Gerçekten merak ediyorum..

Erkek yorumu kokuyor buram buram :cool: Yani kusura bakmayın ama dert dediğiniz öyle basket oynandığında yada arabaya atlayıp şehir turu yaptığının da geçen bir şey değil tatlım. Öyle tur attığında hastalıklar, geçim derdi, eşinin yada sevgilinin kırdığı kalpler düzelmiyor. Bu kadar hayat tecrübeniz yoksa gelip akıl vermeyin.
 
Vay canına, ne orman, ne kitapmış öyle. Sanki, tüm yazı boyunca tekrarladığım iki kelime bunlarmış gibi herkesin takıldığı ortak nokta olup çıkıverdiler. Ben, ağaçları, yolları vb sevdiğim için bu tarz bir örnek verdim. Sen yerine, sahili, alışverişmerkezlerini hatta Londra'nın sokaklarını bile koyabilirsin. Hayal gücünü zorla, o işi de sana bırakıyorum.
canim herkes halinden memnun sen hayal gucunle nereye.gitmek istiyorsan ne yapmak.istiyorsan yap. londra :KK70: galiba zenginsinz bn londrayi ruyamda zor gorrum.. ama insanlarn yaptgi seyleeride yadirgamaya hakkin yok kucumser gibi konusmaya hele hic
 
Sana buradan destek gelmez ama bence çok doğru yazmışsınız , benim de gözlemlediğim burada kadınların sadece eş ve anne vasfına sahip olması . Mesleklerini bile sadece aile geçimine katkı olarak görülmesi .

Bu sorunlar ama toplum yapısından kaynaklanıyor . Kimse de hatalı olduğunu kabul etmiyor .
 
kendi hayatınızı ve tabi okuduğunuz kişisel gelişim secret mecret kitaplarını baz alarak yaptığınız genelleme çok yanlış bir kere..
burda zilyon tane kadın var.. herkesin geçtiği yollar farklı ulaştığı noktalarda..

belki iyi niyetle yazdınız bu yazıyı ama sizin okuduklarınızı hayatınıza yaşayış biçiminize katabilmeniz herkes için geçerli olamaz..
siz 2 saat üzülürsünüz bir diğeri çıkar derki ne kadar umursamaz duygusuzsun bu durumu ne yapıcaz şimdi?
Deneyelim. Mesela istisnasız tüm ilişkilerden üstün tuttukları bir değerleri, tutkuları olsaydı acaba yine bu zilyon kadın bu kadar dertli olurmuydu... Vallahi, bir futbol takımına verilen değer bile hayatı yaşanır kılar. Şahsen on yıllık arkadaşım beni sattığında, bilgisayarımda altın edasıyla sakladığım oyunu birkaç saat oynamam halinde, ne satıldığım aklımda kalır ne de arkadaşıma ait anılar.
 
