Birlikte yaşamayı kabul ederseniz; hiçbir zaman aidiyet hissetmeyeceksiniz yaşadığınız yere. O evin asla ama asla hanımefendisi olamayacaksınız. Kişisel alanınız olmayacak, eşinizle sadece yatağınızda aşk yaşayacaksınız ve sesiniz içeri gitmeyecek şekilde hep temkinli davranacaksınız. Hep bir gölge göz sizi izliyor olacak. Boşanmaları tanımlayan bir cümle vardır.
"Aile birliğinin temelden sarsılması."
Hah, işte sizin aile birliğiniz hiç olmayacak.
Anne çok güçlü bir itici güç olacak eşinizin hayatında.
Dokuz ay karnımda taşıdım, bu yaşa getirdim diyecek, sütünü pazarlık konusu bile yapacak yeri geldiğinde. Oğlunun vicdanına nasıl dokunacağını bilecek.
Ve kızkardeşi de benzer motivasyonlara sahip olacak.
Yıllardır yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi, aynı anadan doğduk, et tırnak gibiyiz güzellemeleri ile o da başka yerden vuracak.
Ve siz, her zaman "elin kızı, tuzu kuru, daha 'dünkü' kadın, anneyi/kardeşi istemeyen düşman olacaksınız.
Sevgilim böyle düşünmez demeyin.
Sevgiliniz de böyle düşünecek çünkü aile bilinci yok. Eğer olsaydı, sizinle kurmak istediği aileye dışarıdan müdahale edilmesine izin vermezdi.
Ama aile olmak; kendi aile birliğini ayakta tutmak ve kendi biyolojik ailesine belli mesafede durabilmeyi öğrenmekle mümkün.
Bugün vereceğiniz her taviz, yarın sizin içinizi kemiren ve belki burada okunacak bir bdv hikayesi olacak. Verilen hiçbir fikir sizi çözüme götürmeye yetmeyecek çünkü "iş, işten geçmiş" olacak.
İlişkinize devam mı edersiniz, ayrılır mısınız bilemem. Ne yapmanız gerektiğini söyleyemem ama bunları en baştan konuşun, kararlı olun diye tavsiye verebilirim.
Bu gerekçelerle evlilikten vazgeçmek en tabii hakkınız.
Eğer birlikte olduğunuz kişi sizi 'beni sevsen ailemi kabul ederdin' tarzında eleştirirse, ki eleştirecektir muhtemelen.
Şunu bilerek davranın.
Bu kararınızın eş adayınızı sevmeniz ya da sevmemeniz ile ilgilisi yok.
Herkesi sevebiliriz ama herkesle evlenmeyiz.
Birbirinin hayatına saygı duyan insanların evliliği sağlam bir temele oturur.
Ama o ortamda siz hiçbir zaman "siz" olmayacaksınız. "Sizler" olacaksınız.
Yani çekirdek ailenizi kurmak istemeniz, en tabii hakkınız. Bunu da isteyin zaten. Kendinize saygılı davranın ki başkaları da saygılı olmayı öğrensin.
Ben olsaydım, bu kalabalık ailede direten bir adamla devam etmezdim. Ayrılmak beni mutsuz ederdi bir süre belki ama geçerdi. Oysa evlenirsem; hayat boyu mutsuz olacağımı da bilirdim.
Yani taleplerinizi dile getirin önce.
Sonra da içinizden geçen doğruyu yapın ama sonuçları hüsran olursa, kader de dahil hiçbir kişi ve kavramı suçlamaya hakkınız olmadığını en baştan kabul edin.