çok severek evlendim ama çok mutsuzum eşimle vakit geçirmek istemiyorum

Buraya aslında biraz da kafamı toparlamak için yazıyorum. Eşimle 21 yaşımda tanıştım 22 yaşımda çokk severek deli divane aşık bir şekilde evlendim. evleneli 2.5 yıl olacak ama başlarda bana çok tatlı gelen şeylere bile sinir oluyorum eve geç geldiği zaman mutlu oluyorum onunla hiçbir şey yapmak istemiyorum çünkü yanındayken kendimi fazlalık gibi hissediyorum. Biraz detaylıca anlatacağım en baştan, benim de hatalarım var ama artık her gün keşke evlenmeseydim diye uyanıyorum. Eşim benden 6.5 yaş büyük ve kesinlikle çok iyi bir insan. Ve başarılı da yurtdışında yl vesaire yapmış birçok vakıflarda işlerde çalışmış her telden insan tanır herkesle anlaşır da, lisedeyken kayınpederim iflas etmiş eşim çalışmış güzel paralar da kazanmış kendi kendisini yetiştirmiş ailesinde üni mezunu bile yok eşim kendi çabalarıyla yurtdışında okumuş gelmiş şimdi iyi
bir yerde çalışıyor herkese yardımı dokunur neşelidir çevresi geniştir gezmeyi çok sever yemek yapmayı sever cömerttir vesaire. Biz ilk tanıştığımızda öyle romantikti, nokta atışı hediyeler alırdı, yolda durup şiirler okur şarkılar söylerdi, bir günde 30 35 bin adım atardık bazen istanbulun altını üstüne getirirdik, gözlerine bakarken kendimi bebek gibi sevildiğimi
hissederdim kıymetli hissederdim, elimi sımsıkı tutardı, gözlerimin içine bakardı. Aramızdaki yaş farkı ve hayat tecrübesi dolayısıyla hep böyle o anlatır ben dinlerdim yanında fıtı fıtı dolaşıp... Her şey yolunda evlendik eşimin ailesini de çok severim çok iyi insanlar hatta eşimle ilgili tüm dertlerimi kayınvalideme anlatırım, görümcem hakeza bazen ben bir şey demeden eşimi ikaz eder bqzı konularda vesaire. Diyeceksiniz ki sen de buldun bunuyorsun. Bwzen sırf ailesinin hatrına eşime katlanıyorum öyle diyeyim. Neyse evlendik. Eşimin kendi doğruları hakkında bazı keskin tavırlaro olduğunun evlenmeden önce de farkındaydım ama daha çok arkadaşlarına uzak akrabalarına ksrşo böyle gibiydi ve ben de bir duruşu var diye beğenirdim hatta. ailesinde bile hep onun sözü geçer annesi babası bile mum gibi o ne derse onu yapar kıymet verdikleri için ama bazen bir anne babanın evladın ağzına bu kadar bakmasını garipsiyorum asla hayır diyemiyorlar eşime haksız bile olsa bir şey diyemiyorlar. Eşim buna öyle alışmış ki. Evlendikten sonra birdenbire 'ben böyle diyorum böyle olacak nokta'şeklinde bir adamla karşılaştım. Sevgiliyken görememişim bu tarafını. Ben tesettürlüyüm, babam ilahiyat mezunu ve hafızdır. Buna rağmen hiçbir zaman giyim kuşamıma karışmamıştır, bize bu konularda hep örnek olarak öğretmiş asla baskı yapmamıştır. Pozitif ayrımcıdır örneğin genç bir kız güzel bir arabaya bindiğini görünce mutlu olur, bir yerlere gitmemize vs hiç karışmamıştır örneğin ben ümiversite birde başka bi şehirdeki arkadaşımın yanına gitmek üzere plan yaptım kızlarla bir anda gidip babama söyledim biz yarın tokata gitmek istiyoruz baba diye, arkadaşımı da uzun zamandır tanıyıp sevdiği için hiçbir şey demedi sadece iyi eğlenceler paran var mı dedi mesela. Eşim nişanlıyken kollarım yakam falan kazar açılırsa düzeltirdi ben de bir şey demezdim çünkü bunlar bir aynaya baktışımda fsrketsem benim de düzelteceğim dikkat edeceğim hususlardı. bazen kısa sweat blazer falan da giyiniyordum uzun elbise de giyiyordım ilk tanıştığımızda bu gömlekler kısa değil mi elbiselerin daha güzel falan diyordu. Ben de aslında tesettürüme daha dikkst etmek istiyordum ama alışlanlıktan vazgeçemiyordum derken derken pantolonu falan hayatımdan çıkardım buraya kadar sorun yok ben de memnundum isteyip de yapamadığım bir şeydi. evlendikten sonra her gün ama her gün biraz daha abartmaya başladı yani sebgiliyken giydiğim bütün elbiselerde sorun çıkarmaya başladı rüzgar uçtu bileğin gözüktü bilmem ne oldu boynun açıldı şöyle böyle her gün biraz daha fazla