- 5 Mayıs 2013
- 33.832
- 41.258
Çocuğu olmayan insanlarla ne ilgisi var konu sahibinin. Her insan farklıdır istekleri de farklıdır. Bir bitmediniz.Şımarıklık sizinki. Bu kadar cocuk isteyip sahip olamayan kadin varken piremsesimiz esinden hamile kaldi diye mutsuz. Bak senn
Herkes çocuk sevmek ve çocuk istemek zorunda mı?Şımarıklık sizinki. Bu kadar cocuk isteyip sahip olamayan kadin varken piremsesimiz esinden hamile kaldi diye mutsuz. Bak senn
Neredeyse aynı şeyleri yaşayan birinden bunları duymak çok güzel. Bazı mesajları okuyunca herhalde ben baya iğrenç pislik bir insanım diye düşünmeye başlamıştım. İyi geldiniz, teşekkür ederim.Konu sahibi, ben çocuk sevmeyen biriydim. Hoş hala da sevmem ve eşimle asla çocuk sahibi olmayacağız diyerek evlendik. Bakın bir gün olur bile değil çocuk hiç istemiyorduk.
Hamile kalınca dünyam yıkıldı elbette, bütün hayatımı buna göre yaşamış ve ona göre gelecek hayalleri kurmuştum sonuçta. Ben istediğim hayatın tam tersi istikamete koşmaya başladım. Düşündüğüm sıkıntıların ise çok çok daha fazlasını yaşadım psikolojik olarak. Evet uykusuz kalacağımı biliyor ama bunun beni nasıl etkileyeceğini bilemiyordum. Çok uç noktalarda yaşadım ben doğum sonrasını öyle ki hayatım inanılmaz anlamsız gelmeye başlamıştı.
Şimdi 17 aylık oldu oğlum. Cidden param ve çevremde arada bir beni rahatlatacak biri olsaydı; ikinciyi kesin yapardım. Sebep çocukları çok sevdim, büyütmek çok kolay falan değil, biricik oğlum hayatta yalnız kalmasın diye :) Araları atladım çünkü geldiğim nokta bence yeterli. Bir çok zorluk olacak elbette ancak çocuk sahibi olmanın nasıl bir şey olduğunu anlatacak bir ifadem yok. Sadece başlangıcı bence çok kötü ve motive edici hiç bir şey yok. Ama durum gittikçe güzelleşiyor.
Bir de mesela bu dönemde ve hamilelik sonrası dönemdeki düşüncelerinden pişman olanlar var. Ben hiç olmadım çünkü merhametim vardı ve kötü davranmıyor, ihmal de etmiyordum. Sadece istemiyordum evet bu da kötü bir şey ama ciddi ciddi ölmek isteyen birinin durumunda yine gayet iyi başarmışım. Bunları tabi sular durulunca idrak ediyorum ve çevreme çok kızıyorum mesela beni nasıl yalnız bıraktılar bebekle. Eşim şimdi diyor ki, bebeğe bir şey yapmayacağını biliyordum ama kendini atarsın diye çok korktum. Ama ben bir kaç hafta sonra yalnız kalmaya başladım ve her gün deli gibi ağlıyordum.Neredeyse aynı şeyleri yaşayan birinden bunları duymak çok güzel. Bazı mesajları okuyunca herhalde ben baya iğrenç pislik bir insanım diye düşünmeye başlamıştım. İyi geldiniz, teşekkür ederim.
Bir garip bu sosyal ortamlar. Herkes deliler gibi bebek istiyor, bunun için hiçbir fedakârlıktan kaçınmıyor. Nolursa olsun bebeğin hep mutluluk getireceğine, herkese mutluluk getireceğine inanılıyor. Bebek istemeyenler, dolayısıyla kazara bebek sahibi olduğu için mutlu olmayanlar şımarık ve bencil sayılıyor. Sanki internetten sipariş ettiğin mobilyanın laciverti yerine mavisi gelmiş de onun için bu kadar üzülüyormuşsun gibi anlam verememeler, suçlamalar. Gerçi bu durumda bile haklısın nasıl böyle bir hata yaparlar, hemen değiştirmeliler falan derler ya aynı kişiler. Hepsi ilk öğrendiği andan beri aşkla dolu ve sonsuz fedakarlar. Pamuklara sarıp sarmalıyor, ne bedel istiyor ne hesap soruyorlar. Kutsal annelik kadınlar arasında pay edilmiş de biz başkasının payını çalıp sonra beğenmeyip burun kıvırmışız. Neyse yine çok konuştum. Ama az çok anlattığıma inanıyorum kafamdakileri.Bir de mesela bu dönemde ve hamilelik sonrası dönemdeki düşüncelerinden pişman olanlar var. Ben hiç olmadım çünkü merhametim vardı ve kötü davranmıyor, ihmal de etmiyordum. Sadece istemiyordum evet bu da kötü bir şey ama ciddi ciddi ölmek isteyen birinin durumunda yine gayet iyi başarmışım. Bunları tabi sular durulunca idrak ediyorum ve çevreme çok kızıyorum mesela beni nasıl yalnız bıraktılar bebekle. Eşim şimdi diyor ki, bebeğe bir şey yapmayacağını biliyordum ama kendini atarsın diye çok korktum. Ama ben bir kaç hafta sonra yalnız kalmaya başladım ve her gün deli gibi ağlıyordum.
