Sağol Ebrucum.
Dediğin gibi valla, resmen içime oturdu, gözüme uyku girmedi doğru dürüst.
........
Bu arada sütüm hızla azalıyor arkadaşlar.
Artık göğüslerim sertleşmiyor, sağarken de eskisi kadar rahat ve fazla çıkmıyor :2:
Burcu aşağıdaki makale belki işine yarar;
Kaynak: Carlos Gonzalez, "Un regalo para toda la vida" (Bir ömürlük hediye)
Carlos Gonzalez son zamanlarda İspanya'da çığır açan bir çocuk doktoru. Aynı zamanda Katalunya Emzirme Örgütü; Asociación Catalana Pro Lactancia Materna (ACPAM)'ın kurucusu ve başkanı. Şugünlerde sağlık görevlilerine anne sütü ve emzirme konusunda eğitim veriyor.
Emzirme hormonları: Prolaktin
Vücuttaki prolaktin seviyesi gebelik öncesinde oldukça düşükken, gebeliğin 1. trimestresinin sonundan itibaren giderek yükselmeye başlar. Ancak plasentanın ürettiği progesteron ve ostrojen hormonları, prolaktinin harekete geçmesini engellediği için bu aşamada henüz süt üretimi yoktur.
Plasentanın vücuttan atılmasıyla beraber progesteron ve ostrojen hormonları inanılmaz bir hızla azalarak prolaktinin harekete geçmesine izin verir. Doğum sonrasındaki birkaç ay boyunca prolaktin hormonu oldukça yüksek düzeydedir. Ancak annenin emzirmediği durumlarda bu hormon birkaç hafta içinde azalır.
Prolaktin her ne kadar ilk aylarda yüksek düzeyde olsa da, çocuk her emdiğinde bu oran 10 ila 20 kat artar. Bu prolaktin fırlamaları sadece göğüs uyarıldığında oluşur. Bebek ne kadar çok emerse o kadar çok prolaktin ve dolayısıyla süt üretilir. Aynı şekilde çocuk emmezse süt üretimi durur.
Bazıları büyük bir yanılgı içindedir ve sütün oluşması için emzirmeye birkaç saat ara vermek gerektiğini düşünür. Halbuki göğüs, boşaldıkça dolması beklenen bir sifon gibi değil, akmasını istedikçe açmamız gereken bir musluk gibi çalışır. En fazla süt üretimi emzirme esnasında olur.
Emzirme sonrasında prolaktin seviyesi yavaş yavaş düşmeye başlar ve iki-üç saat sonra en alt sınıra ulaşır. Varsayalım ki bir bebek dört saatte bir on dakika süt içiyor. Herhangi bir sebeple kahramanımız daha fazla süte ihtiyaç duyuyor. Ne yapacak? Dört saatte bir onbeş dakika mı emecek? Bu çok etkili bir yöntem olmayacaktır. Emzirme sürelerini uzatarak aşağı yukarı aynı oranda prolaktin ve dolayısıyla süt üretilecektir. Ama iki saatte bir on dakika içerse gün boyunca iki kat fazla prolaktin fırlaması olacaktır. Üstelik prolaktin seviyesi henüz en alt seviyeye inmediği için yeni zirve normalden daha yüksek olacaktır. (Sayılarla belirtecek olursak 50'den 500'e çıkmak yerine 100'den 550'ye çıkacaktır). Daha sık aralıklarla emzirerek inanılmaz bir prolaktin ve dolayısıyla süt üretimi sağlanabilir.
İşte bu sebeple, emzirme sürecini sonlandırmak için emzirme sayısını azaltmaktan daha mükemmel bir yöntem olamaz. Emziren bir anneye dört saat veya üç saat aralarla emzirmesini ya da asla iki saatten önce emzirmemesini, bebeğin tekrardan acıkmasının mümkün olmadığını, şimdi emzirirse göğsünün boş olacağını ve süt gelmeyeceğini, bebeğin midesinin dinlenmesi gerektiğini, geceleri emzirmeye ara vererek dinlenmek gerektiğini vs. her söylediğimizde emzirme sürecine ciddi engeller koymuş oluruz.
Gece boyunca prolaktinin alt seviyesi de üst seviyesi de normalden daha yüksektir. Yani bebek gece emerken daha az çabayla daha fazla süt emer. Bu nedenle (diğer nedenlerin yanısıra) gece emzirilmemesinin tavsiye edilmesi büyük harflerle saçmalıktır.
Makaleye şu sitede rastladım:
http://eylemt.blogspot.com/search/label/Emzirme