Beni anlayabilen biri olmasına çok sevindim. Kimse bilmiyor iyiyken nasıldık, çünkü doğal olarak burada onları anlatmıyoruz. Hiç romantik falan da değildi, ama eğleniyorduk beraber. Güzel zaman geçiriyorduk. İyiydi dediğim 2016-2018 sonu arasında da romantikti. O çulsuz haliyle beni mutlu etmek için düşük bütçeli ama benim için çok anlamlı hediyeler hazırlardı bana. Aniden gelirdi beş dakika görmek için. Öyle sözler söylerdi ki o sözler olmadan yaşayamam diye düşünürdüm. Şimdi bakıyorum o günler çok geride kalmış. Son 1.5 yıldır çektiğim acı da bundan. Dünden beri düşünüyorum bu yazıları da okuyarak. Anladım ki biz zaten ayrıyız 1.5 yıldır. Benim istediğim adam şu anki adam değil ki. 1.5 sene önceki adam. Zaten biten bitmiş yani.Bakın buradan anladım aslında neden biraz böyle olduğunuzu... Psikolojiye dair herhangi bir uzmanlığım yok ancak kadınların erkeklerle olan ilişkileri ne yazık ki annesiyle babasının ilişkisine çok benziyor hem görmeyle hem de genetik olarak. Buna ilave olarak siz eşinizi yıllardır çocuğunuz gibi görmüşsünüz belli ki, hani anneler oğulları ne kadar hayırsız ve b*ktan olursa olsun oğlumdur der ve yıllarca koruyup kollar ya. Hatta cinselliğiniz olmamasına rağmen bu kadar bağlanmanızı da buna yoruyorum ben.
Bu arada eşiniz de bunca fedakarlık yaptığınız biriyse eminim iyi zamanlarınızda birçok sevilesi taraflara sahiptir. Yoksa mümkün değil manyak değilseniz böyle birini yıllarca çekmeniz. Tahminimce iyi vakitlerinizde aşırı iyi, sevgi gösteren, romantik birisi... Tartışırken ise sizi hiç sevmemiş gibi davranıyor. Bir nevi anne - çocuk ilişkisine dönüşmüş. Bu kadar emek verdiğiniz bir şeyi bırakmak da elbette zor olacak, hatta belki bırakamayacaksınız bile tekrar dönünce bu döngüye tekrar kapılacaksınız. Kesinlikle psikolojik tedavi sürecine girmelisiniz.
Beni anlayabilen biri olmasına çok sevindim. Kimse bilmiyor iyiyken nasıldık, çünkü doğal olarak burada onları anlatmıyoruz. Hiç romantik falan da değildi, ama eğleniyorduk beraber. Güzel zaman geçiriyorduk. İyiydi dediğim 2016-2018 sonu arasında da romantikti. O çulsuz haliyle beni mutlu etmek için düşük bütçeli ama benim için çok anlamlı hediyeler hazırlardı bana. Aniden gelirdi beş dakika görmek için. Öyle sözler söylerdi ki o sözler olmadan yaşayamam diye düşünürdüm. Şimdi bakıyorum o günler çok geride kalmış. Son 1.5 yıldır çektiğim acı da bundan. Dünden beri düşünüyorum bu yazıları da okuyarak. Anladım ki biz zaten ayrıyız 1.5 yıldır. Benim istediğim adam şu anki adam değil ki. 1.5 sene önceki adam. Zaten biten bitmiş yani.
Tabii, sizin evladınız uyuşturucu bağımlısı sevgilisinin bedelli askerliğinden annesinin hastanesine kadar ödediğinde aynı empatiyi gösterir, tatlı tatlı teselli edersiniz muhtemelen.Site uyarı vermiş olmasa özelden yazacaktım. Konuşmak isterseniz buradayım, kesinlikle buradaki insanlar gibi bakamıyorum. İnsanlar aldatılıp, şiddet görüp yine de karşısındaki insanı sevdiğini düşünebilirler. Çünkü insanız ve kimse yaşamadığı şeylerin masumu ya da günahkarı değil. Bir de buradaki kadınlara bakınca insan kendisini Avrupa ülkesinde sanıyor sorsak hiçbiri şiddete, aldatılmaya taviz vermez. Hepsi boşanır ancak haberlerde görüyoruz, bunları yaşayan çoğu kadın - özellikle kendi çapında prestijli biriyse bu yaşadıklarını itiraf bile edemiyor - ki böyle şeyler yaşadığını aklımın ucundan geçirmediğim bir arkadaşım, kendisini aldatan sevgilisinin aynı zamanda birkaç kez kendisine birkaç kez vurduğunu da bana donarak anlatmıştı. Sorsak herkes aşırı güçlü kadın, o zaman kim bu şiddete uğrayan, öldürülen kadınlar? Başta birbirimizi yargılamamayı öğrenmeliyiz.
