İlişkide başarılı olmak

İlişkide başarılı olmak diye bir şey yoktur. Hele hele bir paşa evladını alttan alarak, suyuna giderek, talep etmeksizin vererek ilişki yürümez. İlişki iki kişiliktir. Tek tarafın çabası ile yürümez. O kitabı ortadoğu kafasında bir erkek yazmış, fıldır gitsin çöpe.
 
Saçma bi kitapmiş. Aksine istek ve beklentilerimizi, hislerimizi açık açık konuşmalıyız. Sağlıklı ilişkide iletişim temel taş. Görüşmek isterseniz söylersiniz. Kızdıysanız söylersiniz. Bi de talep etmezsen kim ne bilecek, sen ne istiyosun. Bu arada erkek arkadaşınızdan bi cacık olmaz. 10 gündür aynı şehirdesiniz ve görüşmek istemedi. Geldiğinin ertesi günü ilk iş sabah erkenden görşmek olmalıydı işiniz. Sağlam, bağlı, tutkulu bi ilşkide işler böyle ilerler. Hatta uçak otobüs vs. İneceği yerden sizin karşılamanız gerekiyo. Yani 10 gün görüşmüyosa bi erkk size karşı bi ilgisi yoktur ama cepte tutmak istiyor. Hatta görüştüğü başka kişiler olduğunu düşünüyorum. O yüzden size sıra gelemedi 10 gündür. Açın gözünüzü biraz.
 
öncelikle o kitap tam bir çöpmüş.
erkekler bizim gibi değiller onlardan bişey istiyorsak bunu lafı dolandırmadan, kısa ve öz biçimde, net şekilde söylememiz lazım.
diyelim ki adam çok yoğun ama cepte tutuluyor gibi hissetmiyorsun, başka biri olduğundan falan şüphen yok sahiden yoğun ve sana eskisi gibi zaman ayırmıyor. belki kafası çok dolu belki sorunlar yüzünden sana odaklanamıyor vs. açık açık konuşmak lazım. eğer bu durumdan şikayetçiysen şey diyeceksin mesela, son zamanlarda bana eskisi gibi zaman ayırmıyorsun. bana karşı hislerin değişmiş olabilir, tamam. ama böyle devam etmek istemem. diyeceksin. adam seni kaybetmek istemiyorsa bir açıklama yapar, duygularla değil yoğunlukla alakası olduğunu söyler ve dikkat etmek için uğraşır. sonuçta yoğunluk, zamansızlık hiç arayıp sormamak için bi bahane olamaz. 1 saat konuşmaz yarım saat konuşur ama hayatındaki kişiye değer verip zaman yaratır insan. bundan taktik yapmalık bir durum yok yani. misal.

en çok başa gelen şey cepte görmek. bunu hem kadınlar hem erkekler yapıyor. yedekte tutuyorlar ya da cepte görüp kalmanı veya gitmeni umursamıyorlar. cepte gözükmemek için zor kadını oynamak, hafif ulaşılmaz olmak ve karşı tarafa kaybetme korkusu aşılamak lazım diye düşünüyorum. cebe girdiysen de çıkman imkansız gibi bişeydir, adam da bunu anladıysa vay haline durma zaten o ilişkide hiç. şu bir gerçek, değersiz hissedildiğin hiçbir yerde kalmamalısın. mesela senin ilişkinde spiral meselesinden tut da adamın konuşurken üslubuna varana kadar buram buram değersizlik kokan şey vardı. whatsappta sana yazmayıp çevrimiçi olup durması da tüy dikti zaten. en son radde görüşmek istememişti sanırım. bu herifi kaybettiğin için üzülme. ama sınırları baştan koymak lazım. kaba, argo, hakaretvari bir laf mı etti? ilk kez bunu söylediği anda tepki vermek zorundasın. sen benimle böyle konuşamazsın, bana bu üslupla gelemezsin deyip had bildirmek şart. bir kez yutunca hep yapıyorlar. mesela geçen bir konu vardı, flörtü telefonda bağırmış falan kız da korkmuş, nasıl davransam diye konu açmıştı. burada herkes tekrarı olmaması yönünde kızı uyardı mesela. daha flört aşamasında bağırıp çağıran insan sonra neler yapmaz, değil mi? böyle davranışlar için dikkatli olmalıyız. diyelim adam sana ya da başka bişeye senin yanında küfür etti ve sen bundan rahatsız oldun. rahatsız olduğunu söyle ve bir süre soğuk davran, tavırlarına yansısın. söylemez de tavır yaparsan anlamaz.

