- 14 Haziran 2019
- 14.427
- 69.831
-
- Konu Sahibi Claire Fraser
- #81
Benim arkadaşım da hep genç anne olmak isterdi. Lisede bile söylerdi. Olmadı. Doğru düzgün bir ilişki bile yaşamadı. Bir seneyi dolduramadı hiç bir ilişkisinde. Ki çok akıllı güzel kariyerli bir kadındır olmadı.Ölmeyi bayılmak zannediyor insanlar.
Benim arkadaşım da hep genç anne olmak isterdi. Lisede bile söylerdi. Olmadı. Doğru düzgün bir ilişki bile yaşamadı. Bir seneyi dolduramadı hiç bir ilişkisinde. Ki çok akıllı güzel kariyerli bir kadındır olmadı.
Böyle depresif gezmez ama. Dünyayı geziyor, tiyatro hobisi oldu her hafta bir oyun izler, koroya gider, resim workshoplarına gider. Hayatını en güzel şekilde yaşıyor saplantı yapmadan. Bazı insanlar hiç bir zaman mutlu olamaz: konu sahibi evli olsa oğlu olsa da kız çocuğu saplantı yapar yine elindekiyle mutlu olmazdı
Yada belki uzaya merakı olmayacak. Kız çocuk olunca otomatik bale yapmak istemediği gibi uzay da sevmeyebilir. Benim arkadaşımın kızı var, arkadaşım da lego oynasın istedi bir dünya lego aldı birine bile ilgi duymadı çocuk.Benim hayatta çok erken öğrendiğim birsey var birseyi olsun diye çok beklememek. O kdr çok örnek yaşadım ki xxxxxx olsun şunu yapicam çok iyi olacak xxx mutlaka olmalı emekli olayım ev alayim
Yok arkadaş ani yaşayacaksın bir sürü şeyi kaçırmanın anlamı ne. Konudaki msjlar çok uc odasında teleskop olacakmış belki çok iyi şiir yazacak piyano çalacak?
Yada belki uzaya merakı olmayacak. Kız çocuk olunca otomatik bale yapmak istemediği gibi uzay da sevmeyebilir. Benim arkadaşımın kızı var, arkadaşım da lego oynasın istedi bir dünya lego aldı birine bile ilgi duymadı çocuk.
Benim de oğlan çocuğu araba sürer oynar algım vardı hotwheels aldık bir dolu bir kere oynamadı yani. Her çocuk kendine özel.
Çocuk saplantısını anlamıyorum ben. Benim teyzem 20 küsür yıldır evli çocukları olmadı. Ölmeyi de düşünmüyor yani fıstık gibi hayatı var. Yaşıtları torun bakma aşamasına geldiler teyzem hala fıstık gibi yaşıyor.
ay bende kafamın okşanmasını istiyorum sarılarak film izlemek mümkünse çok aile görüşmesi yaşamamak . ben de neden bu kadar kırılganım duygusalım ve arabesk ruhluyum diyorum ama hayat görüşüm daha modern.bence yaptığımız hata şu erkeklerin siyasi görüşünden tutunda muhafazakarlık/modernlik noktasında yaşam biçimlerini irdelemeden tutulmak aşık olmak .en azından benim öle oldu kendini modern açık görüşlü tanıttı ama değilmiş mesela yani yalan söleyebiliyorlar kendilerini satmak için bu yüzden zamana yayarak bitakım şeyler yaşamaya karar verdim karşı cinsle bu saatten sonraBenim istediğim kişi asla karşıma çıkmıyor. Çıkacağına da inanmıyorum bu saatten sonra.
Hiçkimse kusursuz değil armudun sapı üzümün çöpü demeyeyim diyorum ama bana denk gelen erkekler gerçekten çöp.
Sıradan bir hayata sahip olmak istemek ne büyük lüksmüş.
Ev ve iş arasında mekik dokuyayım, bir tane kızım olsun, beni seven merhametli sakin yaratılışlı bir eşim olsun, yılbaşını kayınvalidemin evinde yeni yıla dakikalar kala aşağılanmalarla laf sokmalar ile geçireceğime elimde bir kadeh şarap eşimin gözlerine bakarak ona sarılarak geçireyim.
