- 11 Ocak 2018
- 2.766
- 4.876
-
- Konu Sahibi kucuk hayatin buyuk acisi
- #21
Allah yardımcınız olsun.Annenizi düşünün o kendisinden geçmiştir çoktan . Sabır edin her zorlukla bi kolaylık vardır. Beyaz masa diye bi merci vardı sanırım.Öncelikle Merhaba,
1 yıl önce annemle babam ayrıldı. Ben babamla çok sorunlu olduğum için annemle kalmayı tercih ettim. Babam alkolik, ruh hastası, takıntılı, geri zihniyetli bir insan. Annemle babamın evlilik süresince bir çok şehir değiştirdik. Sebebi, babam birilerinin bize taktığını düşünüp bizi herkesten saklamaya çalışıyordu. 8. sınıftayken sokağa annemsiz çıktığımda arabayla o denk geldi, beni evde saatlerce dövdü. Sırf sokağa çıktım diye. O sıra çok ağır bi kaza geçirmiş hastalık sürem boyunca evde yatalak kalmıştım ve yeni yeni yürüyebiliyordum. Sürekli evde olmaktan dolayı çok bunalmıştım evin hemen önüne çıktığımda onunla denk geldim ve beni saatlerce dövdü. Kazayı da yine onun erkek takıntısı yüzünden geçirdim, eve işçi adamlar gelecek diye beni taa çatı kata çıkardı ve orada oturduğum tuğla çürük olduğundan oturmamla 20 metre bi yükseklikten aşağı düştüm. Günlerce yoğun bakımda kaldım. 4 ay kadar akciğer sıkıntımdan dolayı yürüyemedim, kolum kırıldı, göğüs kafesim kırıldı. Evde bunaldığım için dışarı çıkmak istedim. Bu anlattığım hiçbir şey aslında ama artık babamla sorunumuz kalmadığından şuanki sorunumu kusmak istiyorum. Biz annemle geçinemediğimiz için iş için başka bir şehire gittik, bize kalacak yer de verecekledini vaat ettiler, tüm eğitim masraflarımı karşılayacaklarını, bize her konuda yardımcı olacaklarını vaat ettiler. Geldik ve geçici olarak 2 aydır birisinin evinde kalıyoruz. Anneme temizlik alanında yaptığı işten dolayı 1 ayın sonunda sadece 400 tl verdiler ara ara verilen 200 tl lerle 1000 tl yi buluyor. 1 ayda o para yemek masraflarına gitti çoğu zaman, kıyafettir o dur budur şu anda annemde 300 tl gibi bir para var ve ben 2 aydır evden sadece 1 kez dışarı çıkabildim. O da iş görüşmesi için, ama olmadı. Bir çözüm arıyorum temmuzun başından beri. Arkadaşlarımı bırakmak zorunda kaldım, her şeyimden oldum, sırf annemin düzgün bir işi olsun, günlük 60 tl için 12 saat çalışmak zorunda kalmasın diye. Ama burada resmen bizimle dalga geçildi ve şu anda gitmemizi onlar bizden daha çok istiyor. Kimsemiz yok, babam yüzünden etrafımızda akraba da kalmadı. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Yurda ya da kadın sığınmaya gitmektense ölmeyi daha mantıklı buluyorum. Annem çok kötü bunalımda, işe de çağırmıyorlar artık, bazen bunalıp birbirimizle kavga ediyoruz, beni terk edip gidecek, ya da kapıyı kapattığında kendini öldürecek diye çok korkuyorum. İkimiz de hissizleştik ve son 2 haftadır çok garip bir dünyada hissediyorum kendimi. Ne yaptıysak olmadı, tutunamıyoruz. Sigara almaya gittiğinde kapı sesini duyar duymaz acaba beni terk mi etti diye kalbim hızlanıyor, korkuyla bekliyorum, geldiğinde böyle şeyler düşünmek, bunların korkusunu yaşamak ağır geliyor ve ağlıyorum. Banyoya girdiğinde kendini öldürecek mi diye çok korkuyorum. İkimiz de çok sarsıldık ve bazen birbirimize kin kusuyoruz. Sonra pişman oluyorum, yaz tatili bitmek üzere bizim şu süreçte kendi evimizi tutup düzenimizi oluşturmamız imkansız. Okulum ne olacak bilmiyorum. Hiçbir çıkış yolu bulamıyorum. Ne kadar zorda olsam da benim hayallerim vardı. Yapmak istediğim çok şey vardı. 