Tabii, sizin evladınız uyuşturucu bağımlısı sevgilisinin bedelli askerliğinden annesinin hastanesine kadar ödediğinde aynı empatiyi gösterir, tatlı tatlı teselli edersiniz muhtemelen.
O kadına şiddet olaylarını işte böyle erkeklerden ayrılamamayı meşrulaştırmak da sebep oluyor.
Yüzüne kezzap atan sevgilisine seviyorum diye geri dönüp davasını geri çeken kadına da anlayış göstermeliyiz tabii. Kusura bakmayın ama bu kadar bariz pislikleri olan bir adamdan ayrılamayan, hala aynı evde kalan bir kadına minnoş minnoi teselli vermeyenn kadınlar değil o şiddeti meşrulaştıranlar, her seferinde anlayış gösterip teselli edenler asıl meşrulaştırıyor. Çünkü ama seviyorsan şiddet, aldatma, maddi anlamda sömürmeye boyun eğlenilirsin diyenler çanak tutuyor, cesaretlerini kırıyor.
Size çok teşekkür ediyorum. Umarım mesaj atabilirim konuşabiliriz. Şunu söylemek istiyorum. Ben annemden hiçbir şeyi saklamadım bu yaşıma kadar. Herkes gücü "boşanabilmek" ile eşleştiriyor, evet bu gerçekten büyük bir güç gerektiriyor. Ama ben kendimi güçsüz bir zavallı olarak görmüyorum. Siz salaklık dersiniz, ben güç derim. Eşim "kadın dediğin böyle olur" diye annesini gösterdiğinde de bunu söylemiştim: ben kendi başıma kurdum bu yuvayı. Ama iyi, ama kötü. Ben kimseye ihtiyaç duymadan evlenmeyi başardım. Sonu benim başıma bela da olsa yaptım bunu. Bu sadece parayı kazanıp düğün mekanının hesabına yatırmak değil. Bir kadın olarak bunu üstlenmiş olmanın manevi zorluğunu yaşadım. Bu kimse için bir şey ifade etmiyor. Ben eşime bunları söylediğimde de "anca para lafı yaparsın" lafını duydum hep. Ama mesele benim için para olsaydı zaten harcamazdım.Site uyarı vermiş olmasa özelden yazacaktım. Konuşmak isterseniz buradayım, kesinlikle buradaki insanlar gibi bakamıyorum. İnsanlar aldatılıp, şiddet görüp yine de karşısındaki insanı sevdiğini düşünebilirler. Çünkü insanız ve kimse yaşamadığı şeylerin masumu ya da günahkarı değil. Bir de buradaki kadınlara bakınca insan kendisini Avrupa ülkesinde sanıyor sorsak hiçbiri şiddete, aldatılmaya taviz vermez. Hepsi boşanır ancak haberlerde görüyoruz, bunları yaşayan çoğu kadın - özellikle kendi çapında prestijli biriyse bu yaşadıklarını itiraf bile edemiyor - ki böyle şeyler yaşadığını aklımın ucundan geçirmediğim bir arkadaşım, kendisini aldatan sevgilisinin aynı zamanda birkaç kez kendisine birkaç kez vurduğunu da bana donarak anlatmıştı. Sorsak herkes aşırı güçlü kadın, o zaman kim bu şiddete uğrayan, öldürülen kadınlar? Başta birbirimizi yargılamamayı öğrenmeliyiz.
