Çocuğumu onunla göndermek istemedim. O yüzden onun götürmesini teklif dahi etmedim. Çünkü her işi yarım yamalak yapar. Mesela doktorun yazdığı ilaçları alacağız diyelim. Eczacının verdiği ilaçları bile incelemez, reçeteyle karşılaştırmaz, ben ise aynısı olsun isterim.fazla umursamis ve simartmissiniz bende hic kusluk bilmem ozellikle anneme abime esime karsi ama bu kotu biseymis tepki koymadikca size her lafi soyleme hakkini kendilerinde goruyorlar cunku bu sefer.
umursamayin hic biseyle ilgili haber vermeyin cocugu birakacak bir anne varmis ve o cocugu birakip sizin yaniniza gelmeyi degil arkadaslarina gitmeyi tercih
etmis.
bana esiniz biraz fazla rahatligina alismis gibi geldi mesela cocugu verseydiniz hastaneye o goturseydi evet biliyorum bir anne olarak cocugun hastayken evde durmak cok zor ama siz hem anne hem baba rolunu ustlenmis adamada sonsuz rahatlik vermissiniz gibi geldi bana
Haklısınız, öneriniz için de çok tşk ederim. Aynı evin içine girmeden anlasılmıyor bircok sey. Hangimizin ne zaman ne yasayacagı belli olmuyor. Umarım güzel bir sekilde çözülür bu durum. Ne desem bilemedim... Siz cok caba sarfediyorsunuz bana kalırsa bu konuda olmasa bile Baska bir zamanda alırsınız mükafatını.Daha önce de bu şekilde halledemediğim sorunlarda mecburen ailelere yansıttım. Hatta bir keresinde yine küsmüştü. Uğraştım konuşmadı. 10 gün küs kaldık. Eğer böyle gidecekse her şeyi herkese anlatacağımı söyledi. İnanmadı sanırım. Baktım düzelme yok. Aileme ve onun ailesine anlattım her şeyi. Bu durum daha önce toplamda 3 defa yaşandı. Sürekli eşimi başkalarına şikayet etmekten de bıkmış haldeyim. Ailesi beni destekliyor bu konularda. Hatta ben anlatırken şaşırıp kalıyorlar, nasıl sana böyle yapar diye. Ben şikayette bulununca alıp karşılarına konuşuyorlar, düzelme gösteriyor. Ama neye yarar ki kendi aklıyla yapmadığı davranış. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Bir süre sonra yine aynı sorunlar baş gösteriyor. Psikologa zaten gitmez. O kadar medeni değil.
Bence eş adayınızı iyice tanıyın, 4 ay çok kısa bir süre evlenmek için. Biz eşimle o zamanlar aynı okulda çalışıyorduk. O halde bile tanıyamamışım işte.
Haklısınız, öneriniz için de çok tşk ederim. Aynı evin içine girmeden anlasılmıyor bircok sey. Hangimizin ne zaman ne yasayacagı belli olmuyor. Umarım güzel bir sekilde çözülür bu durum. Ne desem bilemedim... Siz cok caba sarfediyorsunuz bana kalırsa bu konuda olmasa bile Baska bir zamanda alırsınız mükafatını.Daha önce de bu şekilde halledemediğim sorunlarda mecburen ailelere yansıttım. Hatta bir keresinde yine küsmüştü. Uğraştım konuşmadı. 10 gün küs kaldık. Eğer böyle gidecekse her şeyi herkese anlatacağımı söyledi. İnanmadı sanırım. Baktım düzelme yok. Aileme ve onun ailesine anlattım her şeyi. Bu durum daha önce toplamda 3 defa yaşandı. Sürekli eşimi başkalarına şikayet etmekten de bıkmış haldeyim. Ailesi beni destekliyor bu konularda. Hatta ben anlatırken şaşırıp kalıyorlar, nasıl sana böyle yapar diye. Ben şikayette bulununca alıp karşılarına konuşuyorlar, düzelme gösteriyor. Ama neye yarar ki kendi aklıyla yapmadığı davranış. Taşıma suyla değirmen dönmüyor. Bir süre sonra yine aynı sorunlar baş gösteriyor. Psikologa zaten gitmez. O kadar medeni değil.
