deryacım, üzülme canım...bazen psikolojik olarak herşeyin üzerimize üzerimize geldiğini düşünüp hırsımızı bişeylerden çıkarmaya çalışırız..ilk kez anneliği tadıyoruz..acemiyiz yani..şimdiye kadar hayatımızda bizden büyük sorumluluklar bekleyen birileri yoktu..istediğimiz gibi hırsımızı öfkemizi haykırabiliyor, tartışıyor,haklı çıkma gayreti içine giriyorduk savaşlarımızda..ancak şu anda bu sorumluluğu göstermemiz gereken tamamen savunmasız bir melek...o masum yavrucaklar biz olmasak, biz bakmasak, ilgilenmesek, nazlandırmasak nazlılarımızı kim bizim kadar sevip, böylesine merhamet duyabilir ki...kendinde söylüyorsun pişmanlık duyuyorsun..akşam azarlayıp sarstığın evladını, sabah herşeye rağmen sana gülücükler atarken gördüğünde..yetişkin insanlarda göremediğin bir şeyin farkına varıyorsun..saflık, temizlik, masumiyet....tüm güzel kelimeleri ve vasıfları sayabilirim minik evlatlarımız için şu an, şurada...
ve sen haliyle üzülüyorsun, nedenleri sorguluyorsun beyninde..
bak canım..ben de yorgunken, gözlerimden uyku akarken. oğlumu bir an önce uyutup o sıcak yatağımda rüyalara dalma arzusu içindeyken...oğlum uyumaz ve üstelik uyuttuğumu sanıp yattığım anda mızırdanmaya başladığında bağırıyordum ona eşim kızıyordu neden bağırıyorsun yavrucağa bi sorunu var demekki altına bak, karnını doyur filan..derdi..ona da kızardım tabi sen ikinci uykundasın ben bir damla uyumadım derdim..sabah o masum yavru nasıl vicdan azabı hissettirirdi bana bilemezsin..
sonra kendi kendime söz verdim..şu an ne kadar uykusuz ve yorgun olursam olayım yumuşak davranıyorum..hadi evladım annenin uykusu var, hadi birlikte uyuyalım diyorum..ninni söylüyorum ona kollarıma alıyorum..ve inan sabahları vicdan azabıyla uyanmaktansa UYKUSUZ kalmayı tercih ederim..
bunu sen de anlayacaksın..