Beni tatlı tatlı teselli etmeyin, ama beni aşağılamaya da çalışmayın. Bu benim için sadece üzüntü verici olur. Ben yaptığım hataların farkındayım. Ama buraya kendimi affettirmeye gelmedim. Bu aileme ve kendime yapmam gereken bir şey. Ben buraya destek görmeye geldim. "Eski konuların da görünüyor he, haberin olsun", "sen kesin barıştın, bizi boşa uğraştırdın" mesajları sadece mobbing. Eşimin bana yaptıklarından bir farkı yok gözümde. Sadece daha da yalnızlaştırıyor beni.Tabii, sizin evladınız uyuşturucu bağımlısı sevgilisinin bedelli askerliğinden annesinin hastanesine kadar ödediğinde aynı empatiyi gösterir, tatlı tatlı teselli edersiniz muhtemelen.
O kadına şiddet olaylarını işte böyle erkeklerfen ayrılamamayı meşrulaştırmak da sebep oluyor.
Yüzüne kezzap atan sevgilisine seviyorum diye geri dönüp davasını geri çeken kadına da anlayış göstermeliyiz tabii. Kusura bakmayın ama bu kadar bariz pislikleri olan bir adamdan ayrılamayan, hala aynı evde kalan bir kadına minnoş minnoi teselli vermeyenn kadınlar değil o şiddeti meşrulaştıranlar, her seferinde anlayış gösterip teselli edenler asıl meşrulaştırıyor. Çünkü ama seviyorsan şiddet, aldatma, maddi anlamda sömürmeye boyun eğlenilirsin diyenler çanak tutuyor, cesaretlerini kırıyor.
Ben yetiştirilme tarzımla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Şunu bilmenizi isterim bir adam beni istemiyorsa acımdan ölsem de giderim, sıkıntım ben gittiğimde eşimin büyük umutlar vererek beni çok sevdiğini sayıklaması. Ona şu an bir katkım olmadığı için bunu neden yaptığını da anlamıyorum. İşi bitmiş olmalı benimle. Çünkü ona verebileceğim hiçbir şey yok.Ben bu kadınlara hiç uyarıda bulunup, kızmayalım demiyorum. Ayrıca kızını öyle bir yetiştirirsin ki başkasının sevgisine ihtiyaç duymaz yahut böyle şeyler yaşasa bile geçip karşınıza anlatabilir. Ben ötekileştirmekten, dışlamaktan bahsediyorum. Bir kadın kendisine fiziksel, mental şiddet gösteren sevgilisine eşine dönüyorsa zaten çocukluktan gelen bir sevgi eksikliğine ya da baba figürü eksikliğine sahip demektir. Kezzap atan kişiyi ben de çok ayıpladım ama o psikolojiyle insanın neler yaptığını yadırgamak da bize düşmez kim bilir o kızcağız neler yaşamış.
Yarın bir gün kızım da benzer hatalara düşerse de minnoş minnoş değil, gayet kızarak tepkimi gösteririm ama siz bu kadının annesi değilsiniz. Kaç başlık görüyorum kadın "Şiddet gördüm" yazıyor çoğu üyenin ilk tepkisi "boşanmayacaksan bizi uğraştırma" bu ne çirkin bir üsluptur. Belki kadın boşanmayacak ancak çevresinden, arkadaşlarından sürekli destek görürse belki bir gün boşanacak ve ayakları üzerinde duracak. Siz toplumun çürümüş köklerine değil, yapraklarına kızıyorsunuz. Başta köklerine bakın, insanların çocuklarını nasıl yetiştirdiğine yetiştirdiğine bakın sonra iş bu kişilerin mağdurlarına da gelir.
Psikoloji, sosyoloji bilimleri de bunun için var zaten. İnsanları kızıp, ayıplamadan anlamaya çalışmak ve sorunun geçmişte neden kaynaklandığını görmek. Ki zaten önceki mesajımda öyle ya da böyle psikolojik tedavi görün demişim başlık sahibine.