sürekli taktikle elbette yürümez ama erkekler zoru ve mücadeleyi severler. avcı ruhlular doğalarında bu var. telefon numaranı hemen verme, her görüşelim dediğinde gitme. her aradığında açma. elinde telefon ondan mesaj beklesen bile belli etme. senin onun dışında da akıp giden dolu bir hayatın olduğunu, hayatında aile, dost, iş arkadaşı gibi bir sürü kişi de olduğunu, güçlü olduğunu, sevgilisiz de, onsuz da mutlu ve sağlam durabileceğini göstermen, hissettirmen lazım. belli etmezler ama güçlü kadınlara hayrandırlar. tanıdıkça, emin oldukça, karşılıklı değer verip alındıkça zaten yok ilk yazan ben olmayayım, yok buluşalım diye ben olmayayım gibi taktiklere ihtiyacı olmuyor insanın.
 
internetin henüz yaygınlaşmadığı doksanların ikinci yarısında milenyum öyle abartılı tarif edilirdi ki.
henüz sosyal medya yoktu ve gazeteler dergiler kitaplar böyle konuları işlerdi.
benim ergen olduğum o zamanlarda gençlik dergisi diye satılan dergilerde sürekli kadınların erkekleri nasıl tavlayacağı nasıl etkileyeceğine ilişkin saçma sapan yazılar olurdu. bu kitabın yeri çöp kutusu üzgünüm.

ilişki "başarılı" olmak için değil "mutlu" olmak için yaşanır.
mutlaka ilişki yaşamalıyım evlenmeliyim çok iyi bir ilişki olmalı düşünceleriyle, bana şu hediyeleri almalı beni yemeğe şuraya götürmeli diye bir ilişki yaşanmaz.

değer görmediğiniz bir ilişkide kalmayın.
size kimsenin bir şeyleri dayatmasına izin vermeyin siz de dayatmayın.
doğallığında akmayan, sağlıklı bir iletişimin kurulmadığı bir şey yaşamayın.
taktik yapmanız gerektiğini hissediyorsanız doğal ve rahat değilsiniz demektir.
tabi taktik yapmayayım diye de başınıza gelen her şeyi, ailenizle ilgili tüm detayları anlatmanız gerekmiyor.
sizin deyiminizle başarılı ilişki zibidinin birinin duygusal gidiş gelişlerinin insafına kalmak olmamalı.

özgüven eksikliğiniz varsa bunu çözmeye çalışın.
 
Kitap aşşırıı saçma öyle böyle değil. Okumaya değmez bile. Siz doğru olanı yapmışsınız ayrılmakla
 
Siz yetkili bi hanıma benziyorsunuz rica etsem boğa erkeği ile ilgilide yorum yapar mısınız
 
Ben ilişkide taktik maktik olmaz diyenlere katılmıyorum , maalesef bu devrin ilişkilerinde taktik demesek de iletişim becerilerinin kuvvetli olması gerekiyor . Ha bu tabi doğru insanı bulunca işler , yoksa karakter yoksunu insanı pamuklara sarsan da gene kaçışlarda gene şeytanlıkta….
 
Siz yetkili bi hanıma benziyorsunuz rica etsem boğa erkeği ile ilgilide yorum yapar mısınız
Boğa erkegi demek para demek. İş güç demek. Paraya çok düskündürler analarının karnından bile arabayla çıkıyorlar. Biz topraklar olarak çok gelenekçiyizdir kurallarımıza cok düskünüz bunun basını inat cekiyor. Ask ve kariyer erkekleridir. Seks cinsellik konusunda akrepleri çok yüceltiyorlar ama astrologlar bile diyor cinselliğe en düskün burc ilk olarak toprak ve ikinci olarak su gelir diye. Çünkü toprak dokunmayı, keşfetmeyi sever her şeye dokunmak tatmak isteriz meraklarımız ugruna her seyi deneriz sınırsız olarak.