Bence eş adayınızı iyice tanıyın, 4 ay çok kısa bir süre evlenmek için. Biz eşimle o zamanlar aynı okulda çalışıyorduk. O halde bile tanıyamamışım işte.
Çok teşekkürler. Ben de hep bu şekilde düşünüp sürdürüyordum ama o kavga sırasındaki sözleri aklımdan gitmiyor. "BUNDAN SONRA BÖYLE, ARTIK HER MESAJINA CEVAP VERMEK YOK. CANIM İSTERSE MESAJLARINA CEVAP YAZARIM, İSTEMEZSE YAZMAM."yok onların özürü yanaşmak,bizimki de asla özür dilemez ama artık alıştım bişey beklemiyorum artısı çok çünkü.Üstünde durmaya huzur bozmaya değmez çocuklar için.Napıcaz başka kötü huyları yoksa es geçicez .Huzurun daim olsun canım.Takma üzülme
Dırdırcı bir insan değilim. Hayatta yapamam. Bir sorun varsa konuşulsun çözülsün, tekrar tekrar da konusu açılmasın isterim. Ama eşimle konuşmak mümkün olmuyor. Hemen olay kavgaya dönüyor. Her lafımın altından bir mana çıkarıyor. Öküz altında buzağı arıyor resmen.Küs müsün dinlemeyin başının etini yetin dakika başı söylenin yardım etmiyorsun bir işin ucundan tutmuyorsun
Elalemde ne kocalar var bilmem ne diye
Küs olması işine gelmesin böyle
Dırdır yapın bence
İçki kumar aldatma şiddet eve bakmama gibi büyük sorunlar yoksa ve üstüne seviyorsanız boşanmak gereksiz eşinizin huyu bu demek ki koca adam şu saatten sonra değişmez böyle kabul etmeniz daha iyi gibi o da böyle napayım diyebilirsiniz ama boşanılcak kadar büyük şeylerde değil neler neler var hayattaMerhaba kızlar. 32 yaşındayım, eşim 37 yaşında. 8,5 yıllık evliyiz. 9 yıldır beraberiz toplamda. 5 yaşında ve 8 aylık iki çocuğumuz var. İkimiz de öğretmeniz.
Sorun küslük. Eskiden bir kavgamız olsa haklı da olsam, haksız da olsam küslüğe dayanamaz gider gönlünü almaya çalışırdım. Bu durum o kadar çok yaşandı ki aramızda. Ben yanına gitmediğim sürece o gelmedi, ben konuşmadan o konuşmadı. Bir erkek olarak gelip gönlümü aldığını, sarıldığını, unutalım hadi bunları dediğini hatırlamıyorum. Aynı evde haftalarca küs kalabilir. En sonunda ben dayanamam gider konuşurum, haklı olduğum konuda sanki haksızmışım gibi gider gönlünü alırım. Ya da uzunca bir mesaj atarım duygularımı ve kırgınlığımı anlatan. Yani hep ama hep ilk adımı ben atardım. Evlenmeden önce bilmiyor muydun bu huyunu diye düşünebilirsiniz ama gerçekten bilmiyordum. Biz görüşmeye başladıktan 5,5 ay sonra evlendik. Hızlı gelişti her şey, yeteri kadar tanıyamamışım demekki. Evlenmeden önce hiç kavgamız da olmamıştı zaten, çok romantik, ilgili, kibardı o zamanlar.
