- Konu Sahibi birbucukyil
-
- #221
O halde yıllardır yaptığınızı yapacak , mesafeli olacaksınız. Benim babam böyleydi. Önce kendi ailesi annesi ,babası, kardeşleri gelirdi. Evdeki karısı iki çocuğu aç mmı kalmış, taş mı yemiş. Adamın umurunda olmazdı. Babannem iki ağlardı. Ne isterse yaptırırdı. Biz üzülmüşüz kırılmışız sallamazdı. Ben 13 yaşına gelince hem babamla hem babannemle kavga etmeye başladım. Ne edepsizligim kaldı ne terbiyesizligim. Nihayet babama ailesinin biz olduğunu ögrettim. Şimdi hiçbirşeyi esirgemez. Şimdi hamileyim bu yüzden calisamiyorum. Her ay bana para gönderiyor canın ne çekerse al belki kocan alamaz diye. Anneme kalsa hala bizim rızkımız gereksiz akrabalara gidiyordu.Tabi ki söylenmesi lazım. Kendisinin kişiliği buna musait değil. 4 yıl önce bana ait bir sırrı çok alakasız birine verdiği için kızmıştım.buna hakkı olmadığını kibarca anlatmaya çalıştım. O da hiç suçlanmadı. Ne var bunda diye üste çıktı. 28 senelik tüm iyiliklerini sıralayın beddua etti. Ben de bağırmış bulundum.
Kardeşimin ve babamın soylediğine göre dört yıldır bu olayı sürekli gündeme getiriyormuş. Benim psikolojimin bozuk olduğunu, deli oldugumu söylüyormuş. Ben onu dövecekmişim....filan falan..
O yüzden kaçamak takılıyorum ben. Hiç elleşmeden yaşamaya çalışıyorum. :))
Tabi ki söylenmesi lazım. Kendisinin kişiliği buna musait değil. 4 yıl önce bana ait bir sırrı çok alakasız birine verdiği için kızmıştım.buna hakkı olmadığını kibarca anlatmaya çalıştım. O da hiç suçlanmadı. Ne var bunda diye üste çıktı. 28 senelik tüm iyiliklerini sıralayın beddua etti. Ben de bağırmış bulundum.
Kardeşimin ve babamın soylediğine göre dört yıldır bu olayı sürekli gündeme getiriyormuş. Benim psikolojimin bozuk olduğunu, deli oldugumu söylüyormuş. Ben onu dövecekmişim....filan falan..
O yüzden kaçamak takılıyorum ben. Hiç elleşmeden yaşamaya çalışıyorum. :))
Ben olsam çok çok sakin bir biçimde şöyle derdim: "Annecim beni ısrarla çağırıyorsun, hep aç kalıyorum. Çocuklarım bile aç kaldı. O yüzden gelmek istemiyorum. Misafirlere yemek veriyorsun bize vermiyorsun. Ben hamileyken de benzerini yaptın. Başkaları acıdı sen acımadın. Bunlara çok üzülüyorum. O yüzden bir daha başkalarını da davet ettiğin davetlere gelmek istemiyorum. Ayrıca arkamdan psikolojimin bozuk olduğunu, deli olduğumu söylemen hiç hoş değil. İnsanlar bir sorun olduğunda tartışırlar, bazen sesler yükselebilir, bu onların deli olduğu anlamına gelmez. İstersen bu konuda ikimiz gidip bir uzmanla konuşalım. Tüm olayı baştan sona anlatalım, eğer öyle bir şey varsa tanıyı bir uzman koysun. Ama uzmanın seni haksız bulacağını, seni eleştireceğini düşünüp çekiniyorsan gelmeyebilirsin tabii. Kızının deli olduğunu düşünüp bu konuda şu ana kadar bir şey yapmamana da üzüldüm annecim."
Ama bunları söyleyemezsiniz çünkü annenizden çok korkuyorsunuz. Bence bu korkuyla ilgili uzman yardımı almalısınız. Yetişkin bir insanın birinden bu derece korkması hiç normal değil. Hakkınızı savunmaya yeltenemiyorsunuz bile. Bulduğunuz tek çözüm kaçmak. Güçlenebilmek için uzman yardımı almalısınız.