Merhaba,
Yaklaşık, birkaç aydır takip etmeme karşın foruma yeni üye oldum. Gerçekten, her yönüyle beni hayretler içinde bırakan bir forum oldu. Yıllardır takip ettiğim, hatta ilk üyelerinden sayılarak pro üye seviyesine yükseldiğim birkaç forum olmuştu, fakat bu forum içlerinden en ilginci oldu.
Doğrusu forumların, "dertleşmek" için kullanılabileceğini ilk defa burada öğrendim. Çünkü, birkaç istisnayı es geçerek gennelleme yapacak olursak, burada herkesin bir sorunu ve daha da önemlisi bir arayışı var.
Oysa şimdiye değin, yeni çıkan telefon modelleri ya da elektrikli cihazlarda meydana gelen arızalar haricinde hiç konu açmamıştım.
Sizleri izleme sürecinde, ilk başlarda uçuk derecede şaşırıyor, inanmıyor ya da gün boyu kafamda bir film senaryosu gibi anlatılanları yeniden yaşıyordum.
Tuhaf ve açıklaması yetersiz olması halinde hepinize anlamsız gelecek bir ayrıntıyı fark ettim. Sorunlar, dertler ortaya dökülüyor ve hemen ardından yığınla cevap sıralanıyordu başlık altına. Buraya kadar her şey normal. Tuhaf olan, genel olarak açılan (özellikle bir derdim var başlığı altına) tüm konulara, tek tek değinmek yerine, topyekün bir açıklamanın sannımca yeterli olacağı gerçeğiydi. Öyle ki, bir kitap ismi bile tüm psikolojik yönden dertli insanların derdi olabilirdi.
Forumun aşırı derecede üyesi var ve sanırım hepsi de kadın. Dile gelen dertlerin merkezini ise "ilişkiler" oluşturuyor. Ve benim ulaştığım dertlerin devası çözümüde aslında açıklamış bulunuyorum. İlişkiler ile kafa yorulduğu müddetçe, dertler bitmez.
Edindiğim kabataslak özellikleri sıralamak istiyorum.
Öncelikle, hayatınızın merkezini ilişkiler oluşturuyor. En büyük sorunda bu. Bu eşiniz, arkadaşlarınız ya da aileniz olabilir. Hayatınızı onlara göre şekillendirmişsiniz. Bundan, onların isteklerine boyun eğdiğiniz sonucunu çıkarmayın. Tersine, onları yönetmek ya da en azından sizi rahatsız etmemelerini sağlamak istiyorsunuz fakat "onlar" diye bahsettiğimiz kişilerin, aslında çok daha farklı şeyleri dert ettiğini, ilişkilerden öte bir hayatlarının olduğunu unutuyorsunuz.
Sürekli ilişkilerden şikayet etmenizin nedeni, "insanlardan" öte bir kazancınızın, bakarak gururlanacağınız bir uğraşınızın olmaması. Bir futbol takımına ya da arabaya değer verseydiniz, böylece size sorun yaratmayacak, şekilden şekle girmeyecek, elle tutulur bir sevdanız olurdu. Fakat sizler, değer verdiğiniz ya da ilişki içinde olduğunuz insanın size verdiği değer kadar kendinizi önemli,değerli hissediyorsunuz. Bunun sebebi dediğim gibi, onları aslında bir nevi kötülük ya da iyilik tanrısı konumuna çıkarmanız. Eğer, dokunmaya kıyamadığınız arabanız, kendinize has zevk ve yalnız başına eğlenme tecrübeniz olsaydı, eşinizin ya da onun ailesinin söylediklerini, 120km hıza çıkarak veyahut patika yollarda şöyle bir tur atarak unutabilirdiniz.
Kendinize ilişkilerden daha öte zevkler belirlemelisiniz. Sadece size has ve kimsenin de onun seviyesine çıkamayacağı bir şeyler. Böylece eşiniz ya da arkadaşınız, bir başkasıyla gizli bir görüşme yaptığında veyahut sizi gerçekten kıracak eylemlerde bulunduğunda, "neyse artık, ben biraz basket oynayayım. Eğlenceliydin, şimdi yeni oyunlar bulmaz zamanı" diyebilirdiniz.
Üzülüyor, hatta belki asla tahmin edemeyeceğim derecede hastalanıyorsunuz çünkü, onu kaybetmeniz halinde elinizde kalacak hiçbir şey yok. İyi bir iş ve maaşınız varsa bile cesaretiniz, yalnız yaşamdan zevk alma bilginiz yok.