Eften püften bir mevzudan tartıştık 5 gün önce. Mesele de şu... Salı günü ailece çocuklarla beraber dışarıdaydık. Hep beraber akşam eve geldik. Kendisi hemen bilgisayarın başına geçip, online oyun oynamaya başladı. Ben de evin içinde oradan oraya koşturuyorum. Acıkmışız, yemek hazırlanacak, çocuklarla ilgilenilecek ve evde yapılması gereken daha başka işler de vardı. Yardım istedim, geldi üstün körü bir iki şey yapmış oldu, gitti. Neyse kendim halledeyim işleri dedim ama sinirden de çatlıyorum, yorulmuşum, acıkmışım, koşturuyorum oradan oraya adamın umurunda değil, oturmuş oyun oynuyor. Gittim yanına tekrar yardım istedim ama biraz da sinirli söylemiş olabilirim. Zaten 2-3 gündür de trip atıyordu yine durduk yere. Ben alttan almaya çalışıyordum, tatsızlık olmasın diye. Yemek ile ilgili bir yardım istemiştim. Önce geldi mutfağa yardım edecekti. Sonra delirdi, yapmayacakmış da yemeyecekmiş de, vs vs.. Ben de delirdim tabi. "Zaten kaç gündür ergenler gibi triplerini çekiyorum" dedim. "Trip yapmıyorum ben" dedi. "Trip yapmıyorsun demek, aç da mesajlarımızı oku, anlarsın" dedim. "BUNDAN SONRA BÖYLE. ARTIK HER MESAJINA CEVAP VERMEK YOK. CANIM İSTERSE YAZARIM, İSTEMEZSE YAZMAM." dedi. Başka şeyler de söyledi ama en çok bu sözü ağırıma gitti. Sonra ben de bir şeyler söyledim, net hatırlamıyorum. "EN SON NE ZAMAN YEMEK YAPTIN?" diye beni suçladı. Ama gerçekten yemek yaparım, arada dışarıda yeriz, arada sipariş veririz ama çoğunlukla hep yaparım. "BEN DE SENİNLE AYNI İŞİ YAPIYORUM. SENİN KADAR BEN DE YORULUYORUM. SENİN KADAR DA MAAŞ ALIYORUM. YEMEK YAPMAK SADECE BENİM GÖREVİM DEĞİL" dedim. Başka şeyler de söylendi ama bu sözleri çok canımı yaktı.
O günden beri konuşmuyoruz. Aynı evdeyiz, aynı yatakta yatıyoruz(O bir ucunda, ben bir ucunda) Yemek yapıyorum, çocuğumla oturup yiyoruz. Onu çağırmıyorum, o da gelip yemiyor. Kendisine başka bir şeyler hazırlayıp yiyor.
Bilmiyorum bu durum böyle nereye kadar gidecek. Boşanmayı da aklımdan geçirmiyor değilim ama cesaret edemiyorum. İyiyken çok iyi aslında ama bazı huyları beni çileden çıkarıyor.
Daha önce yine benzer bir küslükte evlilik danışmanına gitmeyi teklif ettim ama kabul ettiremedim. Çok yıprandım bu durumdan. 5 gündür konuşmuyoruz. Eskiden olsa içim içimi yerdi, hemen bir adım atıp barışmak isterdim ama beni de kendisine benzetmiş. Artık eskisi kadar canımı yakmıyor bu durum. Huzursuzum evet ama sanki duyarsızlaştım bu duruma. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
---GÜNCELLEME: Sayfa 7
Teşekkür ederim. Yok, gaza gelmek değil de; farklı bakış açılarını okumak faydalı oluyor. Göremediğim şeyleri böylece farkedebiliyorum. İyi davranırsam o da çok iyi. Ama ben de her zaman sakinliğimi koruyamıyorum. Beni suçlayıcı konuşmalarını haketmiyorum. Kötü bir baba da değil esasında ama bu son yaptığı beni de çok şaşırttı.Valla burdakilerin gazına gelme canım.Ayy yorumları okuyunca korktum.Sen onun yapacağı işleri ona yükle yapmazsa sonucuna katlansın yoksa hepimizin kocayı evden göndermesi gerek.Ben de çalışıyorum ikizlerim var maşşallh hiperaktifler eşim çamaşır asma ve çocukları okula hazırlama ,götürme banka işlemleri onun üstünde gerisi 2 kat ev herşey benim üzerime bende koşturuyorum o telefonda oyun oynuyor.Ama tüm gün deli gibi çalışıyor ,kafa dağıttığı için çoğu zaman bişey demiyorum.Yoksa kadın tut iş yapma diyor ona da benim vaktim yok evi teslim edip çıkacağım biri bulamadığımdan herşey bana bakıyor.Adamına göre muamele et yeter
Sizin anlattıkça benim içim şişti.Boşansanız resmen yükünüz azalacak.Ben cinnet geçirsem, o benden daha çok geçirir. Evden kovmak da benim yapacağım bir şey değil.