kısıtlamaya başladı. Eşimin motoru vardı motora bile binemez oldum bacağın gözüktü kavgasından. Ve ben her dediğini kabul etmeye başladım ama artık iş yürürken 1 cm bileğim gözüktü dte kavga etmeye gelince ben artık yazın bile spor ayakkabıların içine uzun bilekli çorap hiyiyordum, makyajıma karışmıyordu bir gün tuttu makyaja laf etmeye başladı. Sürekli bi kadınları küçük görme, sürekli bir kendini övme. En çok övdüğü kadın profili hem kendine bakıp hem sosyal olup hem hobileri olup hem eşine sınırsız hizmet eden yani aslında imkansız olan bir profil. Bana çalış ya da çalışma demez aslında teşvik eder istediğim şeyleri yapayım şimdi de kendi paramı kazanıyorum ona hiç karışmaz hatta kendisi üstüne de vermeye devam ediyor ama genel bi kadınları küçük görme hali var yani erkek egemenliğine aşırı değer veriyor diyeyim. Ki ben de bir kadın olarak eşime hizmet etmekten gocunmuyorum ve doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorım ama her şey karşılıklı tabi. Hep ağızda bir hizmet lafı itaat lafı insnaı severek yaptığı şeyden tiksindirir. Kendinden o kadar mennun ki ve etrwdındaki herkes de sürekli onu övüyor. Bir yerden sonra bsna tecrübe gibi gelen konuşmaları bir tek kendi doğrusunu doğru kabıl etme gibi gelmeye başladıZ Kendisi gibi düşünmeyen herkesi aşağılıyor, asla eleştiri kabul etmiyor, kendimi anlatmaya çalıştığımda bir şekilde ben kendimi özür dilerken buluyorum vesaire. O her gün buluşup saatlerce dolaştığımız adam gitti, önden önden giden varlığımın bile farkında olmayan bi adam geldi. Bir gün arkadaşım ve eşiyle buluştuk hatta arkadaşımın kocası bile demiş niye hep önden gidiyor beyza yalnız kaldı arkada diye. Hep onun zevklerime göre yerlere gidiyprız mesela hep onun sevdiklerini izliyoruz hep onun sevdiklerini dinliyoruz vesaire. evlendilten sonra bütün ilgisi alakası bitti. Asla elimi tutmaz, bir kez kendisi gelip de yanağımdan bir yane öpmez, sadece cinsellik için yanaşır ve onu da aşırı çok istiyordu ilk zamanlar. Sultanım güzelim birtanem sevdiğim bütün hepsi gitti geriye bir tek ismim kaldı. İlk evşendiğimizde balık etliydim ama lisedeyken 100 kilodan 68 e inmiştim biraz fazlam vardı ama kendimi iyi hisseditordum güzel hisseditordum. Eşim evlendiğimiz hafta oha bacaklaron ne kadar kalın dedi. Yememe içmeme karışmaya başladı. Bütün bunlar beni çok tetikledi ve zaten tam anlamıyla aşamadığım yeme ataklarım ve gizli yemelerim başladı. 2 senede tekrar 100 kiloya döndüm. Eşim hep kilolu kadınlar hakkında kötü konuşur kınardı, kendi teyzesi için bile karşımda geçmiş fil gibi pturuyor tiksiniyorum falan demişti ben bunları duyduköa iyice kısır döngüye girdim özgüvenim kırıldı, özgüvenim kırıldıkça yedim. Eşim şuan benden utanıyor bunu biliyorum. Bu kıskançlık kavgaları, benim gibi rahat yetişmiş birini sürekli yönetmeye çalışması (mutfakta doğradığık maydanoza bile karışıyordu ilk zamanlar) ev ve hayata dair ihtiyaç çatışmaları, vakit geçirirken bencilce tercihler yapmak, ilgisizlik, benim kilomla alakalı özgüvensizliğim vesaire ve bir iki haftada bir haftsonu kayınvalidemlerde kalıyorduk mutlaka ben gitmek istiyordum ama kalmak istemiyordum bi türlü anlaşamıyorduk gece evimize dönelim diyordum. Tüm bunlar beni çok yordu en çok da ilgisizlik. Ben söylenen birisi değilimdir, aman dağıtsın önemli değil derim, hizmet hürmet ederim, maddi beklentileri olan biri değişim evlenşrken masraf olmasın diye tektaş alalım dedi onu bile istemedim nikah yemeği düğün bile istemedim balayı istemedim o zaman maaşı şimdiki kadar iyi değildi ev eşyalarımız bile tam değildi ailesinin aldığı koltuk takımın parasını düğünden sonra annenlere geri ver altınlardan dedim kimseyi zora sokmak istemedim hoş onlar da imkanları dahilinde çok cömertler zaten ama yine de hep eşimi ve ailesini düşündüm, söylenmem etmem, uyumluyumdur, neşeliyimdir ama içimi soldurdu sürekli