annelik üzerine kafa karışıklığım..

Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
çok çok isteyerek hamile kaldım, ama ilk günlerin heyecanı geçince her gece tuvalette "ben ne yaptım, nasıl hayatımın içine s.çtım diye" ağladım.. benim de aktif bi hayatım vardı, ama aynı zamanda herşeye de doymuştum..

lohusalığım bence tam iki sene sürdü, buhranlarımı mutsuzluğumu kaygılarımı korkularımı anlatamam.. kendimle o kadar savaştım ki, hem kendi ruhsal durumum hem de çocuğuma karşı aşırı korumacı aşırı titizdim, herşeyin eğitimini aldım manyak gibi..

eski hayatımı çok özledim/özlüyorum... şimdi kızım 3,5 yaşında.. kolaylaştı hem onu büyütmek, hem benim kendimle ilgili durumlarım, hem kızımla gezmek tozmak tatil yapmak..

evet insanın hayatı çocuğu oluyor, kalbin ellerinde onun için atıyor, sorumluluk asla bitmiyor ve bitmeyecek, ben ölene kadar artık onun annesiyim ama aynı zamanda birinin sevgilisiyim ve kendimim, bunu unutmamaya çalışıyorum.

ailelerden uzakta çocuk büyütmek çok zor bu arada, ben de yalnızım yaşadığım yerde, 2 yıl annem gelip bizde kaldı baktı kızıma, şartlarımız buna müsaade etti.. 2 yılın sonunda da kızım kreşe başladı.. ama diyorum ki keşke kendi ailemin arkadaşlarımın yanında olarak büyütebilseydim.. sizde bunun zorluğunu çok yaşarsınız maalesef...
 
Annelik asla hazır olunacak bir şey değil bence. 7.5 aylık bebeğim var inanın canımdan çok seviyorum ama hayatımda ilk kez depresyondayım. Sadece bebeğimle ilgili değil bu durum tabii ki ama ciddi manada tetikleyen bir faktör oldu, çünkü ciddi bir sorumluluk. Şu an terapi alıyorum mesela.
Çok çok güzel çok sevimli çok tatlı dünyanın gerçekten en güzel şeyi, ama kesinlikle eski hayatınızı çöpe atıyorsunuz bi daha asla eski siz olamıyorsunuz bunu çok iyi düşünmek gerekiyor bence. Tüm tatilleriniz gezmeleriniz hayatınız bebeğe göre planlanacak. Bunu kabullendikten sonrası güzel. Şu an bunları bebeğim ara ara kriz ağlamalarındayken 20-25 dkda yazdım mesela.

Düzenleme: şimdi uyudu ve bu sefer de az önceki sinir bozukluğum yerini ‘ay şunun tipine bak, yerim’ moduna bıraktı. İşte böyle bi şey 😁
 
Son düzenleme:
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.


Öncelikle çoğu kişinin düşünmeden fırt fırt doğurduğu bu zamanda böyle ince eleyip sık dokuduğunuz için sizi tebrik etmek istiyorum.

Her ne kadar bizim kültürlerde çocuk doğurmamak tuhaf karşılansada istemek kadar istememekte doğal bi karar ve en doğal hakkınız.

Eğer sağlık sorunlarınız yoksa daha zamanınız var.

Ben 31 yaşında ilk bebeğime hamileyim.

Embriyoları donduradabilirsiniz.

Bu konuda eşinizle birlikte uzmandan destek almanız bence sizin için en güzeli olur. Onlar daha nokta atışı sorular sorar ve daha iyi aydınlatabilir belki sizi.