Çok çok kötü günlerdi, bence kimseyi dinlemeyin. Yaşamanız gereken neyse onu yaşayın, istiyorsanız ağlayın. Ama her şeyin gittikçe güzelleşeceğini, bunun mucize gibi değil adım adım gerçekleşeceğini bilin. Bunu dipsiz kuyulardan çıkmış biri söylüyor. Kaybedeceğimi düşündüğüm bir çok şeyi kaybetmedim veya kaybetmek okadar kötü olmayıp yerine çok tatlı bir şeyler koydu.
bende 4 gün oldu doğum yapalı ve hamile kaldığımda virüsün vsi yoktu birden bire virüs çıkınca nasıl yapcam nasıl doğurcam hastaneye nasıl gidecem stesiyle geçti günlerim hatta doğumumda gecikti biraz oda stres kaynaklı olabilir ama herşey kısmet ya bak ben senin kadarken gebeligim bu virus yoktu bu geçse başka zaman olsa başka sıkıntılar sorunlar çıkabilir hiç birşey yaptığın plan ve programa göre olmuyor malesef şimdi yapman gereken tedbir alıp takdir Allahtan diyeceksin yapcak bişey yok başka umarım şu virüste geçer tez zamanda..Hamileyim! 5 hafta 6 günlük hem de! Daha birkaç gün önce insanlara "Koronada hamile kalınır mı ya lütfen biraz mantıklı olun, bu ne bilinçsizlik," diye akıl verirken hamileyim. Koronanın ortasında, en olmaz denilen anda hamileyim. Şaka gibi daha 2 - 3 hafta önce konu açtım ben buraya eşimle bebek yapmak istemediğim için kavga ettik diye! Orada millete vıdı vıdı laf yetiştirirken, korona bitsin ancak öyle olur o zamana kadar da kendimi hazırlarım derken de hamileymişim; bebek istiyorum diye konu açan kadına "Bu dönemde bebek mi olur," diye carlarken de. Millete akıl öğretirken ben salak gibi hamile kaldım.
İki gün önce sabah çok halsiz uyandım. Zaman geçtikçe kötüleşti. Gün ortasında ateşim yükselmeye başladı. Akşam iyice ateşim çıkmıştı ve deliler gibi kusuyordum. Mideme kramplar giriyordu artık gözlerimden yaş gelmeye başladı. Eşim "Bu gerçekten normal değil, sen hiç iyi değilsin," dedi ve beni apar topar hastaneye götürdü. Yolda aklımdan ne senaryolar geçiyor ya koronavirüs olduysam diye yüreğim ağzımda.
Gittik neyse kan aldılar bekliyoruz. Nöbetçi doktor geldi dedi ki "Endişelenecek bir şey yok, sakin olun. Sadece üşütmüşsünüz ama gebelikten dolayı biraz ağır geçiriyorsunuz." Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Eşimin şaşkınlıktan rengi değişti. "Gebelik mi?" dedi. Doktor "Bilmiyordunuz galiba, tebrikler," deyip nöbetçi jinekoloğa yönlendirdi. O sırada eşimin yüzünde güller açıyor tabi.
Gittik kadın doğuma vajinal muayene, ultrason falan... Kadın dedi ki "Kese oluşmuş, her şey yolunda görünüyor. Çok şanslıysak kalp atışlarını da duyabiliriz." Sonra ufak bir gümbürtü doldu kulaklarıma. "Bak annesi bebeğinin kalbi nasıl atıyor." Annesi dedi yüreğim ezildi. Ben sadece pişmanlık duyarken eşime baktım gözyaşlarını kuruluyor.
Çıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş büyük ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hâlâ beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha çok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cümlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı, çaresizlik... Ne ararsan var, öyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nöbetleri geliyor.
O kadar çaresiz hissediyorum ki. Sanki eşimle uzlaşmamızdan sonra bebek hayalleri kuran ben değilim. Simsiyah bulutlar arasında gibi hissediyorum. Bu kadar riskli bir zamanda hamile kalmışım, hem de tamamen salaklığımdan. Aylık iğneyle korunuyordum. Korona, bazı ailevi durumlardan ileri gelen karmaşa derken geçen son ay iğneyi vurunmayı unutmuşum.
Öyle de korkuyorum. Yapamazsam, beceremezsem, iyi eğitemezsem, sevemezsem, ruhunu doyuramazsam, kötü bir anne olursam. Şimdiden iyi anne olmanın zıttı ne varsa yaptım gibi. Millet bebeğim iyi beslensin diye dağdan bayırdan organik sebze getirir yer ben dayadım antidepresanı. Geçen hafta dayanılmaz baş ağrılarım yine ortaya çıkınca iki defa novalgin iğne oldum. Rezalet bir uyku düzenim vardı. Bol kahve içtim. Ve ona karşı içimde korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.
Eşim çok mutlu. Ama benim yüzümden mutluluğunu yaşayamıyor. Gününün çoğu bana sarılmakla, "Ağlama, nolur iyi ol artık," demekle geçiyor. Bazenleri yanıma geliyor, alıyor gitarını bir şeyler çalıyor 'bebeğine'. Uyuduğumu sandığı zamanlar eliyle uzun uzun karnımı okşuyor, bebeğiyle konuşuyor. Bense sadece bebeğe daha çok acıyorum. Babası hemencecik onu kabullenip resmen ona aşık olmuşken annesi tam bir hayal kırıklığı... Şimdiden benden nefret ediyor bebek.
İşte böyle... Çok çaresiz hissediyorum. Şimdilik eşim ve abim dışında kimse bilmiyor. Ama dayanamıyorum artık kafayı yemek üzereyim. Nolur bir şeyler yazın, konuşmaya, anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki...
Korkmak elbette normal ama hayati kendine zehir etmek bana gore normal degil , senin konuna da benzer seyler yazdim siye hatirliyorum koalinacimİnsanın hayatını altından alıp üstüne geçiren ve bir de üzerinde tepineceğini bildiğiniz bir canlı için korkmak çok normal. Artı daha önce travma yaşamış ve bunu bilen/bilmeyen insanların durumu kontrol edememesi ise daha normal.
Bu o kadar basit bir durum olamıyor ama.Korkmak elbette normal ama hayati kendine zehir etmek bana gore normal degil , senin konuna da benzer seyler yazdim siye hatirliyorum koalinacim
Sirf cocuk konusunda degil baska konularda da bu boyle , korkmayi ve endise duymayı anlayabilirim ama hayati bu yuzden kendine eziyet haline getirmeyi anlayamam
Dogurmaya karar veriliyorsa o zaman tadinin çıkarılması gerektigini dusunuyorum , insanin kendine zarar vermesine gerek var mi?
Hamileyim! 5 hafta 6 günlük hem de! Daha birkaç gün önce insanlara "Koronada hamile kalınır mı ya lütfen biraz mantıklı olun, bu ne bilinçsizlik," diye akıl verirken hamileyim. Koronanın ortasında, en olmaz denilen anda hamileyim. Şaka gibi daha 2 - 3 hafta önce konu açtım ben buraya eşimle bebek yapmak istemediğim için kavga ettik diye! Orada millete vıdı vıdı laf yetiştirirken, korona bitsin ancak öyle olur o zamana kadar da kendimi hazırlarım derken de hamileymişim; bebek istiyorum diye konu açan kadına "Bu dönemde bebek mi olur," diye carlarken de. Millete akıl öğretirken ben salak gibi hamile kaldım.
İki gün önce sabah çok halsiz uyandım. Zaman geçtikçe kötüleşti. Gün ortasında ateşim yükselmeye başladı. Akşam iyice ateşim çıkmıştı ve deliler gibi kusuyordum. Mideme kramplar giriyordu artık gözlerimden yaş gelmeye başladı. Eşim "Bu gerçekten normal değil, sen hiç iyi değilsin," dedi ve beni apar topar hastaneye götürdü. Yolda aklımdan ne senaryolar geçiyor ya koronavirüs olduysam diye yüreğim ağzımda.