Bu arada, annenizin size böyle davranmasına (deli demesi vs) seyirci kaldığı için babanız da suçlu.
Guclu olmaniz anneniz karsisindaki zayifliginizi degistirmez ki bunlar cok farkli konular , tum dunyaya karsi tek basina ayakta durabilirsiniz ama tum dunya arkanizda olsa sadece annenize karsi duramazsiniz , anlattiklarinizdan anlasilan o maalesefDiğer konularda çok haklısınız. Fakat ailemizden bir kişi bu şehrin en önemli prof. psikiyatrdan destek aldı. Asistanı evimize gelip herkesle konuşup notlar aldı. Bu haftalarca sürdü. Benim çok sağlam ve güçlü olduğumu söylemiş. beni eşimin yanında taciz eden adamı kendim dövmüş biriyim, mağazada sıramı almaya çalışan kadını rezil etmiş biriyim, annemi kırmayarak kendimce vefa gösteriyorum. Zaten söylesem de anlamıyor. Hep haksız çıkıyorum. Yemin ederim sen ne biliyorsun da konuşuyorsun diyip susturuyor.
Guclu olmaniz anneniz karsisindaki zayifliginizi degistirmez ki bunlar cok farkli konular , tum dunyaya karsi tek basina ayakta durabilirsiniz ama tum dunya arkanizda olsa sadece annenize karsi duramazsiniz , anlattiklarinizdan anlasilan o maalesef
Sadece siz olsâniz durumdan memnun kendi ceker der insan ama ortada 2 tane kucuk cocuk var , cocuklarinizi da ezdiriyorsunuz , onlar ac kaldigi halde annenize ses cikaramiyorsunuz sorun da burda zaten
Çocuklarınızı bir daha bu duruma dusurmemeniniz lazim bu yuzden alabiliyorsaniz destek alin
Bakin normal evlerde ilk once doyurulan cocuklardir , sizin ywsadiginiz normal degil hemde hic degil , bir daha yasatmayin bunlari cocuklara
Ben size ne demek istedigimi anlatamadim , sonucta hayat sizin hayatınız ama bazen icinde yasarken bazi seyleri goremeyiz , siz de su anda goremiyorsunuzBen annemin karşısında konuşamayacak biri değilim. Zaten çok mesafeliyim. Mantıken gerektiği gibi fazla samimi olmadan görüşüyoruz. Psikolojik destek almak zor bir şey değil. Ama benim hayatımı destek gerektirecek kadar etkileyecek bir durumum yok. Benim annem iki kere bana sofrada yer vermedi, bir kere de çocuklarla aç kaldık diye ne konuşacağım gidip. Annem ile yüz göz olmak istemiyorum, bir yabancıya duyulan minnet gibi bir duygum var. Beni büyüttüler, okuttular, meslek sahibi yaptılar. Evlenirken ne gerekiyorsa yaptılar, bana laf söz getirecek, ezdirecek birileri değiller diye susma ve mesafe koyma hakkımı kullanıyorum.
Zaten konuşsam da değişmiyor. Hangi üslupla girersem gireyim lafa, ruh hastası oluyorum. Beddua ediyor ve nankörlükle suçluyor. Konuşmak sadece beni silmesine yarar. Onu da istemiyorum. Dertsiz başıma dert alamam.
Sen de annem gibisin annesine şimdi o bakıyor teyzelerim annen gibi gider her işi yapar aç dönerdi .Ben annemin karşısında konuşamayacak biri değilim. Zaten çok mesafeliyim. Mantıken gerektiği gibi fazla samimi olmadan görüşüyoruz. Psikolojik destek almak zor bir şey değil. Ama benim hayatımı destek gerektirecek kadar etkileyecek bir durumum yok. Benim annem iki kere bana sofrada yer vermedi, bir kere de çocuklarla aç kaldık diye ne konuşacağım gidip. Annem ile yüz göz olmak istemiyorum, bir yabancıya duyulan minnet gibi bir duygum var. Beni büyüttüler, okuttular, meslek sahibi yaptılar. Evlenirken ne gerekiyorsa yaptılar, bana laf söz getirecek, ezdirecek birileri değiller diye susma ve mesafe koyma hakkımı kullanıyorum.