İstediğiniz kadar ağır konuşun aynı evde oturuyorsunuz şu an hala. Ne siz gittniz ne de onu gönderdiniz. Mahallenin ayağa kalktığı bir kavgadan sonra dahi aynı evde oturuyorsunuz. Dahası var mı??Size çok teşekkür ediyorum. Umarım mesaj atabilirim konuşabiliriz. Şunu söylemek istiyorum. Ben annemden hiçbir şeyi saklamadım bu yaşıma kadar. Herkes gücü "boşanabilmek" ile eşleştiriyor, evet bu gerçekten büyük bir güç gerektiriyor. Ama ben kendimi güçsüz bir zavallı olarak görmüyorum. Siz salaklık dersiniz, ben güç derim. Eşim "kadın dediğin böyle olur" diye annesini gösterdiğinde de bunu söylemiştim: ben kendi başıma kurdum bu yuvayı. Ama iyi, ama kötü. Ben kimseye ihtiyaç duymadan evlenmeyi başardım. Sonu benim başıma bela da olsa yaptım bunu. Bu sadece parayı kazanıp düğün mekanının hesabına yatırmak değil. Bir kadın olarak bunu üstlenmiş olmanın manevi zorluğunu yaşadım. Bu kimse için bir şey ifade etmiyor. Ben eşime bunları söylediğimde de "anca para lafı yaparsın" lafını duydum hep. Ama mesele benim için para olsaydı zaten harcamazdım.
Yaşadıklarımı açıkça itiraf ediyorum, anlatıyorum. Burada kıvırmadan da konuşuyorum işte. Kim ister böyle olmasını? Ben de istemezdim. "İyi ki bunca emeği vermişim" diyebilmek isterdim. İstediğim şey evliliğime şu anki haliyle devam etmek değil. Düzgün ve hayalimdeki şekilde devam etmek. Bunun imkansız olduğunu anladım. Ve bunda buradaki kadınların payı çok büyük. Bu konuyu açmamış olsaydım şu an yine düzelmesi için dualar ediyor, evliliğime bir şans daha vermekle gurur duyuyor olacaktım. Eşim ne derse desin ona inanmayacağım bundan emin olabilirsiniz. Babam devam etmem yönünde desteklese de kararımı değiştirmeyeceğim. Döneklik yapmayacağım doğrudan.
Ben hiç fiziksel şiddet görmedim bu arada. Böyle bir şey de mümkün değil. Konuma sık sık yazılıyor kadın cinayetine kurban gideceksin diye, gitmem. Bu da "eşim öyle biri değil!!11" zırvasından ötürü değil. Ailemi tanıyor, kimse cesaret etmez, yapamaz. Görmediğim fiziksel şiddetin psikolojik versiyonunu çok ağır şekilde gördüm ama. Zaten okudunuz.
Beni tatlı tatlı teselli etmeyin, ama beni aşağılamaya da çalışmayın. Bu benim için sadece üzüntü verici olur. Ben yaptığım hataların farkındayım. Ama buraya kendimi affettirmeye gelmedim. Bu aileme ve kendime yapmam gereken bir şey. Ben buraya destek görmeye geldim. "Eski konuların da görünüyor he, haberin olsun", "sen kesin barıştın, bizi boşa uğraştırdın" mesajları sadece mobbing. Eşimin bana yaptıklarından bir farkı yok gözümde. Sadece daha da yalnızlaştırıyor beni.
Ben yetiştirilme tarzımla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Şunu bilmenizi isterim bir adam beni istemiyorsa acımdan ölsem de giderim, sıkıntım ben gittiğimde eşimin büyük umutlar vererek beni çok sevdiğini sayıklaması. Ona şu an bir katkım olmadığı için bunu neden yaptığını da anlamıyorum. İşi bitmiş olmalı benimle. Çünkü ona verebileceğim hiçbir şey yok.
Güçlü bir kadın tarafından yetiştirildim ben. Güçsüz bir kadın da olmadım. Eşime karşı hiçbir zaman boyun bükmedim. Konumda da defalarca anlattım, bence çok çok çok yanlıştı, ama tartışmalarımızda ne düşünüyorsam söyleyebildim. Bu da zaten benim hatam oldu. Ağır ve argo konuştum çoğu kez. Dün annesiyle konuşurken de ağır konuştum ama bundan pişman değilim. Sadece kavga ederken eşime söylediğim çirkin sözlerden pişmanım annesi hakkında. Burada eşim bana eziyet ederken "nolur yapma" diye ağlayan bir kadınmışım gibi yansıtılıyorum. Ama öyle değilim. Tek güçsüzlüğüm sevildiğimi duyduğumda ve mutluluk umutları verildiğinde gidemiyor olmaktı.
