Gerçek NARSİST nedir, anlatıyorum.

Bunları yaptığımda yani ona narsist davrandığımda iyice delirdi. Çünkü ailesi yıllardır onu pohpohlamis hala da oyleler. Ama içini açın bakın rezil bir aile hepsi yüzlerine bakılmaz.
Ya bu bizimkilerin ailesi olabilir mi? İşte her insan farklı benim ki bu dilden anladı, seninki başka dilden anlar. Çok yakın bir dostum var eşi narsist ona da taktik veriyorum. Onda da işe yarıyor..
 
Edemezsiniz hanımefendi Bu narsist kişilik bozukluğu düzelecek bir hastalık değil. Kişilik bozukluğu adı üstünde. Eğer kendisi durumunu kabul ederse terapistle birlikte kendini ve davranışını dizginleyebilir. Ama bu tipler muhteşem oldukları için terapiye ihtiyaç olduğunu kabul etmezler.. siz otokontrol geliştirmelisiniz.. lütfen tüm yatırımı kendinizi geliştirmeye yapın.
 
Yok bebişim hiç kavga gürültü yok bizde. Nadiren tartışıyoruz tabiki. Ama saldım artık. Bana bulaşmasın günümü huzurlu geçireyim. Eğer zehrini kusup gelirse evin içinde çok sakin oluyor.
 
Bizdeki olay çok gariptir ki annesi ile ilişkisi çok kötü ve annesi de bir mağdur. Babası tam bir narsist. Annesi ile ilgili şöyle birşey diyebilirim çocuğa bakma mevzusu oldu istersen çağır gelsin baksın dedim annem iyi değil ölür mölür ustumuse kalmasın ugrasilmaz boşver dedi düşünün.
 
Şiddet uygulayan biri nasıl normal olabilir ki yani bunu anlamamak çok tuhaf geliyor
İş Şiddete gelene kadar öyle manipüle oluyorlar ki doğru yanlış algıları bozuluyor. Okuduğum hikayeler hep öyle. Narsistle mücedele dşye bir blog var oraya bakarsanız okuyacaklarınıza hayret edeceksiniz. Yaşananlar gerçekten korkunç
 
Aldatma var ya,o cocuk korkuyla buyuyor evde.20 sene gitse 20 sene goturecek misiniz?Sizin kac hayatiniz olacak?Biz 1 hayatimiz var diye biliyoruz da
 
Gerçekten yazdığınız her şeyi 4 yıl boyunca birebir yaşadım. O kadar manipüle etti ki beni, duyduğum hakaretlerin gördüğüm şiddetin nedenini bile kendimde aramaya başlamıştım. Bu öyle eğitime filan da bakmıyor, ben öğretmenim ama inanılmaz eziyetlere katlandım ve sanki aklım durmuştu o kaos ortamında, beni suçlu olduğuma inandırmıştı. Hem narsist hem de alkolikti üstelik. Her yolu denedim, olmadı boşandım ve söz verdi diye inanıp tekrar evlendim. Düzelecek diye bekledim ama asla düzelmedi, gittikçe de eziyetin dozu arttı. Ve çok garip hep onu aldatacağımı beklerdi düşünürdü. 1 yıl önce de bir sınav çıkışında ben gelmeden önce içip, basit bir nedenden kıskanıp dövmeye kalkması sonucu kendimi ilk uçakla ailemin yanına attım ve tüm bağlarımı kopardım. Hala inanamıyorum o yaşadıklarıma. Bugün bir ses kaydı çıktı karşıma 2 yıl öncesine ait, yine bana şiddet uygulamış ve ailesine beni suçladığı ses kaydı. Hala tüylerim diken diken nasıl katlandım ben buna diye, kabus gibiydi. Asla düzelmiyorlar asla, yıllarınızı harcamayın. Ömür boyu ondan kurtulamayacağımı ve o kabusta yaşayacağımı düşünüyordum. Resmen ondan ayrıldığım 1 yılda sağlığım düzeldi, yaşadığımı anladım. Lütfen katlanmasın kimse..
 