Zaten konuşsam da değişmiyor. Hangi üslupla girersem gireyim lafa, ruh hastası oluyorum. Beddua ediyor ve nankörlükle suçluyor. Konuşmak sadece beni silmesine yarar. Onu da istemiyorum. Dertsiz başıma dert alamam.
Benim annem iki kere bana sofrada yer vermedi, bir kere de çocuklarla aç kaldık diye ne konuşacağım gidip. Annem ile yüz göz olmak istemiyorum
Bunu sorun etmiyorsanız neden konu açtınız?
en cokta hamileyken bu aekilde davranmasina sasirdimÇok çok saçma bir konuyla karşınızdayım sevgili dostlar. Özet geçmeye çalışacağım. Annem misafiri cok seven bir insan. Evlenene kadar üzerime düşen herseyi yaptım. Akşam 6 gibi girdiğim mutfaktan gece 11 de çıkardım. Yemek sofrasına da zaten oturmazdım mutfakta ayak üstü ne bulursam o şekilde idare ederdim. Çünkü evin kızıydım neticede.
Ben evlendikten sonra annem davetlerine devam etti.Arada beni çağırırdı ama işten yorgun geliyorum, sana çok faydalı olamam vb bahaneler ile kabul etmezdim. Çünkü çok kalabalık misafir alıyor. Ayaküstü değil, masada doğru düzgün yemek yemek istiyordum. Hem ev işi hem işimin yoğunluğu bana yetiyordu. Bir gün hamileyken pazar sabahı kahvaltıya çağırdı. Kadın kadına arkadaşlarıyla yaptığı bir planmış öyle dedi. Anne kocam ne yapacak, adamın bir pazarı var desem de ikna olmadı. Yok işte az kişiyiz ,bizbizeyiz, her zaman olmaz ısrar kıyamet ikna etti. 8 kişilik masayı hazırladık. Ama bir baktım kapı sürekli çalıyor. En son 14 saydım. Masaya bulduğumuz sandalyeleri, tabureleri doldurduk. Tabi ben yine dımdızlak ortada kaldım..masadan artan bir kaç parça getirip elime verdi sağolsun. Neyse bugün böylece geçti.
Hamileligimin Son dönemine geldik. 36 haftalık hamileyim. Tekrar kahvaltıya çağırdı. Kesinlikle olmaz anne gelemem dedim. Zorla ikna etti şehir dışından iki arkadaşı ve bir kaç kişiymiş. Kalktım gittim. Bu defa anladım kalabalık olduğunu yine. Anne en azından çocuklara ve bana(çocuklar benim değil misafirin cocukarı. O sırada ben ilk çocuğumu bekliyordum) mutfağa bir sofra hazırlasak diye yalvardım.kabul etmedi. Milleti zorla masaya tıkıştırdı. Ama bu sefer karnım burnumda olduğundan dolayı sofradakilerin içine sinmedi. Haydi sen de gel diye sürekli çağırdılar. Onların yemesini beklemem içlerine sinmediginden. (Yer yok, sandalye yok, tabure yok )migrenim tuttu dedim gidip yattım. Sonra kalkıp gittim. Bu sefer bir lokma ekmek bile yemedim. Annemin evinde misafir muamelesi görecek değiliz herhalde diye teselli ettim kendimi.
Aradan 3 yıl geçti. Annem abartmıyorum 25 kere çağırdı. Bahanelerle geçiştirdim. Annecim sağol düşünmen yeter, yemiş kadar oldum, çocukla gelip ayak altında gezmeyelim dedim.arkadaşlar böyle olmaması lazım ama ne bileyim çok bozuluyordum. Hani annesinin evi neticede aç kalsa ne olacak, yer bulamasa ne olacak. Ama eve aç gelip peynir ekmek yerken bir iki damla gözümden aktı, yalan söyleyemem. "Bir daha bu duruma düşmem akıllı kadınım ben" diye karar verdim.