Umarım herşey gönlünüzce ve güzel olur💜
 
Annelik bambaşka bir olay evet çok güzel ama sorumluluk gerektiren bir durum ama herseye rağmen çok güzel. Bende 3. Çocuğu düşünüyorum eşim istiyor ama ben kararsızım .Sizde de bu düşünceler başladıysa devamı gelir diye düşünüyorum..
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
Eşimle 10 senedir beraberiz. Her haltı beraber yedik, içtik, gezdik, sabahlara kadar eğlendik. Yeri geldi ben tek başıma da mükemmel bir bekar hayatı yaşadım. Dolu doluydu. Gecenin üç ya da beşi fark etmezdi hop diye hazırdım çıkıp gezmeye. Ya da herkesten uzaklaşıp kafa dinlemeye. Her şeye doydum anne olayım istedim. Çok şükür rabbim nasip etti ama, işte bu ama çok boğucu oluyor. Keşke bi 10 sene daha bekleseymişim. Anne olduktan sonra her şey daha farklı. Bir kere sürekli duygu durumunuz bozuk yani benim öyle. Sürekli endişe hali. Artık eski hayatına asla dönemeyecek olmayı bilmek ve bunun verdiği üzüntü beni çok etkiliyor. En basitinden bi balkona çıkayım da kahve sigara yapayım şöyle 1-2 saat gibi bi lüksüm de yok. İşimi bırakmak zorunda kaldım. Bebeğim benden başka kimsede asla durmuyordu. 1 yaşına girmek üzere ama hala emdiği için bırakma lüksüm de yok. Biberon emzik kullanmadığından sadece beni emmek istediğinden de zor bir süreç. İyi ki doğurmuşum Allah sağlık versin diyorum hep ama. Eski beni çok özlüyorum. Ve sürekli bir vicdan azabı yaşıyorum. Hem bebeğimi çok seviyorum hem de eski beni özlüyorum. Garip bir durum.
 
Bence siz artık istemeye baslamissiniz esiniz tamam dese yetecek gbi sanki...iki yıldır evliymissiniZ yaşlar da gelmiş. Bence zamanı. Ben ilk bebeğimi 29 yaşında aldım kucağıma ikinciyi 37...35 ten sonra ufak da olsa sağlık sorunları oluyor anne babada haliyle..gençliğin verdiği dirilik, sabır kalmiyor sanırım.. biyolojik yaş bu yüzden kadınlar da önemli...
Sorularınıza gelince öncelikle eski hayatınıza hoşçakal diyeceksiniz üzgünüm🙂 ben hiçbir zaman gezmeyi tozmayi seven bir insan olmadim ona rağmen çok zorlandım. Sizin en büyük sikintiniz o sehirde çocuğu bırakıp bir kahve içmeye çıkacak yakınınız olmaması olacak mesela...insan çok arıyor...bunaliyor..ilk yıl özellikle ilk 6 ay gerçekten zor...ama hem çok zor hem çok güzel...iki yıl geçtikten sonra bir tık nefes alırsınız ama bu sefer de iki yaş üç yaş sendromlari başlar..bitmez çocuklu evde sendromlar 🙂 neler neler var anlatılacak da..
.kisadan hisse zordur dünyanın en zor ama en güzel şeyidir annelik.
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
2 tane oğlum var benim ilki isteyerek ikincisi süpriz şekilde oldu. İlk çocuğum çok sakin ikincisi oldukça yaramazdı. Emin değilseniz biraz daha alışkın olduğunuz hayata doyun derim çünkü çocuk olduktan sonra geri dönüşü yok vazgeçme şansınız yok. İlk çocukta çok zorlanmadım çünkü deli gibi istiyor ve uğraşıyordum 2.5 yıl sonra oldu ve çok istediğim için kolay geldi kolay derken psikolojik olarak evet ama bedensel olarak oldukça zor şu an hamile olmadığınız için rahatça söylüyorum eğer hamile olsaydınız gönlünüzü rahatlatmaya çalışırdım ama dediğim gibi uykusuz kalacaksınız evden istediğiniz gibi çıkamayacaksınız gibi sorunlar olacak ama bence 4 5 yaşına geldiğinde tek çocuk olursa hayatınıza çok rahat devam edebilirsiniz. Eşinizin de çok istediği bi zamanda olmalı bence çünkü sorumluluğu isteyerek paylaşması daha kolay ve zorlandığınızda sen istedin diye düşünebilir. Yaşınız da normal aceleniz yok bence. İnstagramda youtubeda göründüğü gibi fenomen annelerden gördüğümüz gibi güllük gülistanlık değil hiçbir şey ama ben bunu 2 çocukla söylüyorum 😂 tek çocuk biraz büyüdükten sonra anaokulu yaşına geldikten sonra rahat diyebilirim ☺️ Emin olun öyle adım atın Allah yokluğunu aratmasın
 
