- 11 Haziran 2011
- 506
- 425
-
- Konu Sahibi anneYILDIZ
- #381
ne kadar umut verici yazmışsınız içimi huzur kapladıÖncelikle başınız sağolsun.
Devam edilmesi gerektiğini düşünen arkadaşların atladığı bir şey var. Hayat devam ediyor, yani kırgınlıklar, üzüntüler, değersizlik ve sevgisizlik hissi de şu anki dozunda kalmayıp devam edecek. Söylenen sözler, yapılan davranışlar ve bunların getirdiği manevi yük gitgide artacak.
Geçmişinde cerahatli yaralar biriktirmektense yarayı en güzel şekilde şimdi dağlamak daha iyi. Çünkü o zaman artık iyileşmeye başladığını bilirsin.
Hayat o kadar güzel, o kadar kısa ki... Kimse kimsenin ruhunu karartmamalı. Konu sahibi gayet aklı başında. Bundan sonrası da onun için her gün bir öncekinden iyi olacak. "Kurtlarla Koşan Kadınlar" kitabını öneriyorum kendisine; ve yeni hayatında huzur, mutluluklar oğluyla
ne kadar umut verici yazmışsınız içimi huzur kapladı
Teşekkür ederim.
Bir yerde düşüncelerimizin duygularımız haline geldiğini okumuştum. Yaşanan olaylar üzerinde düşündükçe o olayın daha çok içine giriliyor ve duygu haline gelen yani artık bedene akseden düşünce bu şekilde hastalığa dönüşüyor diyordu.
Yaşanmış yaşanmıştır, enerjimizi "neden şöyle olmadı neden böyle olmadı"ya değil "şimdi nasıl güzel olacak"a harcamalıyız. Konu sahibi çin işkencesinin devam etmesini istemediğinin kararını vermiş. Enerjisini geçmişle tüketmemeli. Zihni kötü bir anıyı gözünün önüne getirdiğinde "önerin için teşekkür ederim, başka güzel şeylere yoğunlaşmak istiyorum" demeli. (Bu şekilde anlatıyordu.)
Yuva diken üstünde durduğun, huzursuz olduğun yer değildir. Anne, baba, çocuğun aynı çatı altında yaşıyor olması oranın bir yuva olduğu anlamına gelmez.
Bu aşama zaten konu sahibinin kendince tüm çırpınışlarından sonra olmadığını ayrımsadığı aşama. Karşı taraftan en ufak bir çaba ya da duygusal karşılık yok. Tek kanatla uçulamaz.
Ve sorun karşılıksız aşk arayışı da değil çünkü tüm karşılıkları peşin peşin ödeyen bir karakteri var.
Tüm mesajları okudum ve benim penceremden bu şekilde görünüyor. Bir yola girilmiş. Tünelin sonunda iç aydınlığı.
okumuştum demiştiniz ya okuduğunuz kitabın adını öğrenebilir miyim.açıklamalarınızı çok beğendim...
Neyi bekliyorsun sen.... seni sevmiyor bukadar net bir an önce hatta hemen boşanmaya bak...Bu aksam bir Düğüne gittik
Herkes dans ediyordu
Ben ve eşim masada
Sonra bizim düğünümüzdeki dans şarkımız çıktı
Ne kadar çok hayalim ve umudum vardı
O an keşke daha pozitif ve daha ilgili biri olabilse, ders almış olsa diye iç geçirdim
Ama biliyorum olmayacak
Bekle bekle aynı
Bugün sinir krizi geçirdim neredeyse
Ne zamana kdr böyle sus pus oturacaksın insan ya ayrılır ya barışır bu ne Saçma bir hayat diye estim gürledim
Aylardır böyleyiz sen nasıl bir insansın ya bi karşına al Konuş kafandan geçen hiç mi birsey yok ot musun aen diye delirdim
Oğlundan ayrı kalmaya dayanamadığı için böyle yaşamaya razıymış
mümkün değil Kotanjant çünkü o düzenim bozulmasın modunda akışına bırakmış yaşıyor ama ben bu fikri Değiştiriyor gibiyim bu evde mutlu olmadım sürekli stres göz yaşı o nedenle ben gitmek istiyorum ama psikologla da görüşeceğim önce çünkü sağlıklı bir karar Olmasını istiyorum. Oğlumun Birden çok Değişikliği aynı anda yaşamaması için bekle diyebilir :Sayrılırken bile neden işlerini siz hallediyorsunuz ki, bırakın kendi bulsun alsın evini
evet canım daha önce de yine birbirimizi yediğimiz bir donemde dedim ki birkaç gün uzak kalalım ben çocukla gidemem sen şirketin misafirhanesinde kal ama gitmedi ne zaman ben rezervasyon Yaptım o zaman gitti :) gülerim ağlanacak halimeAdam o kadar sorumsuz ki, konu sahibi ev ayarlamasa gitmeyecek durumda yani.. O da bir an önce gitsin diye böyle bi çabada sanırım..
