- 18 Haziran 2021
- 557
- 802
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Çabuk yorulmuşsunuz. Adam uzun zamandır sizi idare ediyor. Onun kadar çabalayamamışsınız sankiNe kadar kötülük, ne kadar bencillik yaparsam yapayım bu tarz bir olayı hak etmediğimi düşünüyorum. Düzelmeye çalıştım, düzeldim de hatta. Kendi söyledi. Ama benim de yorulabilme imkanım olduğunu kimse anlamadı.
Ya iste filmlerde falan da hep boyleydi ya, deli gibi kavga ederler,itmeler kakmalar , belki vurmalar,kirmalar, yanlış anlamalar , kıskançlıklar... Ama büyük kavgalar sonrası tutkulu öpüşmeler, kavga sonrası seksi falan işte cocuklar da izleyip icsellestiriyor, bunu aşk ve ihtiras sanıyor. Çünkü sağlıklı ilişkiden bihaberler...Konu sahibi hayal aleminde yaşıyor. Eski konusuyla şu konuda anlattığı evlilik profilinin alakası yok. İnsanları yanında zorla tutuyor resmen. Üstelik başlarının etlerini yemeye de devam ediyor, düzeleyim falan demek de yok. Bireysel terapi görmesi lazım.
"Çocuğumu nasıl travma sahibi ederim" ders 1Cok uzuldum. Cocuklara ogretseniz baba burda kal desinler. Gitme desinler. Dayanamaz kalir bosanmaktan vazgecer. Merhametli vicdanli insan belli. Yavas yavas gecer kirginligi da.
Adama acıdım desem inanır mısın ?
Madem ailendem ayrılamayacaktın neden evlendin.? Adam çok bile sabırlı davranmış, bu saaten sonra bu iş asla olmaz. Ne istediğini bilmeyen bir kadınsın, eşinin değil senin düzelmen gerekiyor. O da bence çok imkansız duruyor. Zaten hiç bir zamanda aranız iyi değil
Başkası varMerhaba arkadaşlar. Olabildiğince kısa ve öz anlatmaya çalışacağım,
Eşimle 3 seneye yakındır evliyiz. Severek evlendik. Nişanlı olduğumuz dönemde 3 ay gibi bir süre iç güveysi geldi ailemin yanına. Babamla beraber çalıştılar. Kavga etmediğimiz zamanlarda birbirine çok aşık olan iki insan görürsünüz, herkes bize bakar imrenir. Herkes eşime beni över, bana eşimi. Seni seviyorum değil de, sana tapıyorum derdi. Hep derdim ki ''Ben eşimi bırakırım, eşim beni bırakmaz''. Evlendikten sonra, benim ailem yazlık yerde oturduğu için her hafta eşimle annemlere giderdik, herşeye tamam derdi ama fikrini de söylerdi. Bir hafta yorgun hisseder gitmek istemezdi, bir hafta o benden çok isterdi ama istese de istemese de benim için giderdik. Çok kavga etmezdik ama ettik mi çok ağır olurdu. Ben kendi aileme de onun ailesine de hiçbir söylemem genelde. Artık iş çıkmaza girdiği zaman, bizi durdurması için birilerini arardım. Önceden çok sakin olan eşim zamanla çok fevri agresif bir insana döndü. Ben kendimi törpüp toparladıkça o bozuldu. Bizim Haziran ayında bir oğlumuz oldu. Zor bir lohusalık geçirdim denemez, geçirdiysem de hep kendi içime attım. Kayınvalidem 1 hafta. Annem 1 ay olmak üzere yanımızda birileri vardı.Daha sonra ben bebeğime alıştığım için doğum iznim bitene kadar tek başıma baktım. Daha sonra bebeğim 4-5 ay arasıyken eşim pek taraftarı olmamasına rağmen annemi yanımıza aldık. O bebeğe baktı biz çalıştık. İlk bir ay güzeldi, eşim derdi hatta ''İyiki geldi annen, bak kocaman aile gibi olduk, ev kalabalıklaştı'' diye. Daha sonra annemin karakterinden ve yapısından