Çok güzel şeyler yazmışsınız ama bende o kadar sabır bırakmadı. Yine de olur da barışırsak bunu dikkate almaya çalışırım. Çok teşekkürler yorumunuz için.Evlilik gerçekten ciddi anlamda sabır ve özveri gerektiriyor. Seni anlayabilmesi için sabırla sürekli anlatman lazım. Ben de ilk zamanlar sürekli onun düşünmesini istiyordum ondan bekliyordum ama yok anlamiyorlar maalesef sen üzüldüğünle sinirlendiginle kaliyorsun. Ben taktik deneye deneye uzmemeyi ve üzülmemeyi genel anlamda öğrendim diyebilirim.
Aynen bahsettiğiniz gibi, benim eşim de dışarıya karşı çok iyi. Kendi ailesi, akrabaları, arkadaşları, benim ailem... Herkese iyi ve yardımsever davranır. Zaten şöyle bir söz duymuştum erkeklerle ilgili “dışarıya karşı çok iyi olan, evine olmazmış” diye.Canım öncelikle seni o kadar iyi anlıyorum ki.. Benim eşimde ayni 5 yıllık evliyim 1 kere daha özür dileğini gönlümü aldığını bilmem..Şimdiye kadar haklida haksiz da olsam hep ben özür diledim..onun hic umrunda olmadı .. Her kavga da boşanmak istedi yani evlilik yıkılsa hic umrunda olmazmış.. 2 tane çocuğum var.. Dışarıdan bakılsa muhteşem biri yani aileme karşı dışarıya karşı cook iyi ama bana karsi görsen bide..Benimkinin bide aile düşkünlüğü var konularım Öyle çok ki adam alasiyla alakalı küçücük Birşey için bana bosol diyen biri...kelin ilacı olsa başına sürerdi heralde.. Sana o yüzden sadece SABİR diliyorum..Ya evlatlarımız için bunu çekeceğiz yada yeter artik deyip bitireceğiz
Bence de dertlenmiyordur. Hatta bazen evin içinde şarkı falan söylüyor, iyice sinir oluyorum.Kocanız eminim hiiç dertlenmiyordur sizin kadar. Salın gitsin bu adamı ya.
Amin, inşallah. Ben teşekkür ederim.Insanin kendini affedemiyor olmasi cok agir ve guc..
Bende kendimden ve cocuklarimdan cok kez ozur diledim.
Keskelerim o kadar cokki..
Bosaniyorum ve barismak istiyor israrla, ben seni aldatmadim vs vs..
O beni zor zamanlarinda seviyor, maddi anlamda destekledigim icin lakin maymun gozunu acti.
Cok tsk ederim, umarim bir an once sorunlariniz biter.
Çocuğumu onunla göndermek istemedim. O yüzden onun götürmesini teklif dahi etmedim. Çünkü her işi yarım yamalak yapar. Mesela doktorun yazdığı ilaçları alacağız diyelim. Eczacının verdiği ilaçları bile incelemez, reçeteyle karşılaştırmaz, ben ise aynısı olsun isterim.
Çocuğu kreşe sabahları genellikle ben bırakırım, kreşten genellikle de kendisi alır. Bu gün ben erken çıkmıştım, ben aldım çocuğu. Mesaj attım mecbur. Yoksa kreşe gidecek, rezil olacağız herkese. Mecburiyet oluyor malesef.
Kızlar, dün gece oğlum (5 yaşında) ateşlendi. Gece eşimi dürtüp uyandırdım mecbur, "çocuğun çok ateşi var" dedim. Eşimin de bu gün boş günüydü, yani dersi yoktu, evdeydi. Gece ateşini düşürdük. Sabah da ilacını verip çıktım evden. Oğlum ve kızım babalarıyla birlikte evde kaldılar. Öğleden sonra eve geldiğimde oğlumun hala hafif ateşi vardı ve boğazı çok ağrıyordu. Hastaneye gidelim dedim oğluma. Eşimle konuşmuyoruz tabi. Oğlumla konuşmalarımdan anlıyor ne yapacağımızı.
Saat 15.00 gibi evden çıktık oğlumla, eşim de evde bebekle kaldı.
Saat 15.53 de mesaj attım: "X hastanesindeyiz. Serum takacaklar şimdi. İdrar tahlili yapılacak ve ultrason çekilecek."diye
Cevap yok.