14 yaşımın son günü diye not tuttuğum hesabımda "Bugüne kadar hayatıma özen göstermedim değil "gösteremedim" ama bir şeyi çok iyi anladım. Her ay, her hafta, her gün, her saniye, hatta her salise bile 1 kere gelip geçer. Geriye dönemiyoruz. O yüzden hayatıma çok önem vereceğim, insanlara yararlı olacağım" diye not tutmuşum ve hâlâ tarihiyle, mevcut hesabımda. Bunları okumak bana artık acı veriyor çünkü çok hissizleştim ve yorumdum. Hiçbir şey için çabalayacak gücüm kalmadı. Her gün başımda öyle boktan bi ağrı var ki, burnumda sızı, hissiz, depresif berbat bir haldeyim. Tek istediğim kendi ayaklarımızın üzerinde durabileceğimiz, sevdiklerimizden kopmak zorunda olmadan yaşayabileceğimiz, hayallerimi gerçekleştirmek için imkanlarım olabilecek bir yaşantıydı. Şu an yaşantım bile yok. Bu süreçte ne tarz pislik insanlarla karşılaşıp bi an bile olsa "kabul mü etsek" diye düşünmenin acısını şu saatten sonra hiçbir şey, hiçbir imkan kapatmaz gibi geliyor. Hele ki, annenin bunu çaresizce kurtuluş yolu olarak görmesi.. Nasıl anlatsam bilmiyorum. Oturup ikimizde bu kadar aşağılık bir şeyi kabullenecek hale gelmemize ağladık, kandırılmaktan son anda döndük, şu yaşımda insanların her yüzünü, dünyanın bütün gerçeklerini gördüm. Ve ben bu düzensizlikte, acizlikte, zorlukta, iğrençlikte yaşamaya dair hiçbir heves gütmez hale geldim. Bu hissiyatın geçeceğine, bu acıdan bir gün arınabileceğime inanmıyorum. Her anıma, her günüme bu zorlukları taşımak zorunda olarak yaşamak artık bana mantıklı gelmiyor. Ben"fahişe"yi de anladım, canına kıyanı da. Hiçbirimiz birbirimizin birebir hissettiklerini anlayamayacağız. Hissedemeyeceğiz. O nedenle kimseyi yargılamayın. Burayı uğruna hayaller kuracak kadar çok kâale almış olmama üzülüyorum. Bu kadar beklememe üzülüyorum. Söylemek istediğim çok şey vardı insanoğlu. Söyleyemedim. Bir gün sesini duyurmayı hedefleyen, doğrularını her ne pahasına olursa olsun savunmayı hedefleyen küçük bir kızdım. Büyüdüm bu süreçte. Doğrular, gerçekler, olması gerekenler, insanlık... insanlık, kimsenin umrunda değil. Beni en çok yaralayan, düşmüş insanın halinden faydalanmak isteyen leş insan atıkları. Bugüne kadar yaşına göre olgun karakterlisin, bilinçlisin sözleri hep gururum olmuştu. Şimdi bu kadar çok büyümek zorunda olmaya yanıyorum. Bu kadar çok görmeye, bu kadar çok bilmeye maruz kalmaya yanıyorum. Bir de benim garip bir isteğim vardı. 10 yaşlarındaydım, büyümeden yaşıma göre bilinçli olduğumu görebilsin birileri isterdim. Çocukluğumu bi hiç uğruna heba etmişim. Ne kadar kör, ve gereksiz insan varsa hepsi mutlu ve hayata çok hakimler. Sırf kendileri uğruna yapan,yaşayan insanlar. O kadar mutlu ki. İntihar eden insanların cehenneme gideceğine inanmıyorum. Hiçbir suçum yok. Sorunlu bir babanın evladı olmak benim suçum olamaz. Kimseye kötülük düşünmedim, hep iyiliği istedim. Hep beraber. Ama olmadı. Olmazda zaten. Ben bu çaresizlikten sıyrılsam da birileri hâlâ karanlıklar içinde tutunmaya çalışacak. Hayat hiç adil değil, hiçbir zaman olmadı, olmaz da. Kural buymuş. Bunu öğrendim bu süreçte. Zengini zengin yapan fakirdi, doğru ya. Birilerinin zengin olabilmesi için birilerinin fakir, birilerinin beyaz olabilmesi için birilerinin siyah, birilerinin güzel olabilmesi için birilerinin çirkin olması gerekiyordu bu düzenin düzensizliğinde.
