Ne yapacağımı bilmiyorum

böyle konuları okuduğumda kafamda "acılara yürüyor korkmuyorum." şarkısı çalıyor. acı ama gerçek. ikinizin de maddi özgürlüğü yokken nişan yapmak nasıl bir cahillik? hayatının iplerini alamamış hiçbir insana yaşı kaç olursa olsun evlenmesini asla tavsiye etmiyorum. siz önce kendi hayatlarınızı bir oturtun, ondan sonra hayatlarınıza birilerini alırsınız.
 
Herkese merhaba. Aslında buraya yazmamın amacı anlatacak kimsem olmadığı için içimi dökmek. Öncelikle ben iyi bir bölümden mezun olmuş ancak 4 senedir kpss peşinde harcanmış biriyim. Yüksek puanlar almama rağmen bölüme verilen kontenjandan dolayı atanamadım. Bu süreçlerin başında üniversiteden yeni mezun olup küçük bir şehre ve aile evine döndükten sonra psikolojik olarak hiç iyi günler geçirmedim sınav süreci de buna etken gecemi gündüz yapıp sürekli ders çalıştım. Ailemin sürekli ders çalış baskıları ve başka şehire gidip özel sektörde çalışamam asla müsaade etmeyecekleri için bulunduğum şehirde de iş imkanı olmadığı için bu günlere kadar geldim. Bu sırada karşıma şimdi ki erkek arkadaşım çıktı 2.5 senelik bir ilişkim var. Ama ben tüm bunlar içinde onu bir kurtarıcı olarak mı gördüm de sevdim bilmiyorum. Sevgili olduktan 2 ay sonra askere gitti 6 ay yoktu o süreçte ben hayaliyle yaşadım. Geri geldiğinde ise işler hiç benim hayallerim gibi olmadı aslında kafamda kurmuş olduğum insanla çok farklı olduğunu düşündüm ama yine de seviyorum diye ayrılamadım. Ailelerimiz tanıştı ve burdan sonra da ipler daha da kopmaya başladı. Bizim aile ile onların ailesi arasında dağlar kadar uçurum var kültürel anlamda. Onlar bize göre çok fazla muhafazar ailedeki tek açık insan ben olacağım. Tabi bunlar sorun değil yeter ki iyi insan olsunlar ama bu da olmadı. Her kimle tanışsam bana çok kötü davrandı eltimle tanıştığımız ilk gün bana ben de çok yoruluyordum küçük gelin gelse de ben de biraz dinlensem o yapsa işleri diyordum dedi. Oysa henüz ilişkimizin adı bile tam konulmamıştı. Babası sürekli benim işime karışıyordu kısa süreli bir işe girmiştim orda gelecek yok vs deyip sevgilime bir şeyler diyordu oysa oğlunun işi bile yokken. Büyük annesi vefat etti cenazeye gittim halaları bunu niye getirdin deden kızmaz mı diye soruyorlardı. Abisi biz benim iş görüşmem için şehir dışına çıktığımızda b*k mu vardı orda diye telefonla erkek arkadaşımı arayıp bağırıyordu. Daha bir sürü şey var da konu uzamasın diye yazmıyorum. Benim ailem kültürlü hepsi devlet memuru onlarsa çok kaba saba insanlar. Ben bunların hepsini artık dayanamadığım için erkek arkadaşımın annesine anlattım o da hak verdi fakat bunların basit küçük şeyler olduğunu söyledi. Acaba ben mi abartıyorum diye düşünmeye sevk etti beni. Erkek arkadaşım hep bunların arasında kaldı sürekli bunlar yüzünden tartışma yaşadık küssem de kırılsam da yine barıştım. Çünkü bir çıkmazın içindeydim. Şimdi birkaç hafta sonra nişanımız olacak ama ben hayatımı asla yaşamak istemediğim bir şekilde buna sürüklenmiş buluyorum. Erkek arkadaşım özünde iyi biri olsa da o da sonuçta o aileden bazen onlara benzer tavırlarını yakalıyorum tahammül edemiyorum. Maddi durumlardan ötürü beraber çok az şey yapabiliyoruz acaba gerçekten seviyor muyum diye düşünüyorum. Gitsem gidemiyorum kalsam kalamıyorum. Bu şehirde yaşamak istemiyorum erkek arkadaşımın da işi burada o da başka yere gitmek istemiyor. Hem bu aile konusundan hem de hayallerimin hepsinin içimde ukte kalmışlığıyla sürekli düşünüyorum nişana çok az kaldı elbisem ayakkabım her şey hazır ama benim içimde hiç heves yok. Ben ne yapacağım işi bu noktaya getirdikten sonra babamın bana çok kızmasına rağmen bu işi tamamen bitirmeli miyim 😭 içim karmakarışık 😭
Bu anlattıklarını evlenip yaşamayanlar var, sen daha evlenmeden evlendiğinde neler olacağının sadece fragmanını görmüşsün ve hala devam etmelimiyim diye soruyorsun. Kızım kaç kurtar kendini baban kızacak diye hayatını mahvetmeye değer mi? Baban iki kızar üçünücüde susar. Ya evlenip boşanıp çocukla gelirsen ne der onu düşün. Eşim iyi diye düşünme armut dibine düşermiş ilerde oda kendini gösterir. Kaç kurtar kendini...
 