Saat 18.00 de bana mesaj atıyor. ".....'yı anneye bırakıyorum, çıkmam gerek"
Cevap yazmadım. (Kendi annemle aynı binada oturuyoruz, bebeği anneme bırakıp arkadaşlarının yanına gidecekmiş yani.)
Çıkmam gerek dediği yer de arkadaş buluşması. (Her hafta pazartesi günleri mutlaka arkadaşlarıyla toplanıyorlar. Hatta bazen haftada 2-3 kere.)
O kadar sinirlerim bozuldu ki anlatamam. İnsan bir arar çocuğunun durumunu sorar. Ben onu adam yerine koyup çocukla ilgili bir durum olduğu için mesaj atıp bilgi veriyorum. O arayıp ya da mesaj atıp durumunu sormuyor bile.
Özellikle çocuk hastayken, çocuğa serum takılmış ve ilgi beklerken arkadaş peşinde koşması iyice sinirlerimi bozdu.
Sonra eve geldik. Geldiğimizde daha bebeği bırakıp çıkmamıştı dışarı, evdeydi. Ve "doktor neler söyledi" diye 5 yaşındaki oğluma soruyor. Gelip bana sormuyor, düşünün artık.
Aslında yine hata bende keşke o ilk mesajı da atmasaydım. Ama işte onun da çocuğu, bilgi sahibi olması gerek diye düşündüm.
Ne yapmalıyım, kafam allak bullak. Genel olarak herkes "o gelip konuşana kadar konuşma" demiş ama biliyorum o gelmez. Başka bir fikri olan var mı? Ne yapılabilir. Aile terapisini daha önce ısrarla teklif etmiştim ama istememişti. İnanın aklıma bir yol gelmiyor.
Bu mesajınızı okuyunca içimden " oh iyiki boşanmışım " dedim. Çünkü eski eşimde aynı eşiniz gibi bariz haksız olduğu konularda bile küser, ben hep dayanamaz yanına giderdim, bide üstüne sanki hatalı benmişim gibi tribini çekerdimKızlar, dün gece oğlum (5 yaşında) ateşlendi. Gece eşimi dürtüp uyandırdım mecbur, "çocuğun çok ateşi var" dedim. Eşimin de bu gün boş günüydü, yani dersi yoktu, evdeydi. Gece ateşini düşürdük. Sabah da ilacını verip çıktım evden. Oğlum ve kızım babalarıyla birlikte evde kaldılar. Öğleden sonra eve geldiğimde oğlumun hala hafif ateşi vardı ve boğazı çok ağrıyordu. Hastaneye gidelim dedim oğluma. Eşimle konuşmuyoruz tabi. Oğlumla konuşmalarımdan anlıyor ne yapacağımızı.
Saat 15.00 gibi evden çıktık oğlumla, eşim de evde bebekle kaldı.
Saat 15.53 de mesaj attım: "X hastanesindeyiz. Serum takacaklar şimdi. İdrar tahlili yapılacak ve ultrason çekilecek."diye
Cevap yok.
Saat 18.00 de bana mesaj atıyor. ".....'yı anneye bırakıyorum, çıkmam gerek"
Cevap yazmadım. (Kendi annemle aynı binada oturuyoruz, bebeği anneme bırakıp arkadaşlarının yanına gidecekmiş yani.)
Çıkmam gerek dediği yer de arkadaş buluşması. (Her hafta pazartesi günleri mutlaka arkadaşlarıyla toplanıyorlar. Hatta bazen haftada 2-3 kere.)
O kadar sinirlerim bozuldu ki anlatamam. İnsan bir arar çocuğunun durumunu sorar. Ben onu adam yerine koyup çocukla ilgili bir durum olduğu için mesaj atıp bilgi veriyorum. O arayıp ya da mesaj atıp durumunu sormuyor bile.
Özellikle çocuk hastayken, çocuğa serum takılmış ve ilgi beklerken arkadaş peşinde koşması iyice sinirlerimi bozdu.
Sonra eve geldik. Geldiğimizde daha bebeği bırakıp çıkmamıştı dışarı, evdeydi. Ve "doktor neler söyledi" diye 5 yaşındaki oğluma soruyor. Gelip bana sormuyor, düşünün artık.
Aslında yine hata bende keşke o ilk mesajı da atmasaydım. Ama işte onun da çocuğu, bilgi sahibi olması gerek diye düşündüm.
