- 13 Nisan 2007
- 33.056
- 100.221
- 1.123
- 45
- Konu Sahibi Idrakyollariiltihabi
-
- #241
Doğrudur.Tahmin ediyorum benim çocukluğum böyle geçti çünkü. Çok da üzülüyorum oğlumun mutsuz bir evlilikte var olmasına. Bilmiyorum neden kesip atamadığımı. Maddi sebeplerin dışında belki hala umudum vardır düzeleceğine dair. Çok severek umut ederek evlenince kesip atmak kolay olmuyor demek ki.
kzı ben dört senedir muslugu değiştir diyorum daha beni duyan olmadı
akşama gene söyleyim
Evet ben de tiksindim kendimden. O cümle kendime saygısızlık en başta. Ama ne yapacağımı bilemedim o an çok kızgındım, dargındım.
Aslında eşim eskiden çok yumuşak, yola gelen merhametli bir adamdı. Çok daha tikna edilebilir Güleryüz ile. Ancak ben zaten yapması gerekeni yapması için garip garip hareketler yaparsam kendimi kötü hissediyorum. Diğer türlü de sürekli parmak sallayan bir diktatör gibi görünüyorum farkındayım. Orta yolu bulmam gerek başarabilirsem.
Ben bu tür yorumlar alınca mutlu oluyorum bana yüklenin sorun değil. Bilmek isterim objektif bir yorumla hatalarımı.
Kavanoz açma meselesine gelince. Ben mesela bir yere gideceğim zaman bana yolu tarif etmesine İnanılmaz sinir oluyorum. Aptal mı sanıyorsun beni diye çıkışıyorum. Aslında beni düşündüğü için yapıyor ama bu konuda onu nasıl ittiysem çok sert ve kırıcı konuşuyor artık.
Allah affetsin ne olacak bu halimiz bilmiyorum artık evliliğe olan inancımı yitirdim.Ben de pipili görmek istemiyorum boşanınca. Lezbiyen olma ihtimalim bile daha yüksek. Neyse ki benim koca alkol sevmiyor. Kullanmıyor. Ayık hali çekilmezken sarhoşken dayaklık olur. Allah kolaylık versin size de.
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.
Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.
O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.
Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.
Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.
Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.
Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.
-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?
Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.
Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.
Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.
Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Ben sizin evliliğinizin bittiğine inanmıyorum bence hala kurtarılabilir. Tabii 4 duvar arasında ne yaşanıyor bilemeem ama bence sorumluluk almaya devam edip eşinle sürekli iletişimde kalmaya devam etmelisinPayım çok büyük. Üç yıl önce düştüğü hata yüzünden (iddia at yarışı) çok fazla eleştirdim aşağıladım, yok saydım. Sonuç itibariyle bu haldeyiz.
Kendini küçümseme bence sende o kapasite var canim sen yazAh çocukluk hayalim. Bir gün bir kitabımın olması. Yani hayalimdi diyelim. Son altı senedir bu hususta özgüvenim yetersiz. O kadar mükemmel yazarlar var ki, insan kürk mantolu Madonna'yı okuyup da bir hastalık tasviri yapmaya cesaret edemez mesela. He beklentimi düşürüp bir Ahmet günbay yıldız olmak istesem evet yazabilirim. Ancak böyle bir şey yapmak da istemem. Geçenlerde eskiden alıp bir kenara attığım kitap geçti elime. Bir Türk yazar üstelik doktor. Kızlarına adamış kitabı. İlk paragrafta zihnimden geçen cümle "yazıklar olsun yahu" oldu. Bu kadar mı kötü bir giriş olur. Böyle insanlar utanmadan ben yazarım diyor. Şimdi biri benim kitabımı eline alıp bu cümleyi kullanırsa kahrolurum. Ne cesaretle yazdın derim kendime. Ondan mütevellit bence yazmak bana uygun değil henüz.
Kendini hafife alip küçümseme canim sende o kapasite var...Ah çocukluk hayalim. Bir gün bir kitabımın olması. Yani hayalimdi diyelim. Son altı senedir bu hususta özgüvenim yetersiz. O kadar mükemmel yazarlar var ki, insan kürk mantolu Madonna'yı okuyup da bir hastalık tasviri yapmaya cesaret edemez mesela. He beklentimi düşürüp bir Ahmet günbay yıldız olmak istesem evet yazabilirim. Ancak böyle bir şey yapmak da istemem. Geçenlerde eskiden alıp bir kenara attığım kitap geçti elime. Bir Türk yazar üstelik doktor. Kızlarına adamış kitabı. İlk paragrafta zihnimden geçen cümle "yazıklar olsun yahu" oldu. Bu kadar mı kötü bir giriş olur. Böyle insanlar utanmadan ben yazarım diyor. Şimdi biri benim kitabımı eline alıp bu cümleyi kullanırsa kahrolurum. Ne cesaretle yazdın derim kendime. Ondan mütevellit bence yazmak bana uygun değil henüz.
