Tam boşanacağım bir gülme geliyor.

Kocanın bu konuda çözümü ertelemesi
elbette eşine karşı saygısızlık ve duyarsızlık,
bununla birlikte ben yapı gereği;
'çivi,çiviyi söker' yaklaşımını benimsemiyorum.
Kısacası saygısız-duyarsız tavra,
bir tık üstten saygısızca yaklaşmanın,
sorunların çözümüne katkı sağlayacağını düşünmüyorum.
Bununla birlikte her insan ayrı bir düya,algısı,
aldığı etki,
verdiği tepki şahsına münhasır.
Umalım da beyfendi bir şok etkisiyle duruma uyansın ve çözüm arasın.

ne kadar sürer peki saygıyı koruma?
1-2-3 yıl?
bir yerde insan patlar diye düşünüyorum.
çözümsüzlüğe, duyarsızlığa katlanma süresine bağlı bence bazı şeylerin kabul edilebilir olması.
her şeye rağmen 3-4 yıl sakinliğini koruyabilecek az kişi vardır.
 
ne kadar sürer peki saygıyı koruma?
1-2-3 yıl?
bir yerde insan patlar diye düşünüyorum.
çözümsüzlüğe, duyarsızlığa katlanma süresine bağlı bence bazı şeylerin kabul edilebilir olması.
her şeye rağmen 3-4 yıl sakinliğini koruyabilecek az kişi vardır.
Turuncucum.
cinsellik probleminin iki buçuk yıldır çözülmeyişi,çözülemeyişi,
zaten başlıbaşına bir sorun.
Bununla birlikte bu durumun tek kabahatlisi koca kişisi mi?Emin değilim.
Kabahatli,İdrak de demiyorum.
Bununla birlikte biz,burda tek taraflı dinleyip,
yorum yapıyoruz.
Evlilik dinamiklerine etki eden öyle çok kişisel,
ailesel ve çevresel faktör var ki.
Evlilikte sorunlar katmerlenip,
kriz haline gelmişse,
bu durumda öncelikle eş olan
iki kişinin de etkisi ve/veya
katkısı vardır.
Evlilik,adı üzerinde iki kişinin ilişkisi.

Kişisel olarak 2,5 yıldır eşimle aramda cinsellik yoksa ya bunu çözerim,ya da resti çekerim.
Ucu boşanmaya bile gitse.
Çünkü cinsellik yoksa,
evlilik yok bana göre.
Böyle kör,topal,ite,kaka,
saygı sınırlarını karşılıklı zorlaya zorlaya
evlilik yürütülmez.
Bir karar vermek lazım,tamam mı?Devam mı?
Çeşitli gerekçelerle 'ayrılamıyorum' deyip,
böyle bir evlilikte yıpranmak ve yıpratmak,
üstüne üstlük küçük bir çocuğu da olumsuz etkilemek doğru gelmiyor bana.
 
Konunu okudum yorumların hepsini okumadım sırf şunu yazmak için geldim benimkide yay burcu aynısı kendileri..buradan kızlara öneri yay burcu erkekleriyle evlenmeyin hayatınız kayar..ve yine buradan kadınlara anne adaylarına sesleniyorum yay burcu olabilecek ayda erkek çocuğu doğurmayın ona göre sevişin ya da sezeryanla erken aldırın bir bitirelim yay erkeklerini bu dünyadan:)..zira boşansam deseniz boşanılmıyorlar evli kalsanız dayanılmıyorlar tam psikolojik imtihanlar..konu sahibi size gelince bu tarz erkek mağdurlarına sizin benim gibi bir çatı açılmalı bizi devlet sabrımızdan dolayı madalyalayıp korumalı başka yollu yok çünkü.

Benim oğlum yay. Ne demek evlenmesinler, başımdan atacağım günü iple çekiyorum :KK70:
 
Turuncucum.
cinsellik probleminin iki buçuk yıldır çözülmeyişi,çözülemeyişi,
zaten başlıbaşına bir sorun.
Bununla birlikte bu durumun tek kabahatlisi koca kişisi mi?Emin değilim.
Kabahatli,İdrak de demiyorum.
Bununla birlikte biz,burda tek taraflı dinleyip,
yorum yapıyoruz.
Evlilik dinamiklerine etki eden öyle çok kişisel,
ailesel ve çevresel faktör var ki.
Evlilikte sorunlar katmerlenip,
kriz haline gelmişse,
bu durumda öncelikle eş olan
iki kişinin de etkisi ve/veya
katkısı vardır.
Evlilik,adı üzerinde iki kişinin ilişkisi.

Kişisel olarak 2,5 yıldır eşimle aramda cinsellik yoksa ya bunu çözerim,ya da resti çekerim.
Ucu boşanmaya bile gitse.
Çünkü cinsellik yoksa,
evlilik yok bana göre.
Böyle kör,topal,ite,kaka,
saygı sınırlarını karşılıklı zorlaya zorlaya
evlilik yürütülmez.
Bir karar vermek lazım,tamam mı?Devam mı?
Çeşitli gerekçelerle 'ayrılamıyorum' deyip,
böyle bir evlilikte yıpranmak ve yıpratmak,
üstüne üstlük küçük bir çocuğu da olumsuz etkilemek doğru gelmiyor bana.


ben de tek sorunun eşi olduğunu düşünmüyorum.
bu kadar ipleri eline alması, anne olduktan sonra eşinin ona ulaşmasının zorluğu,
eşinin kumar oynamasından sonra devam etmesine rağmen affedememesi,
zaman zaman aşağılayıcı üslubu...
(iyi gömdük ama. ne gömdük. Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi )

işte o kararı alırken böyle sanki sosyal imkanları çok geniş bir ülkede yaşıyormuş gibi alamıyoruz.
anneye kolaylık iş yerinde yok, bakıcı-kreş yardımı sayılı kişiye var, bize yok, e kadının ailesi zaten sorunlu.
kira, fatura, geçim, çocuk ki zor bir çocuk...
nasıl olsun peki?
muhtemelen bir çıkış yolu bulsaydı bu evlilik zaten bu noktaya gelmeden biterdi bence.
sevgi tamam ama kimse gözü kapalı güvenemediği biri ile hayatını sürdüremez.
evlilik ve çocuk sorumluluğu iki kişiyken bile zor.
tek başına dev kadro.
yanlış anlaşılmasın, ben bu saygıyı aşan muhabbetin doğru olduğunu zaten düşünmüyorum. ama iş bu noktaya geldiyse de bir sebebi var ve anlaşılabilir 🤷🏻‍♀️
 
