merhabalar...
konuyu takibe alıp 2-3 sene sonrasını merak ediyorum diyen bir arkadaşımız vardı... O bunu diyeli 2 sene geçmiş, zaman ne kadar hızlı geçiyor. arada bir sürü mesaj yazışmamız da oldu ama buraya hiç yazmamıştım... konuya girince geçmişi hatırlayıp moralimi bozmak istememiştim... bugün şöyle geriye dönüp tekrr bir nerden geldik nereye gidiyoruz bakayım deyip konuyu açınca yazmak istedim...
bu süreçte biz bir süre ayrı kaldık, sonra tekrar barıştık, nikah tazeledik, aile danışmanlığı aldık, bıraktık, daha doğrusu danışman bizi istemedi, bir sürü şey...
sevmeyi bilmeyen biriyle hangi danışmana giderseniz gidin, o sevmeyi istemedikçe, kendini tedavi etmedikçe hiçbirşey değişmiyor...
bunca zaman çocuğumuzla ilgili bir sürü güzel gelişme oldu. bir değerlendirme merkezi vasıtasıyla çok güzel bir okula burslu girmeye hak kazandı. cıvıl cıvıl ve zehir gibi bir çocuğa dönüştü.
eşim hala mutlu olamayan, sürekli eleştiren, her güzelliğe kırıcı bir iz bırakan adam. çok çok az da olsa barışma aşamasında bir iyileşme var. eskiden haftalarca küs durur konuşmazdı, en azından şimdi birkaç gün sonra konuşmaya başlıyor. eften püften sebeplerle günlerce küs olmak bana çok saçma gleiyor ama haftalarca küslüğü düşününce ölümü gösterip sıtmaya razı etmek böyle birşey... doğaçlama cümle kuramıyorum. akşama erken gel olur mu şu lazım desem, vay efendim hayatıma müdahale ediyorsun diye başlıyor. biraz sesini kısar mısın bugün başım çok ağrıyo desem vay efendim hiç rahat yok. çocuğu bu akşam sen uyutur musun benim yarına poğça hazırlamam gerek desen vay efendim benim kurallarıma göre mi yaşayacakmış... hadi biyerlere gidelim hava çok güzel desen vay efendim bıktım senin sürekli gözünün dışarda olmasından evde oturamaz mısın... ailesiyle çok güzel vakit geçirdiğimizde bile dönüşünde "takdir bekliyorsan avcunu yalarsın" .... hani aran gergin olur böyle der anlarım ama her normal zamanda da böyle tepkisel... ben de artık ondan ekstra birşey istemeden ve fazla polemiğe girmeden konuşmaya çalışıyorum... hasta olarak görüyorum, hastalığına veriyorum...
ben nasılım? evlilikten yana çok yorgunum. bana bu kadar değer vermediği, sevgi göstermediği, kale almadığı için çok üzgünüm. hayalimdeki evliliğin kıyısından bile geçmeyen bir evlilik sürdürüyorum. maddi anlamda en rahat olduğumuz gençlik dönemimizde bu kadar ot gibi yaşamaktan sıkıldım. karakter olarak sürekli söylenen ve mağdur edebiyatı yapan bir eşim olduğu için ona saygı duymakta çok zorlanıyorum.
evliliği kenara koyduğumdaysa genel olarak çok mutluyum. terfi ettim. aileme ve arkadaşlarıma daha çok zaman ayırıyorum. oğlum çok neşeli ve akıllı. onun ışıl ışıl bakışları bana müthiş bir enerji veriyor. evliliği hayatımın çok küçük bir nzar boncuğu olarak görmeyi seçtim...
neden boşanmadım? hayatta her zaman mücadele edecek birşeyler var. kiminn sağlık, kiminin para, kminin evlat... benim hayatımdaki tek sorun kocam ve , başka türlü sorunlarım olmadığı için şükrediyorum.
diğer bir sebebi de, boşandığımızda eşimin hayatımı bugünkünden çok çok daha zor ve can sıkıcı bir hale getireceğinden eminim. evli ve eşten yana dertli olmak mı, dul ve eski eşten yana daha çok dertli olmak mı diye düşündüğümde 1. daha çekilebilir geliyor. yani ne istediğimi seçmedim, ne istemediğimi seçtim ve eşimin boşanma sonrası bana yaşatması muhtemel hayatı istemedim...
çok kolay olmuyor tabi. ondan hiçbir beklentim yok, her işimi çok şükür kendim görüyorum ve eskisi gibi bundan rahatsız olmuyor. ya kendi işimi görebilecek sağlığım maddi imkanım ailem olmasaydı?
onu hasta olarak görüyorum. o kadar saçmalıyor, o kadar ergen gibi davranıyor ki, uzatmak ve oğlumun yanında saçmalamasına devam etmesi yerine sabrediyorum, la havle çekiyorum, bunu sonra kouşalım olur mu diye geçiştiriyorum. eskiden kavga eder hesap sorar sineye çekemezdim...
yine onu hasta görmem sayesinde komple nefret edip de sineye çekmiyorum, yani rol yapmıyorum. rol yapsaydım oğlum bunu çok net hissederdi. birşey kutlanıyorsa koluna girip fotoğraf çekiniyorum, ya da kutlama varsa öpüyorum, yeri geliyor şakalaşıyorum. oğlum bir aşk evliliği içinde büyümüyor ama saygıyı görüyor.
özetle evlilikle ilgili ondan hiçbir beklentim yok. dua ve ibadet ede ede, okuya okuya, psikoterapilere gide gide kendimi fazlaca evlilik odaklılıktan kurtardım ve hayatımın kalanıyla kendimi şarj edip evlilik beni deşarj etse de mutlu kalmaya çalışıyorum...
daha yazacak çok şey var ama genel bir özel oldu :)