Ben zaten evlilik danışmanı buldum ilkine gelmeyi unuttu ikinciye birlikte gittik üçüncüye gidecek miyiz diye sormadı bileboşanınca çok muhteşem erkekler karşınıza çıkacak,herkes sizi çok sevecek mi sanıyorsunuz? ben olsam terapiye falan gider. bi şekilde evlilğim için çabalardım.
çok depresif takılıyorsunuz.bence önce siz bi yardım alın. sonra birlikte terapiyeeee
Katılıyorum ve duyguma tercüman olduğun için teşekkür ediyorum.hayatımız illa bir erkeğin sevgisi veya evliliğine mi bağlı?? bu olmadı başkasıyla evleneyim demek içn boşanmıyor ki kimse..
psikolojik eziyet demişsin ya ben de çok kullanırım bu tabiriHaydi bunu da geçtim, hatun evlenip aşktan aşka koşayım dememiş ki zaten. İlle de erkek isterim yazmamış.Evli olduğun adam tarafından sevilmemek, değer görmemek işkence bence. Bu kadın bu psikolojik eziyeti çekmek zorunda mı?
Ben de konuyu açarken kimine göre şükür sebebi dedim ve insanlar neler çekiyor yıldız sabret diye diye iki yılı devirdimtabiki öyle ama eninde sonunda insanın hayatına birisi girer. madem bir erkeğin sevgisne bağlı değil. o zaman bahsedilen sebeplerden dolayı bi aileyi parçalamakta doğru değil. ortada çocuk var. şu günümüz şartlarında boşanmak için çok çok küçük bi sebep bence. millet ne pskopatlarla uğraşıyor.
hay ağzını öpeyim enyalios ya insanlar oğlunun bakıcısına daha çok ilgi alaka sevgi gösterir bence ya da evin yatılı yardımcısı fln olsam aman bu devirde güvenecek insan zor der daha çok ilgilenirdi ben o kdr bile yokumBi erkeğin sevgisine bağlı yaşamayacağız diye, elin oğlunun tüm sorumsuzluğunu biz mi çekelim yani??? Konu sahibi hem kadın, hem anne, hem erkek, hem baba olmak zorunda mı??? Çocuk var zaten bu daha önemli.. Çocuk mutlu anne görmek ister.. Yorgun, üzgün ve mutsuz değil...
tam yukarda Yazdığım canım. Dövmeyip sövmeyince iyi eş mi oluyor? Ben kötü baba demiyorum hiç ama berbat bir eşkötünün iyisi diye kabul etmek zorunda değil ki...adam dövmüyor,sövmüyor diye ,çocuk da var madem diyerek,hem kendini hem çocuğunu neden mutsuzluğa mahkum etmeli insan? kadın tek başına da mutlu olur,kocasının sevgisini dilenmektense,yalnız daha mutlu olur hatta..
insan sevdiği mutlu olacağını düşündüğü için evlenmez mi,peki o zaman başlatan sebepler neden bitme sebebi de olmasın..
