Benim istemediğim şey ders anlatmak, bu işi yapamıyorum, geriliyorum, herkes derse girmeden 5 dk önce bakarken ben 1 hafta boyunca çalışıyorum, bu beni paniğe sevk etti
Yazdıklarınıza bakıyorum da sanki
armut piş ağzıma düş yaşamak istiyorsunuz.
Bu işler ilk başta zordur, pratikte bir işi bilseniz bile onu teorikte haftalık bir program dahilinde vermek büyük emek ister.
O yüzden özellikle ilk yıllar ders hazırlıkları, materyal toplama, ders planları, soru hazırlama vs derken zorlayıcı yıllardır.
Öğretim görevlisiyseniz en az 3
(büyük ihtimalle 4) derse girmeniz gerekir ve tüm bu hazırlıklar her ders için ayrı ayrı yapmalısınız.
Bir de herkes alanı ile ilgili derse girecek diye bir kaide de yok. YL veya doktoranız var mı yoksa mesleki tecrübe ile mi atandınız. Ders anlatma veya materyal hazırlamada bu kadar zorlanmanız bana YL veya doktoranız olmadığını düşündürdü.
Bölümde sadece siz yoksunuz, diğer docalar
(muhtemelen alanda doktora yapmış hocalar) da kendi alanları ile ilgili ders vermek istiyordur ya da uzun zamandır verdiği bir dersi size devredip yeni ders hazırlıklarıyla uğraşmak istemiyordur haliyle. Bu yüzden ders paylaşımlarında doğal olarak herkes istediği dersi alamaz, ister istemez bazıları alan dışı derse girmek zorunda kalır.
(Bir de açık konuşalım, alımlarda da çoğu zaman farklı değerlendirmeler işin içine girdiği için gerçekten ihtiyaç dahilinde alanlardan gelen kişiler de işe alınmaz, sonra hadi bakalım , benim alanım senin alanın diye ders paylaşım kavgası başlar). Ama
MissCherryBlossom demiş, bunun kitabı var, internetteki kaynaklar var. Alan dışı olsa bile çalışırlır, anlatılır yani. Bu işin içinde olan herkesin yaptığı bir şey bu.
"Herkes derse girmeden 5 dk önce bakarken ben 1 hafta boyunca çalışıyorum" diyorsunuz ya işte o yüzden dedim armut piş ağzıma düş yaşamak istiyorsunuz diye. Çünkü o
derse gitmeden önce 5 dk bakma olayı aynı dersi en az 3-4 yıl üst üste verince olur. Yani o 5 dk bakanlar da zamanında bir hafta hazırlanıp gidiyorlardı. Bu işte ilk birkaç yıl zorlanırsınız ancak dersleriniz oturduğunda rahat edersiniz. Ha, ben buna gelemem derseniz de elbette ayrılabilirsiniz. Karar sizin sonuçta.