Teşekkür ederim, ağzım kulaklarımda gülümsediğimi fark ettim mesajınızı okumayı bitirdiğimde. Dünyayı onun gözlerinden yeniden keşfetmek kısmı özellikle. İnanılmaz heyecan verici geldi. Öğrendiğimden beri ilk kez umutla ve inançla baktım sanırım duruma. Tekrar teşekkür ederimHarika bir haber, tebrik ederim!!
Birkaç gün önce yorum yapmıştım önceki konunuza. Hayat kısa, kuşlar uçuyor demiştim en son. Biraz salın kendinizi demiştim, resmen derdinizin dermanı geliyor haberiniz olsun
Sadece anı yaşayıp günü kurtarmaya çalışmaktan o kadar yorgun düşeceksiniz ki "diğer şeyler az beklesin" diyecek içinizdeki bir ses.
Her doğum, her bebek kendine has hikayelerle geliyor lütfen şimdiden kendinizi doldurmayın.
Kızım doğmadı benim. Normal doğum için hiçbir engel yoktu ama bebek doğmamayı seçti, kim öngörebilir ki? 40 hafta ya gebelik süresi, Dr 42.haftanın sonunda yatış verdi, 2 gün de suni sancı verdi. Olmadı. Hiç ağrı, acı vs hissetmeden sezaryene girdim, haliyle de vajinal deformasyonum yok, pempiş bir yara izim var. 17 gün fazladan içerde kalan ve kendisine kalsa doğmaya niyeti olmayan bir bebek. Kolik değildi ama ağlaması boldu.
İlk günler hatta aylarda "iyi halt ettin Legal" dediğim bile oldu zira çok yorgundum ama mutsuz değildim.
Çünkü eşim müthiş yardımcıdır her şeyde. Bebek sürekli emmek isteyip kucağımdan inmediği için yemeğimi lokmalarına kadar böler yanıma getirirdi, hala da çok ilgili bir babadır.
Anneyi mutsuz eden yalnız ve desteksiz kalmak bence. Gördüğüm kadarıyla sizde o risk yok.
Bu arada benim zibidi şu an 14 aylık. Bulaşık makinesi boşaltmaya yardım eder, eline kıyafetini verip kirli deyince çamaşır makinesine götürür, elimi yıkadığımda havluya koşar uzanmaya çalışır vs. Geçenlerde ıslak mendil çıkarmış paketinden, baktım yerleri siliyor. Kimden gördü bilmiyorum, ben silmiyorum
Bu kadar güzelleme yeter, bunları bilin diye anlattım. 14 ay önce şişik, buruşuk, toparlak bir şeydi bu kız, ben de yorgun, şaşkın, korkmuş bir anneydim.
Geçiyor.
En zoru ilk zamanlar. Çünkü o kısım harbi amelelik. Emzir, gaz çıkart, altını değiştir, uyut. Sonra aynısı tekrar.
Zamanla güzelleşiyor. Dünyayı onun gözlerinden yeniden keşfediyorsunuz, tarifi zor biraz.
Bu arada ben de anne meseleleri olan biriyim ve sizdeki endişeleri uzun zaman yaşadım. Ama biz onlar değiliz.
Sağlıkla kucağınıza almanızı dilerim. Konuşmak isterseniz her zaman özelden de yazabilirsiniz.
Tekrar tebrikler..
Felaket bişey var gibi okudum oysaki bukadar felak bir kaasun içinde bir mucizeymiş konuHamileyim! 5 hafta 6 günlük hem de! Daha birkaç gün önce insanlara "Koronada hamile kalınır mı ya lütfen biraz mantıklı olun, bu ne bilinçsizlik," diye akıl verirken hamileyim. Koronanın ortasında, en olmaz denilen anda hamileyim. Şaka gibi daha 2 - 3 hafta önce konu açtım ben buraya eşimle bebek yapmak istemediğim için kavga ettik diye! Orada millete vıdı vıdı laf yetiştirirken, korona bitsin ancak öyle olur o zamana kadar da kendimi hazırlarım derken de hamileymişim; bebek istiyorum diye konu açan kadına "Bu dönemde bebek mi olur," diye carlarken de. Millete akıl öğretirken ben salak gibi hamile kaldım.
