Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

Amin. Neden ayrılmak istesinler ki. Onları aldatmayacak, dürüst sorumluluk sahibi iyi annelik yapan kadından ben de ayrılmam. İyi bir eş değilim belki ama bir zararım da yok ona.
Aynen canim konunu sabahleyin okurken eşimde geceden gelmişti evdeydi dedimki seninkide pırasa haberin olsun...
Konunu ayrıntılı olmayacak şekilde anlattım aaa aynı sen ve ben dedim cevap bile veremedi...
Eşim der senin gibisini bulamam diye be adam bulamazsan sorumluluk al insan ol değil mi?
Bizi anlayın yeter diyoruz ama boyle nereye kadar bende bilmiyorum...
Senin için dua ettim canım bugün rabbim yardımcın olsun...

Ayrica sen iyi bir anne ve iyi bir eşsin canım kıymetini bilmeyen eşin...
 
Ahshsh ama şimdi sebahattin ali dururken Gülten dayıoğlunu mu kıstas alsaydım.

Ay her şeyi de yazdım halbuki kuş hasarlı bile dedim ama hala evliliğim kurtarılanibilir görünüyor. Daha ne yazayım ben bilemedim ki.

Bak az evvel beni aradı. İşyerinde bir tane kadın eleman var. Ötekiler pipili. Bir sürtüşme yaşamışlar "karım gibi trip atıyor manyak" diye anlattı. Ben de beni kıskandırma çabasını görmezden gelerek geçiştirdim konuyu. Sonra gönlü olsun diye mesaj attım. "yav aldatacaksan da benden bir level üstün bir kadın olsun da az üzüleyim kıskanayım. Ne bileyim kendimde suç arayayım. Bu tipitip olmasın mümkünse aday" yazdım. Bir neşelendi az ilgi gösterdim diye.

Hala çocuk gibi işler peşinde. Yok yani büyümüyor adam. Mesajlaşma biraz devam etti. "ben sana yalan söylemiyorum anla artık" gibi şeyler yazdı. Ben de "hala anlamıyorsun. Mevzu yalan değil. Ben çok yalnızım farkında mısın?" dedim. O da yeniden başa sarıp "sen de adım atmıyorsun. Sen de beni yalnız bırakıyorsun. Sadece eleştirmek ve hesap sormak için ağzını açıyorsun" dedi. Baktım tıkandık cevap yazmadım ben de.

Şimdi oğlanı okuldan almaya gideceğim. Akşam anca yazarım konuya. Dönerken de beyime et alacağım. Çünkü seviyor. En kötü kavgada bile aç kalmasın diye düşünüyorken demek ki beklenen annelik şefkati değil, kadınlıkmış diyorum şu an kendime.
Çok değişik bir ilişkiniz var eşinizle.
Sanki aradaki saygı bitmiş,
hafiften laçkalaşma başlamış,
Ben bu durumu,
sevginin azalmasından daha tehlikeli buluyorum.

Espri,şakalaşma güzel bir şey bununla birlikte eşler arasında bile bir sınır olmalı,
'aldatma' şaka-espri-ima konusu olmamalı diye düşünüyorum.
Eşiniz bu diyaloğu sizi kıskandırmak için anlattıysa hoş değil,
sizin cevabınız ise beni,benden aldı.
'Haşlanmış pırasa' mevzusuna,
hiç girmiyorum.
Ne ben böyle bir betimleme yapabilirim eşimin yüzüne,ne o bunu hazmeder.
Oldu ki yanılıp,şaşırıp böyle bir laf ettim,
büyük kriz çıkarır ki hakkıdır.

Evliliğiniz kaçıncı yılında?
7 civarı olabilir mi?
 
Son düzenleme:
Bence cok tatlı bi iliskiniz var. Bu sanaldan aldatma olayını pek bılmıyorum ona göre yorumluyorum.. Ve bosanmak konusu eşinizin aklından zerre gecmıyor bence. :KK51: Kuş meselesini de yuvayı dişi kuş yapar diyorum ve kacıyorum eheheh 😀😀
 
Çok değişik bir ilişkiniz var eşinizle.
Sanki aradaki saygı bitmiş,
hafiften laçkalaşma başlamış,
Ben bu durumu,
sevginin azalmasından daha tehlikeli buluyorum.

Espri,şakalaşma güzel bir şey bununla birlikte eşler arasında bile bir sınır olmalı,
'aldatma' şaka-espri-ima konusu olmamalı diye düşünüyorum.
Eşiniz bu diyaloğu sizi kıskandırmak için anlattıysa hoş değil,
sizin cevabınız ise beni,benden aldı.
'Haşlanmış pırasa' mevzusuna,
hiç girmiyorum.
Ne ben böyle bir betimleme yapabilirim eşimin yüzüne,ne o bunu hazmeder.
Oldu ki yanılıp,şaşırıp böyle bir laf ettim,
büyük kriz çıkarır ki hakkıdır.

