sizce sevgilim cahil mi :(

Konu sahibi sevgilisiyle evlenip benzer şeyleri söyleyip şikayetçi olacak sekilde konu açsa, bile bile niye evlendin diye kızılırdı kesin.
2 yılda değişebilir fikirleri, çevresinde gördükleri de etkili olabilir buna. Böyle acima duygusu, 2 yılı heba etmeyeyim düşünceleriyle yapılan evlilikler özellikle
kadınlar için hüsran oluyor.
 
Evlilik denkken bile çok zor bir şey. Denk değilken düşünemiyorum. İki tarafın da egolarından tamamen sıyrılmış olması gerek.

Bir de sosyal çevre meselesi var benim bu tarz konularda hep dile getirdiğim. Evlenince sosyal çevreniz eşinizin sosyal çevresi oluyor bir yerde. Bu adamı insan içine nasıl sokacaksın? Konu sahibinin çevresine uyum sağlayamaz. Dönüp dolaşıp konu sahibi onun çevresine girecek, o uyum sağlayacak mecburen. Adamın seviyesinde insanlarla bir araya gelecek sürekli. Bu da konu sahibini sosyal ve kültürel olarak dibe çekecek. En basitinden çocuğunun arkadaşları bile öğretmen, memur çocuğu olacağına tamirci, garson, fabrika işçisi çocuğu olacak.

Bu yazdıklarım muhtemelen bir çok insana çok üstten gelecek ama gerçek bu. Ülkemizde sınıf ayrımı gayriresmi olarak var.
 
Örtmenleri zengin kocalara layık görmüyorlar forumda
 
Alt tarafı öğretmensin diyen de olmuş zaten. zengin kocanda neymiş.
Bir önceki sayfada beğenmediğim mesajlara bak ne demek istediğimi anlarsın. Yükselen politik trend sonucunda insanlar sokaktan geçerken çağrılıp sınıflara sokuluyoruz sanıyorlar. Herkes maaştan, tayinden dem vurmuş ama öğretmenlerin en azından beğenmedikleri ünilerden mezun olmayı başardığını unutmuş.
 
Yada kendi arkadaşlarıyla çift olarak çıktığında eğitimli kocaları olanlarla bir araya gelince rahatsız olacak.
Bir filmden, müzikten yada kitaptan, güncel olaydan bahsederken bilmediği şeyi makaraya alacak, aynı 26 harf mi ekieki dediği gibi. Kendisi rahatsız olacak cahil kocasından.
Yada eşinin arkadaşlarıyla çift görüşecek dediğin gibi tamamen kendisinden ayrı dünyanın insanlarıyla bir arada olmak zorunda kalacak
 
Ya çarpım tablosunu bilmemesini iki sene nasıl farketmediniz ben ona takıldım. Benim için de bunlar önemli kriterler. Matematik bilmeyen adamdan soğurum. Karşımdaki adam market sepetindeki ürünlerin tahmini kaç tl geleceğini hesaplayabilmeli. Restoranda masaya bakıp hesabı tahmin edebilmeli. Pazarda kaç para harcadığımızı çat diye söyleyebilmeli. Geçen haftaki ürünlerin fiyatını aklında tutabilmeli mesela. Ama siz iki sene farketmediyseniz zaten sorun değildir adamın matematik bilmemesi sizin için.
 
Bır insan sevdıgı adam ıcın cahıl mı der mı ya .
Hersey univesıte okumak degıl .
Benim dayım da tamırcı ogretmen dayım dan cok daha ıyi durumu ona bakarsan.
Ogretmen olan dayımın eşi hemşire ıkısı bırden çalışmasına rağmen yani dıger dayım kadar mal varlığı yok .
Bır erkek çalışkansa valla ilkokul mezunu bile olsa bır sekılde kazanıyor.
 
Cahil insanla bırak ömrü , dakikalar geçmez.
Ama çarpım tablosunu aniden sorman bir kriter değil ,kafası doludur vs .
Ama köprüler yaptı diye cümleye giriyorsa mesela benim için zırcahildir
Direkt topuk …
 

Konuyu okuyunca açıkçası bana hiç sizin yazdığınız gibi derinlemesine düşünüp gelecek kaygısı çekiyor gibi gelmedi konu sahibi.
Atanırsam mesleği ve maaşı bana denk olmayacak kaygısı hissettim. Şu saatten sonra kararı sevgilisinden yana verse ne olacak ki? Evlense de sevgili de olsa her tartışmada aklında ayrılsaydım neler bulurdum buna kaldım olacak. Yani konu sahibinin içine o kıyaslama hissi düşmüş.