O kadar şey yazıp cizmissin konuna.
Okuyan da hakikaten bir şey sanir lakin çok kof, saçma ve fazlaca drama queenlik içeriyor.
Evlenmek için her şeyi para ile satın almış hatta kendini bile paralamissin ama donup baktığında paralanan sen olmuşsun.
Bosan ya da boşanma hayat senin hayatın.
Kimsenin de gece yastığa başını koyduğunda aklina bile gelmeyeceksin.
Annenize ve dahi size edilen hakaretler gitmeniz için yeterli bir sebeb olusturmamis bunca zaman.Yok yarın giderim, yarın olmazsa öbür gün, o da olmazsa belki bir gün diyerek anca kendinizi kandirirsiniz.
Dediğim gibi daha genceciksin istersen kendini heba et.
Bize bir şey olmayacak yani, çekecek çilem varmış deyip ilerleyeceksen de Allah sabır versin şimdiden.
Drama queenlige devam.
İstediğiniz kadar ağır konuşun aynı evde oturuyorsunuz şu an hala. Ne siz gittniz ne de onu gönderdiniz. Mahallenin ayağa kalktığı bir kavgadan sonra dahi aynı evde oturuyorsunuz. Dahası var mı??
Boşanıp dul kadın (siz söylediğiniz için diyorum yoksa bizim ailede boşanmış kadınlar var dimdik devam eden) damgası yemek mi daha aşağılayıcı sizce yoksa tüm mahallenin kavgasına şahit olup devam ettiğinizi bilmesi mi?
Hala kendinizi kandırıyorsunuz. Güçlü olmak demek maddi anlamda kendinizi kullandırmanız demek değiş. Bedelli askerliğine kadar ödemek de güç değil.
Kendinizi kandırmaya devam edin.
Allah kimseyi gururundan, onurundan etmesin.
Aileme ve bana edilecek küfürleri unutup unutup kocama kiyamayacak duruma getirmesin.
Harcadığım para umrumda bile değil. Umrumda olan ben bu kadar verici olabilmişken ot b*k meseleler yüzünden bu kadar hırpalanmış olmam. "5 bilezik olmazsa evlenmem" diyen kadınların benden daha kötü durumda olduğunu düşünüyorum. Benim harcadığım para ne kadar verici ve fedakar olabileceğimin göstergesi, eğer bu konuyu "evlenirken her dediğimi yaptılar 100 gram altın verdiler daha neler neler taktılar" diye anlatsaydım "sen de kaynana ilgi gösteriver" diyecek çok kadın vardı biliyorum. Ama bana o kadar para harcasalardı bile ben bu yaşadıklarımı kabul etmezdim. Konu benim için hiçbir zaman para olmadı çünkü.Kadın kadının kurdudur lafına şiddetle karşı çıkan bir insanımdır ancak yazılanları okudukça bu lafı kabul etmeye başladım. Boş vakitlerimde erkeklerin bol olduğu forum sitelerinde de takılıyorum, bugüne bugün bir erkeğin dert yandığında onu böyle ezen acımasız insanlara denk gelmedim. Sizin kocanız, eşiniz dünyalar iyisi olabilir. Ancak kötü şeyler yaşayanlara da daha vicdanlı olun. Cidden mide bulandırıcısınız. Yarın bir gün çocuğunuzun falan başına gelir benzeri gelir siz ona da böyle destek olursunuz, yazık yahu.
Ayrıca adama para yiyici diye kızmışsınız da bu ülkedeki bir sürü kadın zengin erkek parası yiyerek yaşıyor, bu bir kadının başına gelince mi aşırı anormal oluyor? Sevmiş yapmış, paylaşmış yıllarca. Karşılığını alamamış ben demiyorum ki başlık sahibi tamamen haklı ya da haksız. Sadece bir erkeğin başına benzeri gelse ve başka bir forum sitesinde yazsa empati yapacak, adamı dinleyecek tomarla insan burada kadını enayi olarak görmüş.