Canım benim ...söyleyecek söz yok...ben de bu sınav demeyeceğim zira sınav dediğin adil olur bu yasadiklarin hiç adil değil ama belli ki herseyin farkında ve cok guclusun. Annene yine de destek ol kuzum çok haklısın ama inan annene kin kusulacak bir durum yok....dilerim geçer bu günler ..sesini heryerden duyur kızım. ....Öncelikle Merhaba,
1 yıl önce annemle babam ayrıldı. Ben babamla çok sorunlu olduğum için annemle kalmayı tercih ettim. Babam alkolik, ruh hastası, takıntılı, geri zihniyetli bir insan. Annemle babamın evlilik süresince bir çok şehir değiştirdik. Sebebi, babam birilerinin bize taktığını düşünüp bizi herkesten saklamaya çalışıyordu. 8. sınıftayken sokağa annemsiz çıktığımda arabayla o denk geldi, beni evde saatlerce dövdü. Sırf sokağa çıktım diye. O sıra çok ağır bi kaza geçirmiş hastalık sürem boyunca evde yatalak kalmıştım ve yeni yeni yürüyebiliyordum. Sürekli evde olmaktan dolayı çok bunalmıştım evin hemen önüne çıktığımda onunla denk geldim ve beni saatlerce dövdü. Kazayı da yine onun erkek takıntısı yüzünden geçirdim, eve işçi adamlar gelecek diye beni taa çatı kata çıkardı ve orada oturduğum tuğla çürük olduğundan oturmamla 20 metre bi yükseklikten aşağı düştüm. Günlerce yoğun bakımda kaldım. 4 ay kadar akciğer sıkıntımdan dolayı yürüyemedim, kolum kırıldı, göğüs kafesim kırıldı. Evde bunaldığım için dışarı çıkmak istedim. Bu anlattığım hiçbir şey aslında ama artık babamla sorunumuz kalmadığından şuanki sorunumu kusmak istiyorum. Biz annemle geçinemediğimiz için iş için başka bir şehire gittik, bize kalacak yer de verecekledini vaat ettiler, tüm eğitim masraflarımı karşılayacaklarını, bize her konuda yardımcı olacaklarını vaat ettiler. Geldik ve geçici olarak 2 aydır birisinin evinde kalıyoruz. Anneme temizlik alanında yaptığı işten dolayı 1 ayın sonunda sadece 400 tl verdiler ara ara verilen 200 tl lerle 1000 tl yi buluyor. 1 ayda o para yemek masraflarına gitti çoğu zaman, kıyafettir o dur budur şu anda annemde 300 tl gibi bir para var ve ben 2 aydır evden sadece 1 kez dışarı çıkabildim. O da iş görüşmesi için, ama olmadı. Bir çözüm arıyorum temmuzun başından beri. Arkadaşlarımı bırakmak zorunda kaldım, her şeyimden oldum, sırf annemin düzgün bir işi olsun, günlük 60 tl için 12 saat çalışmak zorunda kalmasın diye. Ama burada resmen bizimle dalga geçildi ve şu anda gitmemizi onlar bizden daha çok istiyor. Kimsemiz yok, babam yüzünden etrafımızda akraba da kalmadı. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Yurda ya da kadın sığınmaya gitmektense ölmeyi daha mantıklı buluyorum. Annem çok kötü bunalımda, işe de çağırmıyorlar artık, bazen bunalıp birbirimizle kavga ediyoruz, beni terk edip gidecek, ya da kapıyı kapattığında kendini öldürecek diye çok korkuyorum. İkimiz de hissizleştik ve son 2 haftadır çok garip bir dünyada hissediyorum kendimi. Ne yaptıysak olmadı, tutunamıyoruz. Sigara almaya gittiğinde kapı sesini duyar duymaz acaba beni terk mi etti diye kalbim hızlanıyor, korkuyla bekliyorum, geldiğinde böyle şeyler düşünmek, bunların korkusunu yaşamak ağır geliyor ve ağlıyorum. Banyoya girdiğinde kendini öldürecek mi diye çok korkuyorum. İkimiz de çok sarsıldık ve bazen birbirimize kin kusuyoruz. Sonra pişman oluyorum, yaz tatili bitmek üzere bizim şu süreçte kendi evimizi tutup düzenimizi oluşturmamız imkansız. Okulum ne olacak bilmiyorum. Hiçbir çıkış yolu bulamıyorum. Ne kadar zorda olsam da benim hayallerim vardı. Yapmak istediğim çok şey vardı. 14 yaşımın son günü diye not tuttuğum hesabımda "Bugüne kadar hayatıma özen göstermedim değil "gösteremedim" ama bir şeyi çok iyi anladım. Her ay, her hafta, her gün, her saniye, hatta her salise bile 1 kere gelip geçer. Geriye dönemiyoruz. O yüzden hayatıma çok önem vereceğim, insanlara yararlı olacağım" diye not tutmuşum ve hâlâ tarihiyle, mevcut hesabımda. Bunları okumak bana artık acı veriyor çünkü çok hissizleştim ve yorumdum. Hiçbir şey için çabalayacak gücüm kalmadı. Her gün başımda öyle boktan bi ağrı var ki, burnumda sızı, hissiz, depresif berbat bir haldeyim. Tek istediğim kendi ayaklarımızın üzerinde durabileceğimiz, sevdiklerimizden kopmak zorunda olmadan yaşayabileceğimiz, hayallerimi gerçekleştirmek için imkanlarım olabilecek bir yaşantıydı. Şu an yaşantım bile yok. Bu süreçte ne tarz pislik insanlarla karşılaşıp bi an bile olsa "kabul mü etsek" diye düşünmenin acısını şu saatten sonra hiçbir şey, hiçbir imkan kapatmaz gibi geliyor. Hele ki, annenin bunu çaresizce kurtuluş yolu olarak görmesi.. Nasıl anlatsam bilmiyorum. Oturup ikimizde bu kadar aşağılık bir şeyi kabullenecek hale gelmemize ağladık, kandırılmaktan son anda döndük, şu yaşımda insanların her yüzünü, dünyanın bütün gerçeklerini gördüm. Ve ben bu düzensizlikte, acizlikte, zorlukta, iğrençlikte yaşamaya dair hiçbir heves gütmez hale geldim. Bu hissiyatın geçeceğine, bu acıdan bir gün arınabileceğime inanmıyorum. Her anıma, her günüme bu zorlukları taşımak zorunda olarak yaşamak artık bana mantıklı gelmiyor. Ben"fahişe"yi de anladım, canına kıyanı da. Hiçbirimiz birbirimizin birebir hissettiklerini anlayamayacağız. Hissedemeyeceğiz. O nedenle kimseyi yargılamayın. Burayı uğruna hayaller kuracak kadar çok kâale almış olmama üzülüyorum. Bu kadar beklememe üzülüyorum. Söylemek istediğim çok şey vardı insanoğlu. Söyleyemedim. Bir gün sesini duyurmayı hedefleyen, doğrularını her ne pahasına olursa olsun savunmayı hedefleyen küçük bir kızdım. Büyüdüm bu süreçte. Doğrular, gerçekler, olması gerekenler, insanlık... insanlık, kimsenin umrunda değil. Beni en çok yaralayan, düşmüş insanın halinden faydalanmak isteyen leş insan atıkları. Bugüne kadar yaşına göre olgun karakterlisin, bilinçlisin sözleri hep gururum olmuştu. Şimdi bu kadar çok büyümek zorunda olmaya yanıyorum. Bu kadar çok görmeye, bu kadar çok bilmeye maruz kalmaya yanıyorum. Bir de benim garip bir isteğim vardı. 