içimi okumuşsun sanki ben yukarı yazmıştım sen de benzer yorum yapmışsın :) tam olarak bir evin içinde görüp görüp sinir olma halindeyim ne kadar farklıymışız işte aşk sevgi benim gibi verici birini bulunca karşıdaki ne kadar pinti farketmiyor farkedince de böyle yıllar geçmiş oluyor...insan neden evlenir, bence hayatı paylaşmak, sevgiyi paylaşmak için. yıldızın evliliğinde bunlar yok. düşünsenize kadıncağız boşanınca adamın yerleşeceği evi bile kendi almak zorunda hissediyor. adamın varlığı yokluğu bir, ee neden bir de sevgisizliğini çeksin ki, yalnız yaşar aynı hesap, en azından evde bir odunu görüp görüp siniri bozulmaz. adam illa psikopat olmak zorunda değil ki, ayrıca herkesin tahammül sınırı farklı. psikopat kocalara sabreden kadınların tutunacak dalları olsa sabrederler mi acaba ?
Ne güzel yazmışsınızÖncelikle başınız sağolsun.
Devam edilmesi gerektiğini düşünen arkadaşların atladığı bir şey var. Hayat devam ediyor, yani kırgınlıklar, üzüntüler, değersizlik ve sevgisizlik hissi de şu anki dozunda kalmayıp devam edecek. Söylenen sözler, yapılan davranışlar ve bunların getirdiği manevi yük gitgide artacak.
Geçmişinde cerahatli yaralar biriktirmektense yarayı en güzel şekilde şimdi dağlamak daha iyi. Çünkü o zaman artık iyileşmeye başladığını bilirsin.
Hayat o kadar güzel, o kadar kısa ki... Kimse kimsenin ruhunu karartmamalı. Konu sahibi gayet aklı başında. Bundan sonrası da onun için her gün bir öncekinden iyi olacak. "Kurtlarla Koşan Kadınlar" kitabını öneriyorum kendisine; ve yeni hayatında huzur, mutluluklar oğluyla
Bunu eşimle konuştumEşiniz bı başkasıyla evlense daha farklu olur muydu. Yada esiniz size mı bu tavırda. Bunu iyi belırleyın. Bu saatten sonra karsılıksız askı bulabılecegınızı mı sanıyosunuz. Kurulmuş bi yuvayı yıkmayın yazık hemde bence eşinizi sevıyosunuz.
Kimine göre dert, kimine göre arayıp da bulamadığı şükür sebebi
Ama özünde içimi paramparça eden, 2 yıldır hergün yeniden dağlayan bir hüzün kaynağı
5.Yılı çoğu çiftin balayı hayali bir şehirde doldurulan, meyvesi 2 Yaşında sağlıklı ve akıllı bıdık bir evlat olan, kadınla erkeğin bir türlü mutlu olamadığı bir evlilik.
Balayı en gözde otellerden birinde kös kös oturarak geçirilen, 9 ay içinde karar verilmiş, özünde iyi iş hayatında başarılı insanın başarısızlık abidesi bir evlilik.
Çok severek evlendim ben. Bu iş olmaz diyen herkesi karşıma aldım. Onun bakışı, sesinin tonu, ellerinin kokusu, çocuk sevgisi, kendine güveninden başım dönerek evlendim. O beni ikna etmek için hiçbirşey yapmak zorunda kalmadı, ben zaten onun bir bakışıyla uçuş uçuş ona doğru mıknatıs gibi çekiliyordum.
Söz nişan düğün dönemlerinde hiçbirşeyi problem etmedim. Sonuçta sevdiğim adamla kavuşuyorduk. Gelinlik denemeye onun dediği yere gitmedim diye darılıp bir daha hiçbir provamı içime sindirmediği, hatta ödemesini bile sormayıp peşinatı bana ödettiği halde umurumda değildi. Olurdu böyle Şeyler düğün üstü. Bunlar da acı tatlı anılar olurdu.
