlikte yaşadık. Sonra çok isteyerek iki çocuk yaptık. Eşimle konserden konsere, kamptan kampa koşan insanlardık. 6 aylık bebekle kampa gidiliyor, deneyip gördük. Ha olmadı 1 yaşında gidersiniz. Ebeveynlik fedakarlık gerektiriyor ama hayatınız bitmiyor. Saatli gelen bir bakıcı bulduk, akşamları sinemaya, konsere öyle gittik. Hayatınız çoğunlukla çocuklara göre şekillenecek ama kendinizden vazgeçip, sadece anne-baba rolüne bürünmenize de gerek yok ve zaten yapmamalısınız.
Yerinizde olsam önce psikologa gider, ailemden kaynaklanan kalıplaşmış düşüncelerimin üstüne düşerim. Sonra bir daha düşünürsünüz, çocuk isteyip istemediğinizi... Şahsen, çocuklarım içimde kimsenin kapatamayacağı, her zaman mutluluğumun bir kısmını yutan karadelikleri yok etti. Çok yorucu ve birçok açıdan kısıtlayıcılar ama size verdikleri sevgi, sizin onlara verdiğiniz sevgi, dünyada eşi benzeri olmayan bir şey.
Biraz bizim çocuğu yetiştirme şeklimize mi bağlı yani? Daha rahat ve komplekssiz olursak çocuk da öyle olur ve hayat devam eder?Bencilsiniz diyemem
Şunu örnek verebilirim bir arkadaşım var karı koca gezerlerdi sürekli çocuk olduğunda da bu durum değişmedi. Çocukla beraber geziyorlar çocukla film izliyorlar. Daha yeni ilkokula gidiyor. çocuk 4-5 yaşında anne babası ile kelle paçacıya gidiyordu. Çocuksuz ve çocuklu halleri aynı anlayacağınız belki siz de öyle olursunuz. Ama tek kişinin istemesi ile evlat sahibi olunmaz. İkinizin de istemesi gerekir.
Eşim kesinlikle çok iyi bir baba olur biliyorum. Şu anda bile bana çok destek oluyor. Çok naif bir insan. Ben daha çok kendim yetersiz kalmaktan korkuyorum.Yine beraber yemek yaparsınız gezersiniz bence bu bir engel değil eşiniz istekli ve yaşınız küçük yaşlar değil böyle düşünerek zorlanirsiniz kendinize yük edersiniz ... kendinizden bir parca ne kadar güzel bir duygu eminim ki bir bebeginiz olduğunda bu düşündüklerinizi ne kadar saçma diye hatırlarsınız malum kötü zamanlardayiz biraz bekleyebilirsiniz ama bence eşinizle bu durumu konuşun eşinizde size yardımcı destek olan biriyse eğer çok iyi hiç kendinizi oyalamayın .esiniz hakli bence yasinizda ilerliyor neden yapamayasiniz bunlardan ders cikarin kendi cocuguma su şekilde davranacagim Allah nasip ederse en iyilerini yapacağım deyin
Hayır, mizacı hiçbir yetiştirme, yöntem, eğitim vb çözemedi, alt edemedi.Biraz bizim çocuğu yetiştirme şeklimize mi bağlı yani? Daha rahat ve komplekssiz olursak çocuk da öyle olur ve hayat devam eder?
Başka bir gözle bakınca sahiden öyle olmuş :) Ama ben yaşarken çok üzüldüm. Aslında bana sorarsanız sabahki hoş tavırları o kadar hoş değil. Bu biraz halının altına itmek oluyor, hiçbir şey olmamış gibi devam etmek. Oturup konuşsak daha iyi olurdu ve belki bunu ben yapmalıyımSona kadar şöyle diyeyim böyle diyeyim diye okudum, sonda romantik komedi senaryosu okuduğumu hissettim. Yorum yapma hevesim kaçtı.
Bence sen çok mükemmel bi anne olacaksın, cidden söylüyorum...annenin sana veremediklerini sen fazlasıyla vereceksin emin ol..Merhaba herkese. Eşimle bebek sahibi olmakla ilgili kavga ettik. 4 yıldır evliyiz, ilk kez böyle kavga ettik. Bugüne kadar ne birbirimize bağırdık ne de yatağa küs girdik. Bu sefer kötü...