Evliliğiniz kaçıncı yılında?
7 civarı olabilir mi?

Sizin yorumlarınızı özellikle beğendiğim için hemen cevap yazıp yemek yapmaya devam etmek istedim.

Normalde aramızda aldatma ile ilgili bir ima, şakalaşma geçmez. Beş yıllık evlilikte hiç geçmedi. İlk kez bugün oldu. Aldatma ile ilgili konuşuruz genel olarak. Fikirlerimizi söyleriz o kadar.

Diğer pırasa konusuna gelince, iki buçuk yıldır bu sorunu yaşıyoruz ve yine ilk kez bu kadar bayağı bir hal aldı bu mevzu. Bu iki buçuk yıl içinde böyle bir benzetme ondan ya da benden çıksaydı, muhtemelen şu an devam ediyor olmazdık. Ancak o kadar çok konuşuldu ve adım atılmadı ki, artık dün itibariyle sınırlar aşıldı. Saygı bana göre de sevgiden çok daha mühim ve belki de ayrılmama sebebim son bir haftaya kadar bu sınırların aşılmamış olması.

Ek olarak şakalaşma, espri ve argo konuşma konusunda çok katı değiliz ikimiz de. Her evliliğin dinamiği farklı. Ben küfür edilmesine karşıyım lakin argo beni rahatsız etmiyor sınırlı olduğu sürece.

Kıskançlık benim tarafımdan hiç yaşanmadığı için, eşim nadiren de olsa böyle girişimlerde bulunur. Laçkalaşma hali her daim yok ama bir haftadır ayyuka çıktı diyebilirim.
 
Bence cok tatlı bi iliskiniz var. Bu sanaldan aldatma olayını pek bılmıyorum ona göre yorumluyorum.. Ve bosanmak konusu eşinizin aklından zerre gecmıyor bence. :KK51: Kuş meselesini de yuvayı dişi kuş yapar diyorum ve kacıyorum eheheh 😀😀

Sanaldan aldatma yok yahu mobil cihazdan kastım telefonun kendisi. Sürekli telefonla meşgul anlamında :)
 
Çok değişik bir ilişkiniz var eşinizle.
Sanki aradaki saygı bitmiş,
hafiften laçkalaşma başlamış,
Ben bu durumu,
sevginin azalmasından daha tehlikeli buluyorum.

Espri,şakalaşma güzel bir şey bununla birlikte eşler arasında bile bir sınır olmalı,
'aldatma' şaka-espri-ima konusu olmamalı diye düşünüyorum.
Eşiniz bu diyaloğu sizi kıskandırmak için anlattıysa hoş değil,
sizin cevabınız ise beni,benden aldı.
'Haşlanmış pırasa' mevzusuna,
hiç girmiyorum.
Ne ben böyle bir betimleme yapabilirim eşimin yüzüne,ne o bunu hazmeder.
Oldu ki yanılıp,şaşırıp böyle bir laf ettim,
büyük kriz çıkarır ki hakkıdır.

Evliliğiniz kaçıncı yılında?
7 civarı olabilir mi?
Konuyu 3 kez okudum. Düşüncelerimi toparlayamadım. Sonra bu yazıyı okudum beğendim. Bir baktım siz yazmışsınız. :KK52:
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.
Çok tatlısın öncelikle bunu söylemek istedim.Sohbet sıcaklık destek yoksa o evlılık evlılık değil.Cinsellikte yok malum.Adamın psıkolojısımı bozuk.Yada anlamıomu bılmıorum.Seni kaybedıncemı aklı başına gelıcek.Derdi neyki bunun anlamadım
 
Evliliğinizde ne değişse sorun kalmaz ?
Tam şuan da sihirli bir değnek var elimizde diyelim.
İlk değiştireceğiniz şey ne olur ?

Bilmem hiç düşünmedim bunu. Ama heralde güvenin ilk sarsıldığı eylemi yok eder ve bir daha tekrarlamasını sağlardım. Nedense böyle birden düşününce ikimizin de şu özelliğini değiştiririm diyeceğim bir şey bulamadım.
 
Benim babam da Yay. Esasında artık umursamaz izlenimi veren insanlardan daha ziyade çekiniyorum. Bilhassa babamın bir defterde annemin bir tartışma esnasında söylediği bir sözü not etmiş olduğunu gördükten sonra.