Çok tatlısın idrak. Ama camı silmeye üşenmeyen ve korkmayan kadın için bu dediklerim çocuk oyuncağı.Haklısın ben de esasında sadece duruyorum bakınca. Çenem ve zhinim çalışıyor o kadar. Başka bir adımım yok. Eşimi itelemekten kendimi hareket ettirmez oldum. Ayağa kalkınca da cam falan siliyorum. Bundan ibaret hareketim.
cevaplara takılmışım yine.
pek değişmiyor senin konularında.
sarkastik dilini sempatik bulan da var, hiiiiiii kocasını aşağılıyor taş olacak diye bakanda.
kitap yaz istekleri geliyor, değerlendir bence
ama bunda bile o kadar mukemmelliyetçisin ki, çıta sabahattin alibaby steps?
he ama bence yine de fikri değerlendir, kulvar blogger mom lar olsun, hepsinden iyi iş çıkaracağın kesin
bir de kocanda şeytan tüyü var sanırım. herkesi tek celsede boşarken herkesin evliliğini kurtarma çabasına bayılıyorum.
konuya dönersem ehem biliyorsun fikirlerim çok kıymetlidir;
kocanın sana attıgı bir adımı bile lütuf olarak görmesi beni bile sinirlendiriyor. sen maraton koşmuşsun, adam ama ben de bakkaldan ekmek aldım diyor.
güvenmemen normal ama böyle de yaşanmaz. biraz gözünü karart.
güvenmek cesaret ister. dünyayı karşına alacak güçte kadınsın, bunu doğru yere kanalize etmek biraz ferahlatır sanki.
güven. yine boşa çıkarsa, suç senin değil.
yaralanırsan da ben sevdim, inandım dersin.
böyle sürüncemede gitmiyor. yine yaralanıyorsun ama yavaş yavaş.
öyle birden olacagı için korkuyorsun.
ama sonuç olumlu yada olumsuz olacaksa da
yolu sen belirliyorsun.
ya güvenirsin, gardını indirirsin, mutlu olur, mutlu son olur. ya böyle sürüncemede sonunda yolunuzu bulur mutlu olursunuz.
ya güvenirsin, yine boşa çıkar, yaralanırsın.
ya böyle sürüncemede sonunda biter gider, yorgun ve mutsuz kalırsın.
ben senin yaptığını yapamam. sürüncemede kalamam.
hayatımda bir kere bu kararı verdim, geriye dönüp bakmadım bile. verdiğim bu karar yarın öbür gün beni yaralarsa, aptallığıma kızarım ve elbet geçer.
bir arada olmak zorunda hissediyorsan kendini biraz akışına bırak.
şimdi şahane tavsiyeler bunlar da peki nasıl olacak?
tek başına zor. eşin çaba göstermiyorken zor.
otur anlat anlayana kadar.
ihtiyaçlarını söyle. gerekirse bir süre yapay bir dünya yaratsın sana. samimi olmasa da yapsın. senin için çabaladığını görmen yrdımconolcaktır ama bunu konuşmak da iş. büyük ihtimal sen hala orada mısın diyecek geçmiş için.
E adam haklı. Bence kıskandırmaya çalışmak bile bir adım bu arada. Yani beni iste beni kıskan beni sev diyor adamAhshsh ama şimdi sebahattin ali dururken Gülten dayıoğlunu mu kıstas alsaydım.
Ay her şeyi de yazdım halbuki kuş hasarlı bile dedim ama hala evliliğim kurtarılanibilir görünüyor. Daha ne yazayım ben bilemedim ki.
Bak az evvel beni aradı. İşyerinde bir tane kadın eleman var. Ötekiler pipili. Bir sürtüşme yaşamışlar "karım gibi trip atıyor manyak" diye anlattı. Ben de beni kıskandırma çabasını görmezden gelerek geçiştirdim konuyu. Sonra gönlü olsun diye mesaj attım. "yav aldatacaksan da benden bir level üstün bir kadın olsun da az üzüleyim kıskanayım. Ne bileyim kendimde suç arayayım. Bu tipitip olmasın mümkünse aday" yazdım. Bir neşelendi az ilgi gösterdim diye.