bu tartışmalar. Bazen almanyaya gidiyoruz görümcemin yanına, eşi öyle ilgili öyle tatlı, ne zaman arkamızı dönsek ya sarılırken ya yanağından makas alırken ya yanağından öperken görüyorum. Onları böyle görüp de geceleri ne kadar ağlamıştım ilk yanlarına gittiğimizde. Dışarı çıkıyorduk mesela gemzeye bisikletle. Eşim en önden gidiyordu, ben bir dükkanın vitrinine bakmak için duraklamışım, bisikletimin zinciri atmış, arkada kalmışım dönüp bakmamıştı bile, enişte bile eşimden daha çok düşünceli davranıyordu arkada kalıp bekliyordu, harry potter seviyorum diye sürpriz yapıp hogwartsa benzeyen bir yere götürmüştü. örneğin oradayken ben isviçreye gitmek istemiştim çok yakındı. defalarca gittik almanyaya defalarca söyledim gidelim diye kendisi gereksiz bulduğu için gitmedik ama almanyada yaşayan bir arkadaşını görmek için kalkıp frankfurta gittik mesela almanyanın en sıkıcı şehri görecek giçbir şey yok. benimle vakit geçirmek gibi bir derdi yok yani evlendikten sonra birden bepsi bitti benim zevklerim benim isteklerimin bi önemi kalmadı, günşük hayatımız da gezilerimiz de hep onun isteklerine göre şekillenmeye başlafı. ben onun için bir şeyler yapmaktan mutluydum ama birden ben ilişkide yok oldum snaki. Kilo almama bağlıyorum bazen çünkü onezite derecesinde kilo aldım ve bir adam evlendipi kişiden 30 kilolu birisini beğenmeyebilir haklıdır da ben de beğenmiyorum ama bu ilgisizlikler kilo almamdan çok önce başlamıştı. Düğünden bir gün öcne sabaha kadar ağlamıştım ilk kavfamızdı evlendiğim ilk haftadan itibaren acaba dite sorgulamaya başladım. Eşimi öpücüllere boğarım sarılırım iltifalat ederim kolynu kaldırıp sarılmaz bile bazen. Sanki yokum onun için. Ona seni seviyorum diyemiyorum sanki onu twciz ediyormuşum gibi hissediyorum. Sadece cinsellik isteyimce yanıma yaklaşır ve ben vücüdumdsn ıtandığım için evlendiğimden beri bir kez bile ilişkiden zevk almadım sadece görev mantığıyla olsun da aradsn çıksın diye yapıyorum. Eskisi kadar bana karışmasına müsade etmiyorum tesettür vs. cevap veriyorum ama yine de koptuk birbirimizden. Beraber hiçbir şey yapmak istemiyoruz. Evlendiğimden beri bir tane bile güzel anım yok. Babamın evindeki rahatlığı bunun için mi bırwktım diyorum. Bakıjca eşim iyi bir insan ailesi de iyi eşim ailene de kıymet verir vesaire ama, iyiyse cennete gitsin diyorum bazen, ben bi ilişkide yokmuşum gibi hissettikten sonra... ne yapacağımı bilmiyorum sareve kendime odaklandım bu aralar spora dyetisyene başladım dışarı çıkıyorum vesaire ama ev arkadaşı gibi olduK, evlilik bekarlıktan on kar daha güzel diyen arkadaşlarımı gördükle üzülüyorım ben hiç öyle diyemedim
Canm üzüldüm yazdklarına normalde uzun seyleri okumam seninkini okudum.. Öncelikle eşin narsist kendini üstün görüyor belli ki. Narsist kisilik özelliklerini bi araştır derim. Ben de şuan kilo vermeye çalışıyorum kilo zaten başlı başına bir özgüven sorunu hem kilo problemi yaşayıp hem narsist biriyle birliktesin bu çok zor...Kilo vermek zaten kolay birşey değil. Öncelikle bunların farkında olarak başla yani sorun sende değil özgüvenini kaybedeceğin birşey yok karşı taraf narsist unutma bunu çok belli yani. Kiloya gelince evet kilolu olmak çok zor gerçekten ben bazen aynaya bile bakamıyorum vermeye çalışıyorum bin tane diyet denedim şimdiye kadar. Mesela diyetisyeni çok iyi düsünmüssün aynı şekilde diyete ve spora devam et ama bu iki konuyu birbirinden ayrı tut yani evet kendinde farkındasın kilolu eş erkekler için sorun ve hangi erkek olursa olsun bence illaki sorun eder kimse kusura bakmasın ama gerçek olan bu kendimizi kandırmayalım erkek beyni görsel yani. Evliliğinde kilo sorunun var evet ama kilonu verince bu adam değiscek mi bu da ikinci konu sen kilo versen de değismiycek adam belli ki narsist o yüzden kiloyu kendin için ver zaten ama esas konu narsist biriyle birlikte olup olmaman.....
 