Hayat seçimlerimizden ibaret, ona yön veren de biziz. Bundan sonraki hayatınızın umduğunuz gibi gitmeyeceğini ve hayallerinizin yarım kalacağını düşünüyorsanız bir dakika bile vakit kaybetmeden dönün bu yoldan. İç sesiniz ne diyorsa onu dinleyin, kaç yıllık ilişkiniz olursa olsun, akrabalar nişan için bekliyorsa beklesin, içinize sinen bir yola çıkmıyorsanız vazgeçin. Herkes üç gün konuşur dördüncü gün dedikodu yapacak başka bir konu bulur, adın bile geçmez hoş geçse ne olacak ki senin hayatının her kötü evresinde yanında olup el mi uzatacaklar sanki kuru kalabalıklara aklında da beyninde de fazlaca yer verme. Kalbini dinle sadece. Bana üniversite yıllarımdaki halimi hatırlattın 4 yıllık ilişkim var okul bitmiş erkek arkadaşım artık ailene söyle adını koyalım evlenelim baskısı yapıyor, babama söylemişim olumlu bakmış ama benim içime sinmeyen bir şeyler var, ben gerçekten böyle bir evlilik mi istiyorum sorgulamaları peşimi bırakmıyor. Evlendikten sonra mutlu olmayacağıma emin gibiyim ama babama kadar da gitmiş olay ki babam çok tutucudur, erkek arkadaşımı da deliler gibi seviyorum ama onunla olamayacağımızı da biliyorum. Ben ağlaya ağlaya ayrıldım haftalarca gözyaşı döktüm ama kararımdan dönmedim. Ve hiçbir zaman da pişman olmadım bu kararı verdiğim için. Sonraki zamanlarda karşıma çıkan kişiye de ölçüp tartıp karar verdim şimdi 5 senedir onunla evliyim ve bu kararımdan da hiç pişman olmadım. Diyeceğim o ki şimdiyi düşünüp hareket etme canım arkadaşım ileriye bak, sana göz kırpan güneşli günler mi görüyorsun yoksa fırtınanın kara bulutların eksik olmadığı günler mi? Hayat senin hayatın mutlu olacağına inandığın yoldan yürü❣️
Teşekkür ederim yargılayıp eleştirmediğiniz için. Yazdıklarınız benim için çok anlamlı oldu ❤️
 
böyle konuları okuduğumda kafamda "acılara yürüyor korkmuyorum." şarkısı çalıyor. acı ama gerçek. ikinizin de maddi özgürlüğü yokken nişan yapmak nasıl bir cahillik? hayatının iplerini alamamış hiçbir insana yaşı kaç olursa olsun evlenmesini asla tavsiye etmiyorum. siz önce kendi hayatlarınızı bir oturtun, ondan sonra hayatlarınıza birilerini alırsınız.
Biz zaten hemen evleneceğiz diye bir şey demiyoruz. Benim aile durumum gayet iyi. Bahsettiğim şey tatile gidemiyoruz vs. Cahillik demişsiniz İkimizin de lisansüstü derecesi var ben mimar o mühendis. Kendi işini kurdu. Ben şu an işsizsem bu ailemden dolayı istediğim her yerde her koşulda iş bulabilirim. Ama şu an bulunduğum şehir buna uygun değil. Keza gelecek planlarımızda ofisi birleştirip kendi işimizi yapmak var. Bunları açıklıyorum çünkü kendi hayatlarımızı oturtmadan illaki hayatlarımızda birileri olacak. Hayatta her adımımız tabiki planlı olamaz. Konu zaten maddiyattan bayağı uzak. Umarım açıklayabilmişimdir.
 
