Siz de bana sarmaya mı karar verdiniz?Yorumunuzdan onu anladım ben hayret bı sekilde öyle yazmissiniz
Konu sahibisinin annesi bir melek olduğu için aynı evin içinde çocukla ilgili asla ve katiyen bir yorumda bulunmuyor . Dünyanın en kötü kaynanası bir telefonla konuşunca herşey mahvoluyor. Nasıl gidip kalsın bu kadın yılda bir kere şimdi . Annesinin onların evinde kalması eşi ve kendisi için bir lütuf kayınvalide ise en en en kötü . Gerçekten Allah iyi insanlarla karşılaştırsın . Konu sahibi de bir gün kaynana olacak . Onu da atarlar bir kenara psikolojimi bozuyorsun diye yaşar kendi başına artı
Kadın kadına resmen düşman burda kv koruyucusu çok sizin yaptığınız gibi hiçte iki taraflı konuşmamissiniz konu sahibi kv ile ilgili sorunlarını anlatmış anlamak istediğiniz gibi anlamissiniz sizSiz de bana sarmaya mı karar verdiniz?
Konu sahibi kendi annesiyle yaşayıp eşinin annesini görmek istemiyor, ona istinaden yazdım. Bir erkek kendi annesiyle yaşayıp eşinin annesini görmek istemeseydi ona da aynı şeyi söylerdim. Yorumlarınızı konu sahibine yapın, kendinize de takacak başka birini bulun. İyi geceler.
Kadın kadına resmen düşman burda kv koruyucusu çok sizin yaptığınız gibi hiçte iki taraflı konuşmamissiniz konu sahibi kv ile ilgili sorunlarını anlatmış anlamak istediğiniz gibi anlamissiniz siz
Yani üzgünüm ama sen abartıyorsun. Kadın kendi yaşadığı dönemin bilgilerine sahip aynı zaman da psikolojisi de bozukmuş. Eşin nasıl kendi evladı gibi senin annene sahip çıkmış kapısını açmış sende bomboş şeylere takılacağına kayınvalidene kızı gibi yaklaş aramaktan bile gocunma mesela. Kendi kendini doldurmuşsun boş yere benceEşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.
Işinize gelince kadın kadının düşmanıKadın kadına resmen düşman burda kv koruyucusu çok sizin yaptığınız gibi hiçte iki taraflı konuşmamissiniz konu sahibi kv ile ilgili sorunlarını anlatmış anlamak istediğiniz gibi anlamissiniz siz
Evet artık tam tersi olmuş kayinvalideleri koruyorlarKk de mi kvdeler cok korunuyor?
Ya yalnız yorumunuza bayıldım bazı şeyler içine attıkça birikiyor demek ki sonra da şu oldu bu oldu bak bu da oldu modunda girip takıntı olarak geri dönüyor insana dediğin gibi aynı şeyler sürekli tekrar ediyorsa bir sustun olmadı iki umursamadı olmadı en sonunda cevap vermek gerekiyor ki rahatlamak için.... Sonra kafa rahatlaması gerekiyor ki takmasın.... Evet ya erkekler öyle bir sorun var git çöz dersen gidiyorlar yoksa yok... Dır dır edince aman hep aynı deyip dinlemiyor lar....siz de içinize bunlari attıkca bir süre sonra kayınvalidenize dönüşmüşsünüz bence. evet bazılarımız hazır cevap olamıyor fakat zaten aynı şeyleri sürekli konuşuyorsa bazı onu susturacak cevapları önceden kendiniz kafanızda planlayın. kırmak zorunda değilsiniz. cevabınızı verin yeter. ayrıca aramalarınızı eşiniz işten geldikten sonra hoparlöre alıp, yanındayken yapın. size saygı duyan bir eş olduğunu anlıyorum yazdıklarınızdan, en azından neye kırılacağınızı biliyordur. bir şey söyleyecek yada yine eskilerden ağlayacak olursa susturabilir. yazın gitme konusunuda esinizle paylaşın. yani başta dediğim gibi içinize attıkca sevmediğiniz o hal sizde de oluşmaya başlamış. eşiniz üzulmesin diye niye