Ne yapmalıyım, kafam allak bullak. Genel olarak herkes "o gelip konuşana kadar konuşma" demiş ama biliyorum o gelmez. Başka bir fikri olan var mı? Ne yapılabilir. Aile terapisini daha önce ısrarla teklif etmiştim ama istememişti. İnanın aklıma bir yol gelmiyor.
Merhaba kızlar. 32 yaşındayım, eşim 37 yaşında. 8,5 yıllık evliyiz. 9 yıldır beraberiz toplamda. 5 yaşında ve 8 aylık iki çocuğumuz var. İkimiz de öğretmeniz.
Sorun küslük. Eskiden bir kavgamız olsa haklı da olsam, haksız da olsam küslüğe dayanamaz gider gönlünü almaya çalışırdım. Bu durum o kadar çok yaşandı ki aramızda. Ben yanına gitmediğim sürece o gelmedi, ben konuşmadan o konuşmadı. Bir erkek olarak gelip gönlümü aldığını, sarıldığını, unutalım hadi bunları dediğini hatırlamıyorum. Aynı evde haftalarca küs kalabilir. En sonunda ben dayanamam gider konuşurum, haklı olduğum konuda sanki haksızmışım gibi gider gönlünü alırım. Ya da uzunca bir mesaj atarım duygularımı ve kırgınlığımı anlatan. Yani hep ama hep ilk adımı ben atardım. Evlenmeden önce bilmiyor muydun bu huyunu diye düşünebilirsiniz ama gerçekten bilmiyordum. Biz görüşmeye başladıktan 5,5 ay sonra evlendik. Hızlı gelişti her şey, yeteri kadar tanıyamamışım demekki. Evlenmeden önce hiç kavgamız da olmamıştı zaten, çok romantik, ilgili, kibardı o zamanlar.
Eften püften bir mevzudan tartıştık 5 gün önce. Mesele de şu... Salı günü ailece çocuklarla beraber dışarıdaydık. Hep beraber akşam eve geldik. Kendisi hemen bilgisayarın başına geçip, online oyun oynamaya başladı. Ben de evin içinde oradan oraya koşturuyorum. Acıkmışız, yemek hazırlanacak, çocuklarla ilgilenilecek ve evde yapılması gereken daha başka işler de vardı. Yardım istedim, geldi üstün körü bir iki şey yapmış oldu, gitti. Neyse kendim halledeyim işleri dedim ama sinirden de çatlıyorum, yorulmuşum, acıkmışım, koşturuyorum oradan oraya adamın umurunda değil, oturmuş oyun oynuyor. Gittim yanına tekrar yardım istedim ama biraz da sinirli söylemiş olabilirim. Zaten 2-3 gündür de trip atıyordu yine durduk yere. Ben alttan almaya çalışıyordum, tatsızlık olmasın diye. Yemek ile ilgili bir yardım istemiştim. Önce geldi mutfağa yardım edecekti. Sonra delirdi, yapmayacakmış da yemeyecekmiş de, vs vs.. Ben de delirdim tabi. "Zaten kaç gündür ergenler gibi triplerini çekiyorum" dedim. "Trip yapmıyorum ben" dedi. "Trip yapmıyorsun demek, aç da mesajlarımızı oku, anlarsın" dedim. "BUNDAN SONRA BÖYLE. ARTIK HER MESAJINA CEVAP VERMEK YOK. CANIM İSTERSE YAZARIM, İSTEMEZSE YAZMAM." dedi. Başka şeyler de söyledi ama en çok bu sözü ağırıma gitti. Sonra ben de bir şeyler söyledim, net hatırlamıyorum. "EN SON NE ZAMAN YEMEK YAPTIN?" diye beni suçladı. Ama gerçekten yemek yaparım, arada dışarıda yeriz, arada sipariş veririz ama çoğunlukla hep yaparım. "BEN DE SENİNLE AYNI İŞİ YAPIYORUM. SENİN KADAR BEN DE YORULUYORUM. SENİN KADAR DA MAAŞ ALIYORUM. YEMEK YAPMAK SADECE BENİM GÖREVİM DEĞİL" dedim. Başka şeyler de söylendi ama bu sözleri çok canımı yaktı.