Aldatma var ya,o cocuk korkuyla buyuyor evde.20 sene gitse 20 sene goturecek misiniz?Sizin kac hayatiniz olacak?Biz 1 hayatimiz var diye biliyoruz da
İşte biz de şu var evin içinde normaliz. Kızımızın yanında bir kez sesimiz yükselmedi. Kızım 4 yaşında babası olmadan uyumaz bile. O kadar düşkün. O da kızı için herşeyi yapıyor O konuda asla hakkını yemem. Yani şu an kızım korksa tek korkusu babasız kalmak olur. Benim ki ihaneti sinsi sinsi gizlice yaptığını "sanıyor"..
 
Zaten narsistler de kaygı bozukluğu da oluyor. Sürekli bir konuda endişelenme. Ne olacak ne yapacağım? Olmamış şeylerin kaygısını yaşama. Bu insanı çok rahatsız ediyor. Mesela eski eşim olacak şahısta daha doğmamış çocuğun kresini düşünüyordu
 
Sanmıyor, sizi sandığına inandırmaya çalışıyor. Başka suçunuzu bulamayınca iftira yoluna giderler, çünkü suç işlemeniz lazım, suç işleyin ki sizi ezme hakkı doğsun ona. Bu aslında ne kadar güçlü olduğunuzun işareti, sizi kadınlıktan vuramamış, sizi eşlikten vuramamış, annelikten vuramamış vs vs. Hepsinde ağzının payını almış. Şimdi suç işleyin diye sabah akşam dua ediyor.
 
Ama sız bılıyorsunuz sonucta.Bana bıraz sızın de psikolojınız normal değil gıbı geldı.
kızım babasını cok sevıyor.Benım de kızım babasını cok sevıyor.Benı aldatsa,psıkolojık sıddet uygulasa ,bak kızım sen babanı cok sev,o da senı cok sevıyor.Ama bızım baska bı evımız olacak sen babanı hep goreceksın vs derim.Arkadasım aldatılıyordu benım sureklı,eve gelen ıcraların haddı hesabı yok,3 sene direndı:Kızın aılesı yazlgını sattı Mugla da ,simdı parayla alamazsın.
Tek kızları ıstedi diye,damadın borclarını odedıler.Ama baktıkı bıtmıyor.3 sene sonunda evlerı ayırdı.ma boyle takıntılıydı kı,3 sene bosanmadı ayrı yasadı evlenemesın adam dıye.En sonunda bı pedagog cocuk 7 yasına gelene kadar hallet bu ısı,7 yasından sonra daha cok etkılenecek,yada don evıne dedi .Oylelıkle bosandı kız.
Cocuk buyudkce bosanmanız daha zorlasacak.
 
Kesinlikle.. Ben o ne yaparsa yapsın kendi çizgimi hiç bozmadım. Kötülüğe kötülükle karşılık vermedim, eşimin yanında kimse hakkında konuşmam, kök aile problemlerimi anlatmam. Bu konuda çizgim sınırım nettir. Ama bu otokontrolü sonradan kazandım. Çünkü bende bişey olmayınca oralardan vurmaya çalıştı. Baktı kendi ailesi pislik içinde. Şimdi ağzını açamaz öyle konularda. Eşim narsist evet ama kendini kontrol edebiliyor. Yetişkin bilincinde en azından. Sorumluluk sahibi. Bu yüzden yuvamı bozmuyorum. Sezarın hakkı sezara.. işte bir arkadaşa daha dedim burada. Otokontrol geliştirmek lazım..
 
Yooo inanın gayet normalim. Öyle bir duruş sergilemeye alıştım ki kaya gibiyim.. Bu artık bende karakter halini aldı.. önceden psikolojik baskısı beni etkiliyordu şimdi duvara çarpıp geri dönüyor. Zerre umursamıyorum. Bakın narsist biriyle yaşıyorsanız karşınızdaki hiç bişey anlamaz. Onun gözünden bakmayı öğrenmeniz gerekir. Ben bunu öğrendim ve baskıladım artık. Narsistten dolayı narsistim artık. Ben ona yapıyorum ince ince psikolojik harp..
 