3 yıl aradan sonra düne geliyoruz. İftar yemeği daveti varmış. Israr kıyamet çağırdı. Kabul ediyorum alemin safı benim. Artık 32 yaşındayım, iki çocuğum var. Yere gazete serip otururuz gerekirse, ayıbı olmaz bu isin, değisiklik olur diye düşünüp gittim. Bu defa fazladan sofra kurulmuş. Oh be oturduk. Kızım mama diye bekliyor, oğlum anne yemek yijezz diyor. Ama bu sefer çok çok çok kalabalık. Kapı susmak bilmiyor. Annem ezan okununca yemek kalmadı dedi. Bana 2 yemek kaşığı kadar pilav, 1 dilim börek, yarım kase çorba getirdi. Çorbayı ve pilavı kızıma yedirdim. Böreği oğluma yedirdim. Ekmek bile yok,yok yani. Tatlıdan, salatadan görüp isteyecekler diye ödüm koptu. Eşim masadaydı, onlar yemiş,tabaklarında yeterince varmış. Öyle dedi. Çocuklar aradà sofradan kalkıp gidiyordu.annem de haydi yemeğini bitir hazır onlar oyalanıyorken diyip durdu. Artık dayanamadım. "Anne ben yemiyorum çocuklarıma yediriyorum " diyebildim. Ya dalga geçiyor benimle resmen önümde yemek yok ki, ne yiyeceksem artık. Ben kendisi rezil olmasın diye 22.30 a kadar hiçbirsey yokmuş gibi aç aç oturdum. Ama bu yaptığına kendisi hiç utanmadı. Şimdi düşününce 3 kere aynı salakligi yapmış olmam komik gelebilir. Ama ben yaşarken zorlandım.
Lanet olsun icimdeki insan sevgisine ki hala anneme "anne gözünü seveyim beni çağırma, haydi benimle dalga geciyorsun da, bari şu iki çocuğa acı da yapma şu rezilliği" diyemiyorum.
Ben annenize bişey dememenizi anlıyorum, çünkü normal bir durum olsa ilk önce çocuklar doyar, ev sahibi düşünmezse anneleri olarak sizin tabak gelmesini beklemeden tencerelerden almanız, servisten önce onları doyurmanız gerekiyordu. Nasıl bir ortam anlamadım, neden o kdr saat aç duruyorsunuz anlamadım, hadi yemek kalmadı, dolapta peynir de mi yok, pide/ ekmekte mi bitti, karnınızdaki çocuğa da mı acımıyorsunuz? Ztn bu durumu yaşamanız başlı başına anormal, ztn yaşarken engel olmanız gerekiyordu, ztn o an sofrada çocuklar eti salatayı görecek diye korkmanız çok saçma. Sonrasında mesafeliyim diye kendinizi kandırmıyorsunuz, annenizden korkuyorsunuz ve bence de destek almanız gerekiyor.
annenin huyunu biliyorsun bundan sonra davete gideceksen eğer, evde çocuklarının kendinin karnını doyur..Çocuklar eşim ve ben iftardan çok kısa süre önce gittik oraya. Ev çok kalabalıktı, kızım çok küçük henüz 1 yaşında herkes üstüne bir anda geldiler. O da çok ağladı ve bana yapıştı.kucagimda gezdirdim, sofraya oturana kadar susmadı. Mutfağa bu sebeple giremedik. Tencereyle münasebetimiz olmadı. Ekmek de kalmamıştı. Sofradan dönmüş, bölünmüş ekmekleri istemedim özellikle. Ve bunları defalarca kere yazdım. İlk sayfayı okuyup aynı şeyi söylüyorsunuz sürekli.
Hamileyken gittiğimde sorun açlık değil. İlk gittiğimde zaten masaya oturtmadı, (yani yer yoktu oturtamadı) sofradan artanlardan getirdi yedim. İkincide ben yine masada yer olmadığını görünce kendim gittim. Artık tabak falan istemedim eve döndüm. Evimde doyurdum karnımı.
