Uyarma önerisini yapanlardan biriyim ama benim fikrim şu yüzden, bir keresinde içkili bir ortamda normalde rahatsız olmam ama o akşam sevgilim ve en yakın arkadaşım çok yakın muhabbet ettiler, ikisiyle ayrı ayrı konuştum ertesi gün dedim neden beni böyle düşündürüyorsunuz diye. İkinizden de eminim ama bu tip bir şeyi bir daha farkedip söylemeseydim paranoyaklaşırdım başka çare olmadığı için ikinizi de silerdim, ne arkadaşlığımıza ne sevgimize acırdım dedim, sakince. Ayrı ayrı özür dilediler, ben de rahatladım. İkisi de iyi niyetliymiş zaten ama ben de kötü niyetli değildim.
Ablasıyla, eşinin konu sahibi ile evlenmelerinden önce ilişkileri yokmuş bildiğimiz kadarıyla, ideal bir dünyada abla da, eş de hareketlerine dikkat eder. İnsan da durduk yere aklına bir şey getirmez. Başından beri herkesi kötü niyetli kabul edersek ne evlenebiliriz ,ne ailemizle yaşayabiliriz, ne arkadaşımız olur. Eş konu sahibiyle evlenmiş, ablasıyla değil, ablasıyla yakın olabilmek için evlendiğini düşünecek değiliz ortada hiç bir işaret olmadan. Ablanın herhangi bir erkeğe yakın davranabileceğini biliyoruz iş arkadaşlarıyla sinemaya gitmesi vs. ama konu sahibinin önceden sevgilisi oldu mu, onlara da böyle davrandı mı bilmiyoruz. Belki davrandı, konu sahibi yine sustu. Ablam rahat dedi geçti, içi içini yedi. Niyetleri kötü mü veya hangisininki kötü kanıtımız yok ki?
Rahatsızlığını en başından ikisine de belli etmediği zaman ama neler olduğunu görüyoruz. Ablasıyla barışmasaydı, otel olayı olmayacaktı mesela. Eşi ablasıyla muhabbet etmek yerine yatağa gelseydi, içinde şüphe olmayacaktı. Yalan söyleyen bir insan olduğunu bile bile "ablan bana asılıyor galiba." cümlesine de inanmaması gerekirdi örneğin.