Pazar günü yataktan geç kalkayım, eşimle güzel bir kahvaltı yapayım, giyelim eşofman takımlarımızı sahil kıyısına yürüyüş..
Benim kayınvalidem pazar günleri asla eşimi rahat bırakmazdı. Bir pazar günümüz olmadı.
Akşam yemeklerine ona gitmez isek eşim tek giderdi ve benimle aynı yatakta yatmazdı.
Annesi olmadan hiçbir plan yapamazdık. Çıldırma noktasına getirmişti beni.
Günde 3 kez arardı oğlunu. Eve alınan su bardağına bile karışırdı, beğenmez ise çöpe atmaya kalkardı ve burası benim evim derdi..
Cherry Hanım, arkadaş çevrem beni 3 kişiyle tanıştırdı. 3 beyfendinin 2si annelerinin alt/üst katında oturmaya ikna etmeye çalıştılar. Siz kız anneleriyle oturmayı kabul etmiyorsunuz ama dediğimde bana geçimsizsin dediler.
Bir kişiyi çok beğendim. Hiç evlenmemiş biriydi. O da sık sık beni çok beğendiğini söylerdi. Aralık ayının son haftası Polonya'ya gitti ve bana karşı tavırları değişti şok oldum. Bu kadar güzel kızlar varken seninle " fuckbuddy" bile olmam, başından iki evlilik geçmiş sen arızalısın dedi.
Ben özellikle son bir aydır toparlanamıyorum.
Mesaiye kalıyorum, spordan geç çıkıyorum, zihnimi boş bırakmamaya çalışıyorum.
Kafamı kurcalayan durum niçin hep aynı torna makinesinden çıkan erkekler beni buluyor ?
Nerede hata yapıyorum ?
Çekirdek aile istiyorum. Sevmek sevilmek istiyorum. Saçlarımın okşanmasını istiyorum.
Tüm bunlar arabesklik mi ?
Zaten bu kız çocuk hayalini saplantı haline getirenler de genelde biblo gibi bir şey hayal ediyorlar. Teleskop alacak peki annecim diyecek bakacak, baleye git diyecek gidecek. Prenses gibi kenarda duracak. Büyüyünce de oğlan gibi vefasız (!) olmayacak annesine bakacak arkadaş olacak.Isyerimde baktigim kediler var, bir tane idi peşine yavru takılmış. Görsen el kadar daha ufacık belli ki ayırıp atmışlar. Önce anlamadım yavru mamasi vermedim ağır geldi içim yandı. Buraya söylediğim kargo kutusunu kapıya koydum köpük kutu. İçine girip yatıyor içim yanıyor soğukta sığındığı bir o. Asla yaklasmiyor asla yanımda durmuyor sabah beni görünce kaçıp gidiyor. İstersen o kediye merhametin bile seni mutlu eder hayat tam bu an. Sosyal kurslara katılır yardım derneklerine katılır. Yada teleskoba takar oturur bunalıma girer.
Etkili olmak için çokluk olmak gerek. Benim kızım olursa odasında bir teleskopu olacak. Satranç ve bale kurslarına gidecek. Cumhuriyet kızı olacak.
Bu gezegende hiçbir şey beni anne olmaktan daha fazla mutlu edemez.
Bana ait, benim bedenimden bir parça, sorgulayan zeki, minnoş bir kız çocuğu istiyorum.
Oğlum bir sürü oyuncak istedi. Eşim kırmadı her dediğini aldı. Şimdi korkuyormuş oynayamazmış. Hepsi balkonda duruyorZaten bu kız çocuk hayalini saplantı haline getirenler de genelde biblo gibi bir şey hayal ediyorlar. Teleskop alacak peki annecim diyecek bakacak, baleye git diyecek gidecek. Prenses gibi kenarda duracak. Büyüyünce de oğlan gibi vefasız (!) olmayacak annesine bakacak arkadaş olacak.