Sürekli üzgün olmanızın bir diğer sebebi de, bir gün kabul edip, hatta zevk aldığınız hayattan bir başka gün sıkılmanız. Bu dünyanın sanırım sarsılmaz kuralıdır. Bu yüzdendir ki, gönüllü esaret altına girmeniz hayatınızın hatası olacaktır. Yaşınız ya da gerçekleşme olasılığı kaç olursa olsun, insan uçuk şeyler ister, en azından geçmişe özlem duyup "ne için yaşıyorum, kazancım ne" diye düşünür. Böyle zamanlarda aklınıza Bruce Lee filminde gördüğünüz bir sahneyi canlandırma hissi doğduğunda, gidip bir uzakdoğu spor kulübüne yazılmanıza engel olmayac bir hayat yaşamalısınız. Bu engel eşinizde, ailenizde ya da bana göre dertlerin ve kendini hiçe saymanın en büyük nedeni olan bebekte olabilir. Kim 70 yıl boyunca bulaşık yıkadıktan sonra aynı yüze bakmaktan, gece yarısı ağlayan bir bebeğin 20 yıl sonra hiç sorunu kalmayacağını düşünerek saatlerce ayakta durmaktan yorulmaz, sıkılmaz ki? İnsansınız, kutsal bir ruh, Tanrının vücut bulmuş hali değil.
Kendiniz için yaşamayı bıraktığınız gün, kutsal bir anne ya da eş değil, içten içe tükenen, psikolojik sorunlar ile boğuşan, hayatı zindanda geçen, hayalleri bile bir süre sonra tutsak olan bir kimse oluyorsunuz.
Değer vermek noktasında da gördüğüm kadarıyla epeyce bir dengesizlik söz konusu. Piramitin en üstünü kendinize ayırmaz, ya da yanınıza birkaç kişiyi daha sıkıştırma çabasına girerseniz, hüsrana uğrarsınız. Ay'da bir buluşmaktan öte bir arkadaşlık ilişkisi yaşamamış olmama karşın, ben bile bunu tecrübe edinmiş durumdayım. Cidden, bir kişiyle aynı eve girmek, süresiz bir yaşantının altına imza atmak akla yatkın bir iş değil. Neden bir başkasına "eş" diyerek kendinizle denk tutmak için adeta yarış yapıyorsunuz?
Son olarak işim gereği çokça tecrübe etme şansı yakaladığım ilişki noktasında karşı tarafın düşüncelerine yer vereceğim.
Ben elektrikçiyim. Çok uzun yıllar sanayi ve benzeri yerlerde çalıştım. Ve bildiğim bir şey varsa o da, asla oğlanların sizler kadar olaylar üzerinde durmadığıdır. Onların, senden ya da ötekinden daha önemli dertleri, istekleri var. Merkezde kendisi, hemen ardında da bilgisayarı, tamir işi, kitapları vb yer alıyor. Sizin insan olduğunuzu çok şey beklememesi gerektiğini biliyor. Umrundada değil zaten. Sizden istediğini alıp, geri kalan zamanında zevk aldığı diğer işlerle uğraşmak istiyor. Dertlerinizle, kafasını bir an önce dinlendirebilmek için uğraşıyor. Eşinizin ailesiyle sıkça sorun yaşamanızın sebebide bu, onlarda sizinle aynı yoldan geçmiş ve sizden başka işi, derdi yok. Ben, oğlanların karşı tarafın ailesiyle uğraşmaktan yakındığını hiç duymadım. Sorun yaşasalar bile asla dert etmezler, çünkü kendilerine ait bir hayatları, kafalarında kurdukları bir dünya, özel zevkleri ve her ne yaparsanız yapın geçemeyeceğiniz değerleri var.
Bir de, güçlü olmaktan çok uzak olmanız diğer bir sorun. Güçsüzlüğü kendi hakkınızmış gibi görüyorsunuz. Bu yolla bir şeyleri kontrol etmek istiyorsunuz. Oysa, kimse ağlayan bir kişiyi görünce " ahh ne üzücü bir görüntü" diye düşünmez, tersine" hmm, bu kadar kolaymış yani, güç bende, otorite benim" diye geçirir içinden, "tamam, özüür" diye haykırmasına karşın. Karşı tarafın zayıf yönlerini sonradan kullanmak üzere, hepimiz hafızamıza kaydediyoruz. Onlardada aynı mantık geçerli. Oğlan olmaları zayıf, aciz olana karşı sempati duyduklarını göstermez. Zayıf olan tarih boyunca ezilmiştir. Bu devletler için de aileler içinde böyledir.
Çok fazla uzattım.
Simone'nin kitaplarını okuyun. Gerçekten sizi bir özgürlük sevdalısı, ormanların çocuğu yapacaktır.
Saygılarımla.