Sorumluluk sahibi olmasa ne olacak? Yiyecek totosuna tekmeyi. Bir yuvaya sizden çok onun ihtiyacı var, aksi halde gtüm gtüm döneceği çöplük belli . İsterse sorumluluk almasın.
 
Sorun yasamak zaten.Neden yasayasiniz boyle biriyle.Bana garip geldi,bukadar farkindasiniz.Ama ayni evde kalabiliyorsunuz.Benim esim cok soylenen bi insan,soylenecek bisey illla bulur.Cocuk olana kadar idare ettim,cocuk oldu onunda herseyine karisiyor baktim.Lohusayim annemde kaliyorz o sira.Dedim boyle devam edemem.Eger boyle devam edecekse bizim hayatimiz,hazir annemdeyim biz kalalim sen git10 gunluk bebeyle bosanmaya kalkiyormOnu niye cekelim yani bikbikbik.Orda sanirim anladi biseylsri,artik kendi de daha sakin.Soyleniyor hala ama icine icine.Disina soylesin cekemem sanirim bu saatten sonra.
 
Önceleri benimki de öyleydi. Bana yemek tarifi verdiğini biliyorum. Hayatında surahiden su almak dışında mutfağa girmeyen birisi . Bir de şu var eşim uyku ilacı kullanıyor sanırım onun etkisinden kaynaklı daha sakin. Sen biraz sakin kal henüz lohusasın. Bebeğini sağlıkla büyüt inşallah. Söylenecek, bitmez bu haller. Eşimde konuşurdu çocuk büyütürken. Bir gün dedim ki bebeği sen biraz pışpışla ben biraz dışarı çıkıp geleceğim, iki market gezeyim çok bunaldım dedim. 15 dk sonra telefonu telefona ekledi. 1 saate geldim. Çünkü doyurdum bebek durur biliyorum. Madem çok biliyorsun seninde çocuğun buyur bak. Sonra ses etmedi.Ben burada ve blog yazılarında ruh hastası bir çok kişiyi okudum. Evlerden ırak. Eşim psikopatlık seviyesinde değil çok şükür çocuk büyüdükçe inanki daha farklı düşünüyorsun. Ben dizginleyebiliyorum eşimi.. Saldım birazda. Hiç enerjimi ona tüketemem.
 
Son düzenleme:
Çok üzgünüm yaşadıklarınız için ama aydınlanmanıza sevindim. Amacım birilerine dokunmaktı. Allah kolaylık versin.
 
. Sen biraz sakin kal henüz lohusasın. Bebeğini sağlıkla büyüt inşallah.
Tesekkurler .3 sene onceydı lohusalık ya:)Benımkının aile dızılımınden sanırım :)Gecen sey ogrendım,bayramda dedesi ıcın rahmetlı X abı de ne sınırlıydı konusamazdık yanında dedı bı akrabası:)Dededen mıras bı soylenme sorunu var
 