Daha gençsiniz bunları sorgulamak için bence akışa bırakın. Bu böyle alınacak bir karar değil. Siz bireyselliğinizin tadını çıkarın bir 3-5 yıl daha. Bu sırada doktor kontrollerinizi aksatmayın.
Sonra düşünürsünüz. 29 yaş ve 35 yaşta çok farklı düşünebilirsiniz.
Evet çocuktan sonra hayat değişiyor.
Çocuğumla da geziyorum kendime zaman ayırıyorum diyenlere inanmayın. Özellikle çalışanlar için hayat çok zorlaşıyor. Kendime ayırdığım bireysel zaman çok kısıtlı bir şekilde uykumdan fedakarlık ediyorum. Çok istemiyorken yapılacak bir şey değil.
 
35 ve 38 yaşlarında anne oldum.
Çocuklarımı çok seviyorum fakat bu bilinçte olsaydım asla çocuk yapmazdım. Yaşamadan herşey toz pembe.

Herşeyi çocuğunuza göre planlamak zorunda olacaksınız. Çocuktan önceki hayatınızı unutun bı kere. Ve bolca sabırlı olmak zorundasınız.

Benim size tavsiyem anlattıklarından yola çıkarak diyebilirim ki çocuk konusunu erteleyin.
40 yaşına kadar mevcut hayatınızı yaşamaya devam edin. Sonra düşünün çocuk yapmayı.

Ve zaten siz hazır değilsiniz anne olmaya.
Mutluluklar :KK66:
 
35 ve 38 yaşlarında anne oldum.
Çocuklarımı çok seviyorum fakat bu bilinçte olsaydım asla çocuk yapmazdım. Yaşamadan herşey toz pembe.

Herşeyi çocuğunuza göre planlamak zorunda olacaksınız. Çocuktan önceki hayatınızı unutun bı kere. Ve bolca sabırlı olmak zorundasınız.

Benim size tavsiyem anlattıklarından yola çıkarak diyebilirim ki çocuk konusunu erteleyin.
40 yaşına kadar mevcut hayatınızı yaşamaya devam edin. Sonra düşünün çocuk yapmayı.

Ve zaten siz hazır değilsiniz anne olmaya.
Mutluluklar :KK66:
40 dan sonra çocuk olma ihtimali çok çok az malesef
 
Ben de bu tarz sorular arasında boğuşurken bir yandan da geç kalmayım diye düşünüp hamile kalanlardanım .
Özgürlüğüme düşkün, sakin, bebek gibi sevilen biriydim.
yaşadığım uyku sorunları, özgürlüğümün elimden gitmesi, eşimin bana göre daha özgür davranması, istediği gibi uyuması benim eşime karşı öfke ile dolmama sebep oldu, sürekli söylendim kavga ettim. Eşim de zaman zaman eski saygısını yitirip o şekilde konuşmaya başladı ve beni 3 yıldır bebek gibi seven en ufak kırmaya korkan eşim bana karşı kırıcı olmaya başladı.
Bebeğim şuan 1 yaşını geçti yeni yeni toparlıyoruz hayatın keyfini çıkarmaya çalışıyorum, umarım daha iyi olacak
 
43 yaşında anne oldum isteyerek sevdiğim adamdan cocuk sahibi oldum. Öncesinde gayet dolu dolu bir yaşamım vardı . Gezmeye eğlenmeye gece klüplerine de doymuştum. Ancak bebek sahibi olduktan sonra asla eski siz olmayacaksınız , o kadini gömüp yasini tutmaniz da gerekiyor . Buna hazır mısınız ?