Sonra konu sahibinin bir başka konuda eşine çok kötü bir söz söylediği geldi aklıma. Sadece okuyup geçtiğim halde benim dahi unutamadığım bir temenni.

Düşündüm de böylesi bir temenniye verilebilecek en kibar yanıt konu sahibinin eşinin yaptığı gibi kendini telefona gömmek ve eşe çocuğuyla beraber iki kişilik yaşamında mutluluklar dilemek olurdu sanırım.

O yüzden eşin giderek evden aileden yuvadan silikleşmesine şaşırmıyorum.

Çözüm mü? Olmuyorsa olmuyordur. Ama bakılacak yüzü pisletmemeli pisletilen yüze de bakılmamalı.
 
Bence ciddiyetiniz gerçekten anlayamamış.

cinsel konuda sorunlarınız varsa bana yetmiyorsun diyebilirsin. emin ol en tembel erkeği bile harekete geçirir bu söz :)
bir baba olarak çocuğuna uzak durmak ne bileyim.. herkes baba olmamalı işte.
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.

Ben senin bi yazını okumuştum çok çok ince duygusal zekası olan bir kadınsın. Sabret ya. Sabret zor olsa da. Bu hayatta hiç bir şey dört dörtlük değil. Kocanla mutlu olsan bu sefer de baska bir sorun olacaktı belki. Hayat bu herkesin imtihanı başka. Bırakıp gitmekte zor kalmakta. Neyi seçersen seç zor. Çok üzüldüm okuyunca . İmtihan dünyası dedim Allah sabır versin. Daha çok şey yazmak isterdim sana ama çok duygulandım. Hayatındaki bu boşluklar inşallah dolar.
 
Sizin yorumlarınızı özellikle beğendiğim için hemen cevap yazıp yemek yapmaya devam etmek istedim.

Normalde aramızda aldatma ile ilgili bir ima, şakalaşma geçmez. Beş yıllık evlilikte hiç geçmedi. İlk kez bugün oldu. Aldatma ile ilgili konuşuruz genel olarak. Fikirlerimizi söyleriz o kadar.

Diğer pırasa konusuna gelince, iki buçuk yıldır bu sorunu yaşıyoruz ve yine ilk kez bu kadar bayağı bir hal aldı bu mevzu. Bu iki buçuk yıl içinde böyle bir benzetme ondan ya da benden çıksaydı, muhtemelen şu an devam ediyor olmazdık. Ancak o kadar çok konuşuldu ve adım atılmadı ki, artık dün itibariyle sınırlar aşıldı. Saygı bana göre de sevgiden çok daha mühim ve belki de ayrılmama sebebim son bir haftaya kadar bu sınırların aşılmamış olması.

Ek olarak şakalaşma, espri ve argo konuşma konusunda çok katı değiliz ikimiz de. Her evliliğin dinamiği farklı. Ben küfür edilmesine karşıyım lakin argo beni rahatsız etmiyor sınırlı olduğu sürece.

Kıskançlık benim tarafımdan hiç yaşanmadığı için, eşim nadiren de olsa böyle girişimlerde bulunur. Laçkalaşma hali her daim yok ama bir haftadır ayyuka çıktı diyebilirim.
Nezaketiniz için teşekkür ederim.
Son bir haftada gündeme gelen bu duruma,
sınır koymanızda fayda var.
Konuyu baştan tekrar okudum,
haşlanmış pırasa mevzusunu eşiniz başlatmış,
siz devam etmişsiniz.
İkiniz de bu tip diyaloglara girmeyin,
aranızda bir anlaşma yapın bu konuda.

Eşiniz bu evlilikte hatalı,evet,
bununla birlikte siz de kolay bir insan değilsiniz.
Geçmişinizden kaynaklı iç sıkıntılarınız ve mükemmelliyetçi kişiliğiniz işleri daha da zorlaştırıyor.

Bir karar vermelisiniz.
En azından oğlunuz büyüyene ve siz
bir işe girene kadar,
bu kervanı yürütecek misiniz?
Cevap evetse,yıpranmadan ve ilişkiyi yıpratmadan yürütmeye odaklanın.
Hiç mi iyi yönü,huyu yok bu adamın?
 
Bilmem hiç düşünmedim bunu. Ama heralde güvenin ilk sarsıldığı eylemi yok eder ve bir daha tekrarlamasını sağlardım. Nedense böyle birden düşününce ikimizin de şu özelliğini değiştiririm diyeceğim bir şey bulamadım.
Ben de sorunlu bir evlilik yaşıyorum. Elimde olsa eşimin kıskançlığını, içki ve öfke problemini yok ederdim. Kendim için ani tepki verme huyumu yok ederdim. Bir çırpıda aklıma geldi. Sizin cinsellik sorununu, telefon sorununu yok etmeniz gerekiyor. Nasıl aklınıza gelmez ki?
Edit: ilk eylemi yok etmek,ikinci yaşadığınız eylemi yok etmek şeklinde çözülmez sorun. Nedenleri yok etmek gerekir sanırım.
 