Kesinlikle inanıyorum.. hiç düzgün bir huyları dizilmiyor genlerde
 
Yazdıklarınızı okurken son 3 yılımı baştan sona okuyormuş gibi hissettim. O yüzden benzer durumları alıntılayarak eklemek istiyorum ben de kendi yaşadıklarımdan.
Love booming sizi elde ettiğinden emin olana kadar
Başlarda ilişkinin üzerine düşmeyen taraf bendim. Üzerine düşmemekten kastım ilgisizlik değil, ilişkiyi çok hızlı ilerlettiği için* yavaşlama çabasına giren ben oluyordum ve bu yüzüme ilişkiden memnun değilmişim gibi ya da istemiyormuşum gibi vuruluyordu. Halbuki ikimizin duygularından da emin olana kadar gösterdiğim duygusal yakınlığa dikkat etmeye çalışıyordum. 1 ayda karşındakine hayatının aşkı gibi davranmak bana doğru gelmiyordu çünkü. Bu sebeple ilişkinin öküzü olduğumu bana empoze ederek aylar içinde beni kendi kullanabileceği kıvama getirip yumuşattı. Romantizmi beni buna alıştırmak kullanıyordu. Çünkü ilerde bunu aniden keserek canımı acıtmak için kullanacaktı.
*Sonradan fark ettim ki hayatındaki tüm ilişkileri aynı şekilde hızla ilerletiyor. Bir an önce kullanabilmek için gösterdiği sabırsızlıkmış aslında bu. bendeki model sizinkine nazaran daha sabırsızdı. Çabuk sonuç almak istiyordu.
Şimdi yine gelelim bu 4 yıla, birkaç haftasonu hariç (10'u geçmez) her haftasonu benle olmak ister, iş seyahatine gitse yanına çağırır, kaçamak tatil için gün sayardı.
3 yıllık ilişkide söyleyebilirim ki her fırsatta yan yanaydık. Ondan ayrı kalacağım zamanlar (okulum yaz tatiline girdiğinde vs.) ailemle bile ters düştüğüm oldu memlekete dönmeyip yanında yaz tatilinin çoğunu geçirdiğim için. İş seyahatine gittiğinde birlikte kalabilmemiz için her koşulu mutlaka sağlıyordu. Diğer çalışanlardan ayrı ev tutuyordu. Öğrenci olduğum için gidiş geliş masraflarımı üstleniyordu sırf geleyim diye*.
Sürekli insanı yanına çeken baskıcı bir yanı vardı ama bunu tatlı dille yapıyordu. Kıyamıyordum uzun uzun bırakıp gitmeye. Sonralarda bu eziyete dönüştü tabi o ayrı. Her ailesinin yanına gittiğinde beni de götürmeler, bir bahane bulup gelmediğimde kalkıp beni almaya gelmeler, emrivakilerle beni zorlamalar vs..
*Bunu ilerde sanki ben talep etmişim ya da param yok diye uyarmamışım gibi yüzüme vurdu elbette.
Bendeki model atama sorunu, onun buhranı derken 2 yıl çalışmadı.
Çok büyük bir aşağılık kompleksi varmış özellikle mesleki anlamda. Çok sonra anladım. Başlarda aynı sektörden çoğu kesimin eleştirdiği durumlara değindiğini düşünüyordum ama aslında kıskançlıktan önüne gelen herkese sallıyormuş. Başkalarının kendi hedefini başardığını görmesi onu çileden çıkarıyordu. Bir de yanında çalıştığı akrabasında parasını alamayınca işler iyice can sıkıcı oldu. İşten ayrıldı. Parasını alamadı. Aracıyla kaza yaptı. Kendini daha çok zora soktu. Bunları bahane ederek sürekli içmeye başladı zaten durum alkol bağımlılığına gitmeye başlayınca olaylar kademe kademe çirkinleşiyor. Ve işsiz olarak 1 yıl kadar evde yatıp bana aşama aşama eziyet ettiği döneme geçiyoruz.
Ben işten ayrıldığım anda (ki bu evliliğe denk geldi) anında gözünde söndüm ve hiçbir maddi/manevi destek görmedim.
Mezuniyetim yaklaştıkça üzerimdeki gerginliği daha da katlamak için elinden geleni yaptı. Beni yaşıtlarımla kıyasladı. Hiçbir şey öğrenmediğimi, okurken bir ofiste çalışmadığım için mezun olunca piyasada iş yapamayacağımı, mesleki olarak öğrendiğim tek şeyin 3D modelleme olduğun ve bunu herkesin yapabildiğini iddia ederek ara ara beni böyle ezdi. Ben bu yüzden işsiz kalma korkusuyla, tamamen özgüvensiz mezun oldum. Halbuki her şey tıkırındayken kurduğu hayalde birlikte kendi ofisimizde çalışıyorduk, beni bu gelecek planı için çok yüreklendiriyordu. Başarılı olduğumu ve bakış açımı beğendiği için zevkli olduğumu söylüyordu. Kendi ofis açma hayali altüst olunca, beni daha mezun olmadan psikolojik olarak çalışamaz hale getirdi ama. Kendi bir şeyler başaramadıktan sonra benim çalışmamın anlamı yoktu çünkü.
Borderline Kişilik Bozukluğu özelliklerini de taşıdığı için bazı bulgular çakışabilir
Benim durumun anormalliğini idrak etmeye başladığımda araştırdığım ilk şey buydu. Hala bilmem narsist mi, borderline mı, ikisinden biraz biraz mı, çünkü teşhis koyduramadım bir türlü. Ama bunlarla alakalı bir şey olduğundan eminim.
-Kendisinde ne eksikse sizi onun için hayatında tutar. Yalnız dikkat, sizi asla bunla övmez.
Az önce bahsettiğim 3D çizimleri kendisi yapamıyordu. Aramızdaki yaş farkından ötürü üniversite zamanı farklı eğitimler aldığımız için o 2D çizime yönelmişti ve aslında 3D çizime mesleki anlamda ihtiyaç duymuyordu. Bunu kafaya takmasına üzülüp onu överek cesaretlendirmeye çalıştığım için kendime gülüyorum. Çünkü bunu beni ezmek için kullanacakmış sonra.

