Üff sonuna kadar okuyamadım bile ama sana bişey diyeceğim,bide bayıl istersen FerihaEşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.
Öyle bir kadına çocuk emanet edilir miAynı şeyi dinlerken mesela sözünü kesip evet anlatmışsınız desen hatta sonunda ne olduğunu söylesen ve bunu sürekli devam ettirsen bence bir süre sonra vazgeçer.
Çocuk hakkindaki koca karı fikirlerine sert bir şekilde karşı çıksan hatta dalga gecsen sen bence bebeklerini öldürmeye çalışmissin gibi belki bir ihtimal onu da anlar. Aramalarini azalt ve her aramanda teli kapatman gereken acil bir işin çıksın. Gündüz onun aramalarını açma, akşam bişey mi oldu diye dön zaten yorgun olduğunu söyle ve kapat.
Esin hatrina yazın bir hafta iki hafta git giderken kendini çok doldurma bırak bebeğe baksın sende dinlen o şehri gez toz. Bakım zamanlarını denk getir gün boyu dışarda kalırsın eşinde annesiyle bebekle olur.
Asla kucumsemedim derdini elimden geldiğince yapabileceklerini anlattım.
Konu sahibisinin annesi bir melek olduğu için aynı evin içinde çocukla ilgili asla ve katiyen bir yorumda bulunmuyor . Dünyanın en kötü kaynanası bir telefonla konuşunca herşey mahvoluyor. Nasıl gidip kalsın bu kadın yılda bir kere şimdi . Annesinin onların evinde kalması eşi ve kendisi için bir lütuf kayınvalide ise en en en kötü . Gerçekten Allah iyi insanlarla karşılaştırsın . Konu sahibi de bir gün kaynana olacak . Onu da atarlar bir kenara psikolojimi bozuyorsun diye yaşar kendi başına artıkBen sizi haklı buldum ve nasıl bunalıp sıkıldığınızı anladım. Açıkçası son paragrafa kadar da hep sizi destekledim ama eğer anneniz sizinle yaşıyorsa kusura bakmayın ama kayınvalidenize de katlanmak zorundasınız. Hatta anladığım kadarıyla kayınvalideniz de yalnız ve tek başına yaşıyor. Bu durumda eşiniz nasıl sizin annenize bizle yaşasın diyorsa sizin de kayınvalidenize aynı şeyi söylemeniz gerekir. Belki de eşiniz bu hamleyi bekliyor sizden. Yani o kadını orda tek bırakıp kendi annenizi yanınıza almanız çok ayıp gerçekten. Dışardan gözüken bu ama durumlar işin içine girince değişebiliyor o yüzden ben dış göz olarak yorumlayabiliyorum.
Valla bu sitede bana kaynana da savundurttular ya gerçekten her şey olabilir artık dünyadaKonu sahibisinin annesi bir melek olduğu için aynı evin içinde çocukla ilgili asla ve katiyen bir yorumda bulunmuyor . Dünyanın en kötü kaynanası bir telefonla konuşunca herşey mahvoluyor. Nasıl gidip kalsın bu kadın yılda bir kere şimdi . Annesinin onların evinde kalması eşi ve kendisi için bir lütuf kayınvalide ise en en en kötü . Gerçekten Allah iyi insanlarla karşılaştırsın . Konu sahibi de bir gün kaynana olacak . Onu da atarlar bir kenara psikolojimi bozuyorsun diye yaşar kendi başına artık
E eşinle baksın dedim ya. Bebenin babası da olacak sonuçta
Aynen, hem bebekli yaşama alışma evresinde hem de ablası vefat etmiş başı sağ olsun Allah sabır versinBana da kötüniyetli bir kayınvalide gibi gelmedi kesinlikle. Zaten arada kocaman bir nesil farkı var. İnsanları değerlendirirken bunu da göz önünde bulundurmak gerek. Onların zamanı herkesin birbirine söylediği klasik cümleler şu an ben de dahil pek çok gence rahatsız edici ve hayatına müdahale edici gelebiliyor. Ancak yaşlılar bunların idrakında değiller. Ben büyük kısmının bilinçli bir şekilde yaptığını düşünmüyorum.
Konu sahibi muhtemelen kayınvalidesine daha en başta çeyiz meselelerinde ve belki yazmadığı başka meselelerde gıcık oldu. Birini sevmeyince de her yaptığında bir artniyet arama, tetiklenmeye hazır bekleme durumu olabiliyor. Bir de sanırım yeni doğum yapmış onun da etkisiyle fazla hassas gibi.