ötürü (daha öncede eşime defalarca kez kaba ve kırıcı konuşmaları oldu) biz tartışmaya başladık. Ben annemle tartıştıkça eşimden yardım istedim, o pek karışmak istemedi aramıza girmemek için. Bu arada bizim eşimle yine bir kavgamız sonucu bana boşanma davası açtı. Ertesi gün pişman olduğunu söylesede boşanma davasını kapatmadı, hep erteledi, bu hafta müsait olunca yapıcam, bu hafta olmadı öbür hafta falan derken bu böyle kaldı. Elime boşanma kağıdı geldi ama barıştığımız için o küçücük kağıdı kafama takıp huzurumu bozamayacaktım. Daha sonra annemle yine bir münakaşa oldu, sürekli beni evime götürün burda durmak istemiyorum diyordu. Ama hergün söylüyordu bunu. Zorla tutuyorsunuz falan demişti. Bana en sonunda tak etti, aldım bir gün onu çocuğu eşime emanet edip evine bıraktım. Evleri kırsalda kalıyor o yüzden uzak, biz şehir merkezinde oturuyoruz. Annemi eve bıraktığımda mahalledeki komşulara bağıra bağıra beni kovdular, kocası beni istemedi kovdular diye bağırdı. Doğup büyüdüğüm mahalleden utanarak arabaya atladım kaçtım hiç durmadan. O günden sonra annemle hiç konuşmadım. Bebeğimi bakıcıya verdik falan derken, ben toparlamaya başladığımızı düşünürken olanlar oldu. Eşim akşamları eve gelmemeye başladı, sabah gelip duşa girip işe gidiyordu. Ben bu duruma 3 günnden fazla dayanamadım. Böyle olmaz o zaman topla eşyalarını git bu evden dedim. Tamam dedi eşyalarını toplamaya başlarken benim zoruma gitti, konuşmaya başladım, bir süre sonra seni sevmiyorum istemiyorum artık lafı çıktı ağzından, senden 5 dakika uzak kalınca mutlu oluyorum falan dedi, daha birsürü şey... Sonra büyük kavgaalar sonucu o evi terk etti. Ailesi öğrendi tabi boşanacağımızı, insanlar kahroldu. Ben eşimi çok sevdiğim için bu durumu hiç kabullenmek istemedim. İlk defa kendi isteğim dışında kilo vermeye başladım. Ağlamak istiyorum, kırıp dökmek istiyorum ama oğluma bakmak zorundayım, işten eve gelince oğluımu yıkayıp yedirip yatırıyordum daha sonra başlıyordum ağlamaya. Günler geçmiyordu. Beni sevmeyişi terk edişi zoruma gidiyordu. Daha iki gün önce ''Sen her sabah böyle mutlu uyansan dünyalar benim olur'' diyen. Sabah benim uykumu bölmemek için çocuğun altını değiştirip yediren daha sonra beni kaldıran adam gitmiş, bambaşka bir adam gelmişti.
Boşanma davasını çekişmeli açmıştı, anlaşmalıya çevirip daha hızlı boşanabileceğimizi söyledim, iş yerinden izin alıp onnu aldım, adliyeye gittik ama son kez konuşmak istedim. Ama tabi çok çıldırdım. Ben sinirlendiğimde çok yanlış hareketler yapabilen biriyim. Ne yaptığını sordum, herşeyin bu kadar kolay olamayacağını söyledim, çocuğunu ve beni çok seven adam günlerdir bizi görmüyordu. Daha sonra anlattı, ailemden dolayı böyle yaptığını söyledi. 