İki gün önce sabah çok halsiz uyandım. Zaman geçtikçe kötüleşti. Gün ortasında ateşim yükselmeye başladı. Akşam iyice ateşim çıkmıştı ve deliler gibi kusuyordum. Mideme kramplar giriyordu artık gözlerimden yaş gelmeye başladı. Eşim "Bu gerçekten normal değil, sen hiç iyi değilsin," dedi ve beni apar topar hastaneye götürdü. Yolda aklımdan ne senaryolar geçiyor ya koronavirüs olduysam diye yüreğim ağzımda.
Gittik neyse kan aldılar bekliyoruz. Nöbetçi doktor geldi dedi ki "Endişelenecek bir şey yok, sakin olun. Sadece üşütmüşsünüz ama gebelikten dolayı biraz ağır geçiriyorsunuz." Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Eşimin şaşkınlıktan rengi değişti. "Gebelik mi?" dedi. Doktor "Bilmiyordunuz galiba, tebrikler," deyip nöbetçi jinekoloğa yönlendirdi. O sırada eşimin yüzünde güller açıyor tabi.
Gittik kadın doğuma vajinal muayene, ultrason falan... Kadın dedi ki "Kese oluşmuş, her şey yolunda görünüyor. Çok şanslıysak kalp atışlarını da duyabiliriz." Sonra ufak bir gümbürtü doldu kulaklarıma. "Bak annesi bebeğinin kalbi nasıl atıyor." Annesi dedi yüreğim ezildi. Ben sadece pişmanlık duyarken eşime baktım gözyaşlarını kuruluyor.
Çıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş büyük ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hâlâ beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha çok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cümlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı, çaresizlik... Ne ararsan var, öyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nöbetleri geliyor.
O kadar çaresiz hissediyorum ki. Sanki eşimle uzlaşmamızdan sonra bebek hayalleri kuran ben değilim. Simsiyah bulutlar arasında gibi hissediyorum. Bu kadar riskli bir zamanda hamile kalmışım, hem de tamamen salaklığımdan. Aylık iğneyle korunuyordum. Korona, bazı ailevi durumlardan ileri gelen karmaşa derken geçen son ay iğneyi vurunmayı unutmuşum.
Öyle de korkuyorum. Yapamazsam, beceremezsem, iyi eğitemezsem, sevemezsem, ruhunu doyuramazsam, kötü bir anne olursam. Şimdiden iyi anne olmanın zıttı ne varsa yaptım gibi. Millet bebeğim iyi beslensin diye dağdan bayırdan organik sebze getirir yer ben dayadım antidepresanı. Geçen hafta dayanılmaz baş ağrılarım yine ortaya çıkınca iki defa novalgin iğne oldum. Rezalet bir uyku düzenim vardı. Bol kahve içtim. Ve ona karşı içimde korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.
Eşim çok mutlu. Ama benim yüzümden mutluluğunu yaşayamıyor. Gününün çoğu bana sarılmakla, "Ağlama, nolur iyi ol artık," demekle geçiyor. Bazenleri yanıma geliyor, alıyor gitarını bir şeyler çalıyor 'bebeğine'. Uyuduğumu sandığı zamanlar eliyle uzun uzun karnımı okşuyor, bebeğiyle konuşuyor. Bense sadece bebeğe daha çok acıyorum. Babası hemencecik onu kabullenip resmen ona aşık olmuşken annesi tam bir hayal kırıklığı... Şimdiden benden nefret ediyor bebek.
İşte böyle... Çok çaresiz hissediyorum. Şimdilik eşim ve abim dışında kimse bilmiyor. Ama dayanamıyorum artık kafayı yemek üzereyim. Nolur bir şeyler yazın, konuşmaya, anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki...
4,5 yıl kullandım. Ben de aynı şekilde en az 6 ay geçmesi gerekli diye biliyordumAylık iğneyi ne kadar zamandır kullanıyorsunuz?
İğneyi bıraktıkdan sonra 6-9 ay içinde hamile kalınabılıyor , benim 6 ay sonra oldu.
Sizin hemen olması inanılmaz
Kim dalga geçiyorDeğil mi? Nasıl unuturum? İki gündür ben de bunu sorup sorup duruyorum. Temmuzda 5 yıllık evli olacağız. 5 yıl hiç unutma, hiç hamile kalma. Gel bir ay unut. Hem de olabilecek en riskli dönemde. Bir de o ay şak diye hamile kal. Gerizekalıyım ben. Ve yukarıdan birilerinin benle dalga geçtiğini düşünmeye başladım.
Ben yanlızca 4 ay kullandım hamile kalmam 6 ay sonra oldu ,4,5 yıl kullandım. Ben de aynı şekilde en az 6 ay geçmesi gerekli diye biliyordum
Hamileyim! 5 hafta 6 günlük hem de! Daha birkaç gün önce insanlara "Koronada hamile kalınır mı ya lütfen biraz mantıklı olun, bu ne bilinçsizlik," diye akıl verirken hamileyim. Koronanın ortasında, en olmaz denilen anda hamileyim. Şaka gibi daha 2 - 3 hafta önce konu açtım ben buraya eşimle bebek yapmak istemediğim için kavga ettik diye! Orada millete vıdı vıdı laf yetiştirirken, korona bitsin ancak öyle olur o zamana kadar da kendimi hazırlarım derken de hamileymişim; bebek istiyorum diye konu açan kadına "Bu dönemde bebek mi olur," diye carlarken de. Millete akıl öğretirken ben salak gibi hamile kaldım.
İki gün önce sabah çok halsiz uyandım. Zaman geçtikçe kötüleşti. Gün ortasında ateşim yükselmeye başladı. Akşam iyice ateşim çıkmıştı ve deliler gibi kusuyordum. Mideme kramplar giriyordu artık gözlerimden yaş gelmeye başladı. Eşim "Bu gerçekten normal değil, sen hiç iyi değilsin," dedi ve beni apar topar hastaneye götürdü. Yolda aklımdan ne senaryolar geçiyor ya koronavirüs olduysam diye yüreğim ağzımda.
Gittik neyse kan aldılar bekliyoruz. Nöbetçi doktor geldi dedi ki "Endişelenecek bir şey yok, sakin olun. Sadece üşütmüşsünüz ama gebelikten dolayı biraz ağır geçiriyorsunuz." Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Eşimin şaşkınlıktan rengi değişti. "Gebelik mi?" dedi. Doktor "Bilmiyordunuz galiba, tebrikler," deyip nöbetçi jinekoloğa yönlendirdi. O sırada eşimin yüzünde güller açıyor tabi.
Gittik kadın doğuma vajinal muayene, ultrason falan... Kadın dedi ki "Kese oluşmuş, her şey yolunda görünüyor. Çok şanslıysak kalp atışlarını da duyabiliriz." Sonra ufak bir gümbürtü doldu kulaklarıma. "Bak annesi bebeğinin kalbi nasıl atıyor." Annesi dedi yüreğim ezildi. Ben sadece pişmanlık duyarken eşime baktım gözyaşlarını kuruluyor.
Çıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş büyük ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hâlâ beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha çok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cümlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı, çaresizlik... Ne ararsan var, öyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nöbetleri geliyor.
O kadar çaresiz hissediyorum ki. Sanki eşimle uzlaşmamızdan sonra bebek hayalleri kuran ben değilim. Simsiyah bulutlar arasında gibi hissediyorum. Bu kadar riskli bir zamanda hamile kalmışım, hem de tamamen salaklığımdan. Aylık iğneyle korunuyordum. Korona, bazı ailevi durumlardan ileri gelen karmaşa derken geçen son ay iğneyi vurunmayı unutmuşum.
Öyle de korkuyorum. Yapamazsam, beceremezsem, iyi eğitemezsem, sevemezsem, ruhunu doyuramazsam, kötü bir anne olursam. Şimdiden iyi anne olmanın zıttı ne varsa yaptım gibi. Millet bebeğim iyi beslensin diye dağdan bayırdan organik sebze getirir yer ben dayadım antidepresanı. Geçen hafta dayanılmaz baş ağrılarım yine ortaya çıkınca iki defa novalgin iğne oldum. Rezalet bir uyku düzenim vardı. Bol kahve içtim. Ve ona karşı içimde korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.
Eşim çok mutlu. Ama benim yüzümden mutluluğunu yaşayamıyor. Gününün çoğu bana sarılmakla, "Ağlama, nolur iyi ol artık," demekle geçiyor. Bazenleri yanıma geliyor, alıyor gitarını bir şeyler çalıyor 'bebeğine'. Uyuduğumu sandığı zamanlar eliyle uzun uzun karnımı okşuyor, bebeğiyle konuşuyor. Bense sadece bebeğe daha çok acıyorum. Babası hemencecik onu kabullenip resmen ona aşık olmuşken annesi tam bir hayal kırıklığı... Şimdiden benden nefret ediyor bebek.
İşte böyle... Çok çaresiz hissediyorum. Şimdilik eşim ve abim dışında kimse bilmiyor. Ama dayanamıyorum artık kafayı yemek üzereyim. Nolur bir şeyler yazın, konuşmaya, anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki...
Bilmiyorum ama artık doğum kontrolü için dışarıdan alınan hiçbir kimyasala güvenmeyeceğim kesin. Doğumdan sonra tüplerimi bağlatmakla ilgili planlarım varBen yanlızca 4 ay kullandım hamile kalmam 6 ay sonra oldu ,
Bünye den bünyeye değişim gösteriyor demekki
İnşallah sizin için en güzel zamanda, çok da beklemeden anne olursunuzaslında anne olabilmek için çırpınan biri olarak buraya bir sürü şey saydırabilirdim ama şuan size sadece şunu söylemek istedim,bebeğinize sağlıkla kavuşun inşallah ve ona kavuştuğunuzda sadece sevin...onu koklayın,sarılın..mükemmel anne olmak için çocuğunuzu deneme tahtası yapmadan sadece kalbinizle yaklaşın ona.inanın mükemmel değil ama bebeğini çok seven biri olursunuz...Allah sakıın onu kaybetmek zorunda bırakmasın sizi,çünkü onu sizden aldıklarınızda ruhunuzunda bir yanını alıyorlar...
Minicik gözleryle gözlernin içine baknca bugün yaşadklern için pişman olacaksn ve kuceğında senden bir parça olduğu için şükredeceksn ..İlk üç gün maalesef benim için bir felaket gibiydi. Artık bugün biraz suyun yüzüne çıktım gibi. Tüm öfkemi bitirince, tüm çığlıklarımı salınca, bıkana kadar 'neden' diye sorunca...
En azından neden demeyi bıraktım. Kabul ettim öyle olması gerekiyormuş demek.
Kendi kırgınlıklarımın, olmamışlıklarımın, öfkemin, hesaplaşmalarımın acısını ondan çıkaramam ki... Hiç hak etmiyor bunu.
Korkularım ve kaygılarım hâlâ var ama biliyorum artık bir sabah uyandığımda hepsi geçmiş olmayacak. Gitsinler diye uğraşmayacağım, görmezden gelmeye de çalışmayacağım.
Sadece üzerine azar azar güzel şeyler ekleyeceğim.
Hani kasendeki çorbaya fazla tuz attığında onu içemezsin. Sonra tenceredeki çorbayla karıştırınca tadı en güzel halini alır. Ben de üzerine güzel şeyler koyacağım. En güzel halimi bulabilmek için.
Ve o, o kadar küçük ki. Küçük olmak için bile küçük sanki. Yaşayabilmek için bana ihtiyacı var. Böyle düşününce içim eriyor. Pişman oluveriyorum karnıma bakıp bakıp "Neden şimdi, biraz daha beklesen nolurdu," dediğim anlar için. Keşke gözlerine bakıp özür dileyebilsem diye düşünüyorum.
Şimdi o kendi habitatında büyüyor, gelişiyor. Kozasından çıkmayı bekleyen bir kelebek gibi. Ve ben kelebeğe artık hiç kaygılanmayacağıma, hiç korkmayacağıma söz veremem ama onu seveceğime söz verebilirim. Yavaş yavaş. Cemre düşmesi gibi.
Önce havaya, sonra suya, en son toprağa...
Ve o son cemre düştüğünde minik kelebek, sana sonsuza kadar sımsıkı sarılmak için başucunda bekliyor olacağım.
İnsanlar savaş, kıtlık, salgın gibi durumlarda daha sık ürerlermiş. İçgüdüsel bir durum, nesli devam ettirmek için. Suriyelilerin hızlı çoğalmasının da, ikinci dünya savaşı sonrasındaki baby boom'un da, belki şimdi içinde bulunduğumuz pandemi sonrası oluşacak baby boom'un da temelinde bu içgüdünün varlığının da yattığına inanıyorumYahu Suriyeliler çatır çatır ürüyorlar onlara kimsenin birşey dediği yok , bebeğiniz sağlıklı doğsun insallah
Hadi inşallahMinicik gözleryle gözlernin içine baknca bugün yaşadklern için pişman olacaksn ve kuceğında senden bir parça olduğu için şükredeceksn ..
Siz iğne vurdurmayi unuttunuz ama degilmi ondan dolayı koruma olmamıştır, yoksa çok çok düşük bir ihtimal iğne kullanırken hamile kalmakBilmiyorum ama artık doğum kontrolü için dışarıdan alınan hiçbir kimyasala güvenmeyeceğim kesin. Doğumdan sonra tüplerimi bağlatmakla ilgili planlarım var
Öncelikle, eski konularınızı biliyorum, çok iyi bir anne olacağınızı düşünüyorum ❤........
Çıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş büyük ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hâlâ beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha çok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cümlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı, çaresizlik... Ne ararsan var, öyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nöbetleri geliyor.
....
Çok güzel olumlu doğum hikayeleri var onları okuyun. Normal doğum 30 saat sürecek diye bir şey yok en olmadı çok korkarsanız sezaryen olursunuz, bebek emmezse mamalar anne sütüne çok yakın, kolik bebekler için çok çeşitli yöntemler var CDleri var, en olmadı elektrikli süpürge sesi o da olmadı arabaya atıp gezdirmeUmarım, umarım öyle olur. Önümü göremiyorum şu sıralar. Tüm hamileliğim, bebeğin doğumu, ilk ayları büyük bir üzüntü korku ve kaygı içinde geçecek gibi. Şimdiden aklıma durmaksızın orada burada gördüğüm 30 saatlik doğum hikayeleri, emmeyen bebekler, kolik bebekler, çatlaklar, deforme olmuş genital bölgeler, mutsuz kadınlar geliyor
Onunki öyle bir zorlama, benim olmadı senin olsun falan kafası değil ki. Konu komşunun, arkadaşların dediği türden bir "Bebek ne zaman?" klişesi. Sizin de bir kızınız olsa ne güzel olur tarzı söylemler. Ben de biraz eksik anlattım sanırım. Zaten vardı niyetleri, kız olsun diye umut ettiler, hep kızımız da olsun dediler. Erkek oldu diye kız olana kadar denemek yok tabi ki. Mutlular bu şekilde. Anneleri de mutlu, gayet iyi ilgileniyor çocuklarla.
Aaa doğru arızalıydım ben onu unutmuşumÖncelikle, eski konularınızı biliyorum, çok iyi bir anne olacağınızı düşünüyorum ❤
İkinci olarak, annenize kapak olsun, 'arızalı' kızı hamileaynı konuda bir üye, belki de şu an hamilesiniz demişti hatırlarsanız..
Gelelim alıntı yaptığım bölüme.. daha kendiniz sindiremeden hemen abinizi aramanız iyi olmamış.. nasıl bir doktor ki bu abi, zaten anksiyeteyle boğuşan kardeşine, ne duruma geleceğini düşünmeden böyle bir laf edebiliyor..
Lütfen eşinizle çözmeye çalışın iç sıkıntılarınızı.. eğer abiniz böyle söyleyip sizi daha beter kaygılandırmasaydı, kendiniz sakin kafayla daha kolay kabullenirdiniz eminim.. Eşinizi geri plana atıp ailenize koşma huyunuzdan vaz geçin ne olur..
Eski konularınızda çoğunluk size moral verdi, destek oldu.. siz çok güzel bir insansınız, çok da iyi anne olursunuz üzülmeyin
Son olarak, kabullenmek işinizi kolaylaştırır.. kendinize değil eşinize odaklanın. İç sesinize kulak tıkayın, eşinize bırakın kendinizi.. O sizi gerekli frekansa sokar
Haklısınız, teşekkür ederimÇok güzel olumlu doğum hikayeleri var onları okuyun. Normal doğum 30 saat sürecek diye bir şey yok en olmadı çok korkarsanız sezaryen olursunuz, bebek emmezse mamalar anne sütüne çok yakın, kolik bebekler için çok çeşitli yöntemler var CDleri var, en olmadı elektrikli süpürge sesi o da olmadı arabaya atıp gezdirmeçatlaklar için kremler, yağlar var, deforme olan organlar için de estetik müdaheleler var. Mutsuzluk lohusa depresyonu evet var ama hem süreli hem de psikolojik destekle, sevdiklerinizin desteğiyle atalatılamayacak değil. Dert ettiğiniz her şeyin çok şükür çözümü var