Sanki kız çocuğu tornadan çıkmış gibi aynı tipte bir şey. Kendi karakteri kendi istekleri olmayacak.
Arkadaşımın kızı mesela en son dışarı çıktığımızda yanında tütü getirmiş. Prenses ayakkabısını getirmeyi unutmuş. Tam 40 dakika ağladı. Bunun altına çizme olmaz neden almadın yanına diye. Yemeğini de yemedi durmadan ağladı. Arkadaşım telaşlandı sinirlendi. Ne yediğimi anlamadım diye kalktı. Çocuk bakmak öyle sanal bebek gibi aldım giydirdim uyuttum gezdim oy ne uslu bir şey değil.
kadının ruh sağlığı iyi değilse hiç o işlere girmemeli hatta.
Yaşamak istemiyorum. Nefes almak bile zor geliyor. Hiçbiryerde duramıyorum. Hiçbir yere hiçkimseye ait olamıyorum. Ruhum üşüyor.Kalbim çok ağrıyor.
1-2 saatlik uykuyla işe gidiyorum.
34 yaşındayım. Başımdan iki evlilik geçti. İki evliliğimden de çocuğum yok.
ilk evliliğimi 25 yaşımda yaptım. İlk eşim kendisinden yaşça çok büyük yabancı uyruklu bir kadınla birliktelik yaşadı ve bu bayan hamile kaldığını iddia etti. 6 ay evli kaldım. Aldatılmayı kadınlık onuruma yediremedim. Hiç uzatmadan bitirdim. Kendisi pişman oldu, bebeğe yapılan testler sonucu babası, eski eşim çıkmadı. Eski eşim bana geri dönmek istedi yalvardı ancak asla kabul etmedim.
" Ben seni aldatsaydım ne olurdu ? " diye sordum.
Sen kadın olduğunu unutuyorsun, erkeklerle kendini kıyas etmeden bıktım usandım, kadının şakası olmaz kadın namustur, yanıtını aldım.
Ailemin yanına döndüm. Aile büyüklerimin yardımı ile hemen işe başladım. Spora yazıldım. Haftasonları da terapi alıyordum.
Bir daha evlilik düşünmüyordum. Kimseye güvenemezdim.
Aradan 6 yıl geçti. İkinci eşimle, iş arkadaşlarımın vasıtası ile tanıştırıldım.
Ondan öylesine emindim ki..bu defa mutlu olacaktım. Çok gözyaşı dökmüştüm, demek ki evren beni ödüllendiriyordu.
Evlenmeden önce hayattan beklentilerim, ideolojik görüşlerim, sevdiğim filmler, ev dekorasyonu, anne olma arzum ve çocuk yetiştirme tarzına kadar eşimle defalarca konuştuk.
İnce eleyip oldukça sık dokudum. Ancak en başta annesi beni " bakire olmadığım " gerekçesi ile kabul etmemiş. Bunu yüzüme boşanma aşamasında söyledi ancak..
Eşimin ilk evliliği idi ancak aynı evi yatağı paylaştığı kız arkadaşları olmuş. Eşim de bakire değildi ancak kayınvalidem bir erkeğin bakire olmamasının, cinsel tecrübesizliğin büyük bir problem olduĝunu, boşanmış dul kadınların kırmızı çizgisi olduğunu söyledi.
Anne oğul arasında acayip bir bağ vardı. Ben kuma gitmişim o aileye.
Birşekilde boşandım ama maddi manevi ailecek tükendik.
Haklarımı v.s alamadım. O konuya hiç girmeyelim.
Ben hayata tutunamıyorum. Hayat evlilikten ibaret değildir diyeceksiniz ama işte içimdeki anne olma arzumu birtürlü bastıramıyorum.
1.5 yıl kadar yalnız yaşadım. Ev kiraları astronomik rakamlara yükseldi. Ailemin yanına mecbur döndüm. Ancak annemin evine de sığamıyorum.