paylaşmıyorsunuz? onun yerine siz iki kat fazla üzülüyorsunuz? yazdıklarınızın hepsi de kafaya takılacak şeyler degil ama biriktikce bak şunu da yapmıştı, bu da olmuştu moduna girmişsiniz. hepsinin konusunu sürekli açmak yerine yeni bir şey olursa bak daha önce de bu olmuştu, bu durum hoşuma gitmiyor diye eşinizle konuşun. erkeklere dırdır modunda degil de, bi sorun var lütfen çöz diye gidersen çözüyorlar. yoksa dırdır olarak görüp bir süre sonra kulak tıkıyorlar. kolaylıklar dilerim
Bu tarzlar laf da soksan sınır da çizsen anlamıyorlar herhalde aman koca değil de kaynana elti çok zor....Bende bunun hem kv hem elti versiyonu var ben ne yapayım ikisi birden hep aynı şeyleri anlatıyorlar yıllar önce yaptıkları iyilikleri hep kendilerini övmelerini yüzlerce kez aynı şeyi dinliyorum şaka yapıyorum espiri yapıyorum adı altından laf sokmaları sevgililer gününü bile zehir etmişlerdi bana kv eşime karına çiçek aldında anana almadın mı diye benim yanımda laf sokup sonra şaka yaptım takılma bunlara diyen biri bu sinsilikler benimde hoşuma gitmiyor inanki nasıl katlanırım nasıl kafamı rahatlatırım diye bende çözüm bulmaya çalışıyorum bende ama en azından senin kv uzakta benim ikiside üstümde oturuyor her gün maruz kalıyorum bu duruma ben
Size kayınvalidenizle ilgili konuda insanlar hak vermiş niye tribe girdiniz durduk yereEvet artık tam tersi olmuş kayinvalideleri koruyorlar
Bende böyleydim her söyleyenen toksik sınırlar ihlal eden şeyleri takıyorum..... En son terapi aldım rahatladım.....Ben de boyle her söylenen toksik sinirlari ihlal eden seyleri cok takiyordum psk bozulmustu. Gerci benim kv sizin kini sollar gecer son psk bükücú kendiasi hdhsduh neyse terapi aldim oyle iyi geldi ki simdi de kursun yiyorum ama heryeeim celik yelek gibi etkisi yok oyuzden şiddetle tavsiye ederim
Evet canım tatmin olmadım sen etSize kayınvalidenizle ilgili konuda insanlar hak vermiş niye tribe girdiniz durduk yereherhalde tatmin olmanız için kayınvalidenize ana bacı düz gitmeleri lazımdı.
Üşenmedende açtığım konuya mi baktınSize kayınvalidenizle ilgili konuda insanlar hak vermiş niye tribe girdiniz durduk yereherhalde tatmin olmanız için kayınvalidenize ana bacı düz gitmeleri lazımdı.
Ayy sabırla okudum sonuç olarak Allah kayınvalidenizin yardımcısı olsun. Kadının yaptığı bir şey yok ama siz onun her lafının hareketinin altında kötü bir şey aramisssiniz. Bence yazık hem kendinize hem ona. Biraz iyi niyetli olmaya çalışın bence cidden hiçbir kötülük yok kadincagizda.Eşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.
Bunu okurken ben bunları ne ara buraya yazdım diye gerçekten düşündüm. İnanın birçok şey aynı. Bizde öğretmeniz uzak şehirde yaşıyoruz. Kayinvaldem eşiyle ayrı ve toksik. Benimde yaklaşık 3 aylık bir bebeğim var. Ve her sene yaz tatiline gderken aynı şehirde ailemde olmasına rağmen ayaklarım geri gidiyor her seferinde onun yüzünden. Şimdiye kadar her mutlu anımı bozdu düğün balayı daha başka birçok kez. Doğum yaptigimda bile görmeye gelince gidip kendince yine kaprislere girdi. O yüzden ben bu yaz yanına bile uğramayı düşünmüyorum çünkü artık onun yüzünden kndime saygımı kaybediyorum alttan almaya devam ettikçeEşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.