Hiçbir kavgamızda gönlümü almamıştır hep üstü kapanıp gitmiştir bu yüzden biriken kırgınlıklarımı unutamıyorum.

eşim kahve sevmez dışarıda kahve içelim dediğimizde de surat yapar ne gerek var diye, ama mesela en iyi restoranda kebap yemeye para verilebilir, ama kahveye verilemez mesela. ki ben de zaten birçok zaman termos taşırım ama örneğin hadi bi çıkalım yürüyelim eslabta oturalım kahve içelim desek ne gerek var der gelmez gelse de surat yapar bir şey içmez vesaire. ama kendisi günde 3 demlik çay içer biz mutfakta can hıraş kaç çeşit yemekler mezeler yaparken bile gelip çay ister. neyse bir gün almanyadan geldik 8 aylık evliydik (almanyaya ilk gidişimizdi beraber ilk defa bir yere gidiyorduk aile ziyareti bile olsa tatil gibiydi bir nevi, bileğin açılıyor yürürken diye kavga etmiştik havaalanında 3 saat boyunca usul usul ağlamıştım farketmemişti bile.) ailecek oturuyorduk görümcemin eşi ben bi markete gidiyorum dedi çıktı, geldiğinde görümcemle bana kahve almıştı biz çay içiyoruz siz çay sevmiyorsunuz siz de kahveyle eşlik edin diye. öyle içime oturdu ki bu. gece oldu yattık, ben dayanamadım gözyaşlarım artık durmuyor kendimi mutfağa attım csmı açtım hava alayım diye ama ağlamamı durduramıyorım o kadar ağırıma gitti eşimden başka herkesin beni düşünüyor olması. kayınvalidem uyumamış ses duyunca geldi karanlıkta yavrum iyi misin diye sorunca yarım saat kayınvalidemin omuzunda ağladım hıçkıra hıçkıra. sonra gittim yattım eşim uyandı telefona baktı bi süre falan. sonra dedim ki evlendiğimizden beri bama bir kere bile seni seviyorum demedin. (evlenmeden önce bugün sana bir daha aşık oldumların bini bir paraydı..) olur mu öyle demişimdir falan dedi böyle bi şaşırdı kaldı , sonra hiç birşey demedi sarıldı. ( Ben artık öyle haldeyim ki bin yılda bir yanağımdan maks alırsa ya da öperse içimden ağlamak geliyor bir öpücüğe bu kadar hasret kalıp çocuk gibi sevindiğim için) Bir hafta boyunca bi garipti sürekli yanıma gel sarıl gel bi öpiyim falan demeye başladı sonra bi gün biraz yüricem diye çıktı, bir geldi gözleri dolu dolu beni sanki kaybetmiş de yeniden bulmuş gibi.. Bir haftadır söylediğin şeyi düşünüyorım ben seni nasıl bu kadar ihmal ettim nasıl böyle davrandım ben seni haketmiyorun sen benim bereketimsin kıymetlimsin özür dilerim beni affedebilecek misin seni çok seviyorum falan. ağladı bile bir sarılıyor bir öpüyor bir özür diliyor. saatlerce özür diledi. O gün ona tüm kırgınlıklarımı söyledim, sabaha kadar dizlerime kapandı resmen beraber ağladık konuştuk kırgınlıklarımızı söyledik vesaire. Bu 1.5 yıl önceydi Ama çok geçmeden yine eskisinden de beter hale döndük. Yine kırılıp kırılıp hiç gönğl almadan üstünü kapattık. Kıskançlıkları müdahaleleri devam etti. Yürürken sürekli ayakalrıma bakıyır bileğim açıldı mı diye boynuma bakıyor bir tane tekme atasım geliyor saplantılı gibi aynı. En son 1 yıl önce manyak bi komşumuz vardı bir gün bir küfür etti adam bizim salondan duyuldu hep duyuluyordu zaten gayri ihtiyari dayanamadım duvara vurdum sonra adam bizim kapımız tek elemeye başladı yarım saat bize sövdü polis vs çağırdık apar topar oradan taşındık. O gün Annem de bizdeydi. Ben duvara vurunca annemin yanında bıktım senin bu gerizekalı hareketlerinden dedi. O an çok sinirliydi çıksa adamı öldürürdü bir şey demedim ama çok ağırıma gitti sonra olayın ğsütnden zaman geçince konusunu açtım kızmakta haklı olduğunu ama beni annemin yanında aşağıladığını çok kırıldığımı unutamadığımı söyledim yine ben suçlu oldum. Bir gün tesettür mevzusundan kavga ederken bana tam kapının önünde çıkmaya hazırlanırken tamam kes çık dışarı diye kolumdan tutup kapıya ittirmişti. bunlardan başka hakarete varan konuşması falan olmadı ama insan unutamıyor hiç de gönlümü almadı üstü kapandı gitti.
Gönül alma eşiğini çoktaannn geçmişsiniz.
 