4 senelik birlikteliğin patlamasını yaşadığını söyledi. Beni mutlu etmek için kendinden ettiği fedakarlıkları anlattı. HAKLIYDI. Çok şey yapmıştı, hiç beni üzmemişti. Ama ben ona bunları yaptığımın farkında değildim. Ben de onu mutlu sanıyordum. Senin gibi biri bu dünyada yok dedi. Beni senden başkası anlayamaz, dışarda kalıyorum ama senin sağladığın düzeni bulamıyorum dedi. Ama hiç sevdiğini söylemedi. Olmaz diyor, nuh diyor peygamber demiyor. Boşanacak yani yüzde yüz. Ben gururuma yediremyiorum ama çalamakta istiyorum, onun daha düne kadar bana çok aşık olduğunu biliyorum ama bugün aynı şeyleri konuşamıyorum. Tam 1 hafta sonunda baktım ki artık dayanamıyorum, durumu çocuğa yansıtmaya başlayacağım, bildiğin deliriyordum artık, gözyaşlarım durmuyordu artık. Aldım elime telefonu yazdım da yazdım, sen gelmezsen ben gelicem dedim. Tabiki de çocukla öyle dışarda fellik fellik onu aramayacaktım ama söyledim işte. Çare aradım kendime. Baktım yoldayım geliyorum dedi, bekle dön eve, neredeysen alıyım dedi. Cevap vermedim. Kandıracak sandım. Daha sorna geldi, senin hayallerin için geldim dedi. Senin mutluluğun için geldim dedi ama hiç sevdiğini söylemedi, Eski eşim gibi davranmadı. Düzeleceğimize inanmadığını, deneyeceğini söyledi, boşanma davasını kapatmayacağını, günü gelene kadar ikimiz için de beraber olmamız gerektiğini, benim psikolojim için geldiğini söyledi. Kadınlık gururum falan hiç kalmamıştıki artık zaten, ona da tamam dedim. Tüm haftasonu eski halimiz gibi gezdik dolaştık, oğlumuzla birşeyler yaptık. Ama her gece koltukta yattı, yanıma gelebilecek bir durumda olmadığını, içindeki nefreti anlattı. Ona da tamam dedim. Bana tam benim eşim gibi davranacakken, kendini hep durdurdu. Psikolojisi çok bozulmuş, en ufak şeye bile sinirlenmeye başlamış.
Ben çok yoruldum. Ne yapmalıyım, durum nereye gidiyor. Normal bir hayatım olacak mı bilmiyorum.
Kimseye anlatamıyorum, anlamıyorlar. Hiç sağlıklı değilim...
neden sürekli umutsuz,ihtimalsiz cevaplar veriyorsun.hayatta her şey mümkün.zaten zor durumda.lütfen yani lütfenAdama acıdım desem inanır mısın ?
Madem ailendem ayrılamayacaktın neden evlendin.? Adam çok bile sabırlı davranmış, bu saaten sonra bu iş asla olmaz. Ne istediğini bilmeyen bir kadınsın, eşinin değil senin düzelmen gerekiyor. O da bence çok imkansız duruyor. Zaten hiç bir zamanda aranız iyi değilmiş.
Sen kendi kafanda beni bencil yapmışsın. Bu ne ya gerçekten. Bencil olsam sence bu yaşadıklarımı düzeltmek için dururmuyum. Bak sana anlattığım kadarını biliyorsun. Bencil olsam, eşim titiz başka yerde yapamaz kalamaz diye, ben evden gidiyim, sen çocukla kal demem. İstersen ben ben ben ve ben..... demeyi bırak gerçekten, yapıcı olmaya çalış, ya da anlamaya.Ya iste filmlerde falan da hep boyleydi ya, deli gibi kavga ederler,itmeler kakmalar , belki vurmalar,kirmalar, yanlış anlamalar , kıskançlıklar... Ama büyük kavgalar sonrası tutkulu öpüşmeler, kavga sonrası seksi falan işte cocuklar da izleyip icsellestiriyor, bunu aşk ve ihtiras sanıyor. Çünkü sağlıklı ilişkiden bihaberler...
İşte abartılı duygular , büyük kavgalar sonrası ayak opmeler falan, devlerin aşkı stayla...Seviliyorum zannediyorlar.
Konu sahibinin bencilliği de baska bir konu. Ben ben ben ben , ben ben ben ben.
Evleniyor benim annem benim babam gidelim gidelim,
Çocuk doğuyor Anne her gün gitmek istiyor, ben bakıcı istemem,ben hazır degilimzben ben ben
Adam seni istemiyorum diyor, bu ayrılığa hazır degilim, delirdim,çıldırdım,ben ben ben...