10 yaşlarındaydım, büyümeden yaşıma göre bilinçli olduğumu görebilsin birileri isterdim. Çocukluğumu bi hiç uğruna heba etmişim. Ne kadar kör, ve gereksiz insan varsa hepsi mutlu ve hayata çok hakimler. Sırf kendileri uğruna yapan,yaşayan insanlar. O kadar mutlu ki. İntihar eden insanların cehenneme gideceğine inanmıyorum. Hiçbir suçum yok. Sorunlu bir babanın evladı olmak benim suçum olamaz. Kimseye kötülük düşünmedim, hep iyiliği istedim. Hep beraber. Ama olmadı. Olmazda zaten. Ben bu çaresizlikten sıyrılsam da birileri hâlâ karanlıklar içinde tutunmaya çalışacak. Hayat hiç adil değil, hiçbir zaman olmadı, olmaz da. Kural buymuş. Bunu öğrendim bu süreçte. Zengini zengin yapan fakirdi, doğru ya. Birilerinin zengin olabilmesi için birilerinin fakir, birilerinin beyaz olabilmesi için birilerinin siyah, birilerinin güzel olabilmesi için birilerinin çirkin olması gerekiyordu bu düzenin düzensizliğinde.
Hala banlı olması cok sacma...Keşke banı açılsa da biraz destek verebilsek, çok ihtiyacı varson noktaya gelmiş kızcağız, burayı okusa bile biraz ferahlardı.
Kaymakamlığa gitsen 200 tl verip gönderiyorlar aynı bırakmış şeyleri yaşayan ben her yolu denedim kimse yüzüne bakmıyor 1 ay sokakta yattım kadın halimle eşimle beraber şuan kv lerde sığıntı gibiyiz.esim daha önce isyeri iflası nedeniyle 18200 tl pos makinasının birini kaybettiği ici zimmet borcu nedeniyle aranması var bende eşimin borçları nedeniyle işimi bırakmak zorunda kaldım tazminat alabileyim diye oda gitti bir ekmege muhtaç haldeyiz.cimere defalarca yazdım ama düşenin yüzüne kimse bakmıyor intiharı denedim defalarca Allah korkumdan yapamadım eşimin bu duruma düşmesi eşimin ailesi kardeşlerinin dolandırmasi nedeniyle. ALLAH yardımcımız olsunNeden geri geldi ki
Ah kuzum benim keşke ulaşabilmemde yardım edebilsem sana maddi olarak herkes yarım ederde maneviyatta size nasıl yardımcı olacağız msjımı görürsen mutlaka ulaş rica ediyorumÖncelikle Merhaba,
1 yıl önce annemle babam ayrıldı. Ben babamla çok sorunlu olduğum için annemle kalmayı tercih ettim. Babam alkolik, ruh hastası, takıntılı, geri zihniyetli bir insan. Annemle babamın evlilik süresince bir çok şehir değiştirdik. Sebebi, babam birilerinin bize taktığını düşünüp bizi herkesten saklamaya çalışıyordu. 8. sınıftayken sokağa annemsiz çıktığımda arabayla o denk geldi, beni evde saatlerce dövdü. Sırf sokağa çıktım diye. O sıra çok ağır bi kaza geçirmiş hastalık sürem boyunca evde yatalak kalmıştım ve yeni yeni yürüyebiliyordum. Sürekli evde olmaktan dolayı çok bunalmıştım evin hemen önüne çıktığımda onunla denk geldim ve beni saatlerce dövdü. Kazayı da yine onun erkek takıntısı yüzünden geçirdim, eve işçi adamlar gelecek diye beni taa çatı kata çıkardı ve orada oturduğum tuğla çürük olduğundan oturmamla 20 metre bi yükseklikten aşağı düştüm. Günlerce yoğun bakımda kaldım. 