Aslında sevişseniz belki gerçekten geçecekti :)
Şaka şaka..

Ehemm şimdi ciddi yorum yapayım.

Ben her evlilik kendine özeldir diye düşünüyorum, kıyaslamak anlamsız.
Kimi ufacık bir akılsız kelimesine biter, kimi ağır hakaretleri kaldırır.
Bizimki de kaldırdı mesela, kaldırıyor yani onu farkettim ben..
Haşlanmış pırasa beni çok rahatsız etmedi o yüzden.
Çünkü tahammülü bitmiş bir insandan çıkar bunlar, çok iyi bilirim onu.

Haa tahammülü biten insanın o evlilikte işi ne?
Evet o kısım düşündürüyor.
Sanırım dediğin gibi belki hala düzelir umudu, belki ortalıkta adam gibi adam
olmadığının bilincinde oluş, ya da senin bile artık hissetmediğin ama hala olan güçlü bir parça sevgiden sebep sürüyor.

Sizin evlilikte de bu boşanma konuşmaları çok yapıldı ama ciddi bir ayrılık provanız oldu mu acaba?
Belki ihtiyacınız olan ciddi anlamda budur.
Çünkü eşin için artık o konuşmalar, süregelen mutsuzluk kronikleşmiş.
Hep böyle konuşulur ama bir şekilde sürer gider modu var.

Onu yıkmak lazım.
Ciddi konuşmalar falan yapmıştınız, geçti onların etkisi.

Şöyle bir kaç ay en azından aynı evde bulunmamak, görmemek lazım bence.
Sensiz yaşam nasıl?
Onsuz yaşam senin açından nasıl?
Benim eşim mesela ayrılık döneminde benimle olmak istese de dırdırımı istemediğine emin oldu.
Eskiden her şeyine razıyım diyerek ayrılmak istemezdi.
Bu fikri beni çıldırtırdı.
Rahatsız olsun o da rahatsız olsun ve bunu bir şekilde değiştirmek için çabalasın diye çıldırırdım.
Şimdi ayrılmak istemiyorum ama öyle dırdırla yaşamak da istemiyorum.
Böyle yaşamayacağım artık yeter.
Mutsuzluk istemiyorum hayatımda dedi.

Ayy eski cümlesi daha romantik değil mi?
Ama valla bu yeni cümlesi daha çok hoşuma gitti.
Her şeyime razı olmasın !
İnsan gibi bir yaşam istesin, ille sen deyip o mal hayatta sürüklenmesin.

Kaç yıl geçmiş, duygular yıpranmış.
Otu otuna romantizm değil bizim ihtiyacımız.
Radikal çözümler istiyoruz.
Bence eşinin görmesi gereken tam olarak bu önce.
 
Sizin yorumlarınızı özellikle beğendiğim için hemen cevap yazıp yemek yapmaya devam etmek istedim.

Normalde aramızda aldatma ile ilgili bir ima, şakalaşma geçmez. Beş yıllık evlilikte hiç geçmedi. İlk kez bugün oldu. Aldatma ile ilgili konuşuruz genel olarak. Fikirlerimizi söyleriz o kadar.

Diğer pırasa konusuna gelince, iki buçuk yıldır bu sorunu yaşıyoruz ve yine ilk kez bu kadar bayağı bir hal aldı bu mevzu. Bu iki buçuk yıl içinde böyle bir benzetme ondan ya da benden çıksaydı, muhtemelen şu an devam ediyor olmazdık. Ancak o kadar çok konuşuldu ve adım atılmadı ki, artık dün itibariyle sınırlar aşıldı. Saygı bana göre de sevgiden çok daha mühim ve belki de ayrılmama sebebim son bir haftaya kadar bu sınırların aşılmamış olması.

Ek olarak şakalaşma, espri ve argo konuşma konusunda çok katı değiliz ikimiz de. Her evliliğin dinamiği farklı. Ben küfür edilmesine karşıyım lakin argo beni rahatsız etmiyor sınırlı olduğu sürece.