Asla kimi gerçekten sevdiğini anlamadım sanıyordum, bizim anladığımız gibi bir sevgi ile kimseyi sevmiyormuş ki.
İnsan ilişkileri tuhaf gelmeye başlamıştı bir yerden sonra. Sanayide jest yapıp ufak bir tutarın ödemesini kabul etmeyen sanayici abi bile gözünde benden daha kıymetli olabiliyordu. Ona en ufak iyilik yapanları yere göğe sığdıramıyorken en kötü halinde bile yanında olan bana yer bulamıyordu hayatında son zamanlarda. Sonra baktım ki istediğini yaptıramadığında o yere göğe sığdıramadıklarıyla da ters düşüyor. Hele akrabalarıyla öyle tuhaf geliyordu ki bakış açısı. Herkesin vardır anlaşamadığı akrabası, garipsediğim bu değil. Herkesten bir beklentisi vardı hayatta. Bana bir faydaları yok düğünüme cenazelerime gelmelerinden başka diyip, bayramlarda el öpmek için en baştan sıraya giriyordu.
Anne babasını ağzından düşürmez lafta sözde çok düşünür ama sadece bana inat olsun diye onlara para harcar, inatlaşmıyorsa nasıl sömüreceğini düşünürdü.
Annesini deliler gibi övüp en çok da o kadının ağzından burnundan getirirdi. Kavgalar eder bağırır çağırır, küfür bile ederdi ona en ufak eleştiride bulunduklarında. Bunlara başlarda hiç şahit olmadım çünkü ailesini el üstünde tutardı değer verirdi. Böyle gösterirdi en azından. Aile içine karıştıkça fark ettim yaklaşımının onlara da ne kadar dengesiz olduğunu. Kardeşini kıskanır, ona ödenen paraların kendine de verilmesi gerektiğini iddia ederdi. Halbuki ikisine de eşit davranıyorlardı ama fark etmesi mümkün değildi. Kardeşine bir şey alındıysa ona da akmalıydı ailesinin parası.
garantiye tekrar aldığında doz korkunç noktalara ulaşacak.
Ayrılmak adam etmez demişsiniz yukarıda. O kadar doğru ki. İlk ayrıldığımdaki paniğini peşimden koşuşunu son ayrılığımızda ucundan bile görmedim. Ev bakıp eşyalarını toplamasını söylediğimde zaten iki gün sonra barışacağız diyordu utanmadan en son ayrılığımızda. Alışmıştı çünkü bu duruma artık, kendine güveni tamdı beni bağımlı hale getirdiğine dair. Başından sonuna doğru kademe kademe azaldı kendini düzeltme çabası, verdiği sözleri tutmamaya başladığı gibi aynı sözleri tekrar tekrar vermeye de devam etti barışmak için çünkü ayrı kalamıyordu. Bittiğine inandığım an ayrılmak istediğimde aklı başına geliyor, mantıklı bir adam oluyor, büyük özürler diliyordu. Bunca alttan almanın üzerine ayrılamıyordum çünkü ya düzeltecekse düşüncesi kalıyordu aklımda. Zaten o kadar uzun da ayrı kalmıyorduk. Max 1'er ay ayrı kalmıştık bu kavgalardan ama bu arada temas kesilmiyordu, aramalar mesajlar, iletişimsiz kalmıyordu benimle asla. İlk ayrılma ile son ayrılmaya bakıyorum da, o korkunç noktaya gelişimizi bana hissettirmeden nasıl sindirmiş inanamıyorum bazen. Kavgalarında artık saygı yok, sevgi yok, kırar mıyım üzer miyim düşünmek yoktu. Bütün nefretini pisliğini kusana kadar rahatlamıyordu. Sonra da bu kadar büyütülecek bir şey yokmuş gibi davranıyor ya da benim tepkime göre* özür dileyip geri adım atıyordu.
* Hiç kendisinin benden ayrıldığı bir ayrılık yaşamadık. Bazı tartışmalarda o kadar tükeniyordum ki devam edecek gücü bulamıyordum. Bunu fark ettiğinde vazgeçme eşiğimi zorlamıyordu ayrılmamamız için. Zorlarsa da birkaç saat sonra veya ertesi gün düzeltecek yönde adımlar atıyordu.