Benim oğlum yay. Ne demek evlenmesinler, başımdan atacağım günü iple çekiyorum :KK70:

sen şimdiden söyle yay gelin bulsun.
anladığım kadarıyla kocası yay olup şikayetçi olmayan bir ben varım 🤣 kendim de yayım. hatta iki çocuğumu da yay olarak planladım da hemen hamile kalmayınca biri ikizler biri aslan oldu 🤦🏻‍♀️
ama burada yazanları okuyunca fark ettim, bizde erteliyoruz ama ikimizde pek önemsemediğimiz için soru olmuyor.
mesela evleneli 6.5 yıl oldu asılacak iki tablo var konsolun üstünde duruyor.
büyük oğlan 4 yaşında hala fotoğraf seçilecek,
biriktikçe birikiyor.
düğün fotoğraflarımızı bile 1 yıl sonra seçtik aldık.
başkası sinir hastası olurdu muhtemelen 🤣 ki görüyoruz oluyorlar, ama bana hiç batmamış.
çocuklar konusunda sorumluluk bilincinin yüksek olması benim için yeterli.
varsın duvar kağıdının kopan yerini yapıştırmasın. napim 😅
 
Genelde burada bir yazı okudum mu direkt neden evlenmişler ki zaten diye düşünürüm öyle düşünmediğim ender ilişkilerden oldu bu. Hani hiç olmazsa sevgi olduğu belli. Bu yüzden korktum, eşinizin cidden enerjik biriyken o hale döndüğüne inandım.Benim en korktuğum şey sorumluluk sahibi enerjik eğlenceli birinin böyle bir insana dönüşmesi.

Bence evet hoş değil durum çok can sıkıcı ama boşanmayacaksınız ve bunu siz de biliyorsunuz, eşiniz de biliyor ve şakaya vuruyor gibi. Çok kötü bir çıkmaz olmuş birini harekete geçirmek çok zor ve iç bunaltıcı bir uğraş ama gözlemlerime göre genelde çocuktan sonra kadınlar yavaş ve kademeli olarak bu düzene alışıyor. Biraz eşiniz düzelir uyarılarla biraz siz kabul edersiniz bu şekilde beklentileriniz düşer.

Hayat bu, bizim başımıza gelmez sanıyoruz gelirse uğraşmam çeker giderim diyoruz ama toz pembe değil demek.
 
Sen Ona kırgınsın , gönlünü almasını bekliyorsun ,ama o bunun farkında değil , bu durum daha da hırslandırıyor seni , ve bi yandan da senin bişeyler yapman , ona nerdeyse ince davranmam gerekiyor ama içinden gelmiyor garip bi döngü ,ilişkiniz garip bi hal almış eğer durum buysa , sil baştan başla sen eski özgüvenli haline dön ,zamanla o sana ayak uyduracak ,onun dışında ,beraber bişeyler izleyin +18 filmler ikinizinde spontane ismesi lazım evli değilim ama bence evlilik = mahremi , adamı kışkırtman lazım bence al buyur nedir yani görev gibi
 
ben de tek sorunun eşi olduğunu düşünmüyorum.
bu kadar ipleri eline alması, anne olduktan sonra eşinin ona ulaşmasının zorluğu,
eşinin kumar oynamasından sonra devam etmesine rağmen affedememesi,
zaman zaman aşağılayıcı üslubu...
(iyi gömdük ama. ne gömdük. Idrakyollariiltihabi Idrakyollariiltihabi )

işte o kararı alırken böyle sanki sosyal imkanları çok geniş bir ülkede yaşıyormuş gibi alamıyoruz.
anneye kolaylık iş yerinde yok, bakıcı-kreş yardımı sayılı kişiye var, bize yok, e kadının ailesi zaten sorunlu.
kira, fatura, geçim, çocuk ki zor bir çocuk...
nasıl olsun peki?
muhtemelen bir çıkış yolu bulsaydı bu evlilik zaten bu noktaya gelmeden biterdi bence.
sevgi tamam ama kimse gözü kapalı güvenemediği biri ile hayatını sürdüremez.
evlilik ve çocuk sorumluluğu iki kişiyken bile zor.
tek başına dev kadro.
yanlış anlaşılmasın, ben bu saygıyı aşan muhabbetin doğru olduğunu zaten düşünmüyorum. ama iş bu noktaya geldiyse de bir sebebi var ve anlaşılabilir 🤷🏻‍♀️
Sebeplerin olması,
sebeplerin anlaşılır olması,
sorunun,kalıcı olarak çözülmesine
katkı sağlamıyor ne yazık ki.
İş bu noktaya gelmiş bir şekilde.
Boşanılamıyorsa;
ya yapıcı çözümler aranacak,
ya da eşle anlaşılıp,
çocuk için
bir süre daha,ev arkadaşı modunda,
evliymiş gibi devam edilecek.
Mümkün mertebe çatışmadan kaçınarak,
çocuk için işbirliği yapılacak bir anlamda.

Şu andaki evlilik ilişkisi,
ailedeki üç kişi için de son derece
olumsuz nitelikte.
Hoş bu sorunlar kısmen veya tamamen çözülse de,
İdrak'de farklı sorunları kafaya takıp,
irdeleme ve büyütüp,çoğaltma kapasitesi görüyorum.
İdrak'in asıl sorunu kendisiyle bence.
Yanılıyor da olabilirim elbette.
Uzaktan,hiç tanımadan,
bende bıraktığı algı bu yönde.