Meğer tek uçuşan benmişim. Tek gözü kapalı seven, sevgi için sebep aramayan, olduğu gibi bütünüyle seven. Onu kaşıgözü, endamı, yakışıklılığı için sevmedim, bunun yaşlılığı vardı. hastalık ve kaza vererek hepsini elimizden almak Allah'ın takdiriydi. Evi arabası var diye sevmedim, zaten benim de vardı. Tüm sebeplerden bağımsız sadece sevdim. sadece seven insan sevdiği üzülünce nasıl yüzünü güldürmek için çabalar, sevdiği hastayken nasıl gözüne uyku girmez, sevdiği başarısız olmuşsa kendi başarısından nasıl vazgeçmeye hazırdır iyi bilirim. Onda bunların zerresi olmadı.
Deseler ki böbreğini ver, o an verirdim. Gözümün kolumun birini isteseler, hiç düşünmez verirdim.
Halbuki ben her hastalığımda yalnızdım. Her üzüntümü kendi kendimi teselliyle aştım.
Işyerinde sıkıntı yaşasam nasılsa eve gidince unuturum diyebileceğim bir güler yüz, ilgi, alaka sohbet hiç olmadı. O kendi arkadaşlarına ve ailesine bile ilgi gösterme arayıp sormaz ki. Bana nasıl yapsın?
Sevse sırasını savıyor ya da görev yerine getiriyor gibi duygusuz yaşayabilir miydi?
Şükür, zenginlik içinde yüzmüyoruz ama evimiz arabamız kiracımız var. Sağlığımız güzel bir işimiz Nur gibi evladımız yakınımızda ailelerimiz var.
Bunların hiçbirine sahip olmayan birsürü evli ve mutlu çift varken, bize yetmeyen ne?
Sevgisizlik.
Eşimin ona olan ilgi ve sevgimden memnun olmaması inkansızdı. Kim hayatındaki her büyük küçük detayı düşünen ve hayatını kolaylaştıran birini istemez ki? Benle bu yüzden evlendiğini düşünüyorum. Ilk zamanlarda aşkla be sevgiyle başım dönmüşken farketmek mümkün değildi. Aynı evde sevdiğimle idim, daha ne isterdim? Herşeyi önüne serdim. Herşeye ben koşturdum ben planladım. Tatil ev alımı araba alımı resmi daire işleri arkadaş buluşmaları aile ziyaretleri onun terfi Kutlamaları onun doğumgünü Kutlamaları Yıldönümü kutlamalarımız.. Ben de birçok kutlanılası şey yaşadım ama hiçbiri kutlanmadı. Sonuncusu da yıldönümümüz oldu, yine hatırlamadığı ve ben kutlayınca hatırladığı. sevgisizlik ve ilgisizlikten artık yoruldum, soldum, neşemi hüzünle takas ettim, kendimi Oğluma adamış bir haldeyim...
Özetle ondan Vazgeçtim.
Peki oğlum, annesi sevgisizlikten karada kalmış balıklar gibi çırpınıyor diye anne babasından ayrı yaşamayı mı hakediyordu?
Ya da genel olarak kendi ailesi de dahil kimseye ilgi sevgi gösteremeyen babasına benzeyeceğine yüzlerin nadiren güldüğü bu evden çıkması mıydı onun için iyi olan?
Bilmiyorum. Onun "iyi ki yapmışsın anne" diyeceği seçeneği sadece onun için bulmaya çalışıyorum...
Belki çoğunuz okuyunca "bu mu yani bu kadının derdi millet neler yaşıyor" diyecek. Ama inanın sevgisizlik en acıtan dertlerden biri bence.
Isterdim ki evimiz arabamız olmasın ya da ben kariyer sahibi değil de evimin hanımı olayım ama kapımızı kapatınca içinde neşe olsun birbirinin gözünün içine bakan 2 insan olsun.
En çok da oğlum için isterdim bunu...
Ilerde kendi eşini babasının annesini sevdiği gibi sevsin diye...