Kıskançlık benim tarafımdan hiç yaşanmadığı için, eşim nadiren de olsa böyle girişimlerde bulunur. Laçkalaşma hali her daim yok ama bir haftadır ayyuka çıktı diyebilirim.

derin sularda derin sularda

aslında saygı sınırı son bir haftada geçilmemiş.
adamın cinsel sorununu çözmeyi ertelemesi de bence saygısızlık.

kadının dahası evliliğin buna ihtiyacı var sonuçta.
aman nasıl olsa ben yuvarlanıp gidiyorum diyip hayat arkadaşının ihtiyaçlarını göz ardı edemez.
varsa problemi çözmek için adım atmaşı, çözümün peşinden koşmalı.

pırasa mevzusu iyi olmuş diyeceğim, normalde yanlış ama belki bir şok etkisi olur, sahi ya bir de böyle bir problem vardı diye uyanır adam.
 
derin sularda derin sularda

aslında saygı sınırı son bir haftada geçilmemiş.
adamın cinsel sorununu çözmeyi ertelemesi de bence saygısızlık.

kadının dahası evliliğin buna ihtiyacı var sonuçta.
aman nasıl olsa ben yuvarlanıp gidiyorum diyip hayat arkadaşının ihtiyaçlarını göz ardı edemez.
varsa problemi çözmek için adım atmaşı, çözümün peşinden koşmalı.

pırasa mevzusu iyi olmuş diyeceğim, normalde yanlış ama belki bir şok etkisi olur, sahi ya bir de böyle bir problem vardı diye uyanır adam.
Kocanın bu konuda çözümü ertelemesi
elbette eşine karşı saygısızlık ve duyarsızlık,
bununla birlikte ben yapı gereği;
'çivi,çiviyi söker' yaklaşımını benimsemiyorum.
Kısacası saygısız-duyarsız tavra,
bir tık üstten saygısızca yaklaşmanın,
sorunların çözümüne katkı sağlayacağını düşünmüyorum.
Bununla birlikte her insan ayrı bir düya,algısı,
aldığı etki,
verdiği tepki şahsına münhasır.
Umalım da beyfendi bir şok etkisiyle duruma uyansın ve çözüm arasın.
 
Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi az önce yazmayı unutmuşum.
Mesleki bilgim ve tecrübem bana şunu öğretti.
Bir çocuğun ruh dünyasını ve kişiliğini,
ilk planda şu üç öğe şekillendiriyor.
1.Annenin çocuğuyla olan ilişkisi
2.Babanın çocuğuyla olan ilişkisi
3.ve en önemli öğe: Anne ve babanın birbiriyle olan ilişkisi
Eşinizle yaşadığınız sorunları,
bir de bu pencereden değerlendirmenizde fayda görüyorum.
 
Kocanın bu konuda çözümü ertelemesi
elbette eşine karşı saygısızlık ve duyarsızlık,
bununla birlikte ben yapı gereği;
'çivi,çiviyi söker' yaklaşımını benimsemiyorum.
Kısacası saygısız-duyarsız tavra,
bir tık üstten saygısızca yaklaşmanın,
sorunların çözümüne katkı sağlayacağını düşünmüyorum.
Bununla birlikte her insan ayrı bir düya,algısı,
aldığı etki,
verdiği tepki şahsına münhasır.
Umalım da beyfendi bir şok etkisiyle duruma uyansın ve çözüm arasın.
O kadar büyük hata yaptım ki? Eşim daha sevgiliyken kıskançlık yüzünden hakaret ediyordu, saygımı kaybedeceksin dedim. Terbiyeli ol düzgün konuş benimle dedim. Bırakıp gitmedim. Bir süre sonra ona uydum. Bir tık üstten saygısızca davranış tanımı birebir uydu bana. Çok güçsüz ve çaresiz hissediyorum.

Konu sahibi özür dilerim konu dışı yazdığım için.
 
O kadar büyük hata yaptım ki? Eşim daha sevgiliyken kıskançlık yüzünden hakaret ediyordu, saygımı kaybedeceksin dedim. Terbiyeli ol düzgün konuş benimle dedim. Bırakıp gitmedim. Bir süre sonra ona uydum. Bir tık üstten saygısızca davranış tanımı birebir uydu bana. Çok güçsüz ve çaresiz hissediyorum.

Konu sahibi özür dilerim konu dışı yazdığım için.
Siz guclusunuz ve care var,inanin. Daha dogrusu kendi gucunuze inanin. Konu sahibi cocuk olunca karar vermesi zor ama ilgisiz baba cocuga daha cok zarar verir. Siz once nasil iyi olacaginizi hissediyorsaniz oyle bir yol tutun. Cocugu ile ilgili baba olsa bir sure sabredin derdim ama cocuk babasini itiyorsa ilgisiz babasi oldugunu cozmus demek. Bunu cocuguna yasatmaya hakki yok.
 
X