Bağlanma stilleri hakkında epey şey okudum, okurken de kendi durumumu fark ettim ama bu konuda bilgili biri olduğunuzu, belki profesyonel olduğunu düşünerek şunu sormak istiyorum. Ayrılmamın kesinlikle doğru olduğunu biliyorum, bu şekilde asla devam etmek istemiyorum, bu insanların hayatımdan çıktığı, uyandığımda kaynanamı düşünmediğim, eskisi gibi işime gücüme bakabildiğim bir hayat düşündüğümde çok mutlu oluyorum. Aramızda tartışma yokken de uzun süredir böyleyim. Ama o istemediğini söylediğinde ya da ben ailemin yanına gidip onla iletişim kurmadığımda elim ayağım titriyor, karnımda geçmek bilmeyen bir ağrı, yemek yiyememe hali, yarınımın olup olmayacağından emin olmayan bir ruh halinde oluyorum. Bu da mı bağlanma stilleri ile ilgili? Yoksa benim duygusal bir gerizekalı olmamdan mı kaynaklı? O bahsettiğim titreyen, ağlayan haldeyken Aşk-ı memnu sahnesi yaşar gibiyim adeta, "aptal, beraber film izleyebilirdik şimdi, aptal" kafasında oluyorum. Sanki başka etkenler bu hale getirdi, eşim aslında bana sevgi gösterebilirdi, böyle hissediyorum. Gerçek olmadığını bilsem de.Cok basitce anlatacagim daha ayrintili bilgi icin `Hayati yeniden kesfedin` isimli kitabi okuyabilirsiniz.
Hayatimiz boyunca insanlarla kurdugumuz iliskiler, cocukluk doneminde yasadigimiz ve sahit oldugumuz iliskilerin tekraridir. Sizin hayatinizdaki erkek figuru ile erken cocukluk doneminde, en cok ihtiyaciniz oldugu donemde guvenli baglanma kuramamissiniz. Bu nedenle bir erkek figuru tarafindan nasil sevilmeniz gerektigini bilmiyorsunuz. Belki de diger iliskilerinizde de hep veren taraf sizdiniz, sevilmenin tek yolunun kendinden vazgecmek oldugunu bir sekilde kendinize kodlamissiniz.
Uzulerek soyluyorum ki bu konuda bir farkindalik gelistirmez ve psikolojik destek almazsaniz bu donguden asla cikamayacaksiniz. Esinizden bosansaniz hayatiniza girecek erkek ile de ayni seyleri yasayacaksiniz. Cunku bu sizin konfor alaniniz, guvenli hissettiginiz alan. Konfor alanimiz bizi oldurse dahi ondan vazgecemeyiz, belirsizlik daha korkutucu gelir.
Derinden yuzlesip, kendinize itiraf etmeniz ve cozmeniz gereken bircok konu var. Bunu evliliginiz icin degil, saglik bir yetiskin olarak hayatiniza devam etmek icin yapin lutfen.
İhtiyacım olan bir mesaj, sonsuz teşekkürler...Boşanmaktan korkacagina bu adamla bir gün daha gecirecegin ömre kork. Ve boşan en kısa zamanda.. Çok gençsin ve çok çok iyisin. Daha güzel bu yuva ,çocuklar seni bekliyor belkide.. eşin yıllar sonra kafasını çok kayalara vuracak ama senin çoktan mutlu bi yuvan nefes alacağın bu hayatın tatlı çocukların olacak.. bu psikopattan kurtar kendini. Yokda 1 yılın sonunda kanser olan sen olacaksın. Ve kayinvaliden gibi sana ilgiyle bakan herseyini karşılayan oğlun ve gelinin olmayacak. Kendini kurtar bu ınsanlardan.
Hiç bir erkeğin bu kadar baskıya, maddi manevi baskıya, sindirmeye, ailesine yapılan saygısızlıklıklara boyun eğeceğini düşünmüyorum.Kadın kadının kurdudur lafına şiddetle karşı çıkan bir insanımdır ancak yazılanları okudukça bu lafı kabul etmeye başladım. Boş vakitlerimde erkeklerin bol olduğu forum sitelerinde de takılıyorum, bugüne bugün bir erkeğin dert yandığında onu böyle ezen acımasız insanlara denk gelmedim. Sizin kocanız, eşiniz dünyalar iyisi olabilir. Ancak kötü şeyler yaşayanlara da daha vicdanlı olun. Cidden mide bulandırıcısınız. Yarın bir gün çocuğunuzun falan başına gelir benzeri gelir siz ona da böyle destek olursunuz, yazık yahu.