Konuyla alakalı bulduğum için şunu da buraya iliştireyim


Buna bakınca videoya .
Yakında bu günleri bende yaşayacam. Ya
Çünkü doğumuma 5 hafta kaldı .
1 günün özeti gibi geldi.
😀😃👍🏻💙🤭
 
“Asla istemiyorum” diye bayrak sallıyordum gençliğimde.


Sonra hayat beni hiç tahmin edemeyeceğim bir yere koydu. Çocuk istedim,zor da olsa Rabbim nasip etti çok şükür.


Benim için hâla annelik kutsal değil.

Ama evlat.

Bir arkadaş söylemişti,hiç unutmam ulasimiz ulasimiz dı galiba. “Hep yürek sızısı…”

Bitmeyen hesaplaşmalar,hep yetememe duygusu,kendini özledikçe gene yavrusuna sarılıyor insan.

Ben zorlanıyorum, çok zorlanıyorum,yalan değil.

Hele son 6 aydır, çok yoruluyorum…

Allahım güç kuvvet versin inşallah hepimize… :KK42:
 
Annelik dünyanın en güzel şeyi hemde en zor şeyi
Hayatınızın içine sıçılıyor ama bundan şikayetçi olmuyorsunız
o minicik eller hayatınıza bir kere girdi mi artık birdaha hiç bişey eskisi gibi olmuyor tüm dünyan o minik bedenin mutluluğuna sağlığına adıyorsun ve bunu çok isteyerek yapıyorsun
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.

Evet.
Sizi çok iyi anlıyorum
Ben de bu siteye 2022 yılında üye olmuştum.
o zamanlar da evliliğimin 2 . Yılıydı...
Eşim istiyordu.
ben hazır değildim.. Daha erken gibi geliyordu. Evde bi sistem düzen belli olsun istemiştim. Birazda baş başa kalmak.
Daha sonra 2023 yılı bitince
2024 yılının geçen dönem kış döneminde düşünmeye başladım.
bende istedim..
şuanda zaten 33 haftalık hamileyim.
Heyecanla bekliyorum..
Yani sizde kendinizi hazır hissettiğiniz bi dönemde tercih edebilirsiniz.
Hakkınızda iyi ve hayırlı olur inşallah 🙏🏻🙂
 
“Asla istemiyorum” diye bayrak sallıyordum gençliğimde.


Sonra hayat beni hiç tahmin edemeyeceğim bir yere koydu. Çocuk istedim,zor da olsa Rabbim nasip etti çok şükür.


Benim için hâla annelik kutsal değil.

Ama evlat.

Bir arkadaş söylemişti,hiç unutmam ulasimiz ulasimiz dı galiba. “Hep yürek sızısı…”

Bitmeyen hesaplaşmalar,hep yetememe duygusu,kendini özledikçe gene yavrusuna sarılıyor insan.

Ben zorlanıyorum, çok zorlanıyorum,yalan değil.

Hele son 6 aydır, çok yoruluyorum…

Allahım güç kuvvet versin inşallah hepimize… :KK42:
Hep yürek sızısı…

O kadar doğru ki. Çalışıyorum, pişmanım keşke çalışmaya başlamasaydım. Ama işi bıraksaydım da pişman olacaktım, çünkü bebeğim her türlü sağlık imkanından faydalanabiliyor ve onun için çalışıyorum. Bitmeyen bir vicdan yükü bu annelik.
 
Herkese merhaba, siteyi uzun yıllardır takip ediyorum. Aklımı çok kurcalayan bir konu var. Perdesiz anlatabileceğim, görüşlerinizi almak istediğim bu konu benim için çok önemli.

Ben 29 yaşındayım. Eşimle çok severek, uyum içerisinde, uzun süredir birlikte yaşarken ailelerin de gönlü olsun düşüncesi ile evlendik. Çok şükür ki mutlu bir evliliğim var. Zaman zaman herkesin hayatında olan ufak pürüzler dışında birbirimize arkadaş, sevgili, aile, yoldaş olarak ilerliyoruz. Evliliğimizin ikinci yılı, ikimiz de çalışıyoruz, ailelerimizden uzakta bir şehirde yaşıyoruz. Şehrimizde bir tane bile akrabamız yok.