4 ay kadar akciğer sıkıntımdan dolayı yürüyemedim, kolum kırıldı, göğüs kafesim kırıldı. Evde bunaldığım için dışarı çıkmak istedim. Bu anlattığım hiçbir şey aslında ama artık babamla sorunumuz kalmadığından şuanki sorunumu kusmak istiyorum. Biz annemle geçinemediğimiz için iş için başka bir şehire gittik, bize kalacak yer de verecekledini vaat ettiler, tüm eğitim masraflarımı karşılayacaklarını, bize her konuda yardımcı olacaklarını vaat ettiler. Geldik ve geçici olarak 2 aydır birisinin evinde kalıyoruz. Anneme temizlik alanında yaptığı işten dolayı 1 ayın sonunda sadece 400 tl verdiler ara ara verilen 200 tl lerle 1000 tl yi buluyor. 1 ayda o para yemek masraflarına gitti çoğu zaman, kıyafettir o dur budur şu anda annemde 300 tl gibi bir para var ve ben 2 aydır evden sadece 1 kez dışarı çıkabildim. O da iş görüşmesi için, ama olmadı. Bir çözüm arıyorum temmuzun başından beri. Arkadaşlarımı bırakmak zorunda kaldım, her şeyimden oldum, sırf annemin düzgün bir işi olsun, günlük 60 tl için 12 saat çalışmak zorunda kalmasın diye. Ama burada resmen bizimle dalga geçildi ve şu anda gitmemizi onlar bizden daha çok istiyor. Kimsemiz yok, babam yüzünden etrafımızda akraba da kalmadı. Gidecek hiçbir yerimiz yok. Yurda ya da kadın sığınmaya gitmektense ölmeyi daha mantıklı buluyorum. Annem çok kötü bunalımda, işe de çağırmıyorlar artık, bazen bunalıp birbirimizle kavga ediyoruz, beni terk edip gidecek, ya da kapıyı kapattığında kendini öldürecek diye çok korkuyorum. İkimiz de hissizleştik ve son 2 haftadır çok garip bir dünyada hissediyorum kendimi. Ne yaptıysak olmadı, tutunamıyoruz. Sigara almaya gittiğinde kapı sesini duyar duymaz acaba beni terk mi etti diye kalbim hızlanıyor, korkuyla bekliyorum, geldiğinde böyle şeyler düşünmek, bunların korkusunu yaşamak ağır geliyor ve ağlıyorum. Banyoya girdiğinde kendini öldürecek mi diye çok korkuyorum. İkimiz de çok sarsıldık ve bazen birbirimize kin kusuyoruz. Sonra pişman oluyorum, yaz tatili bitmek üzere bizim şu süreçte kendi evimizi tutup düzenimizi oluşturmamız imkansız. Okulum ne olacak bilmiyorum. Hiçbir çıkış yolu bulamıyorum. Ne kadar zorda olsam da benim hayallerim vardı. Yapmak istediğim çok şey vardı. 14 yaşımın son günü diye not tuttuğum hesabımda "Bugüne kadar hayatıma özen göstermedim değil "gösteremedim" ama bir şeyi çok iyi anladım. Her ay, her hafta, her gün, her saniye, hatta her salise bile 1 kere gelip geçer. Geriye dönemiyoruz. O yüzden hayatıma çok önem vereceğim, insanlara yararlı olacağım" diye not tutmuşum ve hâlâ tarihiyle, mevcut hesabımda. Bunları okumak bana artık acı veriyor çünkü çok hissizleştim ve yorumdum. Hiçbir şey için çabalayacak