O günden beri konuşmuyoruz. Aynı evdeyiz, aynı yatakta yatıyoruz(O bir ucunda, ben bir ucunda) Yemek yapıyorum, çocuğumla oturup yiyoruz. Onu çağırmıyorum, o da gelip yemiyor. Kendisine başka bir şeyler hazırlayıp yiyor.
Bilmiyorum bu durum böyle nereye kadar gidecek. Boşanmayı da aklımdan geçirmiyor değilim ama cesaret edemiyorum. İyiyken çok iyi aslında ama bazı huyları beni çileden çıkarıyor.
Daha önce yine benzer bir küslükte evlilik danışmanına gitmeyi teklif ettim ama kabul ettiremedim. Çok yıprandım bu durumdan. 5 gündür konuşmuyoruz. Eskiden olsa içim içimi yerdi, hemen bir adım atıp barışmak isterdim ama beni de kendisine benzetmiş. Artık eskisi kadar canımı yakmıyor bu durum. Huzursuzum evet ama sanki duyarsızlaştım bu duruma. Ne yapmamı tavsiye edersiniz?
---GÜNCELLEME: Sayfa 7
O adama ihtiyacın var mı. Tüm işi kendin yapıyorsun zaten. Adam sana kambur olmuş. Sabrın bittiyse geri cevap atmayacağını biliyorum benim senden beklentilerimi bitirdin eşyalarını topla ve git sana ihtiyacım yok yaz. Ohh valla yazarken kendi içim bile rahatladı. Düzeltsin kendini ya da gitsinKızlar, dün gece oğlum (5 yaşında) ateşlendi. Gece eşimi dürtüp uyandırdım mecbur, "çocuğun çok ateşi var" dedim. Eşimin de bu gün boş günüydü, yani dersi yoktu, evdeydi. Gece ateşini düşürdük. Sabah da ilacını verip çıktım evden. Oğlum ve kızım babalarıyla birlikte evde kaldılar. Öğleden sonra eve geldiğimde oğlumun hala hafif ateşi vardı ve boğazı çok ağrıyordu. Hastaneye gidelim dedim oğluma. Eşimle konuşmuyoruz tabi. Oğlumla konuşmalarımdan anlıyor ne yapacağımızı.
Saat 15.00 gibi evden çıktık oğlumla, eşim de evde bebekle kaldı.
Saat 15.53 de mesaj attım: "X hastanesindeyiz. Serum takacaklar şimdi. İdrar tahlili yapılacak ve ultrason çekilecek."diye
Cevap yok.
Saat 18.00 de bana mesaj atıyor. ".....'yı anneye bırakıyorum, çıkmam gerek"
Cevap yazmadım. (Kendi annemle aynı binada oturuyoruz, bebeği anneme bırakıp arkadaşlarının yanına gidecekmiş yani.)
Çıkmam gerek dediği yer de arkadaş buluşması. (Her hafta pazartesi günleri mutlaka arkadaşlarıyla toplanıyorlar. Hatta bazen haftada 2-3 kere.)
O kadar sinirlerim bozuldu ki anlatamam. İnsan bir arar çocuğunun durumunu sorar. Ben onu adam yerine koyup çocukla ilgili bir durum olduğu için mesaj atıp bilgi veriyorum. O arayıp ya da mesaj atıp durumunu sormuyor bile.
Özellikle çocuk hastayken, çocuğa serum takılmış ve ilgi beklerken arkadaş peşinde koşması iyice sinirlerimi bozdu.
Sonra eve geldik. Geldiğimizde daha bebeği bırakıp çıkmamıştı dışarı, evdeydi. Ve "doktor neler söyledi" diye 5 yaşındaki oğluma soruyor. Gelip bana sormuyor, düşünün artık.
Aslında yine hata bende keşke o ilk mesajı da atmasaydım. Ama işte onun da çocuğu, bilgi sahibi olması gerek diye düşündüm.
Ne yapmalıyım, kafam allak bullak. Genel olarak herkes "o gelip konuşana kadar konuşma" demiş ama biliyorum o gelmez. Başka bir fikri olan var mı? Ne yapılabilir. Aile terapisini daha önce ısrarla teklif etmiştim ama istememişti. İnanın aklıma bir yol gelmiyor.