Kayınvalidem kayıpederim yok üstelik oğlumda yok kız annesiyim ama bende sizin gibiyim. Burda bazı kv lere gerçkten çok üzülüyorum. Sen büyüt besle gelin hanm senede 15günü çok görsün ama senin doğurup büyüttüğün evlat karısının annesiyle birlikte yaşasın çok kalp kırıcı...Valla bu sitede bana kaynana da savundurttular ya gerçekten her şey olabilir artık dünyada
Şu destanimsi konunuzu okuyunca; aslinda sizin de,Eşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.
Annesi ile yaşıyorsa niye susuyor hanımefendi erkeklerin ailesi yaşarken sorun varda kizin annesi yaşayınca niye sorun..Anneniz sizinle yaşıyorsa susacaksınız.
Yok öyle bir yaz tatilinde bile gidip de görmeyeyim demeler. Eşiniz teklif etmiş tamam ama bakalım mecburiyetten mi yoksa gerçekten istediği için mi? Minnet yükü ağırdır, eşinizin hatrına susup idare etmelisiniz. Her yaşlının yaptığı gibi kendince akıl veriyor, he deyip geçin.
İki tarafın annesiyle yaşamak da sorun. Hangisi olduğu benim için fark etmez, kadın ya da erkek. Birinin annesiyle birlikte yaşanıyorsa diğer tarafın annesine de ona göre davranılacak. Ne sandınız siz beni, erkek anası sevici mi?Annesi ile yaşıyorsa niye susuyor hanımefendi erkeklerin ailesi yaşarken sorun varda kizin annesi yaşayınca niye sorun..
Haklısınız. Hele ki zor süreçlerden geçmenize rağmen kadın yardımcı olacağına başınızı yemiş. Ama sakın bu kadın yüzünden eşinizle tartışmayın. Bence eşiniz iyi birine benziyor. Sizde zaten çocuğunuzla meşgulsünüz. Umursamamaya çalışın. Bırakın konuşup dursun. Kadın belli ki acıdan zevk alan birisi. Kendini acındırarak insanları manipüle ediyor. Hatta sürekli kendini sizle kıyaslaması sizi kıskandığının göstergesi tamamen. Bu kadın ne laf anlar ne de davranışını değiştirir. O yüzden o yokmuş gibi yaşamaya çalışın. Unutmayın dikkat çekmeye çalışıyor. Dikkate almayın sizdeEşimle 6 yıllık evliyiz ve daha öncesinden de uzun bir ilişkimiz var. Öğretmen olduğumuz için kayınvalidemden uzak bir şehirde yaşıyoruz. Eşimin anne ve babası ayrı olduğu için ve babasıyla görüşmedikleri için evlendiğimiz zamandan bu yana kendisine yük olacak taleplerde bulunmadık. Ama senelerdir içimde birikenler, her yaz oraya gidince yine aynı bozuk plağı dinleyeceğim endişesi yüzünden yaz tatili başlayacağı zaman karnıma ağrılar girerdi. Şimdi 3.5 aylık bir bebeğim var ve bu yüzden yaz gelince oraya gidecek olma stresi bana dişlerimi sıktırıyor şimdiden. Sebeplerine gelince; kendisi çok çekmiş. Bu konuda saygım sonsuz, zor bir hayat yaşamış ama orada olduğumuz müddetçe ve hatta son 1 seneye kadar her telefonda ben çok çektim diyip diyip aynı şeyleri anlatmasından artık gına geldi. Kendisine yapma böyle, artık geçti gitti diyince yine başa sarıp ama ben çok çektim diye başlar. Evlerinde olduğumuz her akşam aynı sözleri dinlemek... gerçekten insanın enerjisini düşüren, toksik davranışlar sergileyen birisi.. eşim de annesinin psikolojisinin bozuk olduğunu söylüyor, kendisi de. Bazen kendi çocukları yeter artık diye kızar da onlardan çekinip susar. Dahası her şeye en çok sevinen o, her şeye en çok üzülen o. Bana adeta duygusuzmuşum gibi tavırlarda bulunması. Biz eşimle dünyaya çocuk getirip getirmeme konusunda kararsızlık yaşadık. Bana her yalnız kaldığımız anda benimle her şeyi konuşabilirsin lafları, annenle ne konuşuyorsan benimle de konuş lafları. Torun imaları, çocuğun mu olmuyor imaları... Ben en yakın arkadaşımla bile eşim ve benim aramdaki özel şeyleri konuşmayı tercih eden biri değilim kaldı ki annemle ya da kayınvalidemle konuşayım. Annemle bir şey konuşmuyorum diyince, yok yok konuşuyorsundur lafları. Yok çocuk tatlıymış da torun baldan tatlıymış. Her fırsatta çocuğun olsa anlardın lafları. O lafı öyle bir hışımla söylüyordu ki hele... Yok 19 yaşında evlenmiş de 1 sene çocuğu olmamış diye çok üzülmüş... Belki bizim de çocuğumuz olmayacaktı da beni de üzüyordu diye bile aklından geçirmediğine eminim. 