Eşiyle mizaçları,hayata bakışları ve
hayattan beklentileri,
hatta aile algıları çok farklı.
Bütün bunlara İdrak'in karşılanmayan
haklı maddi-manevi beklentileri,
yaşadığı kişisel travmalar,
aile üyelerinin kaybı ve oğlunun özel durumu eklenince iş içinden iyice çıkılmaz hale geliyor.
Oğlunun durumunda da,ebeveyn ilişkisinin,
kısmen de olsa olumsuz etkisi olduğunu düşünüyorum.
 
sen şimdiden söyle yay gelin bulsun.
anladığım kadarıyla kocası yay olup şikayetçi olmayan bir ben varım 🤣 kendim de yayım. hatta iki çocuğumu da yay olarak planladım da hemen hamile kalmayınca biri ikizler biri aslan oldu 🤦🏻‍♀️
ama burada yazanları okuyunca fark ettim, bizde erteliyoruz ama ikimizde pek önemsemediğimiz için soru olmuyor.
mesela evleneli 6.5 yıl oldu asılacak iki tablo var konsolun üstünde duruyor.
büyük oğlan 4 yaşında hala fotoğraf seçilecek,
biriktikçe birikiyor.
düğün fotoğraflarımızı bile 1 yıl sonra seçtik aldık.
başkası sinir hastası olurdu muhtemelen 🤣 ki görüyoruz oluyorlar, ama bana hiç batmamış.
çocuklar konusunda sorumluluk bilincinin yüksek olması benim için yeterli.
varsın duvar kağıdının kopan yerini yapıştırmasın. napim 😅
Ben yay çok istemiştim eğlenceli olur diye. Oğlak olması bekleniyordu çünkü, kayınpeder oğlak benim. Adam işkolik, ruhu yok gibi her şey mantık çerçevesinde.
Ben de aslanım :)
Burçla çok ilgisi yok ama bence, evlilikte kadın ne kadar sorumluluk alırsa erkek o kadar yayıyor totosunu. Aman dur çok yüklendik kadına diyen yok.
 
Keşke insan bazen hayatına başkasının gözünden bakabilse.
Kaç yol var önünde mesela.
Bu duruma kolay ve sebepsiz gelinmediği belli, peki şimdi ne yapmalı?
Şuan ki duygular ve gidişatla bu evlilik pek bir yere gidecek gibi durmuyor.
Birşeyleri değiştirmek lazım ve bunu eşinizden beklerseniz daha çok beklersiniz anlattığınız üzere.
Kendiniz yazmışsınız zaten erkekler malesef çocuk gibi ve malesef yine size biraz iş düşüyor.
Kalan enerjinizi eskiye dönmek ve yapmam da yapmam demek yerine , ileriye götürmek ve güvenmek adına harcasanız.
Böyle hergün tekrar güvenirsem sonu ne olur diye hayatı iki tarafa da zehir etmek yerine ve hergün ölmek yerine, gardınızı indirip sarılsanız eşinize , günün birinde yanılsanız bile bir kere de biter herşey ve yeniden ayağa kalkarsanız emin olun. Ben inanıyorum ki herşey dört dörtlük olmasa da eşiniz sizin aynanız olacak, size sarılacak , en azından bugünden ya ileri ya geri gidecekseniz ama bir şans vereceksiniz ikinize de.
Bütün bunların cevabı , hep ben yaptım artık ondan beklerim, ama güvenemem sonra üzülürüm gibi cevaplar olacaksa malesef gidişatın neticesi belli, ayrılmasanız bile sorunlu bir evlilik ve sıkıntılı bir ÇOCUK!
 
Espriye vurur konuyu geçiştirir dedinizya bende böyle yapa yapa sürünüp gidiyoruz diceksiniz sandım. Meğersem siz boşanmışsınız şaşırdım vallahi
Tek sebep manipulasyon olsa belki evlenmişken ayrılmayım der orta yol denerdim ama bununla birlikte cok yalan ve kendini oldugundan farklı gösterme vs. oldugunu farkettiğim için bırakıverdim.. Manipulasyonu misyon edinmiş insancıklar kendilerini haklı çıkarmak için kelime oyunları akıl oyunları ve eğer daha da karaktersizse yalana başvurabiliyor. Zevkleriniz kişilikleriniz farklıysa ciddi problem bunlarla yaşamaya çalışmak, uyum sağlamak bunların kitabında yok çünkü.
 
Astoria Astoria ek yapayım yeniden. Yani potansiyel bir bağımlı aslında. Ancak son on yıldır bağımlılık boyutunda değil. Diğer kumar bağımlılarından farklı olarak, farkındalık kazanmış bilinçli biri. Ne olursa olsun oynarım deme evresi iyileşmiş durumda. Kendini veya bu sorunu yaşayan diğer insanları bir psikolog gibi analiz edip yapılacakları anlatabilir. Bağımlı diyemem ama potansiyel bir bağımlı diyebilirim. Kumar bağımlılığında en mühim sınır fakındalıktır zaten. O kazanıldıysa kurtulma ihtimali vardır.

Öte yandan o dönemin ona kaybettirdiği bazı Özellikler var. Rahat yalan söyleyebilme, aşırı rahatlık, kumarın sebep olduğu hazzın yerine hiçbir şey konulamadığı için koca bir boşluk ve amaçsızlık. Hani kanser hastaları iyileşse bile ruhen ve bedenen hasarlar kalır ya, eşim de öyle. İyileşti ama hasarlı. O istedi ki en başında olduğu gibi onu anlayan, destek olan, yaralarını saran bir idrak olsun daima. Ancak ne zaman anne oldum, o idrak gitti. Artık büyü ve kendine gel diyen idrak geldi.

İdrak tatlım, sana çok detaylı bir yorum yapacağım ama önümüzdeki 2 gün boyunca çok yoğunum bir türlü kafamı toplayamıyorum. Yazdıklarını okudum, şu 2 günü sağ salim atlatabilirsem kafamı toplayıp güzel bir destek atacağım sana. Özelden yazarım tamam mı, öpüyorum seni.
 