Siz evli misiniz?
 
canim herkes halinden memnun sen hayal gucunle nereye.girmek istiyorsan ne yapmak.istiyorsan yap. ama insanlarn yaptgi seyleeide yadirgamaya hakkin yok kucumser gibi konusmaya hele hic
Tek bir küçümsemeye örnek cümlemi söyleyemezsin. Yapılan tüm eleştiri, yol gösterme temalı yorumlarda olabilecek cümleler benimkilerde.
 
kendi hayatınızı ve tabi okuduğunuz kişisel gelişim secret mecret kitaplarını baz alarak yaptığınız genelleme çok yanlış bir kere..
burda zilyon tane kadın var.. herkesin geçtiği yollar farklı ulaştığı noktalarda..

belki iyi niyetle yazdınız bu yazıyı ama sizin okuduklarınızı hayatınıza yaşayış biçiminize katabilmeniz herkes için geçerli olamaz..
siz 2 saat üzülürsünüz bir diğeri çıkar derki ne kadar umursamaz duygusuzsun bu durumu ne yapıcaz şimdi?
İsterse odun desin, mutlu olduktan sonra kim takar ki. İşte, yine konu bir başkası ne der oldu. Kısacası "ilişkiler".
 
Tek bir küçümsemeye örnek cümlemi söyleyemezsin. Yapılan tüm eleştiri, yol gösterme temalı yorumlarda olabilecek cümleler benimkilerde.
konusmalariniz oyle gosteryor. burdaki bicogu kisi calisan is kadini evli cocuklu ve daha bi çok yani illaki herksn ugrasi vardir burya gelmek.bile insanin yüzünu guldurebilyor emin ol gercek arkadaslklar fasa fiso burda iki guzel dua edyorlar guzel.dilekler de bulunyorlar sohbet edyorlar dertlerni paylasyorlar fikirlerde bulunyorlar guzel seklde. senin moralin bozuk olunca kmseye anlatmiyomsn ne yapyorsun mesela cok merk ettm?
 
Yol gösterme temalı yorumlarda genellemeler olmaz.
Bir konu altına yazsam, evet dediğiniz doğru. Fakat ben, kendim bir başlık açarak açıklamada bulundum. Kimseyi örnek göstermedim. İstisnalar olduğunuda belirttim. Bir makale gibi düşün, geneli ele alır fakat elbette ki istisnalar vardır.
 
O zaman klasik kk deyişi ile cevap vermek isterim haydi kızlar hep birlikte; bekara kadın boşamak kolay.

Önce nisanlan nisan alış verisi denen illeti bir k.validen ile yapmak zorunda kal,giyecegin dona kadar birlikte alın sonra tekrar hayatın anlamını konuşuruz burada.
 
O zaman klasik kk deyişi ile cevap vermek isterim haydi kızlar hep birlikte; bekara kadın boşamak kolay.

Önce nisanlan nisan alış verisi denen illeti bir k.validen ile yapmak zorunda kal,giyecegin dona kadar birlikte alın sonra tekrar hayatın anlamını konuşuruz burada.
Vallahi kendi kanımda boğulmayı yeğlerim. Sokaklarda avare gibi gezmek, beş parasız trenlerde gecelemek çok daha çekici bir hayat benim için. Tabi yine, orman ve kitap misali tren kelimesine takılmasın insanlar. Örnek verdim, sadece aciz bir örnek.
 
konusmalariniz oyle gosteryor. burdaki bicogu kisi calisan is kadini evli cocuklu ve daha bi çok yani illaki herksn ugrasi vardir burya gelmek.bile insanin yüzünu guldurebilyor emin ol gercek arkadaslklar fasa fiso burda iki guzel dua edyorlar guzel.dilekler de bulunyorlar sohbet edyorlar dertlerni paylasyorlar fikirlerde bulunyorlar guzel seklde. senin moralin bozuk olunca kmseye anlatmiyomsn ne yapyorsun mesela cok merk ettm?
Dertleşmeyi kötülediğimi hiç hatırlamıyorum. hatta böyle bir forumla ilk defa karşılaştığımı, hoşuma gittiğini yazmıştım. Konuş, dertleş... Benim yazdıklarımla ne ilgisi var?
 
X