Hala çocuk gibi işler peşinde. Yok yani büyümüyor adam. Mesajlaşma biraz devam etti. "ben sana yalan söylemiyorum anla artık" gibi şeyler yazdı. Ben de "hala anlamıyorsun. Mevzu yalan değil. Ben çok yalnızım farkında mısın?" dedim. O da yeniden başa sarıp "sen de adım atmıyorsun. Sen de beni yalnız bırakıyorsun. Sadece eleştirmek ve hesap sormak için ağzını açıyorsun" dedi. Baktım tıkandık cevap yazmadım ben de.
Şimdi oğlanı okuldan almaya gideceğim. Akşam anca yazarım konuya. Dönerken de beyime et alacağım. Çünkü seviyor. En kötü kavgada bile aç kalmasın diye düşünüyorken demek ki beklenen annelik şefkati değil, kadınlıkmış diyorum şu an kendime.
Kesinlikle burc isi degil. Benim esim de yay. Benden cok onun sorumlulugu var evde. Adeta arkami toplarkarı-koca yay, 3 çocuklu bir çift olarak bildiriyorum; sıkıntı yok
yaylar iyidir, eğlencelidir, baba olanı ilgili ve dağınık, anne olanının içine biraz başak kaçmış yer yer duygusal olarak çöktüğü olsa da güçlüdür.
ikisi de çocuklara ve kendine diğerine ihtiyaç duymadan bakar.
bu iş burç hurç işi değil.
hatta önceden karakter diyordum sanırım o da değil.
amaçsızlık, hayatta başka alternatifi dusunememe tembelliği, bir şeyleri yaparsam üstüme kalır kaçışı, mutsuzluk üşengeçliği falan... bilmiyorum.
En kötü kavgada bile aç kalmasın diye düşünüyorken demek ki beklenen annelik şefkati değil, kadınlıkmış diyorum şu an kendime.
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.
Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.
O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.
Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.
Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.
Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.
Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.
-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?
Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.
Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.
Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.
Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Espriye vurur konuyu geçiştirir dedinizya bende böyle yapa yapa sürünüp gidiyoruz diceksiniz sandım. Meğersem siz boşanmışsınız şaşırdım vallahiBaşlığınızı görünce nişanlılık dönemim geldi aklıma benim eş kişisi de ne zaman ayrılmak için geçerli bi sebebim olsa espiriye vurur konuyu geçiştirir beni güldürürdü sonuç olarak sorunu normalleştirip ayrılamazdım, evlendikten bir ay sonra anladım sürekli manipule ettiğini ve aslında ne kadar çok sorunumuz olduğunu. Sonuç evlendikten 1,5 ay sonra evi terkttim.Böyleleri gerçekten karşısındakine saygı duymuyor hep bi oyalama geçiştirme isteklerine karşı duyarsızlık... Üzgünüm ama Allah kurtarsın diyorum ben.
Bence de bi proble yok.İsterseeniz aşabileceğiniz mevzular bunlar.Herşeyi üstünüze almayın her işi yüklenen kadın sonun da pes ediyor ,alışmış erkek te vurdumduymaz oluveriyor.Bunu yapmayın.Komik adamı bulmak zor sen eğit onu düzelir o.Yavrun için napıcan ?Bence eşiniz dediğiniz gibi umursamaz olduğu için boşanmayı da pek ciddiye almamış gibi duruyor. Ama nedense eşiniz sizi kaybetmek istemiyor gibi geldi bana. Ama bir çaba da göstermiyor bunun için. Her evlilik dört dörtlük değil yada dışardan göründüğü gibi değil. Bence boşanmak yerine pes etmeden evliliğinizi kurtarın. Ortada bir yavrucak var. O etkilenmesin. Eşinizle anlaşma yapın. Hepinizin hoşuna gidecek aktiviteler yapmaya çalışın. Özellikle örneğin çocuğunuzla oyun oynarken vs eşinizi de dahil edin. Yani ortada çok büyük ve aşılmayacak bir problem göremedim ben. Yinede sadece okuduklarımda yorumluyorum. Siz yaşadığınız için birşey diyemem. İnşallah hayırlısı olur.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?