Ayrıca adama para yiyici diye kızmışsınız da bu ülkedeki bir sürü kadın zengin erkek parası yiyerek yaşıyor, bu bir kadının başına gelince mi aşırı anormal oluyor? Sevmiş yapmış, paylaşmış yıllarca. Karşılığını alamamış ben demiyorum ki başlık sahibi tamamen haklı ya da haksız. Sadece bir erkeğin başına benzeri gelse ve başka bir forum sitesinde yazsa empati yapacak, adamı dinleyecek tomarla insan burada kadını enayi olarak görmüş.
Hiç bir erkeğin bu kadar baskıya, maddi manevi baskıya, sindirmeye, ailesine yapılan saygısızlıklıklara boyun eğeceğini düşünmüyorum.
Ki geçenlerde ekşisözlükte bundan çok daha hafif bir aile sorununu yazdı bir erkek, erkekler gayet linç ettiler.
Bu kadın kadının kurdudur sözcüğünü evet ben de hiç sevmem. Ama bunu yanlış yerlerde kullanıyorsunuz.
Benim konudaki ilk yorumlarımda var gençsin, kilonu da verirsin bunları takma demiştim. Ama hala burada çok ağlayacağım, ay perişan olacağım diyor konu sahibi, neden? Bu konuyu eşine yazıyor çünkü. Bizi konuşturup kendisi hala vicdanlı, gidemeyen çok seven kadın. Kelime aralarında annesine ters cümleler kurdum evet pişmanım diyor mesela.
Kadınlar zavallı aciz yaratıklar değil, aşk için sevgi için her tür berbat şeye boyun eğmemeli. Eğiyorsa da tüh vah diyip teselli edemem. Bu da beni kimsenin kurdu yapmaz.
Konu sahibi de biraz önce gelinliğine kadar kendi ödemesini, nişanlıyken annesinin hastanesini ödemesini, bedelli ödemesini güç olarak gösteriyor ve ekliyor, bilezik isteyenler benden daha güçsüz daha mutsuz. Sizce bu kadın kadının kurdudur sözüne daha uygun değil mi mesela??
Kendi para döküp değer göremiyor ama bunu yaparken de geleneksel insanlara giydirirerek yapıyor.
Ben de gelenekten uzak bir evlilik yaptım. Ortak bütçeyle evlendik. Ailelerden yardım istemedik. Çalışan bir kadınım. Ama çalışmayan nice kadın var burdaki çalışan konu sahibinden daha güçlü. Daha gururlu. Daha dik duruyor.
Bağlanma stilleri hakkında epey şey okudum, okurken de kendi durumumu fark ettim ama bu konuda bilgili biri olduğunuzu, belki profesyonel olduğunu düşünerek şunu sormak istiyorum. Ayrılmamın kesinlikle doğru olduğunu biliyorum, bu şekilde asla devam etmek istemiyorum, bu insanların hayatımdan çıktığı, uyandığımda kaynanamı düşünmediğim, eskisi gibi işime gücüme bakabildiğim bir hayat düşündüğümde çok mutlu oluyorum. Aramızda tartışma yokken de uzun süredir böyleyim. Ama o istemediğini söylediğinde ya da ben ailemin yanına gidip onla iletişim kurmadığımda elim ayağım titriyor, karnımda geçmek bilmeyen bir ağrı, yemek yiyememe hali, yarınımın olup olmayacağından emin olmayan bir ruh halinde oluyorum. Bu da mı bağlanma stilleri ile ilgili? Yoksa benim duygusal bir gerizekalı olmamdan mı kaynaklı? O bahsettiğim titreyen, ağlayan haldeyken Aşk-ı memnu sahnesi yaşar gibiyim adeta, "aptal, beraber film izleyebilirdik şimdi, aptal" kafasında oluyorum. Sanki başka etkenler bu hale getirdi, eşim aslında bana sevgi gösterebilirdi, böyle hissediyorum. Gerçek olmadığını bilsem de.