Annemden korkmuyorum kesinlikle. Benim ona tepki göstermem demek ilişkiyi bitirmek demek. Ben de bunu tercih etmiyorum. Dedikodusuyla stresiyle ugrasmak istemiyorum. 4 yıl önce benimle ilgili mahrem bir sırrı arkadaşına söylemişti. Ben de uyarmak hakkım diye düşündüm. Beni suçlu çıkardı. Ne var bunda diye bağırıp beddua etti. Ruh hastası ve deli dedi. O zaman 28 yaşındaydım. Bebekken popomu yikadığından varana kadar bütün üzerimdeki haklarını saydı. (Tabi ki benim anlattigim gibi kibar soylemedi bunları :))Babam ve kardeşim diyor ki, 4 yıldır sürekli bu olayı gündeme getiriyormuş. Hala söylüyormuş. Ben ruh hastasıymışım, deliymişim. Bunu dinlemekten bıkmışlar artık. Aman kızım sen dövecekmişsin anneni 4 yıldır bunu dinliyorum diyor babam. Annemi yapmış olduğunun yanlış olduğuna ikna edemedim biraz sesimi yükseltmek zorunda kaldım. Dövmek bu oluyor. 32 yaşındayım kimseyle kavgam gürültüm yok çok şükür. Bu durum bence en zararsız şekli ilişkimizin.
Yoksa siz haklısınız söylemek lazım. Insanlar konuşa konuşa anlaşır. Kaçak dövüşmek kimseye ama kimseye yakışmaz. Benim annem çok uzulerek söylüyorum psikolojide tez konusu olabilecek bir insan. Onunla ilgili konu açmak istedim. Birbucuk saat yazdım. Sonra geri sildim. Şimdi bunları hatirlamanin kime ne faydası var diye düşündüm. Bana bile hikaye gibi geliyor artık.
annenin huyunu biliyorsun bundan sonra davete gideceksen eğer, evde çocuklarının kendinin karnını doyur..
gitmemene darılmıyorsa gitme.. başka çaren yok sanırım. konuşarak olmuyorsa
Çocuklar eşim ve ben iftardan çok kısa süre önce gittik oraya. Ev çok kalabalıktı, kızım çok küçük henüz 1 yaşında herkes üstüne bir anda geldiler. O da çok ağladı ve bana yapıştı.kucagimda gezdirdim, sofraya oturana kadar susmadı. Mutfağa bu sebeple giremedik. Tencereyle münasebetimiz olmadı. Ekmek de kalmamıştı. Sofradan dönmüş, bölünmüş ekmekleri istemedim özellikle. Ve bunları defalarca kere yazdım. İlk sayfayı okuyup aynı şeyi söylüyorsunuz sürekli.
Hamileyken gittiğimde sorun açlık değil. İlk gittiğimde zaten masaya oturtmadı, (yani yer yoktu oturtamadı) sofradan artanlardan getirdi yedim. İkincide ben yine masada yer olmadığını görünce kendim gittim. Artık tabak falan istemedim eve döndüm. Evimde doyurdum karnımı.
Annemden korkmuyorum kesinlikle. Benim ona tepki göstermem demek ilişkiyi bitirmek demek. Ben de bunu tercih etmiyorum. Dedikodusuyla stresiyle ugrasmak istemiyorum. 4 yıl önce benimle ilgili mahrem bir sırrı arkadaşına söylemişti. Ben de uyarmak hakkım diye düşündüm. Beni suçlu çıkardı. Ne var bunda diye bağırıp beddua etti. Ruh hastası ve deli dedi. O zaman 28 yaşındaydım. Bebekken popomu yikadığından varana kadar bütün üzerimdeki haklarını saydı. (Tabi ki benim anlattigim gibi kibar soylemedi bunları :))Babam ve kardeşim diyor ki, 4 yıldır sürekli bu olayı gündeme getiriyormuş. Hala söylüyormuş. Ben ruh hastasıymışım, deliymişim. Bunu dinlemekten bıkmışlar artık. Aman kızım sen dövecekmişsin anneni 4 yıldır bunu dinliyorum diyor babam. Annemi yapmış olduğunun yanlış olduğuna ikna edemedim biraz sesimi yükseltmek zorunda kaldım. Dövmek bu oluyor. 32 yaşındayım kimseyle kavgam gürültüm yok çok şükür. Bu durum bence en zararsız şekli ilişkimizin.
Yoksa siz haklısınız söylemek lazım. Insanlar konuşa konuşa anlaşır. Kaçak dövüşmek kimseye ama kimseye yakışmaz. Benim annem çok uzulerek söylüyorum psikolojide tez konusu olabilecek bir insan. Onunla ilgili konu açmak istedim. Birbucuk saat yazdım. Sonra geri sildim. Şimdi bunları hatirlamanin kime ne faydası var diye düşündüm. Bana bile hikaye gibi geliyor artık.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?