Benim gorumcem de disari cok iyilik yapar ozellikle maddi olarak ama bunlari iyiliginden degil daha fazla saygi duysunlar insanlara daha fazla lafi sözü geçsin diye yapar minmet altinda birakir yani bir nevi eşinin ailesine de çok iyilikler yapmistir bu sekilde ama sonunda boşandilar tabi.
Bunu özellikle maddi olarak kendinden daha asagidakilere kullanir. Ben boyle gozlemledim eşinizi de ona benzettim.
Bu konuyu şahane analiz etmişsin 👏
 
Gunaydin. Baslikta aslinda esinizi ozetlemissiniz. Oncelikle esiniz iyi falan degil. Bunca zaman bu sorunlarinizi hic konismadiniz mi? Kilonuzu dert etmissiniz belli ki bir sebep ariyorsunuz ama sebep kilo olamaz. Insan kilo alir,kilo verir kilonuzu sadece sagliniz icin dert edin. Evlenirken zayif olursaniz birbirinizi cok seversiniz, kilo alirsaniz soyle olur demiyor nikah memuru. Iyi gunde kotu gunde diye soz veriyoruz.
Buna tam katılmıyorum ben.60 kilo beğendiğin bir kadını 100 kiloda beğenmek zorunda değil bence kimse.aynısı erkekler için de geçerli.haa beğeneni takdir edersin de beğenmeyene de verip veriştiremiyorum ben.herkes öyle çok ulvi duygularla eşini sevmek zorunda değil.zorla mi hoşlansın yani eşinden şişman insan sevmiyorsa.kadın erkek kim olursa.bir kere evlendi diye ilişkiye emek vermekten vazgeçmemeli kimse.recep ivedikte diyor ya ruhun güzeldir belki ama ruhlar aleminde de yaşamıyoruz yani.seviştiğin beden kanlı canlı bir beden.şişman insanla sevişmek de çok zor oluyor gerçekten bu arada.koskoca göbeğin altından birşeyler yapmaya çalışıyorsun falan.kilo alınır verilir de 40, 50 kilo da değil.10, 15 kilo falan.
 
Son düzenleme:
Buna tam katılmıyorum ben.60 kilo beğendiğin bir kadını 100 kiloda beğenmek zorunda değil bence kimse.aynısı erkekler için de geçerli.haa beğeneni takdir edersin de beğenmeyene de verip veriştiremiyorum ben.herkes öyle çok ulvi duygularla eşini sevmek zorunda değil.zorla mi hoşlansın yani eşinden şişman insan sevmiyorsa.kadın erkek kim olursa.bir kere evlendi diye ilişkiye emek vermekten vazgeçmemeli kimse.recep ivedikte diyor ya ruhun güzeldir belki ama ruhlar aleminde de yaşamıyoruz yani.seviştiğin beden kanlı canlı bir beden.şişman insanla sevişmek de çok zor oluyor gerçekten bu arada.koskoca göbeğin altından birşeyler yapmaya çalışıyorsun falan.kilo alınır verilir de 40, 50 kilo da değil.10, 15 kilo falan.
Çok güzel yorum 👏🏻 gerçekten kilo çok önemli bence evlilikte hatta hayatın her anlamında.. ve erkekler görsel beyin kiloluyum yine de sevmesi gerek diye düşünmesin kimse. Niye sevsin annesi misin ablası mısın. Seninle niye evleniyor bu adam belli yani...Ama kadınlarımız bunu anlamıyor hastalıkta sağlıkta diyor yok öyle dünya....
 