Merhaba hatunlar. Yazan arkadaşlara cevap vereceğim. Önce toplu olarak eşimle 37373838. Kez tekrarladığımız ciddi konuşmayı yazayım. Az evvel bitti. İnşallah bu sefer konuşmada kalmaz. Diyalog şeklinde yazayım yine. Neden evliliğimle ilgili açtığım her konu böyle bir konuşmayı aktarmamla bitiyor ve belli bir zaman sonra başa sarıyoruz bilmiyorum. İnşallah bu kez öyle olmaz...

-bak bu sefer bu konuşmanın lafta kalmasını istemiyorum. Eyleme geçmeyeceksek bunu fark ettiğimiz anda ayrılalım ki daha fazla yıpranmayalım. Seni suçlamadan, eleştirmeden soruyorum. Çünkü gerçekten cevabını merak ediyorum. Neden iki yıldır doktora gitmiyorsun?

+başlarda psikolojik olduğunu zamanla geçeceğini düşündüm. Aramızdaki kopukluğun buna sebep olduğunu ve düzelirsek sıkıntı kalmayacağını düşündüm. Bir de maalesef erteleyen ve bir şey sürekli söylenince aksini yapmaya meyilli biriyim ondan. Bir de çok fazla komut veriyor çok fazla irdeliyorsun idrak.

-anladım. Bak lütfen bu konuşmada bahaneler suçlamalar olmasın. Hala cevap alamadım. Neden gitmedin ve gitmiyorsun?

+haklısın. Eşeklik yaptığım. Kendiliğinden geçmesini bekledim.

-bak ben bu konuda son kez konuşuyorum. Bir daha benden doktora git cümlesini duymayacaksın derdin buysa. Ancak lütfen bak rica ediyorum beni etkileyen, evliliği etkileyen durumları ben söylemeden çöz. Çünkü gerçekten bu evlilik iyiye gitmiyor. Gelelim çocuk konusuna. Kusura bakma bu konuda daha net ve sert olacağım. Hiçbir bahane de kabul etmiyorum. Senden ricada da bulunmuyorum. Çünkü senin öz çocuğunla ilgili talepte bulunmak, bana ağır geliyor artık. Kaldıramıyorum. Sen üvey baba mısın? Değilsin. Ben neden seni evladına ilgi göstermen konusunda itmek zorundayım söyler misin? Bak ben gerçekten çok yoruldum. Oğlumuzun sorumluluğunu tek başıma üstlenmekten yoruldum. Bundan sonra sinirden çatlasan da, bahaneler üretsen de her gün bir saat oğlanla hususi zaman geçireceksin. Hafta sonları ben tek başıma gezdirmeyeceğim oğlumuzu. Bu konu tartışmaya açık değil. Yapacaksın ya da ben artık Devam edemeyeceğim. Çok ciddiyim.

+bu konuda haklısın. Çok fazla yük verdim sırtına. Kendimi törpülemem gerek. Savunacak bir durumum yok. Bu hafta sonu bir şeyler yapalım adım atayım madem.

-bir de telefon var. Eve girdiğin anda ilk üç saat hiçbir şartta eline almayacaksın telefonu. Sonra istersen oyun oynarsın. Ancak bir koca ve baba rolün varken bunu yapmaya mecbursun. Ben deli gibi koştururken, oğlanın krizleri ile uğraşırken tekli koltukta gamsız oturamayacaksın. Sen söyle şimdi. Benden ne isteğin var. Hatalarım ne? Nerede yanlış yapıyorum?

+bir kere güleryüzlü değilsin. Genel olarak yüzün asık bana karşı. Çok fazla irdeliyor, hesap soruyorsun. Sürekli şüphe halindesin. Asla salmıyorsun.

-peki ben bu tavırlarımı her konuda mı sergiliyorum yoksa senin her daim ertelediğin sorumluluklarını hatırlatmak için mi? Mesela ruh hastası gibi yapmadığın şeylerle mi suçluyorum?

+hayır ama kabul et ağzından komut ve hesap sorma dışında bir şey çıkmıyor bana karşı. İlgili ve şefkatli değilsin.

-tamam haklısın. Benim de savunmam yok bu konuda. Peki sen amaçsız, plansız, gülmeyen, bir konuda heyecan duymayan, birlikte zaman geçirirken bile bir yere yetişmeye çalışır bir halde olduğunun farkında mısın?

+bak bu durum bende kemikleşmiş. Değişmiyor. Zevk almıyorum çünkü. Buyum yani.

-heh zurnanın zırt dediği yere geldik. Bak aramızdaki fark bu işte. Sence ben bir eve kapanıp zor bir çocukla ömür harcamaktan çok mu memnunum? Ya da sence çok mu mutluyum yaşadığım hayattan? Oğlumuzla oyun oynarken aşırı keyif aldığımı mı sanıyorsun? Markette kendini yerlere atarken zevkten deliriyor muyum sence? Ama ben deniyorum çabalıyorum. Benim bunaldım yapmıycam tekli koltukta oturup telefonla oynuycam deme şansım var mı? Yok. Kusura bakma senin de yok. Sen babasın. Ben anneyim. Paşa paşa törpüleyeceğiz kendimizi. Zevk alamıyorsan rol yap. Bunalıyorsan zorla kendini. Ama çabala. Ben buyum deyip çekilemezsin.

+doğru söylüyorsun. Deneyeceğim.

-bak bana karşı sevgin bittiyse söyleyebilirsin. İlk başta canımı acıtır ama en azından kesinleşir bir şeyler zihnimde. Böyle merhametsiz, ilgisiz, duyarsız halin daha da yıpratıyor beni.

+sevgim var. Olmasa kusura bakma ama diktatör gibi konuşan, kadın gibi davranmayan, ilgi sevgi göstermeyen bir kadına katlanmam. Ama tahammülüm bitti. Değiş istiyorum. Adım at istiyorum.