gücüm kalmadı. Her gün başımda öyle boktan bi ağrı var ki, burnumda sızı, hissiz, depresif berbat bir haldeyim. Tek istediğim kendi ayaklarımızın üzerinde durabileceğimiz, sevdiklerimizden kopmak zorunda olmadan yaşayabileceğimiz, hayallerimi gerçekleştirmek için imkanlarım olabilecek bir yaşantıydı. Şu an yaşantım bile yok. Bu süreçte ne tarz pislik insanlarla karşılaşıp bi an bile olsa "kabul mü etsek" diye düşünmenin acısını şu saatten sonra hiçbir şey, hiçbir imkan kapatmaz gibi geliyor. Hele ki, annenin bunu çaresizce kurtuluş yolu olarak görmesi.. Nasıl anlatsam bilmiyorum. Oturup ikimizde bu kadar aşağılık bir şeyi kabullenecek hale gelmemize ağladık, kandırılmaktan son anda döndük, şu yaşımda insanların her yüzünü, dünyanın bütün gerçeklerini gördüm. Ve ben bu düzensizlikte, acizlikte, zorlukta, iğrençlikte yaşamaya dair hiçbir heves gütmez hale geldim. Bu hissiyatın geçeceğine, bu acıdan bir gün arınabileceğime inanmıyorum. Her anıma, her günüme bu zorlukları taşımak zorunda olarak yaşamak artık bana mantıklı gelmiyor. Ben"fahişe"yi de anladım, canına kıyanı da. Hiçbirimiz birbirimizin birebir hissettiklerini anlayamayacağız. Hissedemeyeceğiz. O nedenle kimseyi yargılamayın. Burayı uğruna hayaller kuracak kadar çok kâale almış olmama üzülüyorum. Bu kadar beklememe üzülüyorum. Söylemek istediğim çok şey vardı insanoğlu. Söyleyemedim. Bir gün sesini duyurmayı hedefleyen, doğrularını her ne pahasına olursa olsun savunmayı hedefleyen küçük bir kızdım. Büyüdüm bu süreçte. Doğrular, gerçekler, olması gerekenler, insanlık... insanlık, kimsenin umrunda değil. Beni en çok yaralayan, düşmüş insanın halinden faydalanmak isteyen leş insan atıkları. Bugüne kadar yaşına göre olgun karakterlisin, bilinçlisin sözleri hep gururum olmuştu. Şimdi bu kadar çok büyümek zorunda olmaya yanıyorum. Bu kadar çok görmeye, bu kadar çok bilmeye maruz kalmaya yanıyorum. Bir de benim garip bir isteğim vardı. 10 yaşlarındaydım, büyümeden yaşıma göre bilinçli olduğumu görebilsin birileri isterdim. Çocukluğumu bi hiç uğruna heba etmişim. Ne kadar kör, ve gereksiz insan varsa hepsi mutlu ve hayata çok hakimler. Sırf kendileri uğruna yapan,yaşayan insanlar. O kadar mutlu ki. İntihar eden insanların cehenneme gideceğine inanmıyorum. Hiçbir suçum yok. Sorunlu bir babanın evladı olmak benim suçum olamaz. Kimseye kötülük düşünmedim, hep iyiliği istedim. Hep beraber. Ama olmadı. Olmazda zaten. Ben bu çaresizlikten sıyrılsam da birileri hâlâ karanlıklar içinde tutunmaya çalışacak. Hayat hiç adil değil, hiçbir zaman olmadı, olmaz da. Kural buymuş. Bunu öğrendim bu süreçte. Zengini zengin yapan fakirdi, doğru ya. Birilerinin zengin olabilmesi için birilerinin fakir, birilerinin beyaz olabilmesi için birilerinin siyah, birilerinin güzel olabilmesi için birilerinin çirkin olması gerekiyordu bu düzenin düzensizliğinde.