İlk tartışmalarla sondakiler arasındaki farkın esas sebebi bu aslında. Fark etmem uzun sürdü. Konuşarak anlaşabileceğimi sandığım tartışmaları ileride tekrar yaşadığımızda tokat atacak kadar tahammülsüzdü bana karşı. Öfkesini kontrol etme gereği duymuyordu. Çünkü mantıklı yaklaşan bendim, kırmamak için kelimelerini seçen bendim. Beni ezmek kolaydı o yüzden.
-Yalan söylemesi. Şimdi görüyorum ki en büyük işaret bu. Evlenene kadar hiç anlamamıştım.
Cunku bir yandan yalandan nefret ettigini soylerdi.
Bendeki model de yalandan ölesiye nefret ettiğinden bahsederdi kendini anlatırken. O kadar çok dile getirirdi ki bunu, yalan söylemeyeceğinden emin olmuştum bir yerden sonra. Ayrıldıktan sonra benim hakkımda ve kendi hakkında etrafa anlattıklarını ortak kişilerden duyunca kulaklarıma inanamadım. Hayal aleminde yaşayan bir insanın sallayabileceği boyutta yalanları ortaya çıkar mı acaba ortak tanıdıklarımız var demeden etrafa sallamış meğer.
size soyledigi, caninizi yakan her seyi bir dusunun aslinda ayip diye, agir gelir diye ya da korkuyorsunuz diye ona soyleyemediginiz seyler degil mi?
Kendi ailesini içten içe küçük gördüğünü sonradan anladım çünkü benim ailemi memur oldukları için maddi durumlarını yetersiz bularak eleştirmeye başlamıştı. Çünkü kendi ailesini cahil buluyordu, benim kendi ailemden gördüğü desteği kendi ailesinden göremiyordu. Ve kavgalarında ailemden beni vurmaya çalışacak kadar çirkinleşiyordu. Bu sadece aile konusundan bir örnek. Ama bana karşı yönelttiği her hakaret aslında benim onda zamanla fark ettiğim ancak onun yüzüne vurmadığım şeylerin bir yansımasıydı. Aslında kendine yöneltimesi gereken her lafı kavgalarda acımasızca bana karşı kullanıyordu.
Tek bir arkadasi var, 2-3 is arkadasi, iyi gecindigi tek akraba yok.
Hiç kız arkadaşı yoktu. Kadınlarla ilişkisi masum kalmıyordu çünkü gördüğüm kadarıyla. Oysa benim arkadaş çevrem karmadır. Bunu garipserdim. Üniversite arkadaşlarına çok bağlıydı. 3 yılda yan yana hiç görüştüklerine şahit olmadım. Ama ara ara birbirlerine borç para atarlardı ya, o yüzden çok kıymetliydi arkadaşlıkları onun gözünde. Halbuki benim gördüğüm son zamanlarda artık telefonlarını açmıyorlardı akşamüstü. Alkol alıp anlattığı zırvalıklarını dinlemekten bıkmışlardı çünkü. Eskiden bol bol konuşurdu arkadaşlarıyla telefonda, sonlarda onlar da vakit ayırmadıkça bütün psikolojik yükünü benim üstümde boşaltmaya başladı. Zaten o döneme girişimizden sonra gün yüzü görmedim ilişkide bir daha, bir kaç ay içinde de iğrenç bir ayrılığa sürüklendik.
Istedigini size yaptiramadiginda yani ustunuzdeki kontrolu yitirdiginde resmen deliriyor.
Kavgaların şiddeti de böyle git gide artmıştı. Ama öyle ani bir artış değil bu. Nasıl ayrılmazsın böyle bir insandan diye yüzüme sorduklarında cevaplayamıyorum bunu. Aşırıya kaçtığını fark ettiğinde büyük pişmanlıklarla özür dilerdi. Sonraki zıt düşmemizde işe bir öncekinin bir kademe üstünden kavga ederdi benimle. Affettikçe yavaş yavaş yükseltti şiddetini. Hatalar yapmasına rağmen pişmanlık içinde özür dileyen biri karşımdayken benim için onu bırakmak acımasızca olurdu. 3 yıl boyunca affetmenin yolunu buldum bir şekilde. Onunla ilk tanıştığımdaki kendim bunu asla affetmezdi ama beni öyle profesyonelce değiştirmişti ki, hissettiğim eziklikten kendi gururumu çok kolay çiğniyordum artık.