Böyle işte... Ne yapacağını bilmeyen hüzünlü bir Yıldız...
Amin yildizcim tesekkur ederim guzel dileklerin icinAmanınn Kotanjant hamileymişsin!!!
Çok çok çok tebrik ederim çok sevindim hayırlı sağlıklı huzurlu bir Ömrü olsun tabi önce sağlıkla doğsun :)
Buraları okuyup okuyup sakın canını sıkmaa
dönüp dolaşıp şu mesajı okuyorum içim sıkıldığında, ne de güzel yazmışsınızTeşekkür ederim.
Bir yerde düşüncelerimizin duygularımız haline geldiğini okumuştum. Yaşanan olaylar üzerinde düşündükçe o olayın daha çok içine giriliyor ve duygu haline gelen yani artık bedene akseden düşünce bu şekilde hastalığa dönüşüyor diyordu.
Yaşanmış yaşanmıştır, enerjimizi "neden şöyle olmadı neden böyle olmadı"ya değil "şimdi nasıl güzel olacak"a harcamalıyız. Konu sahibi çin işkencesinin devam etmesini istemediğinin kararını vermiş. Enerjisini geçmişle tüketmemeli. Zihni kötü bir anıyı gözünün önüne getirdiğinde "önerin için teşekkür ederim, başka güzel şeylere yoğunlaşmak istiyorum" demeli. (Bu şekilde anlatıyordu.)
Yuva diken üstünde durduğun, huzursuz olduğun yer değildir. Anne, baba, çocuğun aynı çatı altında yaşıyor olması oranın bir yuva olduğu anlamına gelmez.
Bu aşama zaten konu sahibinin kendince tüm çırpınışlarından sonra olmadığını ayrımsadığı aşama. Karşı taraftan en ufak bir çaba ya da duygusal karşılık yok. Tek kanatla uçulamaz.
Ve sorun karşılıksız aşk arayışı da değil çünkü tüm karşılıkları peşin peşin ödeyen bir karakteri var.
Tüm mesajları okudum ve benim penceremden bu şekilde görünüyor. Bir yola girilmiş. Tünelin sonunda iç aydınlığı.
dönüp dolaşıp şu mesajı okuyorum içim sıkıldığında, ne de güzel yazmışsınız
Neyleyim sarayi kosku icinde sevgi huzur olmadiktan sonra....Kimine göre dert, kimine göre arayıp da bulamadığı şükür sebebi
Ama özünde içimi paramparça eden, 2 yıldır hergün yeniden dağlayan bir hüzün kaynağı
5.Yılı çoğu çiftin balayı hayali bir şehirde doldurulan, meyvesi 2 Yaşında sağlıklı ve akıllı bıdık bir evlat olan, kadınla erkeğin bir türlü mutlu olamadığı bir evlilik.
Balayı en gözde otellerden birinde kös kös oturarak geçirilen, 9 ay içinde karar verilmiş, özünde iyi iş hayatında başarılı insanın başarısızlık abidesi bir evlilik.
Çok severek evlendim ben. Bu iş olmaz diyen herkesi karşıma aldım. Onun bakışı, sesinin tonu, ellerinin kokusu, çocuk sevgisi, kendine güveninden başım dönerek evlendim. O beni ikna etmek için hiçbirşey yapmak zorunda kalmadı, ben zaten onun bir bakışıyla uçuş uçuş ona doğru mıknatıs gibi çekiliyordum.
Söz nişan düğün dönemlerinde hiçbirşeyi problem etmedim. Sonuçta sevdiğim adamla kavuşuyorduk. Gelinlik denemeye onun dediği yere gitmedim diye darılıp bir daha hiçbir provamı içime sindirmediği, hatta ödemesini bile sormayıp peşinatı bana ödettiği halde umurumda değildi. Olurdu böyle Şeyler düğün üstü. Bunlar da acı tatlı anılar olurdu.