Özel hayatlarında eskilerinin etkisinde kalmaları çok yüksek. Yeni sevgilileriyle bile beraberken eskilerini düsünebiliyorlar cünkü.
 
Teşekkür ederim bende boğayım sevgilimde
 
Siz yetkili bi hanıma benziyorsunuz rica etsem boğa erkeği ile ilgilide yorum yapar mısınız

Boğalar ev erkeği

Boğa erkekleri ev yemeği yemeyi ve cinselliği severler. Bir de para, kariyer çok önemlidir.

Kötü yanları aşırı derecede inatçı ve gururlu olmaları. Hata yapsalar da , pişman olsalar da gelip özür dilemezler burunlarından kıl aldırmazlar. Bu yönleriyle ömür törpüsü olsalar da, bence zodyakın ennn sadık ve iyi erkekleri olabilirler :)
 
Ay kesinlikle aynı erkek arkadaşımı anlatmışsınız birebir aynısı
 
Ya Allah'ınızı severseniz ilişkiler hakkında tavsiye verenlere bakın. %90 bekar olanlar. Onların tavsiyeleri obez diyetisyenler kadar gerçekçi.
Benle buluşmak için heveslenmeyen, çaba harcamayan erkeği ne yapayım. Sevgili dediğin kadını dünyadaki tek kadın oymuş gibi hissettirecekse gereklidir. Yoksa hayat insanı zaten yeterince sıradan hissettiriyor.
 
Sağlıklı bir ilişkide, taktikler, oyunlar falan gerekmez.
Yok kadın alttan alacakmış da, kaçacak, kovalanacakmış da kendiniz olmadığınız bir ilişkide ne kadar mutlu olabilirsiniz ki?
Önemli olan kendiniz olduğunuzda mutlu olabildiğiniz bir ilişki içinde bulunmak ki önceki ilişkinizi özetlemişsiniz, zaten sağlıklı olmayan, sonlandırılması gereken bir ilişkiymiş.

Bahsettiğiniz kitap, şu İlhan Uçkan denilen, psikoloji ile uzaktan yakından alakası olmayan ama kendisini ilişki gurusu ilan eden kadının kitabı mı?
 
Ben de çok okurdum, çok izlerdim oyle vidyolar. Bence ilişkiler uzerinde birşeyler okuma. Insanin genel karakteri nasil olmali insanlara karşi nasil davranmali, hatalar zamani nasil başetmeli gibi şeyler izle ve kendi kendini gelişdir. Kendini bir birey gibi her tarafli yetişdirirsen ister aşk ilişkileri, ister arkadaşlik, ister aile ilişkilerinde hepsinde doğruyu bulacaksin. Mesela anlattiğin kitapda yazilanlar bana doğru gelmedi. Insan rahat olmali, kendi olmali. Rahatsizlik duydugu şeyi dile getirmeli. Karşisindaki insani gozlemleye bilmeli, insanlari kitap gibi okuya bilmeli, yaşanmişliklari analiz etmeyi becermeli. Ama rahatsiz olduğun şeyi demenin bir tarzi vardir. Neden niçinle başlayan içerigi kavga isyan kokan cumleler ister karşi tarafa ister de her hamgi bir insana yonlendirilmemeli. Mesela seninle ayni durumda olsaydim ' beni rahatsiz eden bir durum var. Nedenini oğrene bilir miyim?' Diye sorardim. Çunki bu bir soru cumlesi. Karşindaki insan buna cevap vermeli. Ama ' sen neden gorusmuyorsun benimle. Işine sporuna zaman var ama bana yok' cumlesi suçlama cumlesi. Hakli olsan bile karşindaki insan sana cevap vermek yerine kendini hakli çikarmak için suçlama psikolojisine girer. O yuzden oyle yapin boyle susunla ilişki yurumez. Yipratir. Kural basit. Karşindaki insana doğru cumleler yonlendireceksin
Bu arada kendine saygi gormediğin ilişkinin içindeysen kendin analiz et. Ve bu durumu değişmeye uğraşma. Saygi yoksa bitirmek için hiç bir engel yoktur.
 
Yok o değil
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…