Ben evliliğimizin altıncı ayında tamamen korunma hatası sonucu (doğum kontrol haplarını geçirdiğim mide bağırsak rahatsızlığı sebebi ile aksattım) hamile kaldım. Öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı. Çok korktum. Günlerce ağladım. Hiç daha önce annelik üzerine düşünmemiştim. Bebeği istemedim yalan yok, kürtaj düşüncesiyle düzenli gittiğim doktoruma başvurdum. Kesenin içi boş olduğunu söyledi doktorum. Kürtaj oldum. Zor bir dönem geçirdim. İstemediğim için gelişmediğini düşündüm, sürekli düşünce olarak gel gitler yaşadım, bir noktada istemediğim anda böyle bir şey yaşamam beni vicdani olarak rahatlattı.. Sonra bu rahatlama suçluluk duygusuna sebep oldu vs.

Asıl olay bu yaşadığım olumsuz deneyim değil. şu ki; Bu günden sonra anneliğe tuhaf bir şekilde sıcak bakmaya başladım, önceden çocuk deyince tüylerim ürperirdi, hiç istemezdim, eşim de benim gibi düşünüyor diye içten içe mutlu olurdum.

Son aylarda sık sık anne olmak istiyor muyum? ne zaman doğru zaman? ya bir daha gebe kalamazsam? beklerken geç mi kalıyorum? anne olup da pişman olursam? gibi düşünceleri aklımdan atamıyorum. Eşime söylediğimde biraz daha zamana ihtiyacımız olduğunu söylüyor.

İkimizde kendi iş alanlarımızda başarılı kişileriz, ortalama gelirlerimiz var, sık sık tatillere çıkarız, maddi anlamda ileride yatırım için ufak birikimler yaparız, çevremiz tarafından lüks olarak nitelendirilen harcamalarımız çoktur. (elektronik, hobi aletleri, dışarıda yeme içme, eğlenceye bütçemize göre çok para harcarız, yılda aile ziyaretleri dışında en az 3-4 kez tatile çıkarız). kenara para atmak yerine anı yaşamanın, deneyim edinmenin peşinde olan zihinlerimiz var.

Ben bu düzenden mutluyum. Büyük bir sorumluluğum yok, kendimi hala eşimle sevgili gibi hissediyorum. Evde yemek yapmak, temizlik sorumluluğu, uyku düzenim, sosyalliğimi hala özgürce yalnız yaşadığım düzende gidiyor. Ya da bir ay aşırı para harcayarak bütçemi aşıp, aman önüm yok arkam yok, önümüzdeki ay evde vakit geçiririm diyebiliyorum. Bunları, özgürlüğümü seviyorum. Eşimin annesinin ya da annemin çocuk bakımına destek olmasını beklemiyorum ancak iyi günü var kötü günü var, burada kimsemiz yok, ihtiyacımız olduğu zaman bir kapının olmayacak olması da beni düşündürüyor. Bunu nasıl tolere ederiz bilemiyorum. Bir de ev problemi var. Küçük, 60m2 bir ev tercih ettik. Ben eşya konusunda minimalist biriyim. Çocuk olursa mutlaka ev değiştirmemiz gerekiyor.

Bir yandan bana ve eşime ait bir bebeğin dünyaya gelme ihtimali, ailemizin büyüyecek olması, bizim karışımımız bir canlının hayatımıza dahil olacağını düşünmek beni umutlandırıyor artık. Bir yandansa deli gibi korkuyorum. Tahammülü düşük, çabuk sıkılan biriyim, çocukları severim ama çabuk sıkılırım açıkçası. Pişman olmaktan çok korkuyorum.. İnsanlar nasıl hazır hissediyor bende ne eksik bulamıyorum.

Sizden ricam, anne olduğunuzda geçmiş yaşamınıza dair neler hissettiğiniz ya da anneliği seçme veya seçmeme motivasyonlarınız hakkında biraz yazabilir misiniz..