öncelikle düşünceli yorumunuz için teşekkür ederim. Buradaki ikinci ve son paylımımda şunu anladım, buradaki büyük bir çoğunluk sadece içini döküp yargılanmadan tanımadığı insanlarla dertleşmek isteyen kadınların zaafları üzerinden saldırarak kendi yenilmez kadın imgelerini egolarını pohpohluyorlar, eleştirdiklerinden çok da farklı değiller, bir çoğunun da aynı durumda olduklarında neler yaşayacağını görmek isterim. Ve evet uzuj uzadıya açıklamak sadece onun daha çok üste çıkmasına sebep oluyor. Artık bunu yapmıyorum. Müdahalelerine izin vermiyorum. Önceden korkardım aramız bozulacak diye. Ben net tavrımı koydukça diretememeye başladı. Ama bu benim kırgınlığıma çare değil. Tabiki yuvamı yıkmak istemiyorum. İnsanlar çok acımasız. Kırgınlığm geçer mi o bunun farkına varır mı bilmiyorum. Çalışmaya başladım, bir süre kendime odaklanıp sonrasına bakacağım, nasip... Dediğiniz gibi günah meselesi değil, o kadar takvalı olan adam başkta türlü davranır, tamamen söz geçirme olayı bu. Ama ben artık kendim tesettürüme dikkat etmek istiyorum, sırf onun inadından dolayı eskiye dönmem. Ama hep verici olmaktan da yıldım, kendimi anlatmaya çalışmaktan da yıldım. Biraz daha süre veriyorum, çünkü şimdiye kadar tavrımı koymazdım, yeni yeni yapıyorum, rahatwız oöuyorsan gelme ben gidiyprım diyorum. Ama bir heves bir tebessüm bir şey kalmadı artık bende
Beyza hanım, bence biraz eşinizi yontmanız gerekiyor, daha önce de bir mesajda gördüm, dediklerini dinlemeden kendi bildiğinizi okuyun, cok keskin sınırlar da çizin, sizin fiziğinizle ilgili yorum yapamasın mesela. Cok gençsiniz, asla bebek düşünmeyin bu arada. Calısmıyorsunuz sanırım, yine de calısmayı da düşünün, hayat bu hiç belli olmaz.
 
Çok güzel yorum 👏🏻 gerçekten kilo çok önemli bence evlilikte hatta hayatın her anlamında.. ve erkekler görsel beyin kiloluyum yine de sevmesi gerek diye düşünmesin kimse. Niye sevsin annesi misin ablası mısın. Seninle niye evleniyor bu adam belli yani...Ama kadınlarımız bunu anlamıyor hastalıkta sağlıkta diyor yok öyle dünya....
Yalnız konu kilo değil hanımlar. Konu sahibinin eşi bildiğiniz takıntılı, ruh hastası ve dağ ayısı gibi davranıyor. Evlilik öncesi de nişanlısı ona kilo sorunu yokken çok fazla kısıtlayıcı davranmış her şeyine müdahale etmiş. Tamam dış görünüş önemli fakat bu konuda dış görünüş en son düşünülecek şey. Kadına hakaret , fiziksel, psikolojik şiddet, her türlü manipülasyon uygulanmış. Özgüveni o kadar düşmüş ki gelmiş burda hâlâ kocam çok iyi birisidir diyor, küçük bir sevgi kırıntısıyla kendini mutlu etmeye çalışıyor.
 
Çok güzel yorum 👏🏻 gerçekten kilo çok önemli bence evlilikte hatta hayatın her anlamında.. ve erkekler görsel beyin kiloluyum yine de sevmesi gerek diye düşünmesin kimse. Niye sevsin annesi misin ablası mısın. Seninle niye evleniyor bu adam belli yani...Ama kadınlarımız bunu anlamıyor hastalıkta sağlıkta diyor yok öyle dünya....
Şimdi şöyle hiç bu tarz şeylerden etkilenmeyen erkekler var mı? çok var.hatta burada hava atanlar bile oluyordu.cok kiloluyum ama eşimin performansı çok iyi diye.ama etkilenen erkekleri de çok okuduk.bu kişisel bir durum.etkilenmeyeni takdir etmediğim gibi etkileneni de kınayamıyorum.içten gelen bir durum.neresini suçlayayim yani?.Ama konudaki adam haksız.ilk günden bedensel eleştiriye başlamış.ben genel durum olarak yorum yapıyorum.
 