6 şubat depremi olduğunda yollar kardan kapalı diye onun evine değil de ablamlara gittik diye bile içerledi. Ne zaman geleceksiniz de ne zaman geleceksiniz diyip durdu. Evime 35 km ötede deprem olmuş, çok şükür iyisiniz diyeceğine en sonunda evine gittiğimizde bize ben torun istiyorum demez mi... işte asıl o gün ipler koptu bende. Eşimle ben artık çocuk düşünüyorduk ama depremden yeni çıkmış insanlara söylenecek laf mı... biz aynı koltukta oturup birimiz bacağını sallayınca bile irkilirken bir şey olmaz bir şey olmaz diyip durdu da geçen gün yaşadığı ilde küçük bir deprem olmuş diye eşim arayınca ağlaya ağlaya o yüzden mi açtı telefonu... telefon açıp bir şey olmaz diyesim geldi. Sonra biz oradayken ablam hastalığı sebebiyle hastaneye kaldırılmış ve annem bize birkaç gün bir şey dememişti hastaneden çıkar diye. Biz bunu öğrenip ben ailemin yanına gitmek isteyince de bana dövünüp dövünüp ben senden çok üzüldüm diye sarılmalar.. nasıl benden çok üzülebilirsin, nasıl? Eminim orada bile senin çocuğun yok, sen anne değilsin anlayamazsın, ablanın çocuğu var imaları saklıydı. Çünkü kendisi de ablasını kaybetmiş, yeğenine bakmış.
Neyse, şok içindeyim zaten bir de onun saçmalıkları her fırsatta tuzu biberi oluyor. Allahtan eşim aklı başında bir insan da fark edip engel olmuştu onun sacmalıklarına o anda...
Yani kendisi de patavatsız laflarıyla ve davranışlarıyla beni çok üzdü ama eminim ki farkında bile değil. Mesela evlendigimizde henüz atanmamıştık ama çok iyi sıralamam vardı, atamayı bekliyordum ve o zaman bile belki atanamayacaksın lafı etmişti. O her aklına geleni rahat rahat söyler ve hemen kalbi kırılıp burnunu çeken de odur. O kadar tahmin edilemez laflar ediyor ki ben çoğu zaman donakaldığım için ne cevap vereceğimi bilemiyorum. Atandıktan sonra ilk kez tatilde evlerine kalmaya geldiğimizde duşa gireceğim zaman beni yıkamayı teklif etmesini mi desem, 30 yıllık saçmasapan yurtdışından ablasının getirdiği telli bir epilatörü bana vermeyi teklif etmesini mi desem... Nişan bohçası, ev eşyası falan istemedik. Hatta gelinlikler çok pahalı diye eşim annesine fiyatları bile söyleyemedi de, ben hem damatlık hem gelinlik parasını kredi kartımla ödemiştim. Çeyiz diye 30 senelik tencere, pazar işi bir lastikli çarşaf, 30 senelik bir önlük ve iki havludan başka bir şey gelmedi kendisinden. Şimdiki aklım olsa çatır çatır aldırtırdım da ödetirdim de. Kenarda parası da varmış meğer. Şimdi çocuk oldu, erken dünyaya geldi zaten. Ben doğumdan iki hafta önce kanama geçirip hastanede yattığımda telefonda bana dediği ben de 7 aylık düşük yaptım olmasın mı... hastane yatağında yatan hamile kadına söylenecek laf mı... 2 hafta sonrasinda doğum yaptım. Daha ayaklarımın uyuşukluğu geçmemişken yine telefonda aynı lafı etti. Bu sefer ben fenalasiyorum diyip telefonu eşime verdim. Eşim de gördü fenalaştığımı. Eşime de o zaman söylenecek laf mı dedim. O da zaten biliyordun falan dedi. Ben onu mu aklımda tutucam diye çıkışmıştım. Şimdi de çocuğuma su vermiyormuşum diye ağlatıyormuşum imalarında bulunuyor telefonda. Ben artık kendisiyle konuşmak istemiyorum bile. Ayıp olmasın diye arıyorum. Yok emziriyor musun diye her ama her telefonda sormalar, yok şöyle yap, böyle yap. Sütüm az, bebeğim 40 gün küvezde kaldı, biberona alıştı. Yine de çok şükür emiyor da. Aman onun sütü çok bolmuş, aman hamileliği şöyle geçmiş, böyle geçmiş. Aman emzireyimmiş mutlaka, sanki ben çocuğumu düşünmüyorum da o benden çok düşünüyor tavırları.