Ben 29 yaşındayım, doktora yapıyorum, az kaldı bitmesine. Sahne sanatları alanında öğretim görevlisiyim. Tiyatrocuyum yani :) İşimi seviyorum. Eşim doktorayı bitirdi, yaylı çalgılar anasanat dalında öğretim görevlisi. O 32 yaşında. Evliliğimizin 2.yılından beri bebek sahibi olmak istiyor. Ben istemiyorum, daha doğrusu kararsızım. Bazen çok duygusal ya da çok bunalmış, yalnız hissettiğim zamanlarda deli gibi istiyorum. Ama o an geçince eski halime dönüyorum. Bebek istemememin belli başlı nedenleri var. Burada da yazılıyor, çok sorunlu çocukluk geçirmiş olanlar var çok sıkıntılı anne babalarla. Benimki öyle değil, görece rahat bir çocukluk da sayılabilir. Ama ruhum doymadı işte. Anne babam çok tahammülsüz insanlardı. Beni pek dinlemezlerdi. Başarılı olduğumda takdir edilmez sürekli başkalarıyla karşılaştırılırdım. Annem sık sık bana küserdi, evdeki bazı yiyecekleri benden saklardı. Üzgün olduğumda teselli edilmezdim, falan. Anne babama hiç yakınlık hissedemedim, hâlâ da öyle. Sonra eşimle tanıştım, aşık olduk, ilk kez çok sevildiğimi hissettim.
Ama her şeyden sonra artık anne olmak bana tahammülsüz, mutsuz olmak gibi gelmeye başladı. Hani sürekli bana muhtaç olan bir canlı var ve ben onun hem bedensel hem de zihinsel ve ruhsal gelişimini desteklemek zorundayım. Hayatım eskisi gibi olmayacak, mutsuz olacağım, annem gibi olacağım. Eşimle birbirimize ayırdığımız vakit ve ilgi çok azalacak. Şimdi mesela her yaz başka bir ülke görüyoruz, yazın evimizin bahçesine çadır kurup kamp yapıyoruz. Film maratonu yapıyoruz, beraber yemek yapıyoruz. Bebek olunca hiçbiri olmayacak. Ben de annem olacağım. Mutsuz olacağız.
Dün tekrar eşimle bunun için tartıştık. "Seni sevdiğimin farkında değil misin? Neden bebekle seni aynı anda sevemeyeyim?" Sonra ben sorunun bu olmadığını söyledim. Tartıştık. Sesler yükselmeye başladı. Baba olmaya hakkı olduğunu söyledi. "Kurtul artık şu saçma düşünceden sen annen değilsin ben baban değilim. Kariyeri bahane etme doktoran bitti bitecek!" dedi. Bencillik ettiğimi bile söyledi. "Demek senin aşkın bana değil sana bebek verme ihtimalime!" dedim. Bir anda yüzü düştü. Özür dilerim, deyip gitti. Onu ilk kez böyle gördüm. Tanıdığım naif adam bu değildi. Sonra gece boyu salonda karanlıkta oturdu. Ben de bahçede oturdum. Sonra orada uyuyakalmışım. Uyandığımda yatağımdaydım. Eşim kahvaltı hazırlıyordu. Gülümseyerek günaydın, dedi. Portakal suyu isteyip istemediğimi sordu falan. Ama bir gerginlik vardı dünden kalma aramızda. Kendimi çok kötü hissediyorum. Gerçekten bencil biri miyim ben diye düşünmekten bunaldım. Şimdi bir de bebek konusunu milyonuncu kez yeniden düşüneceğim. Canım sıkkın yani. Sizce gerçekten bencil biri miyim?
Bir yanım istiyor, ama endişelerim var.Bakamam kucağıma bile alamam derken uykusuzluğa nasıl katlanacağım derken yanmda yanıbaşımda boncuk gözleriyle bana bakan bir küçük adam var.. Ve şuan iyiki diyorum.. Korkmana gerek yokk.. Çünkü.gerçekten de dünyanınn en güzel şeyiymişş.. Eğer birgün çoçuğun olursa ona baktığın zaman anlayacaksın ve keşke daha önce yapsaydm diyeceksin
Ay saçmalık, kusura bakmayın. =) Ama bunun saçmalık olduğunu da ancak yaşayıp görünce anlıyorsunuz, o kısmı da anlıyorum.Çocukları seviyorum aslında. Sadece annem olmaktan ve çocuğa yetememekten korktuğum için istemiyorum. Bir de şu sosyal hayatın kısıtlanması. Ve evlendikten sonra ilk kez birinin beni gerçekten çok sevdiğini hissetmiştim. Şimdi onu bebekle paylaşmak