Buna tam katılmıyorum ben.60 kilo beğendiğin bir kadını 100 kiloda beğenmek zorunda değil bence kimse.aynısı erkekler için de geçerli.haa beğeneni takdir edersin de beğenmeyene de verip veriştiremiyorum ben.herkes öyle çok ulvi duygularla eşini sevmek zorunda değil.zorla mi hoşlansın yani eşinden şişman insan sevmiyorsa.kadın erkek kim olursa.bir kere evlendi diye ilişkiye emek vermekten vazgeçmemeli kimse.recep ivedikte diyor ya ruhun güzeldir belki ama ruhlar aleminde de yaşamıyoruz yani.seviştiğin beden kanlı canlı bir beden.şişman insanla sevişmek de çok zor oluyor gerçekten bu arada.koskoca göbeğin altından birşeyler yapmaya çalışıyorsun falan.kilo alınır verilir de 40, 50 kilo da değil.10, 15 kilo falan.

Sen katil diye yazmamistim zaten Ferhanscim. Seninle iliski ve evlilige bakis acimizda ucurum fark var.
 
Yalnız konu kilo değil hanımlar. Konu sahibinin eşi bildiğiniz takıntılı, ruh hastası ve dağ ayısı gibi davranıyor. Evlilik öncesi de nişanlısı ona kilo sorunu yokken çok fazla kısıtlayıcı davranmış her şeyine müdahale etmiş. Tamam dış görünüş önemli fakat bu konuda dış görünüş en son düşünülecek şey. Kadına hakaret , fiziksel, psikolojik şiddet, her türlü manipülasyon uygulanmış. Özgüveni o kadar düşmüş ki gelmiş burda hâlâ kocam çok iyi birisidir diyor, küçük bir sevgi kırıntısıyla kendini mutlu etmeye çalışıyor.

Cok sukur okudugunu anlayan biri.
 
Yalnız konu kilo değil hanımlar. Konu sahibinin eşi bildiğiniz takıntılı, ruh hastası ve dağ ayısı gibi davranıyor. Evlilik öncesi de nişanlısı ona kilo sorunu yokken çok fazla kısıtlayıcı davranmış her şeyine müdahale etmiş. Tamam dış görünüş önemli fakat bu konuda dış görünüş en son düşünülecek şey. Kadına hakaret , fiziksel, psikolojik şiddet, her türlü manipülasyon uygulanmış. Özgüveni o kadar düşmüş ki gelmiş burda hâlâ kocam çok iyi birisidir diyor, küçük bir sevgi kırıntısıyla kendini mutlu etmeye çalışıyor.
Konu konuyu açıyor o yüzden.yoksa adamın elle tutulur yani yok.
 
Buna tam katılmıyorum ben.60 kilo beğendiğin bir kadını 100 kiloda beğenmek zorunda değil bence kimse.aynısı erkekler için de geçerli.haa beğeneni takdir edersin de beğenmeyene de verip veriştiremiyorum ben.herkes öyle çok ulvi duygularla eşini sevmek zorunda değil.zorla mi hoşlansın yani eşinden şişman insan sevmiyorsa.kadın erkek kim olursa.bir kere evlendi diye ilişkiye emek vermekten vazgeçmemeli kimse.recep ivedikte diyor ya ruhun güzeldir belki ama ruhlar aleminde de yaşamıyoruz yani.seviştiğin beden kanlı canlı bir beden.şişman insanla sevişmek de çok zor oluyor gerçekten bu arada.koskoca göbeğin altından birşeyler yapmaya çalışıyorsun falan.kilo alınır verilir de 40, 50 kilo da değil.10, 15 kilo falan.
Evlilik böyle bişey değil aşkoş. Kilo alınır verilir, her daim seksi ve çekici olamaz kimse, bunun hastalığı var, hamileliği var doğurması var, emzirmesi var, gece uykusuz kalıp çocuğun huysuzluğu ile uğraşması var, oynaşmalarının arasına kedi gibi çocuğun sokulması var. İş güç, geçim sıkıntısı, borç harç, ana dana derdi var. Yedi yirmidört seks tanrısı gibi gezilen bir şey değil evlilik. Hayat birleştiriyorsun, şaka değil o iş.
 