Ya insanın kafasında sürekli yanlış bir yolda mıyım yanlış bir karar mı veriyorum düşüncesi oluyor her iki anlamda da. Ayrılırsam ve verdiğim karar yanlışsa ya başka biriyle, daha kötü insanlarla, ailelerle karşılaşırsam gibi şeyleri düşünüyorum. Malum çok da şanslı bir insan olduğum söylenemez. Ama bu şekilde devam edip ya bu kararım da yanlışsa düşüncesi de çıkmıyor aklımdan.

Bundan ayrılınca oturup neden böyle biriyle beraber oldum, nasıl daha önce fark etmedim diye bir hesap yaparsınız. Bundan sonra biriyle tanıştığınızda dürüst bir biçimde ailesi ile ilgili her şeyi sorarsınız, daha erken tanışır araştırırsınız. Belki ailenizin tanıdığı biri olur. Bile bile kendini mutsuz etmek daha mı mantıklı? Zaten görmüşsünüz
 
ailesinin tavırları çok fena.
ben çok tatlı bir kayın aileye sahip olduğumu düşünüyorum ama bazen buna rağmen bazı şeyleri rahatsız edebiliyor.
sizin bahsettiğiniz ailede hem saygı yok, hem iletişim kötü, hem anlattığınız kadarıyla her şeye yorum yapmaya, burunlarını sokmaya meraklılar.
bile bile lades demeyin derim.
hem hiç bir şeyin acelesi yok, erteleyin nişanı.
bakın ben nişan elbisesi beğenemedim diye iki ailede istersen erteyelim dedi, kayın ailem kendisi teklif etti, zorlanma rahat ol seçerken diye. yani böyle basit bir sebepten bile ertenebilirken, sizin sebepleriniz - iş, psikolojik olarak hazır hissetme, kpss vs- çok çok geçerli.
 
Herkese merhaba. Aslında buraya yazmamın amacı anlatacak kimsem olmadığı için içimi dökmek. Öncelikle ben iyi bir bölümden mezun olmuş ancak 4 senedir kpss peşinde harcanmış biriyim. Yüksek puanlar almama rağmen bölüme verilen kontenjandan dolayı atanamadım. Bu süreçlerin başında üniversiteden yeni mezun olup küçük bir şehre ve aile evine döndükten sonra psikolojik olarak hiç iyi günler geçirmedim sınav süreci de buna etken gecemi gündüz yapıp sürekli ders çalıştım. Ailemin sürekli ders çalış baskıları ve başka şehire gidip özel sektörde çalışamam asla müsaade etmeyecekleri için bulunduğum şehirde de iş imkanı olmadığı için bu günlere kadar geldim. Bu sırada karşıma şimdi ki erkek arkadaşım çıktı 2.5 senelik bir ilişkim var. Ama ben tüm bunlar içinde onu bir kurtarıcı olarak mı gördüm de sevdim bilmiyorum. Sevgili olduktan 2 ay sonra askere gitti 6 ay yoktu o süreçte ben hayaliyle yaşadım. Geri geldiğinde ise işler hiç benim hayallerim gibi olmadı aslında kafamda kurmuş olduğum insanla çok farklı olduğunu düşündüm ama yine de seviyorum diye ayrılamadım. Ailelerimiz tanıştı ve burdan sonra da ipler daha da kopmaya başladı. Bizim aile ile onların ailesi arasında dağlar kadar uçurum var kültürel anlamda. Onlar bize göre çok fazla muhafazar ailedeki tek açık insan ben olacağım. Tabi bunlar sorun değil yeter ki iyi insan olsunlar ama bu da olmadı. Her kimle tanışsam bana çok kötü davrandı eltimle tanıştığımız ilk gün bana ben de çok yoruluyordum küçük gelin gelse de ben de biraz dinlensem o yapsa işleri diyordum dedi. Oysa henüz ilişkimizin adı bile tam konulmamıştı. Babası sürekli benim işime karışıyordu kısa süreli bir işe girmiştim orda gelecek yok vs deyip sevgilime bir şeyler diyordu oysa oğlunun işi bile yokken. Büyük annesi vefat etti cenazeye gittim halaları bunu niye getirdin deden kızmaz mı diye soruyorlardı. Abisi biz benim iş görüşmem için şehir dışına çıktığımızda b*k mu vardı orda diye telefonla erkek arkadaşımı arayıp bağırıyordu. Daha bir sürü şey var da konu uzamasın diye yazmıyorum. Benim ailem kültürlü hepsi devlet memuru onlarsa çok kaba saba insanlar. Ben bunların hepsini artık dayanamadığım için erkek arkadaşımın annesine anlattım o da hak verdi fakat bunların basit küçük şeyler olduğunu söyledi. Acaba ben mi abartıyorum diye düşünmeye sevk etti beni. Erkek arkadaşım hep bunların arasında kaldı sürekli bunlar yüzünden tartışma yaşadık küssem de kırılsam da yine barıştım. Çünkü bir çıkmazın içindeydim. Şimdi birkaç hafta sonra nişanımız olacak ama ben hayatımı asla yaşamak istemediğim bir şekilde buna sürüklenmiş buluyorum. Erkek arkadaşım özünde iyi biri olsa da o da sonuçta o aileden bazen onlara benzer tavırlarını yakalıyorum tahammül edemiyorum. Maddi durumlardan ötürü beraber çok az şey yapabiliyoruz acaba gerçekten seviyor muyum diye düşünüyorum. Gitsem gidemiyorum kalsam kalamıyorum. Bu şehirde yaşamak istemiyorum erkek arkadaşımın da işi burada o da başka yere gitmek istemiyor. Hem bu aile konusundan hem de hayallerimin hepsinin içimde ukte kalmışlığıyla sürekli düşünüyorum nişana çok az kaldı elbisem ayakkabım her şey hazır ama benim içimde hiç heves yok. Ben ne yapacağım işi bu noktaya getirdikten sonra babamın bana çok kızmasına rağmen bu işi tamamen bitirmeli miyim 😭 içim karmakarışık 😭
Başdan belli olan bir şey için hiç kendinizi üzmeyin.
Ayrılın,ve hayatınızı yoluna koyun.
 