Herşey için çok geç değil mi ? Ben bir daha evlenemeyeceğim, asla sevilmeyeceğim, bu yaştan sonra evladım olmaz yaş 34..
iki kez boşanmış bir kadını kim ister ki bu toplumda? ben nasıl birine güvenebilirim ?
Evlilik meraklısı değilim. Lütfen böyle düşünmeyiniz.
Saç uçlarıma kadar kırgın ve umutsuzum.
Hayata tutunamıyorum..
İstekleriniz aslında makul şeyler.Ama karşınıza çıkanlar bencil ve asıl arızalı olan tipler.Benim istediğim kişi asla karşıma çıkmıyor. Çıkacağına da inanmıyorum bu saatten sonra.
Hiçkimse kusursuz değil armudun sapı üzümün çöpü demeyeyim diyorum ama bana denk gelen erkekler gerçekten çöp.
Sıradan bir hayata sahip olmak istemek ne büyük lüksmüş.
Ev ve iş arasında mekik dokuyayım, bir tane kızım olsun, beni seven merhametli sakin yaratılışlı bir eşim olsun, yılbaşını kayınvalidemin evinde yeni yıla dakikalar kala aşağılanmalarla laf sokmalar ile geçireceğime elimde bir kadeh şarap eşimin gözlerine bakarak ona sarılarak geçireyim.
Pazar günü yataktan geç kalkayım, eşimle güzel bir kahvaltı yapayım, giyelim eşofman takımlarımızı sahil kıyısına yürüyüş..
Benim kayınvalidem pazar günleri asla eşimi rahat bırakmazdı. Bir pazar günümüz olmadı.
Akşam yemeklerine ona gitmez isek eşim tek giderdi ve benimle aynı yatakta yatmazdı.
Annesi olmadan hiçbir plan yapamazdık. Çıldırma noktasına getirmişti beni.
Günde 3 kez arardı oğlunu. Eve alınan su bardağına bile karışırdı, beğenmez ise çöpe atmaya kalkardı ve burası benim evim derdi..
Cherry Hanım, arkadaş çevrem beni 3 kişiyle tanıştırdı. 3 beyfendinin 2si annelerinin alt/üst katında oturmaya ikna etmeye çalıştılar. Siz kız anneleriyle oturmayı kabul etmiyorsunuz ama dediğimde bana geçimsizsin dediler.
Bir kişiyi çok beğendim. Hiç evlenmemiş biriydi. O da sık sık beni çok beğendiğini söylerdi. Aralık ayının son haftası Polonya'ya gitti ve bana karşı tavırları değişti şok oldum. Bu kadar güzel kızlar varken seninle " fuckbuddy" bile olmam, başından iki evlilik geçmiş sen arızalısın dedi.
Ben özellikle son bir aydır toparlanamıyorum.
Mesaiye kalıyorum, spordan geç çıkıyorum, zihnimi boş bırakmamaya çalışıyorum.
Kafamı kurcalayan durum niçin hep aynı torna makinesinden çıkan erkekler beni buluyor ?
Nerede hata yapıyorum ?
Çekirdek aile istiyorum. Sevmek sevilmek istiyorum. Saçlarımın okşanmasını istiyorum.
Tüm bunlar arabesklik mi ?
ay bende kafamın okşanmasını istiyorum sarılarak film izlemek mümkünse çok aile görüşmesi yaşamamak . ben de neden bu kadar kırılganım duygusalım ve arabesk ruhluyum diyorum ama hayat görüşüm daha modern.bence yaptığımız hata şu erkeklerin siyasi görüşünden tutunda muhafazakarlık/modernlik noktasında yaşam biçimlerini irdelemeden tutulmak aşık olmak .en azından benim öle oldu kendini modern açık görüşlü tanıttı ama değilmiş mesela yani yalan söleyebiliyorlar kendilerini satmak için bu yüzden zamana yayarak bitakım şeyler yaşamaya karar verdim karşı cinsle bu saatten sonra
Sorun da bu onlar ünlü. Onlar baskı yaşamıyor. Sosyoekonomik durumları, aile akraba çevre dinamikleri bambaşka.