Meğer tek uçuşan benmişim. Tek gözü kapalı seven, sevgi için sebep aramayan, olduğu gibi bütünüyle seven. Onu kaşıgözü, endamı, yakışıklılığı için sevmedim, bunun yaşlılığı vardı. hastalık ve kaza vererek hepsini elimizden almak Allah'ın takdiriydi. Evi arabası var diye sevmedim, zaten benim de vardı. Tüm sebeplerden bağımsız sadece sevdim. sadece seven insan sevdiği üzülünce nasıl yüzünü güldürmek için çabalar, sevdiği hastayken nasıl gözüne uyku girmez, sevdiği başarısız olmuşsa kendi başarısından nasıl vazgeçmeye hazırdır iyi bilirim. Onda bunların zerresi olmadı.
Deseler ki böbreğini ver, o an verirdim. Gözümün kolumun birini isteseler, hiç düşünmez verirdim.
Halbuki ben her hastalığımda yalnızdım. Her üzüntümü kendi kendimi teselliyle aştım.
Işyerinde sıkıntı yaşasam nasılsa eve gidince unuturum diyebileceğim bir güler yüz, ilgi, alaka sohbet hiç olmadı. O kendi arkadaşlarına ve ailesine bile ilgi gösterme arayıp sormaz ki. Bana nasıl yapsın?
Sevse sırasını savıyor ya da görev yerine getiriyor gibi duygusuz yaşayabilir miydi?
Şükür, zenginlik içinde yüzmüyoruz ama evimiz arabamız kiracımız var. Sağlığımız güzel bir işimiz Nur gibi evladımız yakınımızda ailelerimiz var.
Bunların hiçbirine sahip olmayan birsürü evli ve mutlu çift varken, bize yetmeyen ne?
Sevgisizlik.
Eşimin ona olan ilgi ve sevgimden memnun olmaması inkansızdı. Kim hayatındaki her büyük küçük detayı düşünen ve hayatını kolaylaştıran birini istemez ki? Benle bu yüzden evlendiğini düşünüyorum. Ilk zamanlarda aşkla be sevgiyle başım dönmüşken farketmek mümkün değildi. Aynı evde sevdiğimle idim, daha ne isterdim? Herşeyi önüne serdim. Herşeye ben koşturdum ben planladım. Tatil ev alımı araba alımı resmi daire işleri arkadaş buluşmaları aile ziyaretleri onun terfi Kutlamaları onun doğumgünü Kutlamaları Yıldönümü kutlamalarımız.. Ben de birçok kutlanılası şey yaşadım ama hiçbiri kutlanmadı. Sonuncusu da yıldönümümüz oldu, yine hatırlamadığı ve ben kutlayınca hatırladığı. sevgisizlik ve ilgisizlikten artık yoruldum, soldum, neşemi hüzünle takas ettim, kendimi Oğluma adamış bir haldeyim...
Özetle ondan Vazgeçtim.
Peki oğlum, annesi sevgisizlikten karada kalmış balıklar gibi çırpınıyor diye anne babasından ayrı yaşamayı mı hakediyordu?
Ya da genel olarak kendi ailesi de dahil kimseye ilgi sevgi gösteremeyen babasına benzeyeceğine yüzlerin nadiren güldüğü bu evden çıkması mıydı onun için iyi olan?
Bilmiyorum. Onun "iyi ki yapmışsın anne" diyeceği seçeneği sadece onun için bulmaya çalışıyorum...
Belki çoğunuz okuyunca "bu mu yani bu kadının derdi millet neler yaşıyor" diyecek. Ama inanın sevgisizlik en acıtan dertlerden biri bence.
Isterdim ki evimiz arabamız olmasın ya da ben kariyer sahibi değil de evimin hanımı olayım ama kapımızı kapatınca içinde neşe olsun birbirinin gözünün içine bakan 2 insan olsun.
En çok da oğlum için isterdim bunu...
Ilerde kendi eşini babasının annesini sevdiği gibi sevsin diye...
Böyle işte... Ne yapacağını bilmeyen hüzünlü bir Yıldız...