Arkadaşlar ne derseniz deyin, özgürlük deyin, dünyaya bir daha mı geleceksiniz deyin ,mecburum deyin ya da benim hayatım istediğim gibi yaşarım deyin..Deyin de deyin ama ortada siz kabul etseniz de etmeseniz bir gerçek var, o da Türk toplumunda yaşadığınız..
Bizim, Türk toplumu olarak, bir takım kurallarımız, gelenek ve görenklerimiz var..Her ne kadar bazı yerler de fazlaca kabul görmese de, bu, inkar edilmesi anlamına gelmez.
Bu tarz yaşam şekilleri, evlilik öncesi birlikte yaşama durumları bizim toplulumuza, gelenek ve göreneklerimize ters kabul edersiniz ki.. Bunu kimse inkar edemez sanırım..
Haaa siz, ''ben hayatımı yaşamaya bakarım, ya da şartlar gereği mecburum ya da kimin ne dediği önemli değil'' diyorsanız, ona da saygı duymak gerekir tabii uzaktan..
İşin bir de şu yönü var; bazı şeyleri evliliğe saklamak gerek diye düşünüyorum, cinsellik değil sadece, her türlü paylaşımdan bahsediyorum.
Günümüzde zaten sevgiler o kadar çabuk tüketiliyor ki, çok çabuk aşık olunuyor, çok çabuk ayrılıklar yaşanıyor, bir de paylaşımlar evlilik öncesi yaşandığı zaman, evliliğe pek de fazla birşey kalmıyor diye düşünüyorum..
Kalsa bile , ilk zamanlar ki heyecanı olmuyor kanımca..Aynı evi paylaşmak, aynı yatağı paylaşmak, aynı sofrayı paylaşmak....Daha önce yaşanan bu tarz olaylar, evlilikten sonra sıradanlaşıyor..
Özet olarak, evlilik öncesi aynı evi paylaşmamaya çalışmak bence daha doğru olacaktır..