Kavga ettim, sakince anlattım, yalvardım, küstüm, nişan attım, evi terkettim, babasıyla konuştum. Her iletişimi denedim.
Tanıştığımız dönem ikimiz de sertralin grubundan bir antidepresanla tedavi görüyorduk. Ben yaşadığım depresyon ve stresi kontrol edememe durumumdan o da benzeri şeyler ve öncesinde panik atak yaşaması sebebiyle kullanıyordu. O yıl içinde benim tedavim bitmişti kendisi bundan sonraki 1 yıl içerisinde bıraktı. Daha önceden ikimiz de kendi farkındalığımızla psikolojik yardım aldığımız için tedavi olması gerektiğini söylediğimde karşı çıkmayacağını düşünüyordum. Ancak iş beklediğim gibi olmadı. Sözde gerekirse doktora da gidicem diyen adam alkolle desteklediği depresyonunu ve alkolün arkasına sığınarak ortaya çıkardığı kişiliğini sonlara doğru kabul etmedi. Çünkü tedavi olmayı kabul eden insanın alkolden de uzak durması gerektiğinin farkındaydı ve bırakmak istemiyordu. Gerçek kişiliğini alkollüyken rahatça ortaya çıkarıp esip gürleyip yıkıp sabah hiçbir şey yokmuş gibi uyanmak işine geliyordu artık.