Yani el insaf. Biraz da sen? De, biraz da dünyadaki diğer insanların hisleri/istekleri olacağını düşün. Bu ne bencillik
Psikolojide zaten şey yazıyor"Çocuğumu nasıl travma sahibi ederim" ders 1
İnsan kocasından gerçekten bosansa bile çocuğa her şey yolunda diye telkin vermeli, 'baban seni de çok seviyor, sadece başka bir eve çıktı. Ananenin de evi ayrı,bak seni nasıl seviyor hep görüşüyoruz. Aynı onun gibi, değişen bir şey yok ki, biz hep hayatindayiz, böyle her şey daha güzel olacak' diye olumlu konuşmalı . Zavallı çocuklar ne çekiyorsa kendilerini silah olarak kullanan ana babalardan çekiyor
Ne kadar net bir cevapBaşkası var
Hayır gerçekten, kimse birbirimizi severek evlendiğimizi, insanların bize imrekenerek baktığını, hep övüldüğümüzü falan bahsetmiyor. Kötü olan şeylerin üzerinde duruyorlar. Alkolik değilim, kumarbaz değilim ya da aldatıp onu rezil etmedim. İnsanların kinini ve birşeylerin bu kadar çabuk bitebileceğini düşünmelerine anlam veremiyorum gerçekten.Kavgalari kafaya takmayin her evlilikte olur. Psikiyatriye gidin destek alin.hafif bi ilac yazar pamuk gibi olursunuz. Sonrasi hep canim cicim.
Pamuk gibi es gorunce eminim o da tum kirginliklari zamanla unutur. Sonucta yesil isigi yakmis size.
Ayrica burda her kavgada bosan diyenlerin ustune kusmak istiyorum.
bence başkası yok dört sene boyunca gitmek istemese bile gitmiş eşi için konu sahibi prenses sendromundaymış asla ayrılabileceğini düşünmemiş adam da fikrinin önemsenmediği evliliği kendi içinde bitirmiş zamanlaBaşkası var
Bu yorum şaka mıııCok uzuldum. Cocuklara ogretseniz baba burda kal desinler. Gitme desinler. Dayanamaz kalir bosanmaktan vazgecer. Merhametli vicdanli insan belli. Yavas yavas gecer kirginligi da.
Birebir örneğini ne yazık ki bikac kez Bikac farklı kişinin hayatında gördüm .Ne kadar net bir cevap
Zaten annem mutlu olabileceğimi. Beni ve eşimi hiç düşünmedi.bence her ne olursa olsun bu insan beni terk edemez diye düşünüp her şeyi hoyratça harcamışsınız annenizin size ve evliliğinize saygısı olmadığı çok belli
son aşamaya gelinmiş zorla birilerini yanınızda tutamazsınız bebek için psikolojik destek alın
Ben de tutkulu ilişki severim ama o tutku yatakta falan olsun ya da konuşurken sohbet öyle bir aksın ki dünyayı unutalım. Diğer türlü Çocuklar Duymasın dizisindeki Gönül’le Selami’ye benziyorlar konu sahibi eminim ki düzelmeyecek. Sürekli ağlıyorum sızlıyorum diyor evdeki çocuğun psikolojisini düşünemiyorum bile. Allah yumuşak huylu insanları bencillerden korusun.Ya iste filmlerde falan da hep boyleydi ya, deli gibi kavga ederler,itmeler kakmalar , belki vurmalar,kirmalar, yanlış anlamalar , kıskançlıklar... Ama büyük kavgalar sonrası tutkulu öpüşmeler, kavga sonrası seksi falan işte cocuklar da izleyip icsellestiriyor, bunu aşk ve ihtiras sanıyor. Çünkü sağlıklı ilişkiden bihaberler...
İşte abartılı duygular , büyük kavgalar sonrası ayak opmeler falan, devlerin aşkı stayla...Seviliyorum zannediyorlar.
Konu sahibinin bencilliği de baska bir konu. Ben ben ben ben , ben ben ben ben.
Evleniyor benim annem benim babam gidelim gidelim,
Çocuk doğuyor Anne her gün gitmek istiyor, ben bakıcı istemem,ben hazır degilimzben ben ben
Adam seni istemiyorum diyor, bu ayrılığa hazır degilim, delirdim,çıldırdım,ben ben ben...
Yani el insaf. Biraz da sen? De, biraz da dünyadaki diğer insanların hisleri/istekleri olacağını düşün. Bu ne bencillik
Var varbence başkası yok dört sene boyunca gitmek istemese bile gitmiş eşi için konu sahibi prenses sendromundaymış asla ayrılabileceğini düşünmemiş adam da fikrinin önemsenmediği evliliği kendi içinde bitirmiş zamanla