-deneyeceğim. Kendimi törpüleyeceğim. Bak net olayım. Ben oğlumuzun mutsuz bir ailede büyümesini istemiyorum. Birbirinden ayrı ama mutlu anne babaya sahip olmasını tercih ederim aramızdaki sorunlar çözülmeyecek ise. Sen de hak verirsin buna. Bak bugün sen ve ben böyle hasarlı ve sorunlu isek ailelerimiz yüzünden. Oğlumuza bunu yapmaya hakkımız yok. Bu saatten sonra ya gerçek bir çift oluruz ya da yıpranmadan Bitiririz. Ve lütfen lafta kalmasın bu konuşma.

+haklısın. Ben elimden geleni yapmaya gayret göstereceğim. Sen de yap.

Uzun oldu kusura bakmayın. Böyle bitti konuşma. Lütfen bu kez aynı döngüye girmeyelim istiyorum. Gerçekten istemiyorum başa sarmayı...
 
Bu dediğimi ince gör lütfen: O da kendince çabalıyor, senin gardına, mesafene, söver gibi bakışlarına, iğneli laflarına vb. katlanıyor.
İşte bu bir kısır döngü. Onun çabasını özgür bırak bu döngüden ki, doğru noktalarda gösterebilsin o çabayı. Birbirinizi negatif yükleyip durdukça, çabanız birbirinize katlanmak olarak kalıyor sadece.

Güzel anlarımızı düşündüm, güzel hatıraların, yaşanmışlıkların hatırına adım attım.
Daha sevgili olmazdan önce çok iyi iki dosttuk; tüm o günlerin hatırına.
Nişanlıyken yaşadığımız maceraların hatırına vb.
"Bu adam böyle değildi, her şeyi unuturken arada kendini de unuttu, esas hatırlatmam gereken şey bu" dedim.

Zaten İdrak, kafandakini yaşıyorsun; sen o hayal kırıklığını bir kere değil, bin kere yaşadın-yaşıyorsun.
Bir kere gerçekte yaşadın, geri kalan 999u kafanın içinde, her yeni gününde. Böyle olmaz ki.
Sürekli adımlarına bakarsan, sadece yoldaki taşları görürsün, kafanı biraz daha yukarı kaldır, taşların yanında önünü-gideceğin yolu-manzarayı da gör. Ama tek kez takılıp düştüğün taşa o kadar odaklanmışsın ki, şimdi sürekli taş avındasın; e adresin şaşıyor haliyle, nereye gittiğini görmüyorsun, yoldan keyif almıyorsun.

İkinciye yaşamadan, neye mecalin kalıp kalmayacağını bilemezsin; düşüncesi, yaşamasından her zaman daha zordur çünkü yaşadığının sınırları vardır, düşüncelerinin yoktur İdrak. En kötü halde bile bir "Bitişi" olur ve "Yeniden başlama" şansın da. Ama bu şekilde hep aynı yerde dönüp durursun sadece, ne biter, ne yeniden başlar.

Yazdım son sayfaya gelişmeleri. Konuştuk yine bir şeyler. Bu kaçıncı ciddi konuşma hatırlamıyorum bile. Artık konuşmak da tatmin etmiyor eylem olmadıktan sonra gangsta.

O kadar haklısın ki gerçekte bir kez yaşayıp zihnimde binlerce Kez yaşamam konusunda. Diyecek bir şey bulamadım buna.

Gerçek manada özelleştiri yapacak olursam, ben bu konuda doyumsuzum. Yani onun kendine göre çabası bana Yetersiz geliyor. Daha fazlasını istiyorum ve durmadan başa Sarıyoruz bu yüzden. Süs bitkisi olması dışında çabasını görmeye çalışırsam, benim o öfke dolu bakışlarıma tahammül etmesi bile çaba esasında.
 
Merhaba hatunlar. Yazan arkadaşlara cevap vereceğim. Önce toplu olarak eşimle 37373838. Kez tekrarladığımız ciddi konuşmayı yazayım. Az evvel bitti. İnşallah bu sefer konuşmada kalmaz. Diyalog şeklinde yazayım yine. Neden evliliğimle ilgili açtığım her konu böyle bir konuşmayı aktarmamla bitiyor ve belli bir zaman sonra başa sarıyoruz bilmiyorum. İnşallah bu kez öyle olmaz...

-bak bu sefer bu konuşmanın lafta kalmasını istemiyorum. Eyleme geçmeyeceksek bunu fark ettiğimiz anda ayrılalım ki daha fazla yıpranmayalım. Seni suçlamadan, eleştirmeden soruyorum. Çünkü gerçekten cevabını merak ediyorum. Neden iki yıldır doktora gitmiyorsun?

+başlarda psikolojik olduğunu zamanla geçeceğini düşündüm. Aramızdaki kopukluğun buna sebep olduğunu ve düzelirsek sıkıntı kalmayacağını düşündüm. Bir de maalesef erteleyen ve bir şey sürekli söylenince aksini yapmaya meyilli biriyim ondan. Bir de çok fazla komut veriyor çok fazla irdeliyorsun idrak.

-anladım. Bak lütfen bu konuşmada bahaneler suçlamalar olmasın. Hala cevap alamadım. Neden gitmedin ve gitmiyorsun?

+haklısın. Eşeklik yaptığım. Kendiliğinden geçmesini bekledim.

-bak ben bu konuda son kez konuşuyorum. Bir daha benden doktora git cümlesini duymayacaksın derdin buysa. Ancak lütfen bak rica ediyorum beni etkileyen, evliliği etkileyen durumları ben söylemeden çöz. Çünkü gerçekten bu evlilik iyiye gitmiyor. Gelelim çocuk konusuna. Kusura bakma bu konuda daha net ve sert olacağım. Hiçbir bahane de kabul etmiyorum. Senden ricada da bulunmuyorum. Çünkü senin öz çocuğunla ilgili talepte bulunmak, bana ağır geliyor artık. Kaldıramıyorum. Sen üvey baba mısın? Değilsin. Ben neden seni evladına ilgi göstermen konusunda itmek zorundayım söyler misin? Bak ben gerçekten çok yoruldum. Oğlumuzun sorumluluğunu tek başıma üstlenmekten yoruldum. Bundan sonra sinirden çatlasan da, bahaneler üretsen de her gün bir saat oğlanla hususi zaman geçireceksin. Hafta sonları ben tek başıma gezdirmeyeceğim oğlumuzu. Bu konu tartışmaya açık değil. Yapacaksın ya da ben artık Devam edemeyeceğim. Çok ciddiyim.