Sorcaksınız, ee ilişkinin ilk zamanları hiç mi alkol almıyordu bu adam? Yoo gayet de alıyordu. Beraber içip eğlenmekten çok zevk alıyordum hatta. Ben de sosyal içici bir insanım. 3 yılın sonunda bakmışım ki ağzıma bir bira bile sürmüyorum onunla birlikteyken içersem alkol almasını haklı çıkarırım korkusundan.

3 yılın yarısından sonra bu tartışmaları ailesi ile gerektiği oranda paylaşmaya başladım. Çünkü tedaviye yanaşmama ayakları beni iyiden iyiye tedirgin etmeye başlamıştı. Zaten nasıl anlatıcam diye düşünmeme fırsat kalmadı, onların da şahit olduğu kavgalar yaşadığımız için. Ailesinin de desteğini aldığımız bu süreçte kendisini psikolojik tedavi ve alkol tedavisi için ikna ettik. Psikolojik kısmı o kadar zor olmadı zamanında lustral kullandığı için yine benzer iki hap atar geçerim diye düşünmüş olsa gerek ama alkol tedavisini uzun süre reddetmişti çünkü uygulanacak tedavi yüzünden alkol alamaz hale gelecek diye ödü kopuyordu.) 2. seansında doktorun ileride yazmayı uygun gördüğü, alkolü bırakmasına yardımcı olacak ilacı erkenden kendi rızasıyla aldı. Başta bu hareketini şaşırtıcı bulsam da ilacı araştırdığımda alkolü kafada bitirmeden bu ilacı almanın hiçbir faydası olmadığını okudum defalarca. Doktora gitmeyi ve ilaçlar almayı beni ve ailesini susturmak için yaptığına ikna olmuştum artık. Çünkü tüm bu ilaç tedavisine rağmen aynı randımanda içmeye ve afedersiniz s*çmaya devam ediyordu.

Uzun bir yanıt oldu ama toparlamak adına, sonuç olarak;
Ailesi ile ilişkisi, iş durumu kötüye gittiğinde en ufak rahatsızlık duymadan uzun süre size sığınması (bende bu 1 yıl sürmüştü), kendine en güzel imkanları sağlarken sizi hayatının dışında bırakması ama bu özveriyi devamlı sizden beklemesi, sizin iş durumunuz aksadığında kendi hayat gidişatına bakmadan acımasızca sizin üzerinize oynaması*, devamlı benim onun parasını kullandığım, arabası için beraber olduğumu iddia etmesi** buna gülmeden edemeyeceğim çünkü en sonunda yüzüne de söylemiştim, derdi para olan bir kadın olsam gerçekten parası olan biriyle birlikte olurdum diye.
*bendeki model kendi 1 yıldır işsizken mezuniyetim yaklaştıkça işsiz kalacağım, bir b*k bilmediğim, mesleğim için hiçbir çaba göstermediğim hakkında beni eleştirirdi. Buradaki en komik durum ise meslektaş olmamız ve benim kendi konjektörümde zaten okuyarak hayatım için çaba gösteriyor olmam.
**oturduğumuz evin tüm ihtiyaçlarını ben karşılıyordum. Bir işte çalışırken de, işsizken de. İşsiz kaldığında hayatımızdaki harcamaların dengesi kayıp biraz daha bana doğru ağırlaşmış olmasına rağmen kendisi sürekli bana para akıtıyormuş gibi bir hayal aleminde yaşardı, mutfağa aldığı malzemeleri sayardı.

Bu bahsettiklerim yazınızı okuduktan sonra daha çok aklıma gelenler tabi. Şiddeti de gördüm, sadakatsiz davranışlara da şahit oldum. Zaten karşısındaki insanı bu kadar değersiz hissettiren birinden sadakat beklemek de hataymış. İnsana alttan alta sürekli "bak seni aldatırım" hissini yaşattıran bir tavrı vardı artık, belki de defalarca aldatıldım, bilmiyorum, önemi de yok artık. Bir ilişki olarak değil, arkamda bıraktığım bir travma olarak görüyorum artık son 3 yılımı. Mezuniyetten sonra sırasıyla nişan, düğün planları yaptığımız ilişkiden, en sonunda uzaklaştırma kararı çıkartarak kavga kıyamet içinde bana kaybettirdiği kilolarla, özgüvenimle, bozduğu psikolojimle zar zor kurtuldum. Ve gördüm ki ilişkiyi bitirdiğim gibi hepsini teker teker geri kazanıyorum. Böyle insanlarla kurulan ilişkiler ruhta ve bedende bir parazit gibi, sömürüp tüketene dek durmuyor, kendin farkına varıp kurtulmadığın sürece. Umarım böyle ilişkiler içinde olan herkes kısa zamanda sıyrılıp kurtulur.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…