Bu arada ilişkiyi illa devam ettirsin düşüncesinde de değilim. Ama atanmaya yaklaştıkça sevgilisi yerip birden her şeyinin batması; atanamazsa "seviyorum ben onu"ya dönüşecek bunu hissettim bu konuda. Yani dediğim gibi konu sahibi atanırsa ayrılacak atanmazsa devam edecek gibi hissediyorum. Cahile katlanamayan her şekilde hayatından çıkarır. Konu sahibi kendi cebine göre hayatından çıkarmayı düşünüyor.
 
Tamam işte atanırsam mesleği ve geliri bana denk olmayacak kaygısı zaten gelecek kaygısıdır. Bana normal geliyor. İnsan bi ilişki yaşarken bunları düşünmeli bence. Bodoslama yaşayanların hayatlarını, evliliklerini de burda görüyoruz. Atanamazsa ne yapar bilmem. Asıl aranamazsa bu adamla evlenmemesi gerekir bence. O seviyede tek maaşla ev geçindirilmez. O seviyede iki maaşla da geçindirilmez.
 
Seçtiğin eşe göre hayat kaliten değişiyor. Oturduğun ev, yaşadığın semt, çevrendeki insanlar vs. Her şey seçtiğin insana göre şekilleniyor.

Çok basit bak daha dün muhabbeti geçti. Eve temizlik için düzenli gelecek bir yardımcı arıyorum, okuldaki arkadaşlara velilere falan da söylüyorum güvenilir biri varsa önersinler diye. Benim eşim diyor “biz” yapamıyoruz, yetişemiyoruz birini bulmamız lazım falan. Çevremizde çünkü evine yardımcı almayan kimse yok, adamın normali bu. Okulda bir arkadaşımın eşi kepçe operatörü. Kadının bir oğlu var, 6 aylık hamile. Yapamıyorum birini bulalım dediğinde adam “iki gün evdesin ya, yatıp yayılacağına evin işini yap” diyormuş. Adamın dünyası o, evin işini kadın yapar. Çevresinde eve yardımcı alan yok muhtemelen. Karısı istediği zaman çok anormal görünüyor gözüne.
 
Ayı beye de boy boy çocuklar doğuruyor yalnız vay maaşallah hiç canının kıymeti yok galiba.
 
