yaptığınız ettiğiniz herşeyden haberi olur, yalan söylemek gibi kötü bir alışkanlıktan mecburi olarak uzaklaşırsınız, bilgisayarınız onun ellerindedir, msn konuşmalarını saklayamaz olursunuz, kartları o kadar açık oynarsınız ki bu şeffaflıktan mideniz bulanır, yalnız takılmak istersiniz artık olmaz, evli olmadığınız için ödemeleri nasıl bölüşeceğinizi de bilemezsiniz.
oturup ilişkinizi düşünecek, tartacak kadar bile yalnız kalamazsınız, olası bir kavga durumunda erkek meçhule çekip gider, kadın oturduğu yerde oturur, ayrılık gündeme gelirse, artık hepsi ortak olan arkadaşlar paylaşılamaz, o derece inciğine cıncığına girilmiştir ki, kim kimin arkadaşıydı, hangi arkadaş kimin tarafındaydı ayırdedilemez.
pervasızca ayrılınmaz, ortada bir ev, faturalar ve eşyalarınız vardır, "bitti artık ayrılıyorum senden" demekle olmaz o iş, son faturalar ödenir, iki adet nakliye kamyonu kapıya dayanır, hangi cd kimindi, ortak alınan eşyalar kimde kalacak derken sinirler yatışır, bir bakarsınız, mukavva kutulara resim çerçevelerini yerleştirirken, kollarında ağlıyorsunuz. halbuki gitmeniz lazım, gidilemez, tekrar başlarsınız yarım yamalak... daha acılı, biberli, bol kağıt mendilli bir sonraki kavgaya kadar.
az mesafe iyidir sanki. işin büyüsü, şahsi karar verebilme özgürlüğü filan...