+bu konuda haklısın. Çok fazla yük verdim sırtına. Kendimi törpülemem gerek. Savunacak bir durumum yok. Bu hafta sonu bir şeyler yapalım adım atayım madem.

-bir de telefon var. Eve girdiğin anda ilk üç saat hiçbir şartta eline almayacaksın telefonu. Sonra istersen oyun oynarsın. Ancak bir koca ve baba rolün varken bunu yapmaya mecbursun. Ben deli gibi koştururken, oğlanın krizleri ile uğraşırken tekli koltukta gamsız oturamayacaksın. Sen söyle şimdi. Benden ne isteğin var. Hatalarım ne? Nerede yanlış yapıyorum?

+bir kere güleryüzlü değilsin. Genel olarak yüzün asık bana karşı. Çok fazla irdeliyor, hesap soruyorsun. Sürekli şüphe halindesin. Asla salmıyorsun.

-peki ben bu tavırlarımı her konuda mı sergiliyorum yoksa senin her daim ertelediğin sorumluluklarını hatırlatmak için mi? Mesela ruh hastası gibi yapmadığın şeylerle mi suçluyorum?

+hayır ama kabul et ağzından komut ve hesap sorma dışında bir şey çıkmıyor bana karşı. İlgili ve şefkatli değilsin.

-tamam haklısın. Benim de savunmam yok bu konuda. Peki sen amaçsız, plansız, gülmeyen, bir konuda heyecan duymayan, birlikte zaman geçirirken bile bir yere yetişmeye çalışır bir halde olduğunun farkında mısın?

+bak bu durum bende kemikleşmiş. Değişmiyor. Zevk almıyorum çünkü. Buyum yani.

-heh zurnanın zırt dediği yere geldik. Bak aramızdaki fark bu işte. Sence ben bir eve kapanıp zor bir çocukla ömür harcamaktan çok mu memnunum? Ya da sence çok mu mutluyum yaşadığım hayattan? Oğlumuzla oyun oynarken aşırı keyif aldığımı mı sanıyorsun? Markette kendini yerlere atarken zevkten deliriyor muyum sence? Ama ben deniyorum çabalıyorum. Benim bunaldım yapmıycam tekli koltukta oturup telefonla oynuycam deme şansım var mı? Yok. Kusura bakma senin de yok. Sen babasın. Ben anneyim. Paşa paşa törpüleyeceğiz kendimizi. Zevk alamıyorsan rol yap. Bunalıyorsan zorla kendini. Ama çabala. Ben buyum deyip çekilemezsin.

+doğru söylüyorsun. Deneyeceğim.

-bak bana karşı sevgin bittiyse söyleyebilirsin. İlk başta canımı acıtır ama en azından kesinleşir bir şeyler zihnimde. Böyle merhametsiz, ilgisiz, duyarsız halin daha da yıpratıyor beni.

+sevgim var. Olmasa kusura bakma ama diktatör gibi konuşan, kadın gibi davranmayan, ilgi sevgi göstermeyen bir kadına katlanmam. Ama tahammülüm bitti. Değiş istiyorum. Adım at istiyorum.

-deneyeceğim. Kendimi törpüleyeceğim. Bak net olayım. Ben oğlumuzun mutsuz bir ailede büyümesini istemiyorum. Birbirinden ayrı ama mutlu anne babaya sahip olmasını tercih ederim aramızdaki sorunlar çözülmeyecek ise. Sen de hak verirsin buna. Bak bugün sen ve ben böyle hasarlı ve sorunlu isek ailelerimiz yüzünden. Oğlumuza bunu yapmaya hakkımız yok. Bu saatten sonra ya gerçek bir çift oluruz ya da yıpranmadan Bitiririz. Ve lütfen lafta kalmasın bu konuşma.

+haklısın. Ben elimden geleni yapmaya gayret göstereceğim. Sen de yap.

Uzun oldu kusura bakmayın. Böyle bitti konuşma. Lütfen bu kez aynı döngüye girmeyelim istiyorum. Gerçekten istemiyorum başa sarmayı...
Bu sefer olacak bence. Hadi hayırlısı. Mutluluklar dilerim
 
Merhaba hatunlar
Aslında başlık tam olarak içinde bulunduğum durumu açıklıyor lakin ben yine de detay yazayım. Eser miktarda cinsel detay içerir konu. Sonra vay efendim ahlakımız bozuldu, libidomuz kan ağladı diye höykürmeyin bana.

Bir haftadır eşimle ortak çocuğumuzla alakalı mevzular dışında tek kelam konuşmuyoruz. Genel olarak da çok muhabbet etmiyoruz zira eşim beni yıllardır mobil cihazıyla aldatıyor. Aldatmaya konu olan canlı kanlı bir kadın olsa inanın daha işime gelirdi. Boşanmak için çok haklı bir gerekçem olur ve bir dakika bile düşünmezdim.

O kadar çok detay var ki okumayı zulüm görenler için nasıl özetlerim diye düşünüyorum bir yandan. Eser miktarda değineceğim cinsellik konusuna geçeyim. Beş yıllık evliyim ve son iki buçuk yıldır artarak devam eden bir cinsel problem yaşıyoruz. Önce karşılıklı isteksizlik, sonra tek taraflı isteksizlik, sonra eşimden kaynaklanan sorunlar neticesinde bir doktora gitmesi gerektiğine karar verdik. "psikolojik bu düzelir" diyerek sürekli erteledi. En son ben "ya doktora gidersin ya da boşanma dilekçesine kuş öldü beybi" yazarım deyince gitmeye karar verdi. Tam üç doktor değiştirdi. Hayatının tamamında erteleyen rahat bir insan olduğu için bu noktada "erkeklik gururu" zırvalığını düşünmenize engel olmak isterim. O her durumda, her işi erteler. Rahattır kendisi ve her daim onu iteklemem gerekir. En son ciddi bir para ödediği doktora tahlil sonuçlarını almak için haftalarca gitmediğinde çileden çıktım. Ancak içime doğru çileden çıktım. Bu kısma bir ara verip diğer konulardan devam edeyim.