Arkadaş mı olmaya çalışıyor, yoksa üstünlük mü taslamaya çalışıyor, bana bunları neden anlatıyor. Bilmek istemediğim her detayı arkadaşımmış gibi anlatmasından nefret ediyorum artık. Çocuk bakımı konusunda da dediği şeyler artık doktorların yapmayın etmeyin dediği şeyler. Kendi çocuklarına bebekken bal bile vermiş bir şey olmamış neyseki. Biz doktora sorduk ettik diyince yanlış yapıyorsun imaları. 30-35 sene önce doğum yapmış, onu mu dinleyeyim, bugünkü doktorları mı... dahası hadi anneme de soruyorum, annem de onun önerilerini saçma buluyor. Çocuğumu evine götürüp sevmesine bile katlanamayacakmışım gibi geliyor. Özellikle bu deprem sonrasında ve hamilelik, çocukla beraber iyice sinirimi bozmaya başladı ve hiç evine gidip kalmak istemiyorum. Strese sokuyor beni onunla her konuşmam. Dün telefonla konuştum ve 1 gündür söyledikleri beni delirtiyor, dişlerimi sıkıyorum. Bir de telefon etmiyorum diye söylenmeleri hiç bitmiyor. Ayıp olmasın diye arayacağım zaman bile karnıma ağrılar giriyor. Arıyorum karnıma ağrılar giriyor. Evine gidip kalınca çocuğuma nasıl baktığıma bile karışacak eminim. Eşimi üzmemek için bir şey demiyorum ama artık psikolojik olarak bu tavırlar beni yoruyor. Psikolojik destek almaya niyetim var ama asıl eşimle bu konuyu konuşmalı mıyım karar veremiyorum. Eşim annesinin bozuk psikolojisinin farkında. Ben de belki doğum sonrası depresyon yaşıyorum ama onunla konuşmadığımda iyiyim, onunla konuşunca kötüyüm. Ama son 1 senedir deprem sonrası olanlardan beri şu an çocuğum olmasına rağmen o gün torun diye tutturması aklıma geldikçe çıldırıyorum. Kadın torun dedikçe ben çocuk fikrinden nefret ettim senelerce. Benim ailem hiç böyle insanlar olmadığı için nasıl cevap vermem gerektiğini bilemiyorum kendisine çoğu zaman. Son olarak ablamı da kaybettiğimiz için annem bizimle yaşıyor artık. Eşim ben demeden annem bizimle yaşasın diye kendisi dedi zaten. Ama bir gün gelir de ben annene baktım, sen de anneme bak diye laf eder mi diye bir düşünce de aklımın bir köşesini kemirmeye başladı. Böyle bir şey olmasından çok korkuyorum... ben onunla yapamam yani... ne dersiniz eşimle annesinin tavırlarının bende yarattığı çöküntüyü konuşmalı mıyım? Sonuçta uzakta diyip katlanmaya çalışıyorum ama beni içte içe huzursuz etmesinden çok yoruldum.
Yorumunuzdan onu anladım ben hayret bı sekilde öyle yazmissinizİki tarafın annesiyle yaşamak da sorun. Hangisi olduğu benim için fark etmez, kadın ya da erkek. Birinin annesiyle birlikte yaşanıyorsa diğer tarafın annesine de ona göre davranılacak. Ne sandınız siz beni, erkek anası sevici mi?