Beni yargılayan 3 kadının 2si mühendis, 1i hemşire idi. Bekaret hala bir tabu ülkemizde.
Ben 2.kez boşanmayı kendime yediremiyorum. Çünkü kendime söz vermiştim, 2.kez boşanmayacaktım. Bu sefer emindim. İyi ölçüp tartmıştım. Acele etmemiştim. Nasıl böyle bir hata yapabildim ?
Ben bir daha kime nasıl güvenebilirim ?
Etrafımdaki en eğitimli kadınlar bile eril zihniyete sahip.
Annem ve babam maddi manevi arkamda. Annem ve halam özellikle boşanmam için adeta yalvardılar. Onların yanında bile kayınvalidem beni aşağılıyordu. Halbuki eğitimli bir kadın değildi, gelir düzeyi yüksekti o kadar.
Sizin durumunuzda ilaçla psikoterapi bir arada gitmeli bence. Veya ilaclarinizi değiştirmek gerekebilir. Kız çocuk sahibi olmak büyük bir başarı ve iki başarısız evlilik bu yolda önünüzde sizi aşağı ceken büyük engeller gibi davranıyorsunuz. Mutluluğu ve iç huzuru sadece kiz çocuğu annesi olarak bulabileceğinizi sanıyorsunuz ve bu yüzden günlük hayattan keyif alamayacak depresif bir moddasiniz. Ancak hayat dediğiniz şey doğru veya yanlış verdigimiz kararlardan, yeri gelir başarı, yeri gelir basarisizliklarimizdan oluşur. Hayatın tek bir amacı veya puzzle i tamamlayacak tek bir parça yoktur. Yaşadığımız her şey bizi biz yapar. Önce kendinizi kabullenmeli, iki kez bosandiginiz, ikinci evliliginizin başında bakire olmadığınız için kendinizi suçlamayı bırakmalısınız. Kız çocuğu sahibi olmanın mutluluğunuzun tek yolu olmadığını idrak etmelisiniz ancak bunlar da anca mesajimin başında belirttiğim destekleri alabilirseniz mümkün olabilir
Kankacim çok haklısın ama bari sen kendini yargılama. Nereden bilecektin ki müneccim misin? Sevmişsin evlenmişsin olmamış bosanmissin. Bence yargılayan kadar normal karşılayan da çoktur. En azından kendi kendini yargılamamalisin derim.
Yazdıklarınızı okudum yanlız değilsinizYaşamak istemiyorum. Nefes almak bile zor geliyor. Hiçbiryerde duramıyorum. Hiçbir yere hiçkimseye ait olamıyorum. Ruhum üşüyor.Kalbim çok ağrıyor.
1-2 saatlik uykuyla işe gidiyorum.
34 yaşındayım. Başımdan iki evlilik geçti. İki evliliğimden de çocuğum yok.
ilk evliliğimi 25 yaşımda yaptım. İlk eşim kendisinden yaşça çok büyük yabancı uyruklu bir kadınla birliktelik yaşadı ve bu bayan hamile kaldığını iddia etti. 6 ay evli kaldım. Aldatılmayı kadınlık onuruma yediremedim. Hiç uzatmadan bitirdim. Kendisi pişman oldu, bebeğe yapılan testler sonucu babası, eski eşim çıkmadı. Eski eşim bana geri dönmek istedi yalvardı ancak asla kabul etmedim.
" Ben seni aldatsaydım ne olurdu ? " diye sordum.
Sen kadın olduğunu unutuyorsun, erkeklerle kendini kıyas etmeden bıktım usandım, kadının şakası olmaz kadın namustur, yanıtını aldım.
Ailemin yanına döndüm. Aile büyüklerimin yardımı ile hemen işe başladım. Spora yazıldım. Haftasonları da terapi alıyordum.
Bir daha evlilik düşünmüyordum. Kimseye güvenemezdim.
Aradan 6 yıl geçti. İkinci eşimle, iş arkadaşlarımın vasıtası ile tanıştırıldım.