Yine ittirmeli kaldıraç olma yolunda azimle ilerleyen eşim bize ekstra bir kazanç getirecek olan bir işi tam iki buçuk ay boyunca erteledi. Oradan gelecek parayı önemsiyorum çünkü oğlumun Psikolog masraflarına harcayacağım. Bu noktada ben çileden çıkıp bana yalan söylediğini, ortada bir iş ya da kazanç olmadığını, aksi halde bir insanın en azından baba olarak bu işi ertelemesini aklımın almadığını söyledim. Dırdır yapmakla itham edildim yine ve yeniden.

Gelelim dün geceye. Ben kendi halimde oğlumla ilgilendiğim bir haftanın sonunda dün laf attı konuşmak için. Asla sinirli bir çıkışım olmadı ki zaten uzun süredir sinirleri alınmış çürük et gibi dolaşıyorum evde. Benim olağanca sakin halime sinirlenip "ayrılmak istiyorsan ayrıl alla alla" gibi saçma bir çıkışta bulundu. "o da olur elbet de maddi olarak hazır değilim cicim. Malum bakmakla yükümlü olduğum senin pek ilgilenmediğin bir oğlumuz var" dedim. O konuşma da öyle kaldı.

Bugün sevgili eşim "sevişince geçer" düşüncesi ile bir adım attı. Klasik erkek beyinsizliği. Ben de yatağa uzanıp "al buyur" dedim. "haşlanmış pırasa gibi yatıp bir de cinsel sorunlarımız var diyorsun" dedi. Öyle baktım yüzüne uzun uzun. Sonra da "ortada haşlanmış pırasaya benzetilebilecek bir organ var esasında haklısın" dedim. Bi tadı kaçtı tabi. Fazla detay verdim farkındayım ama detay yazasım var. Anlaşılsın ki anlatmak için çabam olmasın. Sonra bir ciddileşip "merak etme kuzum düzelir aramız üzme kendini" dedi. Ve ekledi "sende bu memintolar varken ayrılmayız biz". Espri yaptı dangalak. Sevişince düzelmeyeceğini anlayınca, Johnny sins olamadık bari çakma cem yılmaz olayım da evlilik buradan kurtarılır diye düşündü demek. Neyse işte yataktan kalktık.

Bir müddet sonra kendi kendime yemin edip konuşmayacağım dediğim halde şu cümleleri söyledim ona.

-bak bu sevişince geçecek bir durum değil. Sen de biliyorsun öyle olmayacağını. Ben artık senin annen, öğretmenin, düşünmen gereken sorumlulukları hatırlatan alarmın olmayacağım. Ben ömrünün kalan yarısında yanıma eş istiyorum bir kambur değil. Benim bir oğlum var zaten bakmakla yükümlü olduğum. Çok da zor bir çocuk malum. Gerçi sen metresimin ekranına bakmaktan çocuğu da unuttun ya. Her neyse ben sadece onu yetiştirmekle yükümlüyüm. Ben bana destek bir eş olmayacaksa, zaten tek başıma üstlendiğim sorumluluklarla sen yokken de başa çıkabilirim. Bak ben hasarlıyım zaten. Çocukluktan, aileden. Ben artık daha fazla yük istemiyorum sırtımda. Ben başımı yaslayacak bir omuz isterken o omuz ağırdı diye masaj kremi ile ovmak istemiyorum. Anladın değil mi beni?

Anladım, haklısın dedi ama biliyorum unutacak yarın. İki gündür durmadan ağlıyorum. O kadar uzun zaman ağlamadım ki kriz gibi bitmek bilmiyor. O da şişen gözlerimden anlayıp merhamet ediyor belli ki. Merhamet duygusunun bittiğini sanıyordum ama kalmış biraz demek.

Çok uzattım kusura bakmayın ama daha da yazabilirim sayfalarca. Velhasılı kelam evli gibi değiliz. Bir paylaşım yok, sohbet yok, sıcaklık yok. Belki biraz sevgi var. Bugüne kadar emindim boşanma kararımdan. Ancak öyle bir tavrı var ki "hadi hadi barışalım ay küstün mü sen" şeklinde. Acaba ben şizofren falan mı oldum diye düşünüyorum. Yok yani, adam ciddiye alamıyor mevcut durumu. Ya da şaka yapmaya çalışıp beni normalleştitmeye çalışıyor bilmiyorum.

Ne evli gibiyiz ne de boşanıyoruz. Böyle saçma sapan bir ilişki. Birkaç gün de böyle bir şey yokmuş gibi davranır eski soğuk günlere geri döneriz. O kadar kafam karışık ki bu evlilikle ilgili, olduğu gibi yazdım. Anlaşılır oldu mu bilmiyorum. İlk kez evliliğimle ilgili hiç hoşnut olmasam da cinsel detaylara da girdim. Artık taştıysam demek ki.

Cevap veren parmaklarınız zeval görmesin efenim.


Ne yazmissin ya üşenmeden okudum inanki, şoyle bi dusundumde hangi evlilik 4'4lükki.
 
Sadece eşinin tarafından bakmadım. Seninle de empati kuruyorum. Ama bir yere kadar çünkü çabalamadığını görüyorum.
Kendi kendine düzelecek bir şey değil bu sen de biliyor ama ne halin varsa gör modundan çıkmak istemiyorsun.

Ben de doğumdan sonra cinsel isteksizlik yaşadım. Eşim trip attı.
Malesef karşı taraf bu konuda bir yere kadar anlayışlı. Ben de burada açıklamayacağım şekilde çare buldum tekrar canlanmak için.
Evet gerçekten ruhum çekilmiş gibi hissediyordum. Eşimi sevdiğim halde soğuma evresine geçiyordum. Yani senin bunalımını da anlıyorum.