Evlilik böyle bişey değil aşkoş. Kilo alınır verilir, her daim seksi ve çekici olamaz kimse, bunun hastalığı var, hamileliği var doğurması var, emzirmesi var, gece uykusuz kalıp çocuğun huysuzluğu ile uğraşması var, oynaşmalarının arasına kedi gibi çocuğun sokulması var. İş güç, geçim sıkıntısı, borç harç, ana dana derdi var. Yedi yirmidört seks tanrısı gibi gezilen bir şey değil evlilik. Hayat birleştiriyorsun, şaka değil o iş.
Sorun yaşayanlar oluyor mu oluyor ama.her evlenen de o olgunlukta evlenmiyor maalesef.
 
Bu denyoya sürekli iyi biri demenzden anlyrm ki manipulelri işe yaramış size iyi olduğuna inandirmis.
Evliliği sürdürme motivasynnz nedir? Sakın Çocuk yapmayı düşünmeyin çünkü sonrasında çocukla ilgili aklınızı sınar annem baksın sen bakamzsn der.
Bence direk aile terapistne gidin desem gelmez o. Siz psikologa gidin de biraz gözünüzü açsın. Böyle narsist sosyopat bir insanla bir ömür geçer mi sizce? Ailenize anlatın ayrıca her şeyi. Elinizde kanıt olack şeyler gecirin ve boşanma kolay olsun.
Kaç kurtul canım daha genceciksin
 
Bence siz böyle saldırarak kendi yaralarınızı saklamaya çalışıyorsunuz. Üslubunuz ve siz iğrençsiniz. Kısa bir süreliğine çocuk hevesimiz olmuştu, bir seferlik binde bir olan bir ihtimali şansa bırakmak istedim, korunma bilmeyen cahil etiketi yedim.. Dilerim daha beteriyle imtihan olursunuz.
Bu kadar anlama durumunu eşinizi anlamada kullansydnz burda konunm acmazdnz. Kadın açıkça size anlatmış her şeyi ama tahmin ediyrm sizin evde babanız da bu şekilde bir insandi ve degisecgni sanyrsnz. Bir de beddua etmssnz bu hanımefendiye siz daha beterini bulamzdnz zaten.
 
Yok canım, önce koca güzelleme, ardından üyelere hakaret ve beddua, en son üyelik iptali = kocişim de kocişim. Hiç şaşmaz maalesef.
Tabi canım kaçınılmaz son. İşine gelmedi o “çok iyi kalpli” kocişkosunun gerçek karakterinin burada yüzüne vurulması. Ne boşanması ya koştura koştura Ürer şimdi bir de. Herkes kendi hak ettiğini yaşıyor. Sürünsün
 
Sizin boşanmak gibi bir niyetiniz yok, sizi sevmeyen , kötü davranan , sizden kadın olarak tiksinen, size aşağılık bir yaratıkmış gibi davranan kocanızla evliliğinizi sürdürmek istiyorsunuz. Evliliğin bir konforu var, hayatta evlilik konusunda başarısız olduğunuzu kabul etmek istemiyorsunuz, babanızın yıllar önce etmiş olduğu bir lafı, sizinle evlendiğinizden itibaren beğenmediğini belli eden adamın önümüzdeki 30 yıl içinde değişeceğine dair bir inanç yaratmak istiyorsunuz.
Buradaki insanlar ne yazarsa yazsın , siz boşanmayacaksınız. Eminim herhangi bir korunma yöntemi kullanmıyorsunuz, eski mesajlarımıza baktım, bu iğrenç heriften bir de çocuk yapmaya çalışıyorsunuz. Sizde Stockholm sendromu var, size açıkça köpek gibi davranan kocanızı ama iyi adam, ama cömert diye savunuyorsunuz. Size bir bardak su verse ama bana su verdi , ama çok iyi insan diye savunuyorsunuz.
Sizin bu döngüden kurtulmak gibi bir amacınız yok, eşinizin kötülüğünü yazana , ama benim eşim melek diyorsunuz.
Hamile kalınca zaten çocuk var ayrılamam bir de çok iyi baba dersiniz. 🤷🏻‍♀️
Yani size aşağılayan, insan gibi davranmayan, suratınıza tükürse şükür diyeceğiniz ve aynı döngünün içine sokacağınız çocuklarla mutluluklar.
Bizim size sözlerimiz hep boş, siz kabul ettiğinizi yaşamaya devam edeceksiniz.
Genelde bu tarz konularda, son cümleden ö ce bilmem kaç haftalık hamileyim yazılır ama bu sefer şaşırttı beni.ama bence de olmadığı için korunduğunu ben de sanmıyorum.
 
Back