Düşüncelerimi buraya dökmek bile daha iyi hissettirdi. Okuyan, yorum yapan herkese çok teşekkür ederim.
3 sene boyunca aynen sizin dediğiniz gibi yaşadık eşimle. Sonrasında isteyerek çocuk sahibi olduk ve şuan yine geziyoruz aynı şekilde harcamalarımıza devam ediyoruz ama bebeksiz halimizle alakamız yok😅 Bazen arada eski yaşantımızı özlüyorum yalan yok ama yine yeniden her zaman anneliği seçerdim Rabbim nasip etti şükürler olsun. Yorgun ama mutluyum😅 Bizim gibi hem gezelim hem çocuk bakalım hem çalışalım derseniz bi yardımcı şart biz eve yardımcı alıyoruz haftada bir . İşteykende canım sevgili kayınvalidem bakıyor kızımıza. Bizim şansımız kızımız da bizim gibi gezmeyi seviyor şuan 9 aylık 2 kere yurt dışına gitti kaç kerede tatile gittik. Ben biraz panik bir yapıdaydım benim annem beni topladı. Eve kapatma çocuğu dışarıya alıştır diye diye 20 günlükken açık hava da dolaştırmaya başladık. Öyle öyle alıştı gezmeye insanlara . Korkmayın bir şekilde büyüyorlar eşinizle aranız iyiyse ve eşinizde kendisini hazır istiyorsa ertelemeyin ama bi taraf istemezse zor
hem bebek bakmak hem evle ilgilenmek tek başına çok zor.
 
Bana biraz kendimi hatırlattınız :) Çocuk fikri aklımın ucunda dahi yokken bir ay sebepsiz yere geciktim. Hamile miyim acaba diye aklım gitti. Çok korktum, asla istemedim, üzüldüm vs derken regl oldum. Regl olduğumda daha da üzüldüm :) Çocuk fikri aklıma düştü bir kere. Nasıl oluru evirip çevirmeye başladım. Eşimle konuştum, zamanımız var dedi. Daha 1 yılımız bir dolmamıştı, 30 yaşındaydık.

Ama ben rahat durmadım :) eşim de bana ayak uydurdu ve ben ilk evlilik yıldönümümüzde 3 aylık hamileydim. 31 yaşındaydım oğlum doğduğu zaman. Çok zorlandım. Çalışan bir kadınım, doğum izninde evde oturmaktan da mutsuz oldum, işe dönüp bebeğimi bırakmaktan da.. İki uçta gittim geldim hep.

İlk 3 ay ağladım, hayatım bir daha eskisi gibi olmayacak diye. Olmadı da..

Oğlum 14 aylıkken sürpriz bir şekilde kızıma hamile kaldım. Kızım doğduğunda oğlum 22 aylıktı.

Ne yalan söyleyeyim, kızım doğduktan sonraki 2 senem kayıp :)) hatırlamıyorum, çok zorlanmış olsam gerek :) covid falan da girdi tabi araya, o olay ayrı bir zaman kayması yaratıyor :)

Hayatımın eskisi gibi olmaması bende sıkıntı yaratmadı. Yeni hayatımı da sevdim ben. Bebek doğar doğmaz ulvi analık duygularım gelmedi mesela, kendiliğinden gelişti. Oğlumu ne kadar sevdiğimi 5 aylıkken ateşli hastalık geçirdiğinde anladım örneğin.

Değişen hayatıma da ağladım, bebeğimi de sevdim. İkisi aynı anda mümkün yani :) Çocuklarımızı seviyoruz diye çocuksuz zamanlarımızı özlemeyeceğiz diye bir şey yok. İşin sırrı kabullenmek. Değişimden herkes korkar ama kabullenirseniz daha çabuk uyum sağlarsınız. Düzen kurulur düzen bozulur, dünyanın kuralı bu :)

Şu an 39 yaşındayım, oğlum 3.sınıfa, kızım 1. sınıfa gidiyor. Onların olmadığı alternatif bir gerçekliği hayal dahi edemiyorum..
 
X