Her şeyin farkındasınız aslında.bana biraz kpps olmadı bari evlilik olsun deyip bu yola girmissiniz izlenimi verdiniz.fakat belli ki çok uçurumlar.bu gorebildiklerinizi ya evlendikten sonra gorseydiniz?Nisan atmak emin olun evlilikten dönmekten çok daha kolay.bolumunuz nedir?
 
öncelikle hangi bölümden mezunsunuz bilmiyorum ben de üniversiteden mezun olduktan sonra memleketime geri döndüm okuduğum şehirde kalsam o zaman için ailemden kimse birşey demezdi eminim ama bi kere memlekete döndükten sonra evden dışarı bile çıkamaz olmuştum. en ufak bi kafeye vs giderken ailem hesap sorar olmuş şehir dışına gezmeye bile göndermiyorlardı. onlar sorun çıkardıkça ben boyun eğdim ben boyun eğdikçe onlar üzerime daha çok geldi. memlekete geri dönmemin sebebi özel sektörde ofis açmaktı. ofisimi açmıştım hemen işlerim iyiydi ama ben hiç mutlu değildi. sonra baktım bu böyle olmayacak ailemle değil aynı evde yaşamak bambaşka bi şehirde olsam da telefonla bile konuşmak istemeyecek hale gelmiştim oturdum ofisi işleri her şeyi bırakıp kpss çalıştım ama gece gündüz ve iyi denebilecek bi puan aldım. ama kafaya koymuştum puanım kötü de gelse artık kimseyi dinlemeyecek başka bir şehirde maaşlı işe girecektim ya da evlenecektim.. o dönemki erkek arkadaşımla çok toksik bi ilişkim vardı ama ailemden kaçış yolu olarak görüyormuşum meğerse ayrılamamışım.. hatta en sonki olayda bana çok acı şeyler yaşatmasaydı muhtemelen ondan ayrılmayıp evlenirdim.. ama şu an o kadar güçlü hissediyorum ki kendimi kpss sınavına girdiğim günden beri gezmediğim şehir kalmadı ailemden izin bile almadım valizimi hazırlayıp ben gidiyorum dedim her seferinde. ve hiçbiri bir şey diyemedi. aslında normal olan bu .. sadece ailen de olsa boyun eğmemek güçlü durmak. siz kendinize güvenirseniz kimse karşınızda duramaz lütfen evliliği bi kaçış yolu olarak görmeyin
 
Kafan bu kadar karışıkken erteleyebilirsen nişanı ertele bence
Tam emin olmadan bu yola girme derim
Bi bahane bulup ertele nişanı ama sevgilin ve ailesiyle iletişimde kalmaya da devam et
Devam et ki iyice anla
Bitirecek cesareti de zaten bu süreçte bulursun anlattığın gibiyse
 
X