Benim oğlum da çok hareketli. Akşam eve geliyoruz ve bizi bir curcuna alıyor. Sürekli bizi çekiştiren elinden gelse yemek bile yedirmeyecek bir çocuk. Herkes evine dinlenmek için gelir biz yorulmak ve pert halde yatmak için geliyoruz. Kendi kendine oynasın deyip kontrolsüz bırakamıyoruz. Zira mutlaka bir şeyler çeviriyor. Allah iyilik sağlık versin demekten başka bir şey yok..
Onlar da büyüyecek ve biz sakinleşeceğiz. Ben bu süreçte eşimin oyundan çekilmesine izin vermeden yükümü azaltıyorum. Elinde telefon da olsa, sevdiği diziyi de izlese talep ediyorum.

Bu konuda senin de eşini etkilediğini düşünüyorum. Kontrolcü insanlar her şeyi organize edip sonra şikayet ederler. Böyle bir kadınla büyüdüm çok iyi biliyorum.
Babam bizimle birebir ilgilenmedi. Bunun eksikliğini hala yaşıyorum.

Özellikle çocukla ilgili şeylerde öne çıkma hatasını çok yapıp sonra o iş sadece senin becerin haline geliyor. Çünkü diğer taraf yapamıyor/yapmıyor. Değil işte sen izin vermiyorsun..

Eşinin konuşma çabalarını tiye aldığın kadar dinlemeyi denesen belki çok farklı olacak her şey. Kendini senin kadar iyi ifade edemiyor olabilir anlamaya çalış..

Kontrol etme gibi değil de, eşim benim hep yaptığım bir eylemi yaparken söylenip gerilince "bırak yapma" diyorum. Çünkü zoruma gidiyor. Esasında düşününce neyin gururunu yapıyorum ki. Onun da oğlu. Niye tampon olduğumu bilmiyorum. Onu itmiş olabilirim iyice. ZATEN rahat bir adamı bu hareketlerimle tamamen rahatlamış olabilirim evet.

Ya da mesela doktor konusunda "dur tahmin edeyüm yine mi işin çıktı" diye itici bir üslup kullanmak yerine "bak bu konu beni yıpratıyor. Erteleme olur mu" desem belki bu kadar uzamayacaktı bilmiyorum.
 
Seni ve eşini, evliliğinizi çözdüm gibi, eşin dünya yansa kılını kıpırdatmayan göbeğini kaşıyıp yanıyor mu essahtan diyen türden biri, para bitse aman ne olacak para bulunur, eşle arasımı bozuldu aman ne olacak öperim geçer diyen gamsız umarsız bir adam :) gülüyorum ama cidden senin eşin benim elimde olsa boğarım, ben senden yanayım, eğri oturup doğru konuşayım eşinin elle tutulur bir yanını göremedim idrak, yani sen eşine soğuk davranıyorsan, adım atmıyorsan, çabalamaktan yorulmuşsan eşinin bunda katkısı büyük, güvenini kırmış, e adam zaten gerçekten sorun olan şeylere de geçince bir şeyi kalmaz diye bakan biri, üstüne yaptığı hataların sorumluluğunu almak yerine yaptım ama neden yaptım suçlusu sensin deyip hatayı paylaşmak yerine senin üzerine yıkınca sende şevk mevk kalmamış, bunlar aklına geliyor haliyle, öpeyim ama neden öpeyim, güveneyim ama neden güveneyim deyip kendini geri çekiyorsun.

Ya ablacım kim eşinin büyük bir sorumsuzluğunu görür de burnundan getirmez ki, bana bir tane kadın gösterin ki eşi kumar oynayıp elindekini avucundakini kaybetsin, eve yiyecek alamayacak hale gelsin de hatun da paşaaam oh sefan olsun desin, yok öyle bir evlilik, senin hatan rezil olmasın diye uğraşman, bu da ona olan sevginden, eşin olmasından kaynaklı, bırak rezil olursa olsun, sen arkasını topladıkça oğlunla aynı yaş grubunda takılan bir adam olmaya devam edecek, annesi gibi davranma, sen kendine düşen hataları kabul ederken onun herşeyin sorumlusu olarak seni görmesine de izin verme, büyümesi lazım, düşerek mi büyüyecek, dizleri yara mı olacak, herşeyin sorumlusu sizsiniz diye ağlayacak mı ne yapacaksa yapsın, benim fikrim büyümez yönünde onu da söyleyeyim çünkü karakteri oturmuş artık, belki arkasını toplamadığını, onu kendi haline bıraktığını görünce biraz törpülenir ama hep aynı karakterde kalacak.

Evet hep rahat bir adam olacak belki ama ben bunu hiç denemedim abla. Salmayı, rahatlamayı yani. Bugün anladım ki aslında kendime kötülük yapıyorum. Ben yıpranıyorum sadece. Bir şeyler olacaksa, sonu kötü bitecekse en azından ben kendimi parçalamadım diyebilirim. Neden bu kadar üstlendim her şeyi bilmiyorum ki.

Bu sefer farklı her şey ama. Aşırı yoruldum. Pelte kıvamındaym ve evliliğim boyunca ilk kez eşimi düzeltmek değil de yüklerimden kurtulmak isteğindeyim. Salmak istiyorum artık. Yoruldum... Batacaksa da batsın. Açlıktan ölecek halim yok. Ben söylenmek de istemiyorum, eli maşalı dırdırcı kadın da olmak istemiyorum artık.
 
Şiddet yok. Aldatma yok. Düzeltilemicek bişey yok. Bence siz evcilikten sıkılmış ve mızıkçılık yapmaya çalışıyorsunuz.
Kocanızın cinsiyeti erkek. Çoğu hatta bütün hem cinsi gibi , F kuvvetiyle iteleyerek A noktasından B noktasına götürebilirsiniz. Ancak sizde o kuvvet kalmamış belli.

Siz şuan " Beni yak kendini yak herşeyi yak bir kıvılcım yeter ben hazırım bak " diyosunuz.

Bende size " Sevmek bir ömür sürer. Sevişmek 1 dakika " :KK70:diyorum.

Esen kalın :KK66:
 
X