Şu forumun beni benden almadığı gün yok. Bu konuda bunlardan biri olmuş. Bazı arkadaşlar gene başlamış cehaleti güzellemek falan diye . Cahil diye okul yüzü görmemiş insana denir ki nezaket gereği ona bile bu kaba ifade kullanılmaz. Lise mezunu adama kimse cahil diyemez. Liseden mezun adamın bilgisini yeterli değilse burada kızman gereken adam değil eğitim sistemidir. Herkes üniversite okumak zorunda değil. Tüm gelişmiş ülkelerde durum bu. İnsanlar temel bir eğitim alır. Üniversite sayısı ve kontenjan bellidir. Gençlerin sadece küçük bir kısmı yüksek öğretim hakkı kazanır gerisi mesleki eğitime yönlendirilir. Orada temel eğitimden sonra mavi yaka olan bir çalışana cahil de bakalım ne oluyor.
Bizim memlekette iki bina bir tabela olan her yere üniversite açmaları birinin de o okullardan mezun olması o okul mezunu diğerlerinden daha elit ve kültürlü yapmaz. Aslına bakarsanız sosyal imkanı olmayan, adam gibi şehir ya da devlet tiyatrosu, balesi, kültürel etkinlikleri olmayan, sosyal imkanları kafeden ileri gitmeyen yerde de üniversite olmaz. Üniversite dediğin şey insanın ufkunu açacak, mesleki her ana dersin ana bilim dalında bir iki gerçekten öğrenciye katacak toplamda bir bölümde en az farklı dünya görüşünden 6-7 profesör olacak, bu hocalar o şehrin içinde öğrencilerle beraber yaşayacak,üniversitede gençler farklı dünya görüşleri ile tanışacak o zaman belki diyebilirsin, benim kültür seviyem arttı falan diye. Anadolu'nun bilmem neresinde üniversite okuyup, tüm üniversite hayatını okul kantininde, küçük ildeki kafelerde kız erkek muhabbeti ile geçiren insanların ama benim kültür seviyem diye diye milletten kendini üstte gelmesine o kadar kızıyorum ki. Bir kere bir gram üniversite kültürü almış olsa lise mezunu emek sahibi adamı küçük görmemesi gerektiğini bilir. Bir kadın bir adamla iki sene sevgili olabiliyor ve sıkılmadan zaman geçirebiliyor ise onların kültür seviyesi arasında da aman aman bir fark yoktur zaten.
Burada asıl sıkıntı her yer üniversite ile ve toplumda buralardan mezun insanlarla doldu ama toplumsal cehalet inanılmaz seviyede, şunu öğrenin arkadaşlar, üniversite eğitimi öncelikle mesleki eğitimdir, bir adam bir mesleği sizin gibi okulda değil, sahada öğrendi diye sizden daha değersiz ya da alt sınıf insan olmuyor, kendini geliştirmenin tek başına okulla da ilgisi yok, lise eğitimi aslında kültürel ve entelektüel alt yapı için gayet yeterlidir. Üniversite okumak insanlara entelektüel seviye kazandırıyor olsa üniversite sayısının bu kadar çok olduğu ülkede kitap satışları bu kadar dipte olmaz. Hadi kitap pahalı alamıyorlar diyelim; kütüphanelere kayıt olup düzenli kitap alan kişi sayısı da yerlerde Satılan kitaplara da bakın entelektüel birikime gerçekten katkı sağlayabilecek çok az kitap var. Temel klasik kitapları bile okumuyor insanlar. Her yer üniversite mezunu ama adam gibi dil bilen insan yok. Avrupa bunun en güzel örneği. Orada görürsün adam tesisatçı eşi öğretmen falan kimse de demez ay nasıl anlaşıyor musunuz diye? Bizim millet çok meraklı karşısındaki insanı küçük görmeye. Forum öğretmen eşinin elinden maaş kartlarını alıp, ona harçlık veren, eşinin giyimine, görüştüğü insana bile karışan buradaki arkadaşlara göre güya kültürlü üniversite mezunu koca konularından geçilmiyor ama. Hele bir arkadaş yazmış o adamla evlenir isen çocuğun işçi çocukları ile arkadaş olur falan diye. Bunu eğitimli birinin yazdığını düşünmek bile ürküttü beni Ben işçi çocuğu bir avukatım Ne oluyor işçi çocuğu ile arkadaş olunca çok merak ettim. Ben kızımı özellikle ilk okul eğitiminde devlet okuluna verip, İngilizce eğitimini dışardan destekledim. O kadar iyi oldu ki ne kadar şanslı olduğunu fark etti, paylaşmayı öğrendi, farklı hayatlar gördü. Geçen sene bir arkadaşına ona özel olarak aldığımız kendi okuduğu İngilizce setini ve çocuk romanlarını hediye etmiş. Bana bile söylemedi kızın annesi teşekkür için aradığında öğrendim. O kadar mutlu oldum ki. Benimde kitap okuma alışkanlığım kızı arkadaşım olan öğretmenimin kızının okuduğu okumam için bana verdiği kitaplarla ile başlamıştı çünkü.
 
Siz Atanacağınızdan ne kadar eminsiniz maşallah..

Sizin gibi düşünen bir arkadaşım yaklaşık 20 sene atanamadı..

O zaman ki lise mezunu sevgilisi şimdiki kocası kalbinin ekmeğini yiyor. O da yaklaşık 20 senelik Polis memuru..

Kimin, kimin ekmeğini yiyeceği belli olmaz..

O zaman, o da 2 yıldır sevgiliydi. Bize derdi ki, sevgilim memur olmazsa babam kabul etmez. bende ayrılırım. Çünkü ben Öğretmen olacağım. Paramı ona mı yedireceğim. Ailem kabul etmez.
 
Belki siz atanamayacaksiniz şuan atanamamış binlerce öğretmen var ayrıca bence üniversitede artık çoğu bölüm boş onun yerine bir zanaat uğraşması çok daha güzel zamanla kendini gelistirirse işinin patronu olur.
Araba da en küçük bi sıkıntı nerden baksan binlira günde kimbilir kaç tane araç geliyordur.
Siz aniden sorunca cevaplayamamis olabilir sizde üstüne basa basa neden sordunuz kültür seviyesini ölçmek için coktan farkına varmış olmanız lazımdı sevgiliniz sonucta
Bana nedense yanınıza yakıştıramıyormussunuz gibi geldi
 
Cocuga uzuldum.
Okumak güzel sey ama bazen hayat sartları baska yerlere sürüklüyor insanı.
2 yıllkk sevgilin sana carpım tablosu soruyor nekadar ayıp.
İnsan seviyorsa tatili yok diye ayrılmayı aklına bile getirmez .
 
O kişilerin içinde bende varım bakıyorum da ama siz yanlış anlamışsınız ne yazık ki beni,benim eşim de öğretmen ben de öğretmenlik yaptım o yüzden ne kadar zor ve kıymetli bilirim. Orada demek istediğim kendisini o kadar yüksekten görmüş ki erkek arkadaşı için böyle şeyler söylüyor anlamındaydı
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…