Ondan öylesine emindim ki..bu defa mutlu olacaktım. Çok gözyaşı dökmüştüm, demek ki evren beni ödüllendiriyordu.
Evlenmeden önce hayattan beklentilerim, ideolojik görüşlerim, sevdiğim filmler, ev dekorasyonu, anne olma arzum ve çocuk yetiştirme tarzına kadar eşimle defalarca konuştuk.
İnce eleyip oldukça sık dokudum. Ancak en başta annesi beni " bakire olmadığım " gerekçesi ile kabul etmemiş. Bunu yüzüme boşanma aşamasında söyledi ancak..
Eşimin ilk evliliği idi ancak aynı evi yatağı paylaştığı kız arkadaşları olmuş. Eşim de bakire değildi ancak kayınvalidem bir erkeğin bakire olmamasının, cinsel tecrübesizliğin büyük bir problem olduĝunu, boşanmış dul kadınların kırmızı çizgisi olduğunu söyledi.
Anne oğul arasında acayip bir bağ vardı. Ben kuma gitmişim o aileye.
Birşekilde boşandım ama maddi manevi ailecek tükendik.
Haklarımı v.s alamadım. O konuya hiç girmeyelim.
Ben hayata tutunamıyorum. Hayat evlilikten ibaret değildir diyeceksiniz ama işte içimdeki anne olma arzumu birtürlü bastıramıyorum.
1.5 yıl kadar yalnız yaşadım. Ev kiraları astronomik rakamlara yükseldi. Ailemin yanına mecbur döndüm. Ancak annemin evine de sığamıyorum.
Herşey için çok geç değil mi ? Ben bir daha evlenemeyeceğim, asla sevilmeyeceğim, bu yaştan sonra evladım olmaz yaş 34..
iki kez boşanmış bir kadını kim ister ki bu toplumda? ben nasıl birine güvenebilirim ?
Evlilik meraklısı değilim. Lütfen böyle düşünmeyiniz.
Saç uçlarıma kadar kırgın ve umutsuzum.
Hayata tutunamıyorum..
Yastığım gözyaşlarımdan sırılsıklam oldu.
Neredesin güzel adam ?? Diye defalarca sordum boşluğa.
Merhaba, size çok yakından tanıdığım birinden bahsetmek geldi içimden konunuzu okuyunca. Bekarken karşı komşumuzun gelini vardı, senelerce komşuluk yaptık, iç içeydik, zerre kadar kötülüğünü görmedim. Dünya iyisi, sabırlı, geçimi kolay bir insandı. Bizim komşunun oğlu onun 3.eşiydi. daha önce yaptığı evliliklerden bahsetti,her gittiği kapı bit öncekinden daha beterdi. Bizim komşular gerçekten geçinilmesi çok zor insanlardı. Önceki gittiği yerlerden daha kötüydüler sanırım. Çok fettan 2 görümce, hiç bir şeyi beğenmeyen kibirli kaynana aynı evdeydiler. Kocadan da şansı yoktu her yol vardı adamda. İçki, aldatma, değer vermeme. Çocukları oldu bırakıp gidemedi ama boşansaydı da kadın yüzde yüz haklıydı o aileyi bırakıp gitmekte. Şimdi düşünün 90 91 doğumlu, 3 evlilik yapmış bir kadin denildiği zaman çoğu insan belki kadını sorunlu sanar. Ama ben yakından şahit oldum ki gerçekten kadın çok iyiydi, evlilikleri onun şanssızlığıydı. Siz de öyle illa size kötü gözle bakacaklar sanmayın, herkesin başına gelebilir ,kötü düşünen olursa da herkes kendine baksın, herkesin evladı var , o evlilik sürdüren herkes çok mutlu olduğu için mi sürdürüyor? Çoğu kişi bir şeylere katlanarak geçiriyor hayatını, kendinizi kötü hissetmeyin ama bir daha adım atarken sağlam atın, duygularınızı değil mantığınızı kullanın (duygularıyla yaşayan biri olarak bunu demeye de utanıyorum ama :)