Kimine göre dert, kimine göre arayıp da bulamadığı şükür sebebi
Ama özünde içimi paramparça eden, 2 yıldır hergün yeniden dağlayan bir hüzün kaynağı
5.Yılı çoğu çiftin balayı hayali bir şehirde doldurulan, meyvesi 2 Yaşında sağlıklı ve akıllı bıdık bir evlat olan, kadınla erkeğin bir türlü mutlu olamadığı bir evlilik.
Balayı en gözde otellerden birinde kös kös oturarak geçirilen, 9 ay içinde karar verilmiş, özünde iyi iş hayatında başarılı insanın başarısızlık abidesi bir evlilik.
Çok severek evlendim ben. Bu iş olmaz diyen herkesi karşıma aldım. Onun bakışı, sesinin tonu, ellerinin kokusu, çocuk sevgisi, kendine güveninden başım dönerek evlendim. O beni ikna etmek için hiçbirşey yapmak zorunda kalmadı, ben zaten onun bir bakışıyla uçuş uçuş ona doğru mıknatıs gibi çekiliyordum.
Söz nişan düğün dönemlerinde hiçbirşeyi problem etmedim. Sonuçta sevdiğim adamla kavuşuyorduk. Gelinlik denemeye onun dediği yere gitmedim diye darılıp bir daha hiçbir provamı içime sindirmediği, hatta ödemesini bile sormayıp peşinatı bana ödettiği halde umurumda değildi. Olurdu böyle Şeyler düğün üstü. Bunlar da acı tatlı anılar olurdu.
Meğer tek uçuşan benmişim. Tek gözü kapalı seven, sevgi için sebep aramayan, olduğu gibi bütünüyle seven. Onu kaşıgözü, endamı, yakışıklılığı için sevmedim, bunun yaşlılığı vardı. hastalık ve kaza vererek hepsini elimizden almak Allah'ın takdiriydi. Evi arabası var diye sevmedim, zaten benim de vardı. Tüm sebeplerden bağımsız sadece sevdim. sadece seven insan sevdiği üzülünce nasıl yüzünü güldürmek için çabalar, sevdiği hastayken nasıl gözüne uyku girmez, sevdiği başarısız olmuşsa kendi başarısından nasıl vazgeçmeye hazırdır iyi bilirim. Onda bunların zerresi olmadı.
Deseler ki böbreğini ver, o an verirdim. Gözümün kolumun birini isteseler, hiç düşünmez verirdim.
Halbuki ben her hastalığımda yalnızdım. Her üzüntümü kendi kendimi teselliyle aştım.
Işyerinde sıkıntı yaşasam nasılsa eve gidince unuturum diyebileceğim bir güler yüz, ilgi, alaka sohbet hiç olmadı. O kendi arkadaşlarına ve ailesine bile ilgi gösterme arayıp sormaz ki. Bana nasıl yapsın?
Sevse sırasını savıyor ya da görev yerine getiriyor gibi duygusuz yaşayabilir miydi?
Şükür, zenginlik içinde yüzmüyoruz ama evimiz arabamız kiracımız var. Sağlığımız güzel bir işimiz Nur gibi evladımız yakınımızda ailelerimiz var.
Bunların hiçbirine sahip olmayan birsürü evli ve mutlu çift varken, bize yetmeyen ne?
Sevgisizlik.
Eşimin ona olan ilgi ve sevgimden memnun olmaması inkansızdı. Kim hayatındaki her büyük küçük detayı düşünen ve hayatını kolaylaştıran birini istemez ki? Benle bu yüzden evlendiğini düşünüyorum. Ilk zamanlarda aşkla be sevgiyle başım dönmüşken farketmek mümkün değildi. Aynı evde sevdiğimle idim, daha ne isterdim? Herşeyi önüne serdim. Herşeye ben koşturdum ben planladım. Tatil ev alımı araba alımı resmi daire işleri arkadaş buluşmaları aile ziyaretleri onun terfi Kutlamaları onun doğumgünü Kutlamaları Yıldönümü kutlamalarımız.. Ben de birçok kutlanılası şey yaşadım ama hiçbiri kutlanmadı. Sonuncusu da yıldönümümüz oldu, yine hatırlamadığı ve ben kutlayınca hatırladığı. sevgisizlik ve ilgisizlikten artık yoruldum, soldum, neşemi hüzünle takas ettim, kendimi Oğluma adamış bir haldeyim...
Özetle ondan Vazgeçtim.
Peki oğlum, annesi sevgisizlikten karada kalmış balıklar gibi çırpınıyor diye anne babasından ayrı yaşamayı mı hakediyordu?
Ya da genel olarak kendi ailesi de dahil kimseye ilgi sevgi gösteremeyen babasına benzeyeceğine yüzlerin nadiren güldüğü bu evden çıkması mıydı onun için iyi olan?
Bilmiyorum. Onun "iyi ki yapmışsın anne" diyeceği seçeneği sadece onun için bulmaya çalışıyorum...
Belki çoğunuz okuyunca "bu mu yani bu kadının derdi millet neler yaşıyor" diyecek. Ama inanın sevgisizlik en acıtan dertlerden biri bence.
Isterdim ki evimiz arabamız olmasın ya da ben kariyer sahibi değil de evimin hanımı olayım ama kapımızı kapatınca içinde neşe olsun birbirinin gözünün içine bakan 2 insan olsun.
En çok da oğlum için isterdim bunu...
Ilerde kendi eşini babasının annesini sevdiği gibi sevsin diye...
Böyle işte... Ne yapacağını bilmeyen hüzünlü bir Yıldız...