Gittik neyse kan aldılar bekliyoruz. Nöbetçi doktor geldi dedi ki "Endişelenecek bir şey yok, sakin olun. Sadece üşütmüşsünüz ama gebelikten dolayı biraz ağır geçiriyorsunuz." Mideme yumruk yemiş gibi oldum. Eşimin şaşkınlıktan rengi değişti. "Gebelik mi?" dedi. Doktor "Bilmiyordunuz galiba, tebrikler," deyip nöbetçi jinekoloğa yönlendirdi. O sırada eşimin yüzünde güller açıyor tabi.
Gittik kadın doğuma vajinal muayene, ultrason falan... Kadın dedi ki "Kese oluşmuş, her şey yolunda görünüyor. Çok şanslıysak kalp atışlarını da duyabiliriz." Sonra ufak bir gümbürtü doldu kulaklarıma. "Bak annesi bebeğinin kalbi nasıl atıyor." Annesi dedi yüreğim ezildi. Ben sadece pişmanlık duyarken eşime baktım gözyaşlarını kuruluyor.
Çıktık eve geldik. Elim ayağım buz kesmiş, inanamıyorum. Benden 12 yaş büyük ve doktor olan abimi aradım. Bu yaşımda hâlâ beni 'minik kuşum' diye seven abimi, bana ebeveynlerimden daha çok ebeveyn olmuş abimi, her kararımda yanımda olan abimi, ne yaparsam yapayım beni asla yargılamamış, asla 'nasıl yaparsın' dememiş olan abimi... Durumu anlattım,ilk cümlesi "Ah be kızım, naptın sen," oldu. O noktada zincirlerimden boşandım. Deli gibi ağlamaya başladım. Öfke, pişmanlık, hayal kırıklığı, çaresizlik... Ne ararsan var, öyle bir ağlamak. O andan beri de zırt pırt aynı şekilde ağlama nöbetleri geliyor.
O kadar çaresiz hissediyorum ki. Sanki eşimle uzlaşmamızdan sonra bebek hayalleri kuran ben değilim. Simsiyah bulutlar arasında gibi hissediyorum. Bu kadar riskli bir zamanda hamile kalmışım, hem de tamamen salaklığımdan. Aylık iğneyle korunuyordum. Korona, bazı ailevi durumlardan ileri gelen karmaşa derken geçen son ay iğneyi vurunmayı unutmuşum.
Öyle de korkuyorum. Yapamazsam, beceremezsem, iyi eğitemezsem, sevemezsem, ruhunu doyuramazsam, kötü bir anne olursam. Şimdiden iyi anne olmanın zıttı ne varsa yaptım gibi. Millet bebeğim iyi beslensin diye dağdan bayırdan organik sebze getirir yer ben dayadım antidepresanı. Geçen hafta dayanılmaz baş ağrılarım yine ortaya çıkınca iki defa novalgin iğne oldum. Rezalet bir uyku düzenim vardı. Bol kahve içtim. Ve ona karşı içimde korku ve pişmanlıktan başka hiçbir şey hissetmiyorum.
Eşim çok mutlu. Ama benim yüzümden mutluluğunu yaşayamıyor. Gününün çoğu bana sarılmakla, "Ağlama, nolur iyi ol artık," demekle geçiyor. Bazenleri yanıma geliyor, alıyor gitarını bir şeyler çalıyor 'bebeğine'. Uyuduğumu sandığı zamanlar eliyle uzun uzun karnımı okşuyor, bebeğiyle konuşuyor. Bense sadece bebeğe daha çok acıyorum. Babası hemencecik onu kabullenip resmen ona aşık olmuşken annesi tam bir hayal kırıklığı... Şimdiden benden nefret ediyor bebek.
İşte böyle... Çok çaresiz hissediyorum. Şimdilik eşim ve abim dışında kimse bilmiyor. Ama dayanamıyorum artık kafayı yemek üzereyim. Nolur bir şeyler yazın, konuşmaya, anlatmaya o kadar ihtiyacım var ki...
Bu o kadar basit bir durum olamıyor ama.
Benim en sevmediğim cümlelerdi mesela doğum sonrası. Yapacak bir şey yok dedi herkes, başına gelmiş istemesen de katlanacak veya zevk almaya çalışacaksın. Bu cümleler insanın bir kıskaca girdiğini ve kaçamayacağını falan anlatıyor. Ben bunu istemiyordum, kaçabileceğimi, kendime alanlar bulabileceğimi, o kadar kötü bir şey olmadığını veya şu an kötü olup zamanla düzeleceğini duymak istiyordum. Milyon kere söyleseler de bir kere daha duyma ihtiyacı oluyordu. Velev ki biri olumsuz bir yorum yapsın her şey başa sarıyordu.
Şu an hamilelik döneminin başı muhtemelen bir üç ay kadar böyle devam edip alışacak ama doğum sonrası zindan edecek bir hayat bile kalmıyor malum. İnsanın asıl o zaman desteğe ihtiyacı oluyor. Ben fiziksek olarak çok yorulmamıştım ama açıkçası etrafımda aklı selim konuşan kimse yoktu. Eşim ve kayınvalidem durumu görmezden geliyor annem ise yapacak bir şey yok modunda geziyordu. Sadece malum sözlükte bir yazar, daha önce benzer şeyleri yaşamış biri ve o kadar rahatlatmıştı ki beni daraldıkça ona yazıyordum ve beni geçeceğine inandırıyordu. Durumun normal olduğunu bilmek, bir çok insanın daha ağır yaşadığını ve falancanın 40 günde atlattığı şeyin senin için iki sene sürebileceğini bilmek insanın sırtından yük alıyor. Yoksa bir de bende bir sorun mu var, ben iyi anne olamam mı, 40 gün geçti hala aynıyım, asla düzelmeyeceğim gibi sorularla problem büyüyor.
Milletin gözüne gözüne sokmasın. Ne var bunda.Çocuğu olmayan insanlarla ne ilgisi var konu sahibinin. Her insan farklıdır istekleri de farklıdır. Bir bitmediniz.
Neredeyse aynı şeyleri yaşayan birinden bunları duymak çok güzel. Bazı mesajları okuyunca herhalde ben baya iğrenç pislik bir insanım diye düşünmeye başlamıştım. İyi geldiniz, teşekkür ederim.
Ya çok tatlısın, ben de sana karşı bir sempati duyuyor ve seni seviyorumCanimcim ya sana canimcim diyorum ve senli benli konusuyorum cunku gercekten inanilmaz bir sempati duydum sana karsi kusuruma bakma lutfen! Yani ben bekarim, kendimden baska baktigim biri yok ve anne degilim, ama sadece tahmin etmeye calisiyorum hislerini. Sen cok mukemmeliyetci birisin ve surekli kendinde eksik gedik arayan, suclu hisseden birisin. Bu yuzden endiselerinin en az yuzde ellisi yapamayacagindan, bakamayacagindan degildir, gereksiz kaygidir, abartidir bence. Hani su sinava girmeden once aglayan ama sinavdan 90 alan cocuklar gibiOlaya bu yonden bakmak ise yarayabilir belki...
Teşekkür ederimKorkmayın, ilk zamanlar bilmeden içilen ilaçlar bebeğe zarar vermiyor. Bundan sonrası için daha dikkatli olun. Psikolojik olarak ancak şunu söyleyebilirim ki ben va ama annelik haberini alıp bir anda vahiy inmişçesine anne gibi hissedenleri de, zamanla anne olma fikrine alışanları da, doğumdan sonra anne olanları da, bebeğe alıştıktan sonra anne gibi hissedenleri de çok duydum. Yani haberi alır almaz kendinizi anne gibi görmemeniz ne bi problem ne de o bebiş hiç kabullenmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Toplumun size dayattığı 'öğrendiğin anda anaç olman lazım' düşüncesi yüzünden şoka girmeyin.
İnşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız ve hayırlısıyla gelir
Teşekkür ederim, bebeğiniz sağlıkla gelir inşallahcanım neden bu kadar üzüldün..? ben de hamileyim. koronaya denk geldik. süreç zor ilerliyor. ama o tekmeleri, ultrason görüntüleri öyle bir mucıze ki... ilk 16 hafta ben de kabullenmekte zorlandım. şimdi çok şükrediyorum. gebelikte duygusallık had saftada. ama lütfen üzme kendini